|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
||||
|
||||
tilsim yasak mi, tilsimlara inanmak
İslâm tılsım yapılmasını da, tılsıma inanılmasını da yasaklamış, medet umarak onu meslek edinmeyi şiddetle reddetmiştir. Ayrıca İslâm, tılsımın mucize ve keramete benzetilmemesine özen göstermiş, onu müşrik ve kâfirlere özgü bir faaliyet olarak değerlendirmiştir. İslâm'a göre tılsım, Allah'tan gelen bilgilere dayanmaz. Kur'an-ı Kerîm, tılsım ve ona benzer faaliyetleri bâtıl ve şeytan işi saymış (el-Âraf, 7/102), sâhir sözüyle de büyü ve tılsım yapanları kastetmiştir (el-Âraf, 7/109, 113; et-Tûr, 52/15; el-Hicr, 99/14-15). Hz. Muhammed'e gelen ilâhî vahye inanmayanlar ona sihirbaz, büyücü ve tılsımcı iftirasında bulunmuş ve sözlerini de sihir saymışlardır (el-Müddessir, 74/24).
Hz. Peygamber'imiz, yedi büyük günahtan birincisinin Allah'a şirk koşmak olduğunu açıklamış, ikincisi de "sihir ve tılsımla ilgilenmektir" buyurmuştur. Genellikle ilâhiyat ve sosyoloji ile ilgilenen bilginlere göre tılsımın tesiri daha çok psikolojiktir. Halk tılsımın etkisini görünce onu yapan kişiye bağlanır ve âdeta onun müşterisi olur. Kendisine tılsım yapılan kişi, bunun tesirinden kurtulmak için Hz. Peygamber'in yaptığı gibi İhlâs, Felâk ve Nâs sûrelerini üç kere okuyarak bütün "bedenine üflemelidir. Bu hareketin üfürükçülükle bir ilgisinin bulunmadığını, aksine Kur'an-ı Kerîm'den şifa ummaya dayandığını belirtmekte fayda vardır. Kur'an-ı Kerîm ve Hadis-i Şerif'ler, Allah'ın iradesi dışında hiç kimsenin kimseye fayda veya zarar vermeyeceğini defalarca vurgulamış, tılsım yapan kişide olağanüstü bir güç bulunduğuna inanmayı kesinlikle reddetmiştir (el-Mâide, 5/90; Tâhâ, 20/69). Esrarlı bir kuvvet taşıdığına, tabiatüstü gücü bulunduğuna, birtakım sırlar sakladığına inanılan şey. Tılsım karşılığında dilimizde sihir, büyü, efsun kelimeleri kullanılmaktadır. Anadolu kadınlarının başlarına taktıkları metal süs eşyasına da tılsım denir. Baş süslemelerinde kullanılan tılsımın, kişiyi, nazar, iftira ve kötü ruhlardan koruduğuna inanılır (İbn Haldun, Mukaddime, çev. Z.K. Ugan Ankara, 1957, 111, 2 vd.). Tılsım gümüş, altın vb. değerli metallerden yapıldığı gibi, bunların taklidlerinden, mücevherlerden, deniz kabuklarından da olabilir. Tılsımın Manî inancıyla da ilişkisi bulunmaktadır. Anadolu folklorunda tılsım genellikle büyünün etkisini sağlayan araçları ifade eder. Define vb. gizli şeyleri bulmak, kapalı yerleri açmak için ehlinin bildiği sözlere veya vasıtalara da tılsım denir (Meydan Larousse, XIX, 11508). Bulaşıcı hastalıkların tesirini önlemek ve insanlarla hayvanların kötülüklerinden korkmamak için de tılsım yapılır (M.Z. Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimleri Sözlüğü, 111, 494). Tılsım, insanları koruduğuna veya uğur getirdiğine inanılan tabiat veya insan eseri olan nesnelerin tamamını içine alır. Tılsımları insanlar bizzat kendileri üzerlerinde taşıyabilecekleri gibi, tesirli olması istenen arazi, dam çatısı, vb. yerlerde de saklayabilirler. İnsan yapısı tılsımlar, daha çok hayvan veya eşyaların küçük modelleriyle, üzerinde dinî yazılar bulunan madalyonlar ve yazılı kâğıtlardan oluşur. Bazı metal ve muskaların tılsım için kullanıldığı da oldukça yaygın uygulamadır. İnanışa göre tılsımların etkili olabilmesi, tabiattaki bazı güçlerle ilişki kurulmasına ve uğurlu bir zamanda dinî törenle yapılmasına bağlıdır. Tılsımdan medet ummanın mazisi oldukça eskilere gitmektedir. Papirüslerin incelenmesi Eski Mısır'da 75 kadar tılsımın mevcut olduğunu ortaya çıkarmıştır. Eski Mısır'da "Doğan Güneş" tılsımının, ölümden sonra yeniden dirilmeyi sağladığına inanılmıştır. Yine eski Mısır'da ölüyle birlikte gömülen "Menat" tılsımının, ölüyü tanrısal koruma altına aldığına kesin gözüyle bakılmıştır. Hristiyanlık dünyasında da tılsımın çeşitli şekilleriyle kullanıldığı bilinmektedir. Bu kullanım, din adamlarının asırlar süren mücadelelerine rağmen hâlâ tam olarak önlenebilmiş değildir. Hristiyan halkın birtakım bâtıl inançlarından da kaynaklanan tılsım inancı, sihir, büyük ve efsunla beslenmektedir. Yahudilikte uygulanan tılsım çeşitleri Hristiyanlık'tan çok daha yaygındır. Bunun sebebi, geç dönem Kabalacılarının tılsıma büyük ilgi göstermeleridir. Bundan dolayı tılsım hazırlamak hahamların görevleri arasında yer almıştır. Nitekim, lohusaya zarar verdiğine inanılan Lilit'ten korumak için doğum odasına tılsımlı eşyalar asılması, yahudi toplumlarında hâlâ yaygın bir gelenek olarak varlığını sürdürmektedir (Ana Britannica, XX, 619). Bazı değişik şekiller göstermekle beraber tılsım hemen her toplumda vardır. Eski Bâbil, Asur ve Persler'de tılsım bir teknik olarak uygulanmıştır. İslâm dışındaki bütün bâtıl ve muharref dinlerin tören ve âyinlerinde her zaman tılsımdan izler bulmak mümkündür. Birçok tarihçi ve sosyolog tılsımı, bâtıl ve muharref dinlerin bir parçası gibi ele almıştır. Tılsımla ilgili yazılı tarih öncesi bilgiler noksan olmakla beraber, Yunan ve Mısır papirüslerindeki bilgiler oldukça doyurucudur. Türk toplumlarında tılsım ve tılsıma benzer uygulamaların mazisi İslâm öncesine kadar uzanır. İslâm'dan sonraki dönemlerde ise eski İran, Mezopotamya ve Mısır kültürlerinin tesiriyle tılsım az da olsa varlığını sürdürmüştür (Dinler Tarihi Ansiklopedisi, İstanbul, 1976, III, 606). Cahiliye dönemi Araplarında fal okları atmak, çeşitli anlamlara gelen taşlar dikmek, yıldızlara bakarak mana çıkarmak, birtakım kareler içinde harf veya rakamlar yazarak tılsım yapmak oldukça yaygın bir uygulama idi. Anadolu'da tılsım ve tılsıma benzer uygulamalar, Hristiyanlık, eski putperest dinler ve komşu kültürlerin tesiriyle âdetâ kurumlaşmış, büyücülük-le içiçe yürümüştür. Tılsımı dinden uzak tutmak ve onu din ile karıştırmamaya özen göstermek gerekir. Tılsım ile tılsımdan sonra ortaya çıkacak durum arasında sebep sonuç münasebeti bulunmasına rağmen, her dinden insanın tılsım ve tılsıma benzer uygulamalardan medet ummaları cidden düşündürücüdür. alıntı |
