İNSANLARIN CİNNİLERE VERDİĞİ ZARARLAR VE SONUÇLARI

İnsanlar cinnilere zarar veriyor mu?

Havas ilmi ile verilen zararlar
Muska ve vefk ile verilen zararlar

CİNNİLERE ZARAR VERMEMEK VE ZARAR GÖRMEMEK İÇİN NE YAPALIM?

Her işin başı Besmele
Destursuz tuvalete gitmeyin
okuyarak evinizi koruyabilir zırh ile kaplayabilirsiniz
bildiğiniz bilmediğiniz günahları tövbe edin

Sırlı Esmalar

×

“namaz kıldım daha kötü oldum”

EVDE NE TÜR ÖNLEMLER ALMALIYIZ?

evin düzenini sık sık değiştirin
kıyafetlerinizi besmeleyle bırakın
evde birbirimize bağırıp çağırmayın

➡️okuyorum ama düzelmiyorum
➡️okudum daha kötü oldum
➡️ayet el kürsi: ilahi mahkeme
➡️Allahu Teala’nın hakkı her şeyin önünde
➡️muskanın istisnası nedir
➡️yaşanmış cinni yaralama vakası

NE YAPMALIYIZ?

DÜŞMANINI TANIMADAN SAVAŞ KAZANILMAZ

1- Biz müminler bir olursak başarırız.
İnsanların ihtiyacı olan tüm konuları ledün ilmi çerçevesinde insanlara anlatmak istiyoruz:
Z kuşağı kavramı, psikolojik rahatsızlıklar, fizyolojik hastalıklar, ruhsal hastalıklar, +

2- Şizofreniden imansızlığa, kadar ateizmden deizme kadar akla gelebilecek tüm konularda gençlere ve her yaştan nesillere ulaşmak istiyoruz.
Tüm bu konuların içerisinde öncelikli hedefimiz enerji ve enerjicilerin durumu

3- Enerji uygulamaları çılgınlaşmış, durdurulamaz bir hale gelmiştir. Şeytan bu yolla kendisine inanılmaz şekilde ümmet kazanıyor ve kendi taraftarlarını hızla çoğaltıyor.
Bu nedenle bizim ana hedefimiz ve çalışma konumuz öncelikle enerji uygulamaları.

4- Enerji konusunun mahiyeti, neler yaptıkları ve yapmadıkları, nelere sebebiyet verdikleri konularını açıklığa kavuşturarak bu konudaki eksikliği gidermek, gençlere ve tüm insanlara farkındalık kazandırmak istiyoruz.

5- Enerjiyi anlamak ve anlatmak için önce enerji ile ilgili bilgi sahibi olmak gerekiyor ama daha da önce Şeytanı çok iyi tanımak gerekiyor.
Aslında biz insanların her şeyden önce asıl bilmesi gereken şeytanı tanımak.
İnsanlar şeytanı tanımadığı için başka dinlere gidiyor.

6- Düşmanının ne olduğunu, kim olduğunu bilseler, anlasalar tüm insanlar iman eder.
Bunu da anlayabilmek için “müminlerle” bir olup “Müslümanlar”ı geçmemiz gerekiyor.

7- Bizim enerji çılgınlığını ve yaşadığımız psikolojik rahatsızlıklardan şizofrenilerden , panik ataklardan tıbbi rahatsızlıkların büyük bir çoğunluğundan ve dahi imansızlıktan nasıl kurtulabileceğimizi anlamamız gerek
Bunun için de arz ve talep konusunu çok iyi çözmemiz lazım.

8- Bizler, “şeytan düşmanımız” diyoruz fakat şeytanla ilgili araştırma yapmıyoruz. Şeytanın üzerine konuşamıyoruz, şeytanın taktiklerini, özelliklerini bilmiyoruz.
Şeytanlar kaç çeşittir bilmiyoruz, insan şeytanlar, cinni şeytanlar ve daha farklı çeşitleri olduğunu bilmiyoruz.

9- Bunlarla ilgili bahsedildiğinde bizim önümüzdeki tek engel “Müslümanlar”dır.
Neden?
Bizler cin deyince ; “Aman korkuyorum bana bundan bahsetme” diyorlar.
Bunu diyenler Müslüman olduğunu söylüyor ve düşmanından korktuğunu belirtiyor.

