“KUL OLMAK”
Nasıl kul olunur?
“Kul olmayı seçiyorum, seçmek istiyorum” diyoruz ancak nasıl kul olunur bilmiyoruz. Bu tam olarak sorduğumuz soru.
Kul olmak için ilk önce kendini bileceksin. Kendini bildiğinde, Rabbimizi bileceksin. Yani kendini bildiğinde şeytanı da bilmekte var. Kendini bileceksin, Rabbimizi bileceksin.
Birincisi: İman’ın ve İslam’ın şartlarını kabul edip aynı zamanda uygulayacaksın. Yani namazı, orucu, zekatı, haccı ve üzerine farz ve sünnet olanları yapmaya gayret edeceksin. Farzlarda “yapabildiğin kadar” diye bir şey yok. Ancak özür olduğu zaman telafisi vardır. Bu bir.
İkincisi; Kul olma yolunu arıyorsun değil mi?
Başına her ne gelirse; tüm kulları, eşyayı, hayvanları ve de şeytanı, nefs dahil hepsini aradan çıkartacaksın. Yani yolda gidiyorsun, kaza oldu. Karşıdaki kişiden değil, Allah’tan bileceksin veya bir işin var; o iş oldu olmadı, karşı taraf iyi davrandı, kötü davrandı, hakaret etti, güzel karşıladı, ağırladı vs. hiçbir şeyi, kul ve kullardan bilmeyeceksin, Allah’tan bileceksin.
Üçüncü olarak, kendine hizmet için bir yol seçeceksin. Basında gördüğümüz bir kişi vardı: Sürekli hastane önünde, termosla çay dağıtıyor. Hastası olanlara, bekleme salonundaki kişilere poğaça dağıtıyor. Böyle bir hizmeti seçmiş. Çünkü zamanında evladı orada vefat etmiş. O sıkıntıyı çekince, sonrasında böyle bir hizmet yolunu seçmiş. Bir diğeri ise sürekli olarak fakirlere yardım ediyor. Bir diğeri kedi besliyor.
Biz de; Allah rızası için insanların dertlerini dinleyelim dedik. Özetle; Hizmet yolu seçmek lazım. İşte kulluğun başlangıcı burada oluyor.
Dördüncüsü; önemli olan çok ibadet etmek değil, az da olsa devamlılığını sağlamaktır. Kendinize bir yön belirleyin ve bunu devamlı hale getirin, istikrarlı olun.
Eğer kulluk yapmak istediğinizi biliyorsanız ama nasıl olacağını bilmiyorsanız, bu dört madde ve ilgili gayretleriniz size yeterli olacaktır.
Yaptığınız amelleri Allah’ın rızası için yapmaya başlayıp arada yapamıyorsanız, belki de Allah’ın rızasından çıktınız. Az da olsa devamlılığın inceliği de burada işte. Devam edebiliyorsanız ve arada boşluk olmasına rağmen hala devam ediyorsanız, Allah’ın rızasına doğru gidiyorsunuz demektir.
Peki, “şeytanın rızasına doğru gitmediğimizi nereden anlarız?” dediğinizde hemen en başa dönün; İmanın şartı, İslam’ın şartını ve farzları yapıp yapmadığınıza bakın. Hemen bir sonrakinde, başınıza gelenlerde kullara suçlu diye bakıyorsanız, yaptığınız hizmetin hangi yöne gittiğini bu size gösterecektir.
Eğer mesela namaz gibi bir ibadeti Allah rızası için yapıyorsanız, buna devam edersiniz. Ancak bir süre sonra kopukluk oluyorsa genellikle şeytan araya giriyordur ve hiç devamı gelmez.
Fakat, yapılan hizmetle imtihan oluruz ve arada yapmadığınız ya da kesintiye uğradığınız bir dönem de olsa mutlaka devam eder ve başlarsınız.
Yani, mutlaka her kul bir hizmet yolunu seçmeli ve bu seçtiği hizmet yolunda uzun yıllar gidince geriye bakmalı. Bu durumu yaşıyor mu, yaşamıyor mu? Kısa süreli yapmadığı dönemi mi olmuş, yine de devam ediyor mu, o anda yapıyor mu veya o konuyu hepten unutmuş mu?
İşte burada yaptığınız hizmetlerin artısını, eksisini, doğrusunu, yanlışını, kul olduğunu, olmadığını göreceksiniz.
Bununla beraber kendinize şu soruları soracaksınız: “hizmet etmeyen kul değil mi?” İmanın şartını, İslam’ın şartını, namazını, orucunu, zekatını, haccını yerine getiriyor. Kendisi için yaşıyor, yaptığı ibadetler aslında kendi içindir. Ancak bu durum, kul olanlar ve kul olmak isteyenler için farklıdır. Kul olmak isteyen, bekler ve emredileni yapar. Ancak kul zaten görevini yapıyor, kendi içindir.
Kul olmak isteyen ve kul arasında büyük bir fark vardır.
Havas ilmi ve Gizli ilimler konusunda Dünyanın tek internet sitesi.