#2
|
|||
|
|||
yahu ben sımdı tılsım yazıorum da kımseye zararım yok vefkte yazdım sımdı ben allaha sirkımı kostum tamam da sonucta ilim allah ın ilimi ilim demek aynı zamanda yazılı olan seyler yazmak anlamına gelmezmı
sonucta allah ın ilminden medet umuyoruz bilgisi olan varsa yazrsa sevınrım kafamda ikilen olustu |
#3
|
||||
|
||||
Bu sorunun cevabini insallah ben sana vermeye çalışacağım
ama.simdi.deyil . |
#4
|
||||
|
||||
101-*İşte o ülkeler ki, sana onların haberlerinden bir kısmını anlatıyoruz Andolsun ki, peygamberleri onlara apaçık deliller (mucizeler) getirmişlerdi. Fakat önceden yalanladıkları gerçeklere iman edecek değillerdi. İşte o kâfirlerin kalplerini Allah böyle mühürler.102-*Onların çoğunda, sözde durma (diye bir şey) bulamadık. Gerçek şu ki, onların çoğunu yoldan çıkmış bulduk.103- Sonra onların arkasından Musa'yı mucizelerimizle Firavun'a ve topluluğuna gönderdik. Tuttular o mucizeleri inkâr ettiler. Ettiler de bak, o bozguncuların âkıbetleri nasıl oldu!104-*Musa: "Ey Firavun! Bil ki ben âlemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir peygamberim." dedi.105- Allah'a karşı ilk görevim, hak olandan başka bir şey söylemememdir. Gerçekten ben size Rabbinizden bir mucize getirdim, artık İsrailoğullarını benimle gönder.106-*Firavun: "Eğer bir mucize getirdiysen ve eğer doğru söyleyenlerden isen onu göster" dedi.107-*Bunun üzerine Musa, asâsını yere bırakıverdi, o da birdenbire kocaman bir ejderha kesiliverdi.108-*Ve Musa elini koynundan çıkarıverdi, eli bembeyaz olmuş, bakanların gözünü kamaştırıyordu.109-*Firavun'un kavminden ileri gelenler, "Muhakkak bu çok bilgili bir sihirbazdır." dediler.110-*O, sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor. (Firavun): "O halde siz ne diyorsunuz?" dedi.111-*Onlar da "onu ve kardeşini beklet, şehirlere de toplayıcılar gönder." dediler.112-*"Bütün bilgiç sihirbazları sana getirsinler."113-*O sihirbazlar Firavun'a geldiler: "Galip gelirsek bize muhakkak mükâfat var değil mi?" dediler.114-*"Evet" dedi (Firavun), "Üstelik o zaman benim yakınlarımdan olacaksınız."115-*Sihirbazlar, Musa'ya: "Ey Musa! Önce sen mi hünerini ortaya koyacaksın, yoksa biz mi?" dediler.116-*Musa, "Siz atın" dedi. Atacaklarını atınca herkesin gözünü büyülediler ve onları dehşete düşürdüler. Doğrusu büyük bir sihir gösterdiler.117-*Biz de Musa'ya "Sen de asânı bırakıver." diye vahyettik. Birdenbire asâ, onların bütün uydurduklarını yakalayıp yutuverdi.118-*Artık hakikat ortaya çıkmış ve onların bütün yaptıkları boşa gitmişti.119-*Orada mağlup olmuş ve küçük düşmüşlerdi.120-*Sihirbazlar hep birden secdeye kapandılar.121-*"Âlemlerin Rabbine iman ettik." dediler.122-*"Musa'nın ve Harun'un Rabbine."123-*Firavun: "Ben size izin vermeden iman ettiniz ha!" dedi. "Şüphesiz bu bir hiledir, siz bunu şehirde kurmuşsunuz, yerli halkı oradan çıkarmak istiyorsunuz, sonra anlayacaksınız!"
