Kadınları Hamamlara ve Eğlence Yerlerine Göndermemek

Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimizin Bizlere Vâsiyetlerinden Biri de, Kadınlarımızın Düğün ve Eğlence Gibi Özel Merâsim ve Şenliklere Katılmalarına, Hamamlara Gitmelerine İzin Vermememiz Hakkındadır. Eğer Hamamlar Eşlerimizin Hastalıklarına İyi Geliyorsa veyâ Lohusalık ve Âdet Görme Sonunda Evde Temizlenme İmkânı Yoksa O Zaman Hamama Gitmelerine İzin Verilmelidir.

Dinine Bağlı Bir Kadın, Âdet ve Lohusalık Hâlinde Evinde Yıkanıp Yıkanamayacağını Bilir. Bu Durumda, Hasta Olan Bir Kadın, Evde Soyunup Yıkanırsa Soğuk Alabileceğinden Korkar ise Hamama Gitmesi Uygun Olur. Kadının Vücûdu, Evde Soyunup Yıkanmaya Alışkın ise Evinde Yıkanması Daha Yerinde Bir Davranış Olur.

Dinine Bağlı Olmayan ve Kendine Buyruk Kadınlar Üzerinde Kocalarının Geçerli Sözü Varsa Onların Rastgele Hamamlara Gitmelerine Mani’ Olmalıdırlar. Aksine Kadın Kocaya Tahakküm Ediyorsa, Arzularına Mani’ Olamazlar Demektir. Bu da Bâzı Tüccâr ve Diğer Kimselerin Nefsî Şehvetlerine Düşkün Olduklarından, Kadınlara Köle Olmayı İstemelerinden Doğmaktadır. Bu Gibiler Hiçbir Vakit Eşlerine Karşı Gelemezler. Hâlbuki Şer’î Kanun ve Disiplinle Bir Bağlantı ve İlişkisi Olmayan Ziyâfet, Eğlence, Şenlik, Düğün, Dost Ziyâretleri Gibi Kadınlı-Erkekli Toplantıların Olduğu Yerlere ve Hamamlardan Sonra Bu Gibi Yerlere Yapılan Dâvetlere Gitmeleri Men’ Edilmelidir.

Zamanımızdaki İnsanlar Çoğunlukla Bu Ahdi Bozmakta ve Ahkâmına Hıyânet Etmektedirler. Şimdi Erkekler, Eşlerinin Her Türlü İsteklerine Boyun Eğmekte, Kadının Bu Türlü İsteklerinin Şeriata Uygun Olup Olmadığını İncelememekte, Ne Maksatla Bu Gibi Yerlere Gitmek İstediklerini, Gizli Bir Maksat Taşıyıp Taşımadıklarını Tahkik Etmeden Gitmelerine Göz Yummaktadırlar. Şu Cihet İyice Bilinmelidir ki, Bu Gibi Toplantılar, Îmân Ehlinin Prensip ve Akideleri ile Bağdaşmaz ve Birtakım Fesâd, Dedikodu ve Kötülükler Bu Gibi Dost ve Ziyâret Toplantılarından Çıkar ve Yayılır.

İçimizden Biri, Yaşı İleri, Ağzındaki Dişleri Dökülmüş, Görünüş İtibârı ile de Çok Çirkin Olacağı Gibi, Aksine Karısı da Genç ve Çok Güzel Olabilir. Bu Genç ve Güzel Kadın Çarşıya Çıktıktan veyâ Dâvet Edildiği Düğün ve Ziyâfetten Evine Döndükten Sonra, Dışarıda Gördüğü Yakışıklı Erkeklerle, Yaşlı, Dişleri Dökülmüş Kocasını Kıyas Ederek, Kocasının Yüzüne Dahi Bakmak İstemez. Belki de Kocasının Kendisini Öpmesini, Cimada Bulunmasını Dahi İstemez. İşte Genç Kadının, Erkeklerin Çokça Bulunduğu Çarşı, Pazar, Şenlik ve Toplantı Gibi Yerlere Gitmesinin, Kadın Üzerinde En Azından Yapacağı Etki Budur.

