Sünnet ve Cemaate Bağlılığın Önemi

Sünnet ve Cemaate Bağlılığın Önemi • Hazret-iÖmer’in oğlu Abdullah (Radiyallâhü Anhümâ) Câbiye’de verdiği bir hütbede şunları anlattı: Rasûlullâh (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) bir gün ayağa kalktı ve şöyle dedi: “ inançsız kimselerin hidayete ermesi için × Sizden her kim cennetin ortasını istiyorsa cemaatten ayrılmasın. Çünkü şeytan tek kimseyledir ve iki...

admin
admin tarafından
24 Eylül 2025 yayınlandı / 08 Ekim 2025 09:51 güncellendi
5 dk 54 sn 5 dk 54 sn okuma süresi
Sünnet ve Cemaate Bağlılığın Önemi

Sünnet ve Cemaate Bağlılığın Önemi

• Hazret-iÖmer’in oğlu Abdullah (Radiyallâhü Anhümâ) Câbiye’de verdiği bir hütbede şunları anlattı: Rasûlullâh (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) bir gün ayağa kalktı ve şöyle dedi:

Sizden her kim cennetin ortasını istiyorsa cemaatten ayrılmasın. Çünkü şeytan tek kimseyledir ve iki kişiden oluşan birliktelikten uzak durur.

• Tirmizî’den geçen Hasen-Sahih bir hadiste Hazret-i Ömer’den (Radiyallâhü Anh) şöyle rivayet ediliyor: Rasûlullâh (Aleyhisselâm) şöyle buyurudu:

“Her kim cennetin ortasını istiyorsa cemaatten ayrılmasın. Zira şeytan tek kişiyle beraberdir ve iki kişiden daha uzaktır.”

• Arcefe’den rivayet ediliyor; Rasûlullâh (Aleyhisselâm) şöyle derken işittim:

Allah’ın eli (Yardımı) cemaat üzerindedir. Şeytan cemaatten ayrılanla beraberdir.

• Üsame b. Şerik’ten (Rahimehullâh) naklediliyor: Rasûlullâh’ı (Aleyhisselâm) şöyle buyururken işittim:

“Allah’ın yardımı cemaat üzerindedir. Her kim ondan ayrılırsa şeytanlar onu, kurdun sürüden ayrılan koyunu kapması gibi kapıverir.

• Abdullâh b. Mes’ud’dan rivayet ediliyor: Rasûllâh (Aleyhisselâm) eliyle bir çizgi çizdi ve “Bu Allah’ın doğru yoludur” dedi. Sonra onun sağına ve soluna çizgiler çizdi ve “Bu yoların her birinin üzerinde, mutlaka, kendisine çağıran bir şeytan bulunur” dedi. Sonra şu âyeti okudu: “İşte bu benim dosdoğru yolumdur; ona uyun ve başka yollara uymayın” (En’am, 153)

Aynı isnadla gelen başka bir rivayette Rasûlullâh (Aleyhisselâm) şöyle buyurmaktadır: “Koyunun kurdu olduğu gibi insanın kurdu vardır ve o da şeytandır. O kenarda ve uzakta duran koyunu yakalar. Şu halde parçalanıp dağılmaktan ve ayrılıktan kaçının; cemaatten ve camiden uzak durmayın.”

• Ebû Zerr’in (Radiyallâhü Anh) Rasûlullâh’tan (Aleyhisselâm) şöyle rivayet ettiğini bildirdi: “İki kişi birden hayırlıdır, üç ikiden hayırlıdır; dört de üçten hayırlıdır. Öyleyse cemaatten ayrılmayın. Zira Allah ümmetimi ancak doğru yol üzerinde birleştirir.”

• İbn-i Ömer (Radiyallâhü Anhüma)dan aktarılıyor: “Rasûlullâh (Sallallâhü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: “Vallahi ümmetim İsrailoğullarının tüm yaptıklarını tıpa tıp yapacak. Öyle ki onlardan biri açıkça annesiyle zina etmişse benim ümmetimden onu yapacak birisi çıkacak. İsrailoğulları yetmiş iki fırkaya ayrıldılar. Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılacak. Biri dışında tümü cehennemde olacak.”

Sahâbiler “Onlar kimdir ey Allah’ın Rasûlü?” diye sorduklarında, “Benim ve sahabilerimin yolunda olanlar” buyurdu. Tirmizî bu hadis hakkında “Hasen-Garîb bir hadistir. Bunun sadece bu senedle gelişini biliyoruz” demiştir. Ebû Dâvud da Sünen’inde şu rivayeti zikretmiştir: “Muâviye (Radiyallâhü Anh) ayağa kalktı ve şöyle dedi: Dikkat edin! Rasûlullâh (Aleyhisselâm) bir gün ayağa kalktı ve şöyle dedi: “Dikkat edin! Sizden önce kitap ehli yetmiş iki fırkaya ayrıldı. Bu ümmet de yetmiş üç fırkaya ayrılacak. Yetmiş ikisi cehennemde, biri ise cennette olacak. Cennette olacak kimseler cemaatten ayrılmayan kimselerdir. Ümmetimden öyle kimseler çıkacak ki, bu bidatler onlara köpeğin sahibine kuduzluğu bulaştırması gibi bulaşacak.”