Araf Sûresi /101-123 burada tılsıma dair bir ayet yok sadece büyüye karşı ve sihre karşı ispirtizm karşı bir ayetler vardır... 6-*Dediler ki: "Ey kendisine Kur'ân indirilen (Muhammed)! Sen mutlaka bir mecnunsun."7-*"Eğer peygamberlik davanda doğru kimselerdensen, bize melekleri getirmeliydin."8-*Biz o melekleri ancak, hak ile indiririz. Ve indirildikleri vakit de onlara (kâfirlere) hiç mühlet verilmez.9-*Hiç şüphe yok ki, Kur'ân'ı biz indirdik, elbette onu yine biz koruyacağız.10-*Andolsun, senden önceki milletler arasında da peygamberler gönderdik.11-*Onlara hiçbir peygamber gelmiyordu ki onunla alay etmiş olmasınlar.12-*Biz o küfrü suçluların kalbine işte böyle sokarız.13-*Kur'âna iman etmezler, halbuki öncekilerin sünneti (inanmadıkları için başlarına gelenler) gelip geçmiştir.14-*Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar,15-*"Gözlerimiz perdelendi, daha doğrusu bize büyü yapılmıştır" derler.16-*Andolsun biz, gökte birtakım burçlar yarattık ve bakanlar için onu süsledik.17-*Ve göğü taşlanan bütün şeytanlardan koruduk.18-*Ancak kulak hırsızlığı eden şeytan hariç, onu apaçık bir alev sütunu takip eder.19-*Yeryüzünü düzgün bir şekilde yarattık ve oraya sabit dağlar yerleştirdik. Orada hikmetle ölçülmüş her şeyden bitkiler bitirdik.20-*Orada hem sizin için, hem de sizin rızıklarını veremediğiniz kimseler için geçim yollarını yarattık.21-*Her şeyin hazineleri yalnız bizim yanımızdadır. Fakat biz, onu ancak ihtiyaca göre, belli ölçülerde veririz.22-*Biz rüzgarları aşılayıcı olarak gönderdik ve gökten bir su indirip sizi onunla suladık. O suyu hazinelerde tutan da siz değilsiniz.23-*Elbette biz diriltiriz ve biz öldürürüz! Ve hepsinin varisleri de biziz.24-*Andolsun ki biz, içinizden İslâm'da öne geçmek isteyenleri de biliriz, geri kalmak isteyenleri de biliriz.*25-*Şüphesiz Rabbin O'dur ki, onları kıyamet gününde hesaba çekmek için toplayacaktır. O, hikmet sahibidir, bilendir.26-*Andolsun ki biz insanı kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattık.27-*Cinleri de daha önce insan vücudunun gözeneklerinden geçebilen güçlü bir ateşten yarattık.28-*Ey Peygamber! Rabbinin meleklere şöyle dediğini hatırla: "Ben, kuru balçıktan, şekil verilmiş kokuşmuş çamurdan bir insan yaratacağım."29-*Ben, onun yaratılışını tamamladığım ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın."30-*Bunun üzerine meleklerin hepsi toptan secde ettiler.31-*Yalnız İblis hariç. O secde edenlerle beraber olmaktan çekinmişti.32-*Allah buyurdu ki: "Ey İblis! Ne oluyor sana da, secde edenlerle beraber olmuyorsun?"33-*İblis şöyle dedi: "Kuru bir çamurdan, şekillenmiş bir balçıktan yarattığın bir insana secde edemezdim."34-*Allah şöyle buyurdu: "Öyle ise oradan çık! Sen, artık kovulmuş birisin."35-*"Kıyamet gününe kadar lanet senin üzerindedir."36-*İblis: "Rabbim! Öyle ise insanların kabirlerinden kaldırılacakları güne (kıyamete) kadar bana mühlet ver" dedi.37-*Allah buyurdu ki: "Sen mühlet verilenlerdensin."38-*"Allah katında bilinen vaktin gününe kadar..."39-*İblis şöyle dedi: "Rabbim! Beni saptırdığın için, mutlaka ben de yeryüzünde onlara günahları süsleyeceğim ve onların hepsini mutlaka azdıracağım!"40-*"Ancak içlerinden ihlaslı kulların müstesnâdır."41-*Allah şöyle buyurdu: "İşte bana ulaşan dosdoğru yol budur."42-*"Sana uyan azgınlardan başka, kullarımın üzerinde hiçbir nüfuzun yoktur."43-*"Şüphesiz ki onların hepsine vaad edilen yer cehennemdir."44-*"Cehennemin yedi kapısı vardır. O kapıların herbiri için