10- Yani aslında Allahu Teâlâya güvenmediğini belirtiyor. Bu durumda imanı sorgulamak gerek. İmanı ne kadar sağlam?
İnandığı kitapta zaten yazıyor. Peygamberi bunu söylemiş, hadislerde bunlardan bahsediliyor. Allah dostları bunları anlatıyor, demek ki burada bir imansızlık var.

11- Tarikata girmiş, çarşaf giymiş, cübbe giyip sarık sarmış veya ilahiyatta olup da din görevlilerini yetiştirecek olan kişiler bile bunların birçoğunu bilmiyorlar.
Çünkü kendilerinden önce yazılanları ezberlemişler, ezberlediklerinin tekrarını yapıyorlar ve bu haliyle kendilerini bilenden sayıyorlar. Ezberci olduklarını kabul etmiyorlar.

12- Müslümanım diyenin kitabında Rabbi bildirmiş, ayetlerde yazıyor: “İnsanları ve cinleri yalnızca bana kulluk etsinler diye yarattım” diye.
Cinler de, şeytanlar da iman etmekle yükümlü.

13- Bizler kendimizi düşmanlarımızdan koruyalım, onlarla gerekirse savaşalım, kendimizi ve nefsimizi terbiye edelim diyoruz. Peki!
Bir komutan, bir asker grubu savaşacak cephenin önünde neye göre savaşa hazırlanır? Hangi verilere göre taktiğini hazırlar?

14- Tabi ki düşmanının özelliklerini yani, düşmanın zekasını, düşmanın başındaki komutan hakkında bilgi edinerek neler düşünebileceğini, neler yapabileceğini, askerlerinin, birliklerinin özelliklerini , onların içinde hangi güçlerin havacı, topçu, karacı olduğunu araştırır.

15- Düşman askerlerinin ne tür silahlar kullandığını, ellerinde hangi tür donanımlar olduğunu, radarı, uçakları, roketleri, sinyal bozucular mı var gibi bütün bunları araştırır, bilgilerini toplar düşmanını önce çözer, bilgiler doğrultusunda en uygun ve etkili taktikleri geliştirir.

16- Ne yazık ki biz asıl düşmanımız olan şeytana karşı onun özelliklerini öğrenip taktik geliştiremiyoruz.
Hak ve hakikati anlamak nedir?
Hak ve hakikati anlamaya çalışmanın ve anlamanın ilmi Ledün ilmidir.

17- “Havasçı mısın” diye soruyorlar ama Ledun ilmi ile havas ilminin farkını da bilmiyorlar.
Ledun ilmi, hak ve hakikati anlamaktır. Havas ilmi ise cinler ve cinleri kullanarak yapılan çalışmalardır

18- Cinler ve iblisler ayrıdır. İblisler diyoruz, İblis bir tanedir ama onun yolundan gidenler yani ifritler vardır. İfritlerin içinde farklı karakter ve özelliklerde, farklı farklı kavimler ve topluluklar vardır. Her birinin güçleri ve yetileri de farklıdır.

19- İfritler kesinlikle imansız ve şeytana tâbi olanlar, şeytanın kitabına uyanlardır.
Bir de cinniler vardır. Cinlerin içinde, ehli kitap yani Hristiyan, Yahudi ve aynı zamanda ehli sünnet yani Müslümanlar da vardır.

20- Rabbimiz bildirdi “insanları ve cinleri yalnız bana ibadet etsinler diye yarattım.” Onların da iman etmeleri için nefislerinin, ruhlarının, akıl, fikir ve mantıklarının olması gerekir.

21- Üstün olan, halife olan yalnızca insanlardır. İnsanların içinde de davete icabet etmiş olanlar yani Müslümanlar ve onların içinde de müminler, iman etmiş olanlar asıl halifelerdir.

22- Davete icabet etmeyen bir insanla, davete icap etmiş bir cinni Müslüman bir olamaz.