Bir Vakitler Dinine, Namazına Tam Olarak Bağlı Bir Kadın, “Ben Çarşıya Çıkmaktan Nefret Duyarım!” Demiş, Sebebini Sorduğumda, “Çünkü Dışarıya Çıkıp Güzel İnsanlara Rastlayınca Nefsim Onlara Karşı Bir Yakınlık Duymaktadır. Eve Dönünce Kocamın Yüzüne Bakmak Dahi İçimden Gelmiyor. Bir Gün Kâğıtçılar Çarşısı’na Gitmiştim. Genç ve Güzel Bir Erkekle Karşılaştım. Kalbimi Bütünü ile Alıp Götürmüştü. Allah’a And İçerim ki, Eve Dönünce Kocamı, Geceleri Dolanan Siyah Bir Böcek veyâ Yamyam veyâ Bir İfrit ve Öküz Gibi Görmeye Başladım...” Diye Hikâyesini Samimiyetle Bana Anlatmıştı. Sonradan Yine Sözüne Devam Ederek, “Kezâ Erkek de Genç ve Güzel Bir Kadını Görünce, Nefsi O Güzele Karşı Eğilimli Olacağı Gibi, Kadın da Genç ve Güzel Bir Erkeği Görünce, Elinde Olmayarak Nefsi Ona Kaymış Olur. Bir Gün de Kocam Yanımda Otururken, Evimizin Cumbasından Sokakta Duran Genç ve Güzel Bir Adamı Görmüş, Gözlerim O Erkeğin Güzel Endamına Takılmıştı. O Genç Sakalını, Yüzünü, Gözlerini Eliyle Sıvazladıkça Bunun Zıddı Olan Kocamın Sakalını, Yüzünü, Dişlerinin Büyüklüğünü, Gözlerinin Sürekli Akıntısını, Ağzının Kötü Kokusunu, Sözlerinin Kabalığını Görüyor ve Duyuyor Gibi Oluyordum. Nefsimin O Gence Meylettiğini, İçimi Fesâd Kapladığını Duyunca, O Ânda Ne Hamama Ne de Bir Ziyâret ve Dâvete Gitmemek İçin Allah’a Tevbe ve İstiğfârda Bulundum. Tevbemden Sonra Her Yönünü Kaba ve Çirkin Görmeye Başladığım Kocamı, Yeni ve Genç Bir Damat Olarak Görmeye Başladım. O Vakit, Tevbemin Doğruluğunu Anlamış Oldum...” Demişti.

Şunu Bil ki, Bir Mecburiyet Olmadan Eşinin Evden Dışarıya Çıkmasına İzin Veren Bir Kimse, Karısının Başına Gelebilecek Herhângi Bir Zarar ve Felâketten Kendisi Sorumludur. Nitekim Bu Kitabımızın Nikâh Konusundaki Ahidlerinde Anlatıldığı Gibi, Eşinin Güzel Kokular Sürünerek, Yeni Elbiseler Giyerek, Ziynetlerini Takınarak, Yalnız Başına Dışarıya Çıkmasına Elinden Geldiği Kadar Mani’ Olmaya Çalışan Bir Koca İyidir. Dışarıda Gözü Olmayan Bir Kadın, Başkasına Değil, Yalnız Kocasına Süslenmeli ve Yalnız Onun Sözünü Dinlemelidir. Allah En Doğrusunu Bilir.

Tirmizî Rivâyet Ediyor; Allah ve Âhiret Gününe İnancı Olan Bir Kimse, Eşini Hamama Sokmasın!

İbni Mâce ve Diğerleri Merfûan Şu Hadîsi Anlatırlar; Loğusa ve Hasta Olmadıkça, Kadınlarınızı Hamama Göndermeyiniz!

Hâkim Rivâyet Ediyor; Ümmetimin Kadınlarına Hamama Gitmeleri Günâh Sayılmıştır, Yani Yasaklanmıştır.

Allah En Doğrusunu Bilir.

