
Maneviyattan Uyarı : ibretlik Tablolar
Ellerinden ayaklarından bağlanmış kadınlar vardı. Çok büyük bir kalabalık istemsizce azaba doğru gidiyorlardı. Tüm çabalara, uyarılara rağmen onlar yürümeye devam ettiler, durdurulamadılar.
Bu kadınlar için; “Gönüllerinden geçeni hemen dile getirmemeleri gerekiyor” denildi.
Kadınlara büyümeleri ve destek için çok haklar verilmiş ama kadınlar sorumluluklarını taşımamaya başladıkları için ellerinden ve ayaklarından bağlı şekilde yürümeye devam ediyorlardı.
Bu kadınlar “kendilerine verilen görevleri yerine getirmeyip eşlerini üzenler, kendilerini daha iyi ifade etmek adına seslerini yükseltenler” denildi.
O alem öyle bir yer ki yüzbinlerce insan sırada bekliyor ve bir darağacına doğru yürüyorlar.
Bu kadınlardan yüzüklerini eşlerinin dışında başkalarına verenler de var. Sadırdan yukarısı değişmiş varlıklara dönüşmüşlerdi. Boynuz takılmıştı her birine. “Buradaki kişiler mahremiyeti korumayanlar” denildi.
Eşine çok itirazı olup,ses yükseltenler de var. Saçları boyunlarından asılı gelecek olanlar var, kafatasları nerdeyse kazınmış gibi, derileri yanıyordu.
“Bu hanımlar içinde babalarına da zulmedenler, karşı gelenler var” denildi.
Kadınlar “Hayır, beni oraya götürmeyin, beni oraya götürmeyin” diye feryad ediyorlardı fakat tekrar ateşin yakıldığı yere doğru götürülüyorlardı ve küçük bir kapıdan geçirilerek bir odada bu kadınlara ateş ile işlem yapılıyordu. Dışarı çıkınca sersemleşmiş şekilde kendilerine geliyorlar ve hemen tekrar aynı yere götürülüyorlardı.
Bu hanımların isimleri de söylenmeyecek. İsmi söylenenler sekinet içinde diğer tarafa geçiyorlardı. İsimleri söylenmeyenler bu kadınlar tanınmıyorlardı. O alemden bir kadın geldi ve dedi ki:
-Biz bu azaptan Hiç çıkamayacağımızı zannediyorduk. Evet, çıktık ama ellerimiz, kollarımız, kanatlarımız kırık dökük, zeval görmüş şekilde çıkarıldık dedi.
Bu kadınlar yanar iken kalpte bir isim var ki “O kısım kapatılarak yakılacak” denildi.
“Muhammed” (sav) Efendimizin ismi. Lafza i Celal derinlerde ama üstü kapalı ve mühürlü idi. Muhammed (sav) ismi daha açık şekilde görünüyordu idi.
Hikmeti de şu denildi: “Oradan çıkma ümitleri olsun diye kapatıldı”.
Sadrımızda Muhammed (sav) yazılı imiş bizlerin.
Ladikli Ahmet Hüdai Hocamız geldiler ve bir hanım kardeşimizin sadrına Amentü duasını yazdırdılar. “Bundan sonra ellerinde ve ayaklarında bir nur olacak, acı ile feryadı figan eden kadınlar getirildiğinde o hanımlara eliyle temas edince sakinleşip kendilerine gelecekler” Böyle sıkıntılı kadınlar geldiğinde önce sakin olmalarını söyleyeceksin, sonra Ruhlarını davet ederek tedavi yapacaksın ve hepsi de Allah’ın izni ile toparlanacak” denildi.
Kafasından darbe yemiş bir kadın getirildi. Dualar yapılıp, bağlanıp ruhuna talep edildi o an ve kadının görüntüsü açıldı. “Başı yukarıdan göğe asılmış idi.” Bu kadın çok üzüntü atlatmış biri. Ruhunu davet edip talep edildiğinde temizlendi ve sanki hipnozdan çıkmış da aklı başına gelmişcesine kendine geldi.
Bundan sonra bir nur kapladı ruhunu. “Böyle böyle bir dua ordusu oluşacak bu hanımlardan“ denildi.
Kadınlar ve ibretlik durumlar
Kadınların ibretlik halleri
Geçmişten Geleceğe..
Benzer Yazılar
Yorumlar
-
“Ve cealna min beyni eydihim sedden ve min halfihim sedden fe agşeynahum fe hum la yubsırun.”
(Onların önlerinden bir set, arkalarından da bir set çektik, böylece gözlerini perdeledik; onlar artık göremezler.)
-
Hanımlar bu ümmetin en kıymetli vazifelerini üstlenmiştir, dolayısı ile bu uyarılar kıymeti koruma adına bir erken uyarıdır ve rahmettir.
Bu uyarılar erkeklerin kabahatsiz olduğu anlamına gelmez ancak her bir uyarının yeri ve zamanı vardır.