#1
|
|||
|
|||
Zikir Nedir?
Zikir Nedir?
Zikir yapanlar ikiye ayrılırlar: a- Allâh'a yakîn için. b- Cin denilen görünmez varlıklarla iletişim kurmak için. Allâh'a yakîn için yapılan Allâh isimleri zikri, zaten beyni oluşturan bu isimlerin özelliklerini geliştirmek içindir. Esasen beyin, potansiyel olarak tüm Allâh isimlerinin açığa çıkacağı şekilde meydana gelmiştir. İnsandaki ilim, irade, kudret, algılama, değerlendirme, arınıp saflaşma, melekiyeti hissedip yaşama gibi özellikler; bunları oluşturan isimlerin beyinde belli miktarlarda her gün tekrarı ile gelişir artar. Bu konuda en önemli nokta, tekrar edilen sayının kişiye göre değişken ve yaklaşık bir sayıda olmasıdır. Mesela "Müriyd" ismi iradeyi güçlendirmek için çekilir, günlük 3600-4500 arası bir sayı, tecrübeme göre yeterlidir. Yüz eksik veya yüz elli fazlanın hiçbir zararı yoktur. Her yerde çekilebilir bu zikirler. "DUA ve ZİKİR" kitabında "Özel ve Genel Zikirler" bölümünde tavsiye ettiğim isimler, kişiye, inansa da inanmasa da devam etmesi hâlinde yarar sağlar. Hüddam ilmi de denen cinlerle bağlantı kurmadaki Esmâ zikirleri veya çeşitli cin isimleri ise, ebced hesabına göre düzenlenmiş isimlerin spesifik sayılarına göre yapılır ve bu zikirlerin insan beyninde birtakım zararları oluşur. Bu uygulamada kesin olarak o sayılar kadar tekrarlanır isimler. Ne bir eksik ne bir fazla. Tenha bir yerde yalnızken uygulanır. Bu tarz zikir, FM radyoda mesela 98.6 MHz istasyonuna bağlanmak gibi bir cinnî frekansa bağlanmak amacıyla yapılır. 98.8 MHz veya 98.5 MHz'e geldiğinizde bağlanamazsınız o istasyona. Cinler de dalgaboyu bedenler olarak belirli frekanslara sahiptir ve o frekanstan aranırlar. Ama onlara bağlananlar çok çok büyük çoğunlukla onların yönetimine kaptırırlar kendilerini ve sonları kötü olur. Sonuç olarak bilelim ki, Allâh'a yakîn yolu, ilim ve zikirden geçer. Alıntı |
#2
|
|||
|
|||
ZİKİR! ENTEL HADI ENTEL HAK LEYSEL HADI ILLA HUUUU
LAFZA I CELLALIN KALBLERİ AKORD EDİŞİ Zikir,hareket (ritm), ses ve nefes unsurlarını içeren koplike bir yöntemdir.. Bu değişik unsurlar bir ahenk içinde birlikte çalışarak ilâhî bir orkestrasyon oluştururlar. Zikir hareketleri 1’li, 2’li, 3’lü ve 4’lü ritmlerden kuruludur. Bu ritmler, kendi içlerinde değişik hızlarda uygulanırlar.. Hareketlerin amacı; beyni ve bedeni aktive etmektir.. Bu salınım hareketleri, özellikle beyin içindeki epifiz ve hipofiz bezlerini tahrik ederek, daha güçlü çalışmasına neden olmakta ve beyinde yeni devreler, yeni nöron gruplaşmaları kurulmaktadır.. Kurulan bu yeni devreler, birbirleri arasında uyumlu hale geçerek, güçlü bir senkronizasyon sağlanmaktadır.. Bu ise, olağanüstü yeni imkanlar demektir.. Hipofiz bezi, kalp gözünün açılmasında, yani duyu ötesi görme sisteminin çalışmasında etkili olan bir bezdir.. Epifiz bezi ise, ruh gözü ile ilgilidir.. Duyular ötesi sezgi sistemini çalıştırır.. Dolayısıyla bu bezlerin harekete geçişi, duyular ötesi âleme girişi başlatır.. Bedendeki bezlerin patronu durumundaki hipofiz bezinin güçlü çalışması, otomatik olarak diğer bezleri de etkiler.. Bedendeki tüm salgı bezleri ve bu bezlere bağlı enerji merkezleri, şimdiye kadar sessiz kalmış, bilinmeyen fonksiyonlarını icra etmeye başlar.. Beden güçlenir ve yenilenir.. Yine bu hareketler, iç kulak içindeki sıvının hareketini sağlar. Bu sıvının içindeki sinir uçları uyarılarak değişik oluşum ve açılımlara yol açar.. Dervişlerin salınım ve dönüşlerini inceleyen bazı bilim adamları, olumlu