birer grup ayrılmıştır."45-*Allahtan korkanlar, elbette cennetlerde ve pınarların başındadırlar.46-*Onlara: "Selametle güven içinde oraya girin" denir.47-*Biz o cennetliklerin kalblerindeki kinleri çıkarır atarız. Hepsi kardeşler olarak sevinç içinde karşılıklı koltuklara otururlar.48-*Orada kendilerine hiçbir yorgunluk gelmeyecek. Oradan çıkarılacak da değillerdir.49-*Kullarıma haber ver ki, gerçekten ben çok bağışlayıcı ve pek merhamet ediciyim. Hicr /6-49.... bu ayetlerde de tılsım namına bir ayet yok 15-*"Bu da mı bir sihir? Yoksa siz görmüyor musunuz?... tur suresi 15...sadece sihir diyor tılsım yok 20-*Yine kahrolası, nasıl ölçtü biçti.21-*Sonra baktı.22-*Sonra kaşını çattı, surat astı.23-*Sonra arkasını döndü ve büyüklük tasladı.24-*"Bu, dedi, başka değil öğretilegelen bir sihirdir."25-*"Bu, sadece bir insan sözüdür."26-*Ben onu Sekar'a (cehenneme) sokacağım.27-*Bilir misin sen, nedir o sekar?28-*Ne geriye bir şey kor, ne bırakır.29-*Durmadan derileri kavurur.30-*Üzerinde ondokuz (melek) vardır.31-*Biz o ateşin muhafızlarını hep melekler yaptık. Bunların sayılarını da ancak kâfirler için bir imtihan kıldık ki, kendilerine kitap verilenler kesin bilgi edinsinler, iman edenlerin de imanı artsın. Kendilerine kitap verilenler ve müminler şüpheye düşmesinler. Kalplerinde hastalık bulunanlarla kâfirler de: "Allah bu misalle ne demek istedi?" desinler. İşte böyle, Allah dilediğini şaşırtır, dilediğini de yola getirir. Rabbinin ordularını ancak Rabbin bilir. Bu, insanlar için uyarıdan başka bir şey değildir.32-*Hayır, andolsun aya,33-*Döndüğü an o geceye,34-*Ve açtığı sıra o sabaha.35-*Kuşkusuz o Sekar, büyük belalardan biridir.36-*Uyarmak için insanları..37-*İçinizden ileri gitmek veya geri kalmak isteyen kimseleri..38-*Her nefis kendi kazancına bağlıdır.39-*Ancak amel defterleri sağından verilenler hariç.40-*Onlar cennettedirler, sorup dururlar.41-*Suçluların durumunu.42-*"Nedir sizi Sekar'a sokan?" diye.43-*Suçlular der ki: "Biz namaz kılanlardan değildik."44-*"Yoksula da yedirmezdik."45-*"Boş şeylere dalanlarla dalar giderdik."46-*"Ceza gününü yalanlardık."47-*"Nihayet bize ölüm gelip çattı."48-*Artık onlara şefaatçilerin şefaatı fayda vermez.49-*Şimdi o Kur'ân'dan yüz çevirirlerken ne mazeretleri var?50-*Sanki onlar ürkmüş yaban eşekleri.51-*Arslandan kaçmaktalar.52-*Hayır, onlardan her kişi kendisine açılmış sayfalar verilmesini istiyor.53-*Yok, yok onlar ahiretten korkmuyorlar.54-*Hayır, hayır, O kur'ân kuşkusuz bir öğüttür.55-*Dileyen onu düşünür.56-*Bununla beraber Allah dilemedikçe onlar öğüt alamazlar. Koruyacak da O'dur, bağışlayacak da. Müddessir Sûresi 20/55.... 24.ayette inkarcının Kur'ân ayetlerini ölçüp biçip ve kabul etmeyip bu bir sihirdir diyor. Yani ayeti Kur'an'ı inkar ediyor... 90-*Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz.91-*Şeytan, içki ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?....Maide Sûresi 90-91.... burada tılsım yada efsun yok... menat put ismidir... 