Geçmişimizden bize kalan sıkıntılardan nasıl kurtuluruz - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Havas ilmi & Gizli ilimler > Tövbeler & Uyarılar

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 22.11.21, 02:13
 
Üyelik tarihi: 23.10.19
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 342
Etiketlendiği Mesaj: 1 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Geçmişimizden bize kalan sıkıntılardan nasıl kurtuluruz

"Dedesi erik yemiş, torunun dişi kamaşmış."
Bu iki durumu nasıl okuyacağız?
Enerjinin dolanık, etkileşimli çalıştığı bir dünyada yaşıyoruz.
Misal; lavaboya, atık gider borularının içine atılan tırnak ve saçların, binlerce insanın atıklarıyla kanalizasyonda birleşerek ortak bir enerji oluşturması sonucu zarar görüyor olabiliriz . Kesilen saç ve tırnakları toprağa gömmeli. Azalara sükunet gelir, akıl korunmuş olur. Saç ve tırnak (genetik şifremiz) lağımda bir çok karışık enerjiyle bağ kurarak titreşimimizi düşürüyor olabilir.

Evin giderlerini, lavaboları tıkaçla kapamalı, aksi halde akılda noksanlık, zihinde sersemlik görülebilir. Atık su giderlerinden gelen negatif yük dahi manyetik sahamıza askıntı olabilirken, enerjilerin, titreşimlerin birbirlerini nasıl etkilediğini şaşkınlıkla izliyoruz.

Düşünceler ve niyetler dolanık çalışır. Tırnak ve saçlarımızın genetiğimizi, titreşim frekansımızı taşıdığını unutmayalım. Kötü niyetli birisi, tırnaktaki frekansa tutunarak bizimle çok rahat etkileşim kurabilir. Nitekim Hadis-i Şerif’te; saç ve tırnağınızı toprağa gömün, büyücüler onlarla sihir yapmasın!" (Deylemi)

Örneğin; sinirli ve öfkeli bir kişinin ceketini, üzerinize örtseler huzursuz olursunuz. Şefkatli, sevgi dolu birisinin paltosunun üzerine otursanız mutlu hissederseniz. Kıyafet üzerinden yola çıkarak bir başkasının düşünce formlarına ulaşmak dahi mümkün.

Veya; ortak bir dua, bir enerji çalışması içine girerseniz veya meşhur "evet evetleri" onaylarsanız manyetik alanda biriken enerjinin, üzerinize üzerinize aktığını fark edersiniz. Akan enerjinin frekans yapısı nasıldır? "Nedir, ne değildir? başka bir husus."

Suçlar ve günahlar kişiseldir. Kimse diğer kimsenin günahını yüklenmez. Bir kişinin günahından dolayı diğeri hesaba çekilemez.. Şeytanın dahi bu noktada bizlere vereceği zarar, vesveseden öteye geçmez.

Allah’ın hükmü yerine getirilince şeytan şöyle der: “Şüphesiz Allah size gerçek bir vaadde bulunmuştu; ben de size bir söz verdim ama yalancı çıktım. Aslında benim sizi zorlayacak gücüm yoktu; benim yaptığım size çağrıda bulunmaktan ibaretti.Siz de benim çağrıma uydunuz. O halde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim ne de siz beni kurtarabilirsiniz. Ben daha önce, beni Allah’a ortak koşmanızı kabul etmemiştim.” Doğrusu zalimler için elem verici bir azap vardır. İbrâhîm Suresi - 22 .

Şimdi bu anlatımla birlikte, evrendeki etkileşimlerden, kuantum dolanıklık tan yola çıkarak dedenin yaptığı yanlış bir hareketin, en iyi tabirle, dişimizi kamaştırması, bir vesvese, sert bir esinti gibi kalacaktır veya evimizin yakınındaki baz istasyonunun beynimize yaptığı manyetik bir baskı gibi hissedilecektir . Şayet yazının içindeki inceliği anlayabilirsek; kimsenin günahını yüklenmek gibi durumun asla söz konusu olmadığını gayet net olarak idrak ederiz diye düşünüyorum.