sonuçlarını tespit ederek, özellikle zekâya yönelik hastalıkları, hastalara bu salınım ve dönme hareketlerini yaptırarak tedâvi etmeye başlamışlardır.. Zikirde verilen ritmlerle evrenin var olan ritmi yakalanır.. Ritim, evrenin nabız atışlarıdır.. Kalbin kendisi de bu ilahî ritimle çalışır.. Her an zikirdedir.. Nefesimiz de bir başka ritimle sürekli zikir yapar.. Zikrin değişik ritimlerle bedendeki manevralari; ebedî sevgiliye, Allah’a sesleniştir.. Dolayısıyla zikir, evrensel entegrasyonda çok önemli bir unsurdur.. Zikir yaparken Allah sözü, Allah isimleri veya Allah tamlamaları kullanılır... Amaç; Allah’a çağrıdır.. Kutsallığa çağrıdır.. Allah adı söylendikçe büyük bir enerji açığa çıkar.. Allah adı bir motor güçtür.. Bir reaktördür.. Enerji üretir ve dağıtır.. İlâhî enerji üretiminin temel taşı Ismi Celal adıdır.. Allah adı söylendikçe bir radyoaktif ışıma ortaya çıkar.. Ve.. Bilinen radyasyon olayı gibi herkesi etkiler.. Ruhları ve bedenleri arıtan ve damıtan bir etlidir bu.. İyiye, doğruya ve güzele yöneltir.. Zikre başlandığı anda âdeta bir enerji santrali işlemeye başlar.. Madde ötesi boyutlardan, madde boyutuna doğru ilâhî enerji akımı oluşur.. Allah adı bir anahtar, bir şifredir.. Bugün gelişen teknoloji sayesinde ses titreşimleriyle açılan kapılar yapıldı.. Aynen bunun gibi Allah adı da kalplerin kapısını ilahî âleme açar.. İnsan ruhunu ve bedenini akord eder.. Hücreleri ve atomları yüksek kozmik titreşimlerle uyum içine sokar.. Allah / insan senkronizasyonu kurulur.. Kitlenmiş olan beden enerji merkezleri Allah ismiyle açılır.. Havada normal nefes yoluyla alamadığımız çok ince değerlerde bir enerji türü bulunur.. Zikirde gerek nefes alırken, gerek nefes verirken uygulanan vurgu sistemiyle, damağa ve burun köküne vurulan nefes ayrışarak içindeki “özel enerji”, önce beyine, sonra sağ ve soldaki enerji kanallarından bedene yayılır.. Beyni ve bedeni şarj ederek bu tür enerji eksikliği nedeniyle çalışamayan enerji merkezlerini çalıştırmaya başlar.. Temizleyici, iyileştirici ve kalitelendirici işlev görür.. Beyinin bugünkü tıp tarafından henüz çözülemeyen bölümleri, gerçek fonksiyonlarını ifâ etmeye başlar.. Elektrik enerjisi olmadan bir elektronik âlet nasıl çalışmazsa, gerekli özel enerji olmadan da beyinin bu bilinmeyen bölümleri çalışmaz.. İşte, olağanüstü bazı olaylar ancak bu esrârengiz bölümlerin çalışması ile ortaya çıkar.. İnce enerji çekimi ile bedende biriken olumsuz enerjiler de boşaltılır, beden rahatlar.. Kalpleri etkileyen yüksek heyecanlar ve hazlarla dervişi hızla ergime noktasına taşır.. Egonun kabuklarını soyar.. Aşk yolunu açar.. Evrenin sevgi sistemine ulaşmayı kolaylaştırır.. Aşksızları aşka çağırır.. Zikir, içtenlik, saflık ve kendini bırakışla yapılmalıdır.. İnsanın kendini olduğu gibi zikre vermesi, zikrin ve vecdin ilk şartıdır.. Gerçek vecd, gerçek ilahî entegrasyon, gerçek ergime noktası bu kendini bırakışla başlar.. Vecd aydınlığa giden yoldur.. Vecd halinde, zihin ve beden bilinmeyen değişimlere uğrar.. Zaman, mekân ve düşünce sınırlarının ötesine geçilir.. Bilgi ve güç temizlenen zihne dolar..Vecd haline bağlı olarak enerji inişi çoğalır.. Metafizik alışverişin boyutu artar.. Enerji duvarı aşılır Nefes terapi vurgulu nefes teknikleriyle zikrin nuruyla tutmali zikir teknikleriyle suur enerjisi aciga cikar yolunu bulur tikali kanallar acilir necst temizlenir ENTEL HADI ENTEL HAK LEYSEL HADI ILLA HUUU |
#3
|
|||
|
|||
Zikir hatırlamak demektir.