Hz. Kuranda da apaçık bildirdiği üzere Süleyman Aleyhisselam da cinleri kullanır, cinlerle birlikte hareket ederdi hatta Belkıs’ın annesi cinni bir kuldu

23- O dönemde cinler ve insanlar birleşmesinden yecüc mecüc kavmi ortaya çıkmış, bu kavim Nuh tufanıyla helak olmuş ama hala devam eden ve ahir zamanda yeniden ortaya çıkacak olan bir ara ırktır

24- Bu durum vardır ve gerçektir. Bunu reddetmek temelsiz, dayanaksızdır
Bilinçsizce ezber yapıp bunu bilgi zanneden,tarikat ehli,diyanette çalışan veya kendisini bu konuda ehil ilan eden cahil kişilerdir
Bu kişiler dinine hizmet ettiğini zannederken aslında zarar vermektedirler

25- Havas ilmi, cinler ve cinliler ile alakalı olan kısımdır. Tılsımlar yapmak, korumalar yapmak, cinleri görevlendirmekle ilgili bir alandır.
Fakat Ledun ilmi bu değildir. Hak ve hakikatin bir dalıdır. Bu hak ve hakikat cinlere de indi. Çünkü onlara da “iman edin” emri verildi.

26- Bize düşen enerjiyi ve enerjicilerin ne yaptığını bilmemiz ve anlamamızdır.
Aynı zamanda Rabbimizin hak ve hakikatini de bildiğinizde Rabbimizin kullarına ne tür imkanlar verdiğini, nasıl özellikler verdiğini ve nelerle uyardığını bilmek gerekiyor.

27- Bu bilgileri şeytan da kullanıyor ama kendine göre anlatıyor
Örneğin, enerjiciler elementer der ama Müslümanların cinni demesi gerekir
Yine, üç harfli diyorlar bu “biz korkarız” demek, iman yoksunu olduğuna bir delalettir
Halbuki cinlerde aynı bizler gibi görür, duyar konuşur

28- Üç harfli denildiğinde, onlarda biz size 5 harfli diyor muyuz diye dalga geçerler. Bunu ancak bilenler anlar.
Musallat olanlarla, Müslüman olup da bize sığınanlar arasındaki farkı da bilmek gerekiyor çünkü halife olan müminlerdir.
Demek ki Müminlerin bu konuda sorumluluğu var.

29- Sorumluluğumuzu yerine getirmememiz için, bilinçli olmamamız için;
Enerji, çakra, grabovoi sayıları, R1 -R2’ler ve benzer enerji uygulamaları kullanırlar.
Şeytanlar kendi silahlarını daha güçlü hale getirmek ve kendilerine uydurmak için imandan beslenirler.

31-
-Hz. Kuran’ın yazılı yönü
-Efendimiz ASV’ın yaşantısı, hadisler işaret yönü
-Hz. Kuran’ın mana yönü ve
-Matematiksel, ebced yönlerini bilip bunların hepsini birleştirememişler demektir.

Oysaki Ledun ilmi bütün bunların hepsini kendinde birleştirmiş olup daha da üstündedir

32- Enerjiyi çözebilmek, anlayabilmek için şeytanın neler yaptığını bilmek lazım.
Şeytan, insanların bu yolda kendisine tabi olması, söylediklerini kabul edip aktarması için bazı değerlerine dokunmaz.

33- Kişi cübbeli, çarşaflı olabilir. Onlara “çarşafı çıkart” veya “cübbeyi çıkart” demez. “Yeter ki enerji ve enerji üzerine bahset. Bunu kabul et ve bunu anlat, yeter ki bizim dediklerimize göre hareket et” diyerek onların görünüşteki kılık ve kıyafetlerine bile dokunmaz.

34- İmansız olduğu zaman bir insanın illa üstünü başını açıp çıplak geziyor, örtünmüyor,namaz kılmıyor olması gerekmez
Çünkü şeytan kişinin imanını bir noktadan kancaya takıp aldıysa, onun uyanmaması,tövbe etmemesi için dış görünüş ve dinin diğer kurallarına uymasına müsaade eder

35- Neden?
Çünkü kişinin imanı şeytanın cebindedir artık…

Kişilerin uyanmamaları, uyarıları dikkate almamaları için de çok önemli bir söz çıkartmıştır; ”Bilen söylemez, söyleyen de bilmez.”

36- Bilinmesi gerekmiyorsa veya söylenmesi gerekmiyorsa Rabbimiz neden peygamberleri gönderdi? Hazreti Kuran’ı gönderdi. Allah dostları neden bu konularda sohbet ettiler ?
Neden hala bahsediliyor?
Neden Rabbimiz “Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu?” dedi.