Bu konuda İmam-ı Birgivi hz. buyururlar ki;

İnsanoğlunun akrabası geriye doğru 7 nesildir.
(7 ceddimiz deriz) bu 7 nesilde hem anne hem baba tarafından tam 254 anne ve baba vardır.
Bunların hepsinin ahlâkı, özü, nüvesi, karakteri, zerreler seviyesinde de olsa, nesilden nesile, az veya çok süzülerek bizlere kadar gelir. Bizim nefsimizin ahlâkının temelini oluşturur,
sonra ergenlikle, kişi bu temeli alıp ya daha iyiye götürür ya daha kötüye...
-Ama bazı durumlar var ki kişiye yapışıyor, ne kadar nafile namaz kılsa, oruç tutsa kişiden ayrılmıyor... Kişinin başına gelen belalar, sıkıntılar, huzursuzluklar, vazgeçemediği kötü huylar veya bir türlü yönelemediği iyi huylar...
-Deniliyor ki; Bunların hepsinde kişinin geçmişinin, 7 ceddinin payı var, onların içinde birileri ahh almış, zulmetmiş, beddua almış veya üzerinde ödenmemiş keffaret ile gitmiş bu alemden...
-Peki bunun tedavisi nasıl olacak? Yani bizim çektiğimiz sıkıntılarda, hastalıklarda, üzüntülerde geçmişimizin payı var, ama onlar vefat etti, nasıl bu borçlarını öderler de biz de çektiğimiz sıkıntılardan kurtuluruz?
-Paran varsa sadaka verirsin, bazen oruç ta tutarsın bu niyetle, onlara hediye edersin, sana kalan sevaplardan hiç birşey eksilmez, onlar da
istifade ederler, kötülük baştan çözülür.
-Ama bunun daha kolay bir yolu da şudur; Mesela sabah niyet edersin "bu gün okuyacağım tüm Salavat-ı Şerifeleri geçmişimdeki 254 anne ve babamın, varsa üzerlerindeki keffaretlerin, kul haklarının, bedduaların kaldırılması için hediye eyledim" diye ve her boş zamanında okursun...
-Fıkhen Keffaretin izalesi, ödenmesi, sadaka vermek veya oruç tutmak ile olur, o zaman geçmiş, o 254 anne ve babamız için, varsa üzerlerindeki keffaretlerin, kul haklarının ödenmesi için, bu niyetle sadaka vereceğiz, oruç tutacağız...
-Böylelikle onlar üzerindeki ahhlar gider, kul hakları kalkar, keffaretleri ödenir, o zaman, bizlerin üzerindeki bütün sıkıntılar da kalkar, şifa, huzur bulur saadete ereriz inşaallah.

Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 22.11.21, 15:32
Üye
 
Üyelik tarihi: 12.12.19
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 58
Etiketlendiği Mesaj: 5 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

vay be,nereden nereye,çok ilginç bir etki oldu bende teşekkür ederim

Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 22.11.21, 21:16
 
Üyelik tarihi: 07.10.20
Bulunduğu yer: Türkiye
Mesajlar: 124
Etiketlendiği Mesaj: 2 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Devamlı düşünürüm bu durumu. Hep eskilerden bir ah mı aldık tüm kuzenlerim olsun kardeşler olalım amcalar vs vs bir ah aldık ta bizlere mi sirayet ediyor diye. Bazen oturup dua etmişliğim de oldu ama sanki geçmecek gibime de geliyor. Genlerimize oturmuş çünkü. Ancak nasıl bir dua daha edebilir Allahım benden olacak gelecek soyumun genlerine bu ahı veya kul hakkını işleme de onların bahtı kaderi güzel olsun die dua eder sadakamızı öyle de verebiliriz. Konu için teşekkürler.

.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 23.11.21, 00:17
Acemi
 
Üyelik tarihi: 23.11.21
Bulunduğu yer: bursa
Mesajlar: 4
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

saşırdım dogrusu dikkat etmek lazim

Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 04.12.21, 15:18
 
Üyelik tarihi: 24.08.20
Bulunduğu yer: kocaeli
Mesajlar: 430
Etiketlendiği Mesaj: 7 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Yazınızı baştan sona kadar okudum.
Çok haklısınız.
Ben de aynı şeyleri düşünüyorum.

Örnek: Mutfak, banyo, abdest suyumuz lavabodan kanazilasyona karışıyor.
Böyle medeniyet olmaz. Apartmanlarda en azından, banyo, mutfak, lavabo suyu ayrı kısımdan akmalıdır.
Kanazilasyona akıtılmamalıdır.
Cenab-ı Allah sonumuzu hayır eylesin.
Bed-bereket kalmadı.

Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 16.01.22, 13:44
Acemi
 
Üyelik tarihi: 02.01.22
Bulunduğu yer: avrupa
Mesajlar: 3
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

MaşaAllah güzel bir yazı, sonunda imamı Birgivi hazretlerinin kıssası konuya açıklık getirmiş.

Anlaşılıyorki yaşayan ve geçmiş neslimizin affı ve kefareti için niyet ederek Kuran-ı kerim okumak, bolca salavatı şerife getirmek, hacet namazı kılmak gerek geçmiş neslimiz ve gerekse yaşayan neslimiz için çok gerekli.

Tavsiyem yaşayan ve geçmiş neslimiz için "salavatı kübra" yı okumak çok tesirli olur. Peygamber efendimize Cebrail A.S. ile Allah C.C. nun hediyesi olarak gönderilmiş ve Cebrail A.S. daha önce hiç bir peygambere böyle bir hediye gönderilmedi dediği 100 milyon salavata denk gelen çok büyük bir salavatı şeriftir.

7 ceddimize yeterde artar İnşaAllah

Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 17.01.22, 06:05
Üye
 
Üyelik tarihi: 25.11.18
Bulunduğu yer: Afyon
Mesajlar: 88
Etiketlendiği Mesaj: 5 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Gercek Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
"Dedesi erik yemiş, torunun dişi kamaşmış."
Bu iki durumu nasıl okuyacağız?
Enerjinin dolanık, etkileşimli çalıştığı bir dünyada yaşıyoruz.
Misal; lavaboya, atık gider borularının içine atılan tırnak ve saçların, binlerce insanın atıklarıyla kanalizasyonda birleşerek ortak bir enerji oluşturması sonucu zarar görüyor olabiliriz . Kesilen saç ve tırnakları toprağa gömmeli. Azalara sükunet gelir, akıl korunmuş olur. Saç ve tırnak (genetik şifremiz) lağımda bir çok karışık enerjiyle bağ kurarak titreşimimizi düşürüyor olabilir.

Evin giderlerini, lavaboları tıkaçla kapamalı, aksi halde akılda noksanlık, zihinde sersemlik görülebilir. Atık su giderlerinden gelen negatif yük dahi manyetik sahamıza askıntı olabilirken, enerjilerin, titreşimlerin birbirlerini nasıl etkilediğini şaşkınlıkla izliyoruz.

Düşünceler ve niyetler dolanık çalışır. Tırnak ve saçlarımızın genetiğimizi, titreşim frekansımızı taşıdığını unutmayalım. Kötü niyetli birisi, tırnaktaki frekansa tutunarak bizimle çok rahat etkileşim kurabilir. Nitekim Hadis-i Şerif’te; saç ve tırnağınızı toprağa gömün, büyücüler onlarla sihir yapmasın!" (Deylemi)

Örneğin; sinirli ve öfkeli bir kişinin ceketini, üzerinize örtseler huzursuz olursunuz. Şefkatli, sevgi dolu birisinin paltosunun üzerine otursanız mutlu hissederseniz. Kıyafet üzerinden yola çıkarak bir başkasının düşünce formlarına ulaşmak dahi mümkün.

Veya; ortak bir dua, bir enerji çalışması içine girerseniz veya meşhur "evet evetleri" onaylarsanız manyetik alanda biriken enerjinin, üzerinize üzerinize aktığını fark edersiniz. Akan enerjinin frekans yapısı nasıldır? "Nedir, ne değildir? başka bir husus."

Suçlar ve günahlar kişiseldir. Kimse diğer kimsenin günahını yüklenmez. Bir kişinin günahından dolayı diğeri hesaba çekilemez.. Şeytanın dahi bu noktada bizlere vereceği zarar, vesveseden öteye geçmez.

Allah’ın hükmü yerine getirilince şeytan şöyle der: “Şüphesiz Allah size gerçek bir vaadde bulunmuştu; ben de size bir söz verdim ama yalancı çıktım. Aslında benim sizi zorlayacak gücüm yoktu; benim yaptığım size çağrıda bulunmaktan ibaretti.Siz de benim çağrıma uydunuz. O halde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim ne de siz beni kurtarabilirsiniz. Ben daha önce, beni Allah’a ortak koşmanızı kabul etmemiştim.” Doğrusu zalimler için elem verici bir azap vardır. İbrâhîm Suresi - 22 .

