#1
|
||||
|
||||
istiğfarat-i Münkize
İSTİĞFÂRÂT-I MÜNKIZE
(Kurtarıcı İstiğfarlar) İSTİĞFÂRÂT-I MÜNKIZE'NİN FAZILETLERİ Kutbuddîn el-Hanefi (Rahimehullâh) Ali el-Karî (Rahimehullâh)a ait olan ve Mısır'da "Mustafa Muhammed Matbaası" tarafından basılmış menâsik-i hac ile alâkalı "İrşâdü's-sârî" nâmındaki kitabın sonunda tab edilmiş olan "Kitâbü ed'iyeti'l Hacci ve'l-'umra" isimli eserinde şöyle demiştir: "Ben, Hasen-i Basrî (Radıyallahu Anh)a nisbet edilen bu istiğfârları farklı birkaç nüshadan naklettim. Nüshaların birinde Muhammed ibni Üsâme (Radıyallahu Anh) dan bir nakil gördüm, onun terceme-i hâlini araştırdımsa da bir şey bulamadım. Ancak şöyle bir nakle rastladım: "Bu zat zulmen hapsedilmiş, sonra Rasûlüllâh ﷺ i rüyasında görmüş. Rasûlüllah ﷺ ona bu istiğfarları bırakmamasını emretmiş ve: "Bu istiğfârlardan her bir onunu okuyacak kimsenin Cuma günü başlayıp Perşembe günü bitirmesi gerekir" buyurmuş. O da Rasûlüllâh ﷺ in kendisine emrettiği vech üzere bunlara devam etmiş Allah-u Teâlâ da onu kendisine zulmeden kimseden kurtarmış ve hapisten halâs etmiş." Sonra bu istiğfârların aynısını başka bir nüshada buldum ki onun başında da bu istiğfârların, Emîru'l-müminîn Ali ibni Ebi Tâlib (Kerramallâhü vecheh) Hazretlerin den mervî (rivâyet edilmiş) olduğu ve Ali (Radıyallahu Anh)ın her gecenin seherinde bu istiğfârları okuduğu zikredilmekteydi. Çünkü seherler yani fecrin tulû'una (gün doğumuna) kadar olan zaman dilimi, istiğfår vakitlerinin en kıymetlisidir. İstiğfarın en mükemmeli ise yetmiş kere olandır. Nitekim bu hususta bir çok Hadîs-i Şerîf ve eser (rivayet) mevcuttur. (İşte bu istiğfârlarda da haftanın her bir günü için on istiğfar bulunduğundan toplamı yetmiş eder.) Ben de bir Müslüman faydalanır ümidiyle bunları size yazdım. Müslüman kardeşlerimden biri buna vâkıf olur da faydalanırsa ondan isteğim, hayırlı duâsından beni unutmaması ve istiğfârına beni de ortak kılması olacaktır. Ola ki Allâh-u Teâlâ bizleri topluca mağfiret buyurur." (Kutbuddin el-Hanefi, Kitâbü ed'iyeti'l-Hacci ve 'l-umra, sh:17) Hasen-i Basri (Radıyallahu Anh)a nisbet edilen bu istiğfarlar: Kutbuddîn el-Hanefi'ye ait "Kitâbü ed'iyeti'l-Hacci ve'l-'umra" isimli eserin, 12-17. sayfalarında; İlim ve fazîlet ehli bir cemaat tarafından cemedilmiş "Muhhu'l-'ıbade li Ehli's-sülüki ve'l-irâde min kelâmillâhi ve Rasûlihî ve's-selefi's-sâlihîne'l-kade" isimli eserin 449-482. sayfalarında; Ve kısmen seçilmiş olan bazı bölümleri de Seyyid Muhammed Alevî el Mâlikî 'ye ait "Ebvâbü'l-ferac" isimli eserin 225-228. sayfalarında zikredilmiştir. Daha bir çok ulemâ ve meşâyihın tasniflerinde zikredilen bu istiğfarlar, mânâları düşünülerek okunulması halinde gerçekten insanda, günahları hakkında büyük bir pişmanlık hissi uyandıracak tesire sahip olduğundan, yapılan tevbenin, "Nasûh tevbesi" olmasına vesile olacaktır. TERVİYE, AREFE VE NAHR (KURBAN BAYRAMI) GECELERİ OKUNACAK İSTİĞFARLAR Kutbuddîn el-Hanefi (Rahimehullah) hac ve umre duâlarıyla ilgili yazmış olduğu: "Kitâbü ed'iyeti'l-Hacci ve'l-'umra" isimli eserinde şöyle demiştir. (Sâlik-Hakk yolcusu) terviye gecesi olan, zilhiccenin yediyi sekize bağlayan gecesi olduğu zaman Hasen (Radıyallahu Anh)a mensub olan, ateşten kurtarıcı istiğfârları o gece okur. Allah-u Teâlâ'nın seçkin velîlerinden ve sâlih kullarından saadete muvaffak kıldığı kimseler buna devam eder. Babam Şeyh Alâuddîn (Rahimehullâh) bunları okumayı hiç bırakmazdı. Ben bu istiğfârları