68-*Biz dedik ki: "Korkma, çünkü sen muhakkak üstünsün (galib geleceksin) "69-*"Sağ elindekini atıver, o, onların yaptıklarını yutar. Çünkü onların yaptıkları ancak bir büyücü tuzağıdır. Büyücü ise, her nerede olursa olsun başarıya ulaşamaz."70-*Sonunda bütün sihirbazlar secdeye kapandılar, "Musa ile Harun'un Rabbine iman ettik" dediler.71-*Firavun: "Ben size izin vermeden mi ona iman ettiniz? O, muhakkak size sihir öğreten büyüğünüzdür. And olsun ki, ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama keseceğim ve muhakkak sizi hurma dallarına asacağım. Böylece hangimizin azabının daha şiddetli ve devamlı olduğunu bileceksiniz" dedi.72-*(İman eden sihirbazlar şöyle) dediler: "Bize gelen bu açık mucizeler ve bizi yaratana karşı, asla seni tercih edemeyiz. Ne hüküm vereceksen ver. Sen, ancak bu dünya hayatına hükmedebilirsin."73-*"Doğrusu biz hem günahlarımıza, hem bizi zorladığın sihre karşı, bizi bağışlasın diye, Rabbimize iman ettik. Allah (sevabça senden) daha hayırlı ve (azab verme bakımından da) daha devamlıdır."74-*Her kim Rabbine suçlu olarak varırsa, şüphesiz ki ona cehennem vardır. Orada ne ölür, ne de dirilir.75-*Kim de ona bir mümin olarak salih ameller işlemiş olduğu halde varırsa, işte onlara en yüksek dereceler vardır.76-*Adn cennetleri vardır ki, altlarından ırmaklar akar, onlar, orada ebedî olarak kalacaklardır. Ve işte bu, (küfür ve isyandan) arınanların mükafatıdır.77-*Gerçekten Musa'ya şöyle vahyettik: "Kullarımla geceleyin yürü (Mısır'dan çık) de (asânı vurarak) onlara denizde kuru bir yol aç; (artık firavun tarafından) yetişilmekten korkmazsın ve (boğulmaktan) endişe de etmezsin." Taha Sûresi 68-77... |
#5
|
|||
|
|||
yanı vefkle tılsımla ılgılı bir şirk konusu yok
|
#6
|
||||
|
||||
evet yoktur tabi ki olsa ben yazmam.. ibni haldun sonra ters tarafa dönmüştür yani ehli sünnetten çıkıp şia olmuştur ki şia sapık bir mezheptir. @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
|
#7
|
||||
|
||||
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
bu sanırım yeterli olacak konuyu okuyup göz atmanızı tavsiye ederim |
#8
|
|||
|
|||
Bence de hoca doğru söylüyor.
Daha önce de bahsetmiştim, Osmanlı padişahlarının ilk dönemlerindeki elbesilerinde bazı tılsım yada vefkler var.Padişahlar müslüman değil miydi? En küçük beylik dünyanın en büyük ve önemli imparatorluğu haline geldi. Bunlar sizce tesadüf mü, bence değil.Ki o imparatorluk dünyadaki gelmiş geçmiş en büyük imparatorluktan biri olarak kabul ediliyor. Cumhuriyetle birlikte bu ülkede bazı şeyler yasaklandı.Bunların sebeplerine girmiyeceğim ama rahmetli Aytunç Altındalın kitaplarında yazılarında bu konuların bir kısmı işleniyor.Onları okumanızı tavsiye ederim. Bana göre Havas islamda var.Ancak zamanla bazı şeyler yolundan çıkmış kötüye kullanılmış.Bu da şirktir. Peygamber efendimizin hayatı bize bir örnektir.Nasıl ki hasta olduğumuzda doktara gidiyorsak, tıbbın çare olamadığı yada başka sebeplerden de havas ilminden, kurandan faydalanmamız gerekir diye düşünüyorum. Muhyididn Arabi,Abdülkadir Geylani hz leri islam alimleri değil mi? Bilmem yanılıyor muyum? |
#9
|
||||
|
||||
[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...]
__________________
Hiç kimse vazgeçilmez değildir. Ve kimse kendini vazgeçilmez sanan biri kadar aptal değildir. |
#10
|
|||
|
|||
Bunun cevabını bende merak ediyorum fakat kimse bet bir cevap vermemiş,eğer günah ise bu saatten sonra yazmayı bırakacağım ebedi ahiretimi tehlikeye atamam,eğer günah değilsede söyleyin,şirinlik için tılsım yazmıştım.
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
vefk ve tilsim hakkinda pdfler | BanaDuaEdin | Vefk & Tılsım | 18 | 15.04.24 00:36 |
Bu tilsim hakkinda bilgisi olan varmi | Amber | Sorularınız | 8 | 14.05.22 01:43 |
Celb tilsim vefk iradeye etki ediyor ise büyüye girer mi | La Tahzen12 | Sorularınız | 10 | 28.04.21 15:03 |
Nazara karşi tilsim | Sadi | Vefk & Tılsım | 2 | 01.03.20 11:32 |
Bizler için tilsim | Sadi | Vefk & Tılsım | 5 | 26.02.20 18:28 |