Şimdi bu anlatımla birlikte, evrendeki etkileşimlerden, kuantum dolanıklık tan yola çıkarak dedenin yaptığı yanlış bir hareketin, en iyi tabirle, dişimizi kamaştırması, bir vesvese, sert bir esinti gibi kalacaktır veya evimizin yakınındaki baz istasyonunun beynimize yaptığı manyetik bir baskı gibi hissedilecektir . Şayet yazının içindeki inceliği anlayabilirsek; kimsenin günahını yüklenmek gibi durumun asla söz konusu olmadığını gayet net olarak idrak ederiz diye düşünüyorum.

Bu konuda İmam-ı Birgivi hz. buyururlar ki;

İnsanoğlunun akrabası geriye doğru 7 nesildir.
(7 ceddimiz deriz) bu 7 nesilde hem anne hem baba tarafından tam 254 anne ve baba vardır.
Bunların hepsinin ahlâkı, özü, nüvesi, karakteri, zerreler seviyesinde de olsa, nesilden nesile, az veya çok süzülerek bizlere kadar gelir. Bizim nefsimizin ahlâkının temelini oluşturur,
sonra ergenlikle, kişi bu temeli alıp ya daha iyiye götürür ya daha kötüye...
-Ama bazı durumlar var ki kişiye yapışıyor, ne kadar nafile namaz kılsa, oruç tutsa kişiden ayrılmıyor... Kişinin başına gelen belalar, sıkıntılar, huzursuzluklar, vazgeçemediği kötü huylar veya bir türlü yönelemediği iyi huylar...
-Deniliyor ki; Bunların hepsinde kişinin geçmişinin, 7 ceddinin payı var, onların içinde birileri ahh almış, zulmetmiş, beddua almış veya üzerinde ödenmemiş keffaret ile gitmiş bu alemden...
-Peki bunun tedavisi nasıl olacak? Yani bizim çektiğimiz sıkıntılarda, hastalıklarda, üzüntülerde geçmişimizin payı var, ama onlar vefat etti, nasıl bu borçlarını öderler de biz de çektiğimiz sıkıntılardan kurtuluruz?
-Paran varsa sadaka verirsin, bazen oruç ta tutarsın bu niyetle, onlara hediye edersin, sana kalan sevaplardan hiç birşey eksilmez, onlar da
istifade ederler, kötülük baştan çözülür.
-Ama bunun daha kolay bir yolu da şudur; Mesela sabah niyet edersin "bu gün okuyacağım tüm Salavat-ı Şerifeleri geçmişimdeki 254 anne ve babamın, varsa üzerlerindeki keffaretlerin, kul haklarının, bedduaların kaldırılması için hediye eyledim" diye ve her boş zamanında okursun...
-Fıkhen Keffaretin izalesi, ödenmesi, sadaka vermek veya oruç tutmak ile olur, o zaman geçmiş, o 254 anne ve babamız için, varsa üzerlerindeki keffaretlerin, kul haklarının ödenmesi için, bu niyetle sadaka vereceğiz, oruç tutacağız...
-Böylelikle onlar üzerindeki ahhlar gider, kul hakları kalkar, keffaretleri ödenir, o zaman, bizlerin üzerindeki bütün sıkıntılar da kalkar, şifa, huzur bulur saadete ereriz inşaallah.
Allah razı olsun faydalı bir paylaşım olmuş

Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 17.01.22, 10:53
Üye
 
Üyelik tarihi: 23.09.21
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 60
Etiketlendiği Mesaj: 2 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Gercek Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
"Dedesi erik yemiş, torunun dişi kamaşmış."
Bu iki durumu nasıl okuyacağız?
Enerjinin dolanık, etkileşimli çalıştığı bir dünyada yaşıyoruz.
Misal; lavaboya, atık gider borularının içine atılan tırnak ve saçların, binlerce insanın atıklarıyla kanalizasyonda birleşerek ortak bir enerji oluşturması sonucu zarar görüyor olabiliriz . Kesilen saç ve tırnakları toprağa gömmeli. Azalara sükunet gelir, akıl korunmuş olur. Saç ve tırnak (genetik şifremiz) lağımda bir çok karışık enerjiyle bağ kurarak titreşimimizi düşürüyor olabilir.

Evin giderlerini, lavaboları tıkaçla kapamalı, aksi halde akılda noksanlık, zihinde sersemlik görülebilir. Atık su giderlerinden gelen negatif yük dahi manyetik sahamıza askıntı olabilirken, enerjilerin, titreşimlerin birbirlerini nasıl etkilediğini şaşkınlıkla izliyoruz.