ondan rivayet etmekteyim. O da, üstadı Muhammed ibni Abdirrahmân es-Sehâvî (Rahimehullah) kanalıyla bir çok şeyhlerinden nakletmektedir. Nihayet o. Cüneyd-i Bağdâdî'den , o Seriyyi Sekatî 'den, o Ma'rûf-u Kerhî 'den, o Ma'bed ibni Abdilazîz el-Âbid den, o da Hasen-i Basrî 'den (Radıyallahu Anhum) şöyle dediğini nakletmiştir: ༺ 'Ben ömrüm boyunca Allâh-u Te'â lâ'nın dostlarından bir velî ya da bir sıddık görsem de, uyanıkken ya da uykumda ona dileğimi sorsam diye temenni ederdim. Senelerden birinde, zeval vakti Arafat'ta dururken, kayaların bulunduğu vâdideki dağa bakan Nu'man vâdisinin hizâsındaki Erak ağacının yanında sekiz kişiyle karşılaştım. Onların, aradığım topluluk olduğunu kesînen anladım. Yanlarına gittim, selam verdim. Onlar da bana en güzel bir cevapla mukabelede bulundular. Aralarında bulunan bir pîri fâni vardı ki Allâh-u Teâlâ yüzünü çok nurlandırmıştı. Hatta onun nûru ufka yükselmişti. Ben onlarla birlikte oturdum. Kendilerinde müşahede ettiğim vakar ve sekînetten dolayı nefsim bana çok küçük geldi. O anda biri kalktı ezan okudu ve ikamet getirdi. Şeyh efendi öne geçerek onlara namaz kıldırdı. Ben de onlarla birlikte kıldım. O zaman ben, amel defterimde böyle bir namazın yazılı olmadığını ve bir daha da yazılmayacağını bilmekteydim. Namazın ardından kıbleye yöneldi ve: "الحمد لله كثيرا" dedi. Başka bir şey duymadım. Ben onları kaçırırım ya da onlar benden kaybolur diye korktum da yanımdakine: ▬ 'Seni seçkin kılan Zat'ın hakkı için bu mertebeye ve bu fazîlete neyle nâil oldun?' dedim. O anda yüzü değişti ve gözlerini açtı. Şeyh Efendi ona: ▬ 'Hidayete eren ancak Allâh-u Te'â la'nın hidayet buyurduğu kimsedir. Sen onu hidayet et ki Allah-u Teâlâ da sana rahmet etsin.' dedi. O zaman o: ▬ 'Ben, ateşten kurtaran istiğfârı üç gecede okurdum' dedi. Ben: ▬ 'O istiğfår nedir ve o geceler hangileridir?" deyince, O: ▬ 'Zilhiccenin yediyi sekize, sekizi dokuza ve dokuzu ona bağlayan geceleridir. Bu istiğfârları okuyan kişi ne söylediğini ve hangi şeyi telaffuz ettiğini bilecek olsa elbette Allâh-u Teâlâ'nın ona en büyük şaşkınlık günü olan kıyamet günün de güvence nasib etmesi ve onu rahmetiyle ve dostluğuyla seçkin kılması Allâh-u Teâlâ üzerine bir hak olurdu' dedi. Bunun üzerine ben: ▬ "Allâh-u Teâlâ sana rahmet buyursun! Onları bana öğretsene" deyince, O: ▬ 'O istiğfârlar şunlardır' dedi ve bu risålede zikredilen istiğfârları okudu." (Kutbuddin el-Hanefi, Kitâbü ed'iyeti'l-Hacci ve'l umra, sh:12) ༺ Bu beyandan anlaşıldığına göre; zilhicce ayının sekizinci, dokuzuncu ve onuncu geceleri olan, "Terviye", "Arafe" ve "Nahr" geceleri bu istiğfarların tümü birlikte okunur. ༺ Diğer zamanlarda da isteğe bağlı olarak birlikte okunulabilir. ༺ Ancak haftada bir hatim yapmak isteyenler, herbir güne on istiğfar düşmek üzere Cuma günü başlayıp Perşembe günü bitirirler. Allah-u Teâlâ cümlemizi özellikle seherlerde bu istiğfarlar ile meşgul olan kulları zümresine ilhak eylesin ve tevbelerimizi kabul eylesin. Âmîn.
__________________
Ne senle yaşanıyor Ne de sensiz oluyor Şu garip bomboş dünyada.. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Çocuğu olmayanlar için manevi reçete | Huni | Rukye ve Tedavi | 6 | 30.09.24 17:51 |
Şakralar ve Hangi Şakra için Hangi Taş | BeyazMor | Aura - Çakra | 2 | 05.03.24 10:04 |
Hz isa ve Nuh a.s'ın oğlu Sam | Skoda | Peygamberler | 0 | 20.03.21 02:13 |
Hz. insan olmak.. | Hal | Tasavvuf Sohbetleri | 0 | 01.03.21 02:13 |