. |
#4
|
|||
|
|||
Rahman'in zikrinden yüz çevirene şeytan musallat olur ve arkadaşi olur. sonra gerçekleri saptirir ve onu hidayetten uzaklaştirir. onlarsa bu durumda hâlâ hidayette olduklarini sanirlar.
|
#5
|
|||
|
|||
Peki tek bir niyet veya dilek için birden fazla zikir yani farklı farklı zikirler yapabilir miyiz gün içinde...
|
#6
|
||||
|
||||
Zikir ve zikir hali
Zikir Hali
“Zikir” kelimesi Arapça kökenlidir ve Türkçe’ye “hatırlamak, anmak, ismini söylemek” şeklinde çevrilir. “Hatırlamak” da yine Arapça “hatır” kelimesinden türetilmiştir. “Hatır”, Arap dilinde “düşünce, bellek, akıl, anımsamak” anlamlarına gelir. Bütün bu birbiriyle yakın anlam taşıyan kelimelerden anlaşılacağı üzere zikrin Türkçe’deki karşılığı, anmak, hatırlamak, hatırdan çıkarmamaktır. Zikir bir hali anlatır. Bir an içinde Allah ya aklımızdadır ya da değildir. Aklımızda olduğu zamanlara zikir hali, aklımızda olmadığı zamanlara gaflet hali denir. Allah’ı hatırlayınca zikretmiş, sürekli aklımızda tutunca daimi zikir haline erişmiş oluruz. Günümüzde ise zikir deyince doğrudan Allah isim-i şerifini veya O’nun esmasından birini söylemek akla gelir. Evet, bu zikirdir. Fakat âyet ve hadislerde ulaşmamız istenen “zikir hali” kulun Rabb’ini hiç unutmaması, yaptığı her işte, her halde O’nu hesaba katmasıdır. Tasavvuf yolunun büyükleri de verilen zikir derslerinin asıl gayesinin bu hale ulaşmak, yani kalbi daima sahibiyle irtibatlı tutup gafletten kurtulmak olduğunu belirtmişlerdir.
__________________
Ne senle yaşanıyor Ne de sensiz oluyor Şu garip bomboş dünyada.. |
#7
|
||||
|
||||
zikir nedir ?
Seyyid Abdülhakim Arvasi hazretleri buyuruyor ki:
Zikir, hatırlamak, anmak demektir. Hatırlamak da kalble olur. Söylemekle olmaz. Şimdi üç türlü zikir bilinmektedir: 1- Dille, söylemekle yapılan zikirdir. Söylerken, kalb birlikte hatırlamaz. Yalnız dille söylenen zikrin, kalbi temizlemekte faydası pek az olur. İbadet sevabı hâsıl olur. Aşağıdaki âyet-i kerime kalben zikretmeyenler içindir: (Kalbleri Allahü teâlâyı zikretmeyenlere azap vardır.) [Zümer 22] 2- Yalnız kalble yapılan zikirdir. Dil söylemez. Üç ayet meali şöyledir: (Rabbinizi, yalvararak ve gizli ve sessiz çağırınız!) [Araf 55] (Kalbler, ancak Allahı zikretmekle itminana [sükûna, rahata] kavuşur) [Rad 28] (Rabbini, içinden zikret!) [Araf 205] Daha başka birçok âyet-i kerimede ve sayısız hadis-i şeriflerde ve din büyüklerinin kitaplarında bu zikir bildirilmektedir. 3- Dille kalbin birlikte yaptığı zikirdir. Allah adamları, Evliya-i kiram, yükseklere eriştikten sonra, böyle zikri yapabilirler. Kalble yapılan zikir, en önce Fahr-i âlem efendimizin hicret gecesinde, Sevr dağındaki mağarada, Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddık’a diz üstüne oturtup, gözlerini kapamasını emrederek sessiz yaptırdığı zikirdir. İki âyet-i kerime meali: (Hep sadıklarla birlikte bulunun!) [Tevbe 119] (Rablerini isteyenlerle beraber olmağa çalış!) [Enam 52] Bu iki ayeti kerime meali büyüklerle rabıtayı bildiriyor. Bu rabıtayı yapmak, (Allahü teâlânın sevdiklerini hatırlamak, rahmet etmesine sebep olur) hadis-i şerifine uymaktır. Bunlar gibi, başka âyet-i kerimeler ve hadis-i şerifler de vardır. Mazher-i Can-ı Canan hazretleri buyuruyor ki: Üç türlü zikir vardır: 1- Kalb karışmadan, yalnız dil ile söylemektir. Bunun faidesi yoktur. 2- Ağızla söylemeyip, yalnız kalble yapılan zikirdir. Buna, tasavvufta Zikr-i hafi denir. Bu da, yalnız Zat-ı ilahiyeyi zikirdir. Yahut sıfatlarını düşünerek yapılır. Nimetleri de düşünülürse Tefekkür denir. 