• Abdullah ibn-i Mes’ud’un şu sözü bize kadar nakledilmiştir: “Sünnetle yetinmek, bidat olan bir amelde gayret gösterip yorulmaktan daha hayırlıdır.”

• Übey b. Ka’b’den (Radiyallâhü Anh) şu sözü nakledilmiştir:
“Bu yoldan ve sünnetten ayrılmayın! Zira bu yol üzere olup da Rahman anıldığında gözleri dolan hiçbir kimseye cehennem ateşi dokunmayacaktır. Doğru yolda ve sünnette kararlı olup onunla yetinmek, bunlara aykırı yolda (Bidatte) çaba sarfedip yorulmaktan daha hayırlıdır.”

• İbn Abbas’tan (Radiyallâhü Anhümâ) şöyle rivayet ediliyor: “Sünnete çağırıp bidatten men eden sünnet ehli bir kimseye bakmak ibadettir.”

• Ebû Âliye’den naklediliyor: “

Ümmetin, bölünüp parçalanmadan önceki yolundan ayrılma!

” Âsım der ki: Bunu Hasan’a söyledim, şöyle dedi: “Vallahi sana güzel nasihatte bulunmuş; doğru söylemiş!”

• İmam Ezâi’den şu söz rivayet ediliyor: “Kendini sünnete bağımlı kıl; o insanların (Sahabelerin)durduğu yerde dur, onların söylediğini söyle ve kaçındıkları şeylerden kaçın. Senden önceki selef-i salihinin yoluna gir. Onlara yeten sana da yeter.”

• Süfyan’dan rivayet ediliyor: “Hiçbir söz, amel edilmedikçe kabul görmez. Niyet (İhlas) olmadıkça hiçbir söz ve amel doğru olmaz. Sünnetle uyuşmadıkça da hiçbir söz, amel ve niyet doğru olmaz.”

• Süfyan şöyle dedi: “Ey Yusuf! Doğuda bir kimsenin sünnet ehli olduğunu duyarsan ona selamını gönder. Batıda bulunan bir kimsenin de sünnet ehli (Sünnete bağlı kişi) olduğunu duyarsan ona hemen selamını gönder. Çünkü sünnet ve cemaat ehli çok azaldı.”

• Eyyub’un şöyle dediği rivayet edildi: “Sünnet ehli kimsenin öldüğü bana haber verildiğinde, kendi azalarımdan birini kaybetmiş gibi acı hissediyorum.” Bu sözün aynısını İmam Taberî de söylemiştir.

• Abdullah b. Şevzeb, Eyyub’dan şöyle rivayet etti: “Bir delikanlı veya Arap olmayan biri için, Allah’ın o kimseye sünnet ehli bir alimle buluşmayı nasip etmesi kadar büyük mutluluk yoktur.”

• İbn-i Şevzeb’den şu söz rivayet edilmiştir: “Allah’ın ibadet ve itaat içinde bir yaşam sürdüren genci, kendisini sünnet üzere yaşamaya teşvik ederek sünnet ehli biriyle kardeş yapması ona verdiği en büyük nimetlerdendir.”

• Saîd b. Şebîb, Yusuf b. Esbât’tan işittiği şu sözü aktardı: “Babam kaderi dayılarım ise Râfizî’ydiler. Allah beni Süfyan vesilesiyle kurtardı.”

• Mutemir b. Süleyman’dan naklediliyor: “Üzgün bir halde babamın yanına girdim. Bana “Ne oldusana?” diye sordu. “Bir arkadaşım öldü” dedim. “Sünnet üzere mi öldü?” diye sordu, “Evet” dedim. Bana “Onun için üzülüyorsun öyle mi?” dedi.

• Abdullah b. Mübârek, Süfyan’dan şöyle rivayet etti: “Sünnet ehli insanlar hakkında iyi şeyler ümit edin. Zira onlar az sayıda kimselerdir.”

• İbn Ebibekr b. Ayyaş der ki: “Sünnetin islamdaki yeri, islamın diğer dinler arasındaki yerinden daha yücedir.”

• Yunus b. Abdula’lâ şöyle naklediyor: İmam Şâfiî’yi işittim, şöyle diyordu: “Hadis ehlinden birini gördüğümde, peygamberin sahabelerinden birini görmüş gibi oluyorum.”

• Cafer b. Halid, Cüneyd’in şöyle dediğini belirtiyor: “Yolların tümü insanlara kapalıdır. Ancak peygamberin izini takip eden, onların sünnetine uyan ve yolunu tutan kimse müstesna. O kimseye hayır yollarının tümü açıktır.”

( İbnü’l-Cevzî, Şeytanın Ayartması )

admin
admin

Havas ilmi ve Gizli ilimler konusunda Dünyanın tek internet sitesi.

Yorum Ekle

İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
insan neden zorluklar ile muhatap edilir?
24 Eylül 2025

insan neden zorluklar ile muhatap edilir?

Sünnet ve Cemaate Bağlılığın Önemi

Bu Yazıyı Paylaş

Bildirimler
4