37- Biz bu söze itibar edip “bilen söylemez, söyleyen bilmez“ dediğimizde, bize söylenenleri hiçbir şekilde dinlemeyeceğiz. Hakikati bile söylüyorsa kabul etmeyeceğiz
Çünkü gerçekten biliyorsa söylememesi lazım diye düşünürsek sizce bu kimin işine yarıyor?
İblisin işine yarıyor!

38- Bilen söylemezse, istişare ve istihare niye tavsiye edilsin?
Bilenin söylemesi gerekmiyorsa; Rabbimiz bilenlerin bilenidir o zaman Rabbimiz de mi söylemez, Nasıl olacak ?

İlk felsefeyi çıkaran da Azazel dir. İblis olup lanetli olduktan sonra çıkardı

39- Neden Azazel’den girdik cümleye? Çünkü önceden imanını bilenlerdendi. Bilmesine rağmen imanını kaybetti iblis oldu.
Yani sözün özü; Bilmek de yetmiyor.

40- Mealen söylüyoruz; Ayetlerin ilki “oku”, ikincisi “Yaradan Rabbinin adıyla oku “dur.
Şeytan bizi ilkine uydurarak “okuyun” diyor ama, Yaradan Rabbimizin adıyla okumamıza engel oluyor.

Okuduğumuzda da şeytanın kitabını okuyorsak, bilenler söylemez, söyleyen bilmez diyorsak?

41- “Bilenler söylemez, söyleyen bilmez” denildiğinde otomatikman muskacılar türer, insanlar muskayı takar ve düzelmez veya geçici düzelir, başka rahatsızlıklar olur.
Bu kişiler, Hazreti Kuran’ı okur okur yine okur. Ferahlama olur ancak tam düzelme olmaz.

42- Okuduğumuz hazreti Kuran’ın hücrelerimize DNA’ya kadar işlememesinin, okurken şeytanı geçici olarak uzaklaştırıp tamamen eritememesinin nedenini ancak Yaradan Rabbimizin adıyla okursak anlarız.
Bir de bunu okumadan, yazılı olarak bir yerde tutarsak?

43- Hz. Kuranı okumak yerine üstümüzde, evde, herhangi bir yerde sadece bulundurursak bu, “okumadan da bu sizi korur” anlamına gelir.
Hani dualarımız olmasaydı bir kıymetimiz yoktu?

Okumuyorsak da yazılı olması yeter gibi söyleniyor. Yani şeytan insanları kandırıyor.

44- O ayeti ve hatta o Hz. Kuran’ın tamamını evimizde bulundurursak ve okumasak o zaman da bizi korur öyle mi?
O mantığa göre Hz. Kuran’ı bütün olarak boynumuza asarsak o zaman yine korur.
Hz. Kuran’ı basan matbaanın ofsetin, fabrikanın sahibinin kanatları çıkması lazım o zaman!

45- Oysa hakikat ve önemli olan, Hazreti Kuran’ı kalpte bulundurmak, okumak ve anlamaktır. Anladığımızda da hayatımıza uygulamaktır.
İnsanlar muskayı evlerinde , işlerinde, boyunlarında bulunduruyor ama okumuyor. Şeytanını tanımıyor.

46- Şeytandan, cinni şeytanlardan, ifritlerden bahsedelim:
Onlar da kelimeyi şehadet getirse, Müslüman olsa kurtuluşa erecek. Kur’an ı veya duaları ortamda bulundurmak onlara bir zarar vermiyor. Ama kişi bunu bilmiyor. Düşmanını tanımıyor.

47- Tanıması için düşmanının özelliklerini bilmek gerekir. Nasıl yaşarlar, nasıl hamile kalırlar, nasıl evlenirler ayrılırlar, bir yerden bir yere ne kadar zamanda giderler, dünyayı kaç saniyede kaç kere nasıl dönerler? Metafizik özellikleri, taktikleri nelerdir,

48- Nelerden yaralanırlar, zarar görürler, nelerden yararlanırlar veya nereden yaralanırlar gibi özelliklerini bilip düşmanımızı tanımak gerekmiyor mu?
Fatih S.Mehmet Han Bizans’ın özelliklerini bilip ona göre topu icat edip taktik geliştirmeseydi İstanbul’u fethedebilir miydi?