3- Kalble ve dille birlikte zikirdir. Dille kendi işitecek kadar söylenirse, buna da Zikr-i hafi denir. Âyet-i kerimede emrolunan, bu zikr-i hafidir. Başkası da işitirse Zikr-i cehri denir. Âyet-i kerimeler ve hadis-i şerifler, zikr-i hafinin zikr-i cehriden efdal olduğunu gösteriyor. Resulullahın hazret-i Ali’ye öğrettiği zikr-i cehri, kendi işitecek kadar olan zikirdir ki, hakikatte zikr-i hafi demektir. Zikirden önce kapıyı kapattırması da, böyle olduğunu gösteriyor. (Makamat-i Mazheriyye 11.mektup) Zikretmek, Allahtan başka şeylerin sevgisini, onlara düşkün olmağı kalbden çıkarmak içindir. Kalbin mahlûklara bağlılığını yok etmek için en iyi ilaç zikirdir. Hadis-i şerifte, (Zikrederek, kalblerinin yükünü hafifletenlerin yolunda olun!) buyuruldu. Bunun için, “Allah’a, Allahü teâlânın sevgisine kavuşmak için, kalbin mahlûklara olan bağlantılarını kesmek, onu dünya zevklerine düşkün olmaktan kurtarmak lazımdır. Kalbi kurtarmak için de, zikirden daha faydalı bir ilaç yoktur” demişlerdir. (Tefsir-i azizi) Allahü teâlâyı hatırlamak, Onun ismini söylemekle veya çok sevdiği bir Velisini görmekle olur; çünkü hadis-i şerifte, (Onlar görüldüğü vakit, Allah hatırlanır) buyuruldu. İsmini işitirken, söylerken, başka şey düşünülebilir. Onu hatırlamak şüpheli olur. Onu devamlı hatırlamak için, her gün binlerce söylemek lazım olur. Evliyayı severek, inanarak görünce, muhakkak hatırlanacağı müjdelendi. Görmek gözle olduğu gibi, Velinin şeklini, suretini, kalbine, hayaline getirmekle de, görmüş gibi olup, Allahü teâlâyı hatırlamaya sebep olur. Böyle, kalble görmeye rabıta denir ki, kalbi, Allahü teâlâdan başka şeyleri sevmekten, onları düşünmekten kurtaran vasıta ve temiz kalbe, ihlâsa kavuşturan yoldur. İmam-ı Rabbani hazretleri, 231. ve 266. mektuplarında, yüksek sesle zikrin bid’at olduğunu bildirmektedir.
__________________
Resulullah sav buyurduki 'herkim kendisine fayda veya zarar giderdigine inanarak muska takarsa Allah onun hayatta hiçbir işini tamamlamasın başka bi rivayette ise 'kim muska veya temime takarsa Allah'a şirk koşmuştur . (Ahmed. 17372 ,Ahmed 16781.Elbani 492.) |
#8
|
||||
|
||||
en sevdiğim zikir yatağa yatarsın zikir edersin derken uykuya dalarsın artık uykuda ne görürsen görde işte gece 3-5 kere uyanıpda arada otomatikmen gene zikir edebiliyorsan ne mutlu sana diyelim.bunla ilgili hadisde var.kısaca doğru yoldasın.
__________________
Unutmayasın.Elindeki Sırrı Saklayamayana. Yeni Sır Vermez.Sırların Sahibi. Şeyh-ül Ekber Muyhiddin İbn’ül Arabi KS |
#9
|
||||
|
||||
Alıntı:
sevilen sevenle beraberdir sevileni sevenlerde evenlerle beraberdir elhamdülillah
__________________
Resulullah sav buyurduki 'herkim kendisine fayda veya zarar giderdigine inanarak muska takarsa Allah onun hayatta hiçbir işini tamamlamasın başka bi rivayette ise 'kim muska veya temime takarsa Allah'a şirk koşmuştur . (Ahmed. 17372 ,Ahmed 16781.Elbani 492.) |
#10
|
||||
|
||||
yatakta ettiğin zikir güzelde asıl güzel zikir dünyadan kendini sıyırarak oluyor bence dünyalıkı tamamen unutup huşuyla zikir yapmak ve zikirde hallere girmek evliyaların çok tecrübe ettiği bir deneyim bu rabbim herkese nasip etmesini dilerim
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Zikir Çeşitleri | JustMention | Zikir | 0 | 14.05.24 01:50 |
Kalp zikri nedir nasıl çekilir? | SiLence | Zikir | 18 | 01.03.24 17:24 |
Allah'ın 99 İsmi Sırı ve Faziletleri | H3roglif | Esmalar | 1 | 23.10.21 19:18 |
Vucüt Uzuvları ve Zikir Günleri | Havasokulu | Zikir | 41 | 01.08.20 22:22 |
El Latif isminin manası nedir? | madlen | Esmaül Hüsna | 0 | 31.12.19 19:55 |