Ashâb’tan lrbâz bin Sâriye r.a. naklediyor:

Peygamber Efendimiz s.a.v. bir gün bize namaz kıldırdı. Namazdan sonra bize dönüp gözlerin yaşardığı, kalblerin ürperdiği tesirli bir konuşma yaptı. Konuşmadan sonra bir zât kalkıp: “Ey Allah’ın Rasûlü! Sanki bu vedâ eden bir şahsın konuşması gibi! Bize neyi tavsiye ve vasiyet edersiniz?” dedi. Bunun üzerine Peygamber Efendimiz s.a.v. şöyle buyurdu: “Size Allah’tan korkmayı (takvâyı) ve başınızdaki idareci Habeşli bir köle de olsa itaat etmenizi tavsiye ve vasiyet ediyorum. Benden sonra hayatta kalanlarınız bir çok ihtilâflar görecek.

O zaman benim sünnetime ve hidâyet üzere olan râşid halifelerin (Hulefâ-i Râşidîn’in) sünnetine sarılın.

Aman ha bu esaslara sıkı sıkıya, iyice yapışın. Dinde aslı esası olmayan sonradan çıkma işlerden sakının! Bu şekilde sonradan ortaya atılan her şey bid’attır. Her bid’at ise sapıklıktır.”
(Hadis-i şerif, Ebû Dâvûd, Tirmizî, İbn-i Mâce, Dârimî, Ahmed bin Hanbel)

Sünnet ve Cemaate Bağlılığın Önemi

×

Hadis âlimleri bu hadiste zikri geçen “el-Hulefâ’ er-Râşidûn” tâbirinden kastın Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman ve Hazret-i Ali olduğunu belirtmişlerdir.

Hulefâ-i Râşidîn, Peygamber s.a.v. Efendimiz’in vefatından sonra sırasıyla halife olan Hazret-i Ebû Bekir, Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman ve Hazret-i Ali olmak üzere ilk dört halifeye verilen isimdir. Ehl-i Sünnet itikadında dört halifenin üstünlük sırası, halifelik sırasına göredir.

HULEFÂ-İ RÂŞİDÎN

Hazret-i Ebû Bekir r.a., Peygamber s.a.v. Efendimiz’in vefat ettiği gün, Ashâb-ı Kirâm tarafından 632 senesinde halife seçildi. İki sene, üç ay, on gün halifelik yaptı. Peygamberlerden sonra Ashâbın ve insanların en üstünüdür. Peygamber Efendimiz ne söylerse hemen kabul ve tasdik ederdi. Bu sebeple Peygamber Efendimiz (ona) “Sıddîk” lakabını vermiştir. Hicrette Resûlullah s.a.v. ile beraber idi.

Hazret-i Ömer r.a., Hazret-i Ebû Bekir tarafından halife seçildi. 634 senesinde halife olup on sene, iki ay, on bir gün halifelik yaptı. Hazret-i Ebû Bekir’den sonra Ashâbın en üstünüdür. Benzeri görülmemiş derecede üstün adaleti sebebiyle

“Ömerü’l-Âdil” ve hak ile batılı birbirinden ayıran manasında “Farûk” lakabı ile meşhur olmuştur.

Hazret-i Osman r.a., Hazret-i Ömer’in tayin ettiği bir heyet tarafından 644’te halife seçildi. On bir sene, altı ay, on dört gün halifelik yaptı. Peygamber Efendimiz’e iki defa damat olmakla şereflendiği için iki nûr sahibi manasına “Zinnûreyn” lakabıyla meşhur olmuştur. O derece haya sahibiydi ki, melekler dahi ondan haya ederdi.

Hazret-i Ali r.a., 656 senesinde Ashabın ittifakıyla halife seçildi. Dört sene, sekiz ay, on bir gün, halifelik yaptı. Ashabın büyüklerinden ve Peygamber Efendimiz’in damadı olup, hiç puta tapmadan Müslüman olduğu için “Kerremallahü vecheh”, kahramanlığı ve çok cesur olması sebebiyle “Kerrar” ve “Esedullahi’l-Gâlib” lakaplarını almıştır. Ayrıca takdir-i ilahiyye’ye gösterdiği rızâdan dolayı da “Murtezâ” lakabı verilmiştir.

Bazı alimler Peygamber Efendimiz s.a.v.’ın mübarek torunu Hazret-i Hasan r.a.’ın 6 aylık halifeliğini de Hulefâ-i Râşidîn dönemine dahil ederler.

“Benden sonra halifelik otuz senedir; bunu tâkiben saltanat hâline gelecektir.” (Ebû Dâvûd, Tirmizî, Ahmed bin Hanbel) hadisi hükmünce Hazret-i Muâviye r.a. ile başlayan dönemle Hulefâ-i Râşidîn dönemi sona ermiştir.

Hazret-i Allah hepsinden râzı olsun.