49- Yine, Efendimiz Aleyhisselam ne demişti Okçular tepesine okçuları yerleştirince: “Bizi parça parça etseler bile yerinizden ayrılmayın.” dedi ama ne yaptı okçular?
Birçoğu ayrıldı, değil mi? Onlarda Müslümandı, sahabe idi.
Bugün de Müslümanım diyen, alimim diyenler var.

50- Bu alimim diyenler, “ben böyle profesörüm” diyenler; Şeytan Azazelken , Azazel kadar biliyorlar mı?
Ayrıca iblis o günden beri hep yaşıyor. Ondaki tecrübe ve bilgileri o alimler 50 yılda mı aldılar? Yüzyılda mı aldılar, onun kadar tecrübeleri var mı?

51- Şeytan Hz. Kuran’ı çok iyi bilir. Rabbimizin önceki gönderdiği kitapları ve emirleri suhufları da bilir, hepsine karşı taktik geliştirmiştir.
Bizi çok iyi çözmüştür. Biz niye onu çözmüyoruz? Çözmeyelim diye bilen söylemez söyleyen bilmez demişler.

52- “Üç harfliden bahsetmeyin gelir” der. Bunu diyenler Müslümandır. Müslüman olduğunu iddia eder. Halbuki Allahu Teâlâ’dan korkmak gerekmez mi? Şeytandan korkan bir insanın Allah u Teâlâ ya karşı muhabbeti azdır. Allah u Teâlâ’ dan(c.c) yeteri kadar korkmuyordur

53- ya da sözleri dilindedir, kalbinde değildir. Kalpte ise Allah’tan başka hiçbir şey oraya giremez. Şeytan adı geçti mi? Vur ensesine git der, emindir.
Çünkü düşmanını tanıyor, özelliklerini biliyor.

54- İnsan, şeytandan korkmayı öğrendikçe şeytana köle olmuştur. Allahtan korkmayı öğrenirse, sevmeyi de öğrenirse Allahu teala ile bir olur.

55- Hallâcı Mansur hz; ‘en el hak‘ dediğinde onu bile yanlış anlamışlardır. O zamanın âlimleri bazı şeyler söylüyor yoldan çıktı demişlerdir
Erzurumlu İbrahim Hakkı hazretlerini Erzurum kadısına şikayet etmişlerdir. Bugün onun yazdığı kitapları okuyoruz.

56- Enerji ve enerjicileri anlamamız için şeytanı ve özelliklerini bilmemiz lazım.
Örneğin zikirden uzak tutmak için grabovoi sayılarını çıkardı.
Bizde var olan ebced hesabının şeytanca tarafı grabovoi sayılarıdır.

57- Sonra duadan uzaklaştırmak için muskayı sevdirdi. Muskanın devamı nedir bilir misiniz?

Muskayı takınca okumuş oluyorsan eğer “namazın kılınışını kağıda çiz, ayetleri, okunacak duaları yaz üstünde taşı namazı da kılmış olursun” diyecektir.

58- Bunu biz görmesek de görenler olacaktır. Bunun altyapısı da zaman içerisinde muskayı yapanlar tarafından oluşturuldu.
İnsanlar okuyor iyileşmiyor, iyileşmeyince de muskaya gidiyor o da yetmiyor, enerjicilere gidiyor. Bu konu arz ve talep meselesidir, bizler arz etmiyoruz.

59- Şeytan arz ettiği için talipleri oluyor. Şeytanların içinde de enerji ile ilgili görevli şeytan orduları vardır.
Gelenleri tedavi ederler ve üzerinden çekilirler ama tedavi ettiği kişinin iman edebileceği tehlikesi yüzünden de o hastalığı düzelir. Başka hastalığa geçer.

60- Ya da kişi geçici olarak enerjiye gittiğinde rahatlar, bir süre gitmediğinde tekrar rahatsızlanır, yine gittiğinde ferahlar gelir.
Bunun sebebi ise şudur: imansızlığı taze tutmak için bağı koparmaması gerekir.

61- Bütün bunları anlatabilmek için bizler gayret ediyoruz. Bizim ömrümüzü vakfettiğimiz sebep budur.
Hastalık, rahatsızlık ne olursa olsun, İnsanlar Hz Kuran’ı okuyup ona uyarak hayatına geçirdiği zaman iyileşir.