ikna olan zihin, kendi kaderini belirler
Ölüm cezasına çarptırıldı ve elektrikli sandalyede idam edilmeyi bekliyordu. Ama sonra beklenmedik bir teklif geldi: Bir bilim insanı alternatif bir öneride bulundu: Huzurlu bir son vaat eden psikolojik bir deney. Yöntem aldatıcı derecede basitti. Bileğinde yüzeysel bir kesik, kolunun altında bir kase ve yavaş, ritmik bir damlama. Sandalyenin dehşetinden çaresizce kaçmaya çalışan mahkum, kabul etti.
Bir sedyeye bağlıyken, aşağıdaki kaseye damla damla düşen sıvıyı dinledi. Bunun kan olmadığının farkında değildi; gizli bir şişeden serumdu. Yine de yanılsama mükemmeldi. Damlalar yavaşladıkça, hayatının kayıp gittiğine inandı. Vücudu bu yalana tepki verdi: soluk bir cilt, çarpıntı, sığ nefes. Ve damlalar tamamen durduğunda, nabzı da durdu. Öldü; kan kaybından değil, inancından.
Deney korkunç bir gerçeği ortaya çıkardı:
Algı, gerçeği şekillendirir. İkna olan zihin, kendi kaderini belirleyebilir. İster korkuyla ister umutla, gerçek olarak kabul ettiğimiz şey, içinden geçtiğimiz mercek haline gelir. Hayatta engeller aşılmaz görünebilir, ancak inanç, dönüşüme giden ilk adımdır. Atasözünde de söylendiği gibi, “Başarısızlığı düşünen zaten başarısız olmuştur. Zaferi düşünen ise bir adım daha ileri gitmiştir.”
Havas ilmi ve Gizli ilimler konusunda Dünyanın tek internet sitesi.