[Îmâm-ı Şa’rânî ▬ Levâkıhu’l-Envâri’l-Kudsiyye Fî Beyâni’l-Uhûdi’l-Muhammediyye]

Rabbim bizleri affeylesin dogru kulluk yapa bilmemiz icin bizleri nefsimizle ve seytanlasmis duygularimizdan muhafaza eylesin sizlere tesekkur ediyorum Allah razi olsun

Erkek.dısarda gördüğü bir sürü genç alımlı kadına karşı o zaman bu hisleri duyuyor eve gelince evdeki hsnimini beğenmez oluyor o zaman ne yapmalı peki

Olacak Olanların Önüne Geçilemez Değerli Kardeşim. Nitekim Bu Hakîkâti Vakt-i Zamanında İblis Aleyhillâne, Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimize “Yâ Rasülullah! Hüküm Verildi, Hükmü Yazan Kalem de Kurudu. Olacak Olanlar Olacaktır.” Diyerek Bizzât Dile Getirmiştir, Yani Önüne Geçilemez Bir Bozulma Olacaktır, Kaçınılmazdır.

Eğer Meselenin Yalnız Erkeğin Kadına Bakmaması Kısmını İrdeliyorsanız, Bu Noktada Hatâ Edersiniz. Çünkü Materyalist Bir Göz ile Değerlendirecek Olursak, Ortada Bir Alışveriş Olup, Taraflar Belli Etse de Etmese de Bu Alışverişten Memnundurlar, Yani Her İki Cins de Kâfi Derecede Suçludur.

Ancak Eğer Suçun İlk Kimden, Hangi Taraftan Kaynaklandığını İrdeleyecek Olursanız, Bu Hususta Asıl Suçlunun, Yani Gerek Görmek Olsun Gerek Fiilî Olsun, Asıl ve İlk Suçluyu Arıyorsanız, Bunun Mesûliyeti Kadındadır. Zirâ Malûm Olduğu Üzere Rasülullah Sallallâhû Aleyhi ve Sellem Efendimiz Kadınlarla Biatleştiği Vakit, Onlar İçin İleri Sürdüğü İlk Şart “Zina Etmeyeceksiniz” Olmuştu. Çünkü Kadın İstemedikçe İster Görsel İster Fiilî Zina Asla Vukuu Bulmaz. Olursa da Adı Zina Değil Tecavüz Olur. Dolayısıyla Kadınlar Kendilerini Harâm Bakışlara Marûz Bırakmaz ve Çevreye de “Davetkâr” Bakışlarla Sinyal Vermezse, Bu Çirkin İş Büyük Ölçüde Çözülür, Tamamen Çözülemese de Büyük Ölçüde Çözülür.

Dağıtmayalım ve Toparlayalım.

Bâzı Şeylerin Önüne Geçemezsiniz, Çünkü Her Şey Mukadderat Gereği Bozulmaya Doğru Değişim İçerisindedir ve Kıyâmete Kadar da Böyle Devam Edecektir.

Bu İşte Hem Erkeğe Hem de Kadına Büyük Görev Düşmektedir. Erkek Kendini, Özellikle de Bakışlarını Koruyacak, Elden Geldiğince Görmeyecek. Kadın da Erkeğin Bu Çabasını ve Bu Çabanın Zorluğunu Bilip Kocasını Memnun Etmeye Çalışacak. Yoksa Günümüzde Zina Gibi Bir Çirkeflik Dahi Yasal iken ve Telefon Gibi Zinaya Götürebilen Araçlarla 7/24 İç İçeyken, Bir Şeyleri Başarabilmek Gerçekten Çok Zordur. Yüce Allah Kadın Erkek Her Birimizin Yâr ve Yardımcısı Olsun. Çünkü Şeytân Tüm Askerleri ile Dört Bir Yandan Saldırmaktadır.

erkek de kadın da işi olmadan dışarı çıkmayacak. çıkarsa gözlerini zinadan koruyacak yere bakarak yürüyecek.

Ona Bakarsanız “İnsanlardan Uzak Duran Onlardan Gelebilecek Zarardan da Uzaklaşmıştır” Buyuruluyor. Dolayısıyla Dediğiniz Doğrudur, Gerekmedikçe Dışarı Çıkmamak En İyisidir. Ne Kadar Çok Çıkarsanız, O Kadar Günâha Giriyorsunuz.

Çarşıya pazara gitmeyen kadinlarin şimdi telefondan herşeyi yaptıklarını ve hiç gormedikleri insanlar uğruna yuva yiktiklarini biliyoruz kinkeza bu durum erkekler için de geçerlidir . Şimdi burda asıl olan hangi durumda olursa olsun kalbi korumak mi yoksa sadece çarşı pazar hamama gitme meselesi mi ?

Ortalık hiç iyi değil Allah sonumuzu hayır etsin.