Düşünceler ve niyetler dolanık çalışır. Tırnak ve saçlarımızın genetiğimizi, titreşim frekansımızı taşıdığını unutmayalım. Kötü niyetli birisi, tırnaktaki frekansa tutunarak bizimle çok rahat etkileşim kurabilir. Nitekim Hadis-i Şerif’te; saç ve tırnağınızı toprağa gömün, büyücüler onlarla sihir yapmasın!" (Deylemi)

Örneğin; sinirli ve öfkeli bir kişinin ceketini, üzerinize örtseler huzursuz olursunuz. Şefkatli, sevgi dolu birisinin paltosunun üzerine otursanız mutlu hissederseniz. Kıyafet üzerinden yola çıkarak bir başkasının düşünce formlarına ulaşmak dahi mümkün.

Veya; ortak bir dua, bir enerji çalışması içine girerseniz veya meşhur "evet evetleri" onaylarsanız manyetik alanda biriken enerjinin, üzerinize üzerinize aktığını fark edersiniz. Akan enerjinin frekans yapısı nasıldır? "Nedir, ne değildir? başka bir husus."

Suçlar ve günahlar kişiseldir. Kimse diğer kimsenin günahını yüklenmez. Bir kişinin günahından dolayı diğeri hesaba çekilemez.. Şeytanın dahi bu noktada bizlere vereceği zarar, vesveseden öteye geçmez.

Allah’ın hükmü yerine getirilince şeytan şöyle der: “Şüphesiz Allah size gerçek bir vaadde bulunmuştu; ben de size bir söz verdim ama yalancı çıktım. Aslında benim sizi zorlayacak gücüm yoktu; benim yaptığım size çağrıda bulunmaktan ibaretti.Siz de benim çağrıma uydunuz. O halde beni kınamayın, kendinizi kınayın. Ne ben sizi kurtarabilirim ne de siz beni kurtarabilirsiniz. Ben daha önce, beni Allah’a ortak koşmanızı kabul etmemiştim.” Doğrusu zalimler için elem verici bir azap vardır. İbrâhîm Suresi - 22 .

Şimdi bu anlatımla birlikte, evrendeki etkileşimlerden, kuantum dolanıklık tan yola çıkarak dedenin yaptığı yanlış bir hareketin, en iyi tabirle, dişimizi kamaştırması, bir vesvese, sert bir esinti gibi kalacaktır veya evimizin yakınındaki baz istasyonunun beynimize yaptığı manyetik bir baskı gibi hissedilecektir . Şayet yazının içindeki inceliği anlayabilirsek; kimsenin günahını yüklenmek gibi durumun asla söz konusu olmadığını gayet net olarak idrak ederiz diye düşünüyorum.

Bu konuda İmam-ı Birgivi hz. buyururlar ki;

İnsanoğlunun akrabası geriye doğru 7 nesildir.
(7 ceddimiz deriz) bu 7 nesilde hem anne hem baba tarafından tam 254 anne ve baba vardır.
Bunların hepsinin ahlâkı, özü, nüvesi, karakteri, zerreler seviyesinde de olsa, nesilden nesile, az veya çok süzülerek bizlere kadar gelir. Bizim nefsimizin ahlâkının temelini oluşturur,
sonra ergenlikle, kişi bu temeli alıp ya daha iyiye götürür ya daha kötüye...
-Ama bazı durumlar var ki kişiye yapışıyor, ne kadar nafile namaz kılsa, oruç tutsa kişiden ayrılmıyor... Kişinin başına gelen belalar, sıkıntılar, huzursuzluklar, vazgeçemediği kötü huylar veya bir türlü yönelemediği iyi huylar...
-Deniliyor ki; Bunların hepsinde kişinin geçmişinin, 7 ceddinin payı var, onların içinde birileri ahh almış, zulmetmiş, beddua almış veya üzerinde ödenmemiş keffaret ile gitmiş bu alemden...
-Peki bunun tedavisi nasıl olacak? Yani bizim çektiğimiz sıkıntılarda, hastalıklarda, üzüntülerde geçmişimizin payı var, ama onlar vefat etti, nasıl bu borçlarını öderler de biz de çektiğimiz sıkıntılardan kurtuluruz?
-Paran varsa sadaka verirsin, bazen oruç ta tutarsın bu niyetle, onlara hediye edersin, sana kalan sevaplardan hiç birşey eksilmez, onlar da
istifade ederler, kötülük baştan çözülür.
-Ama bunun daha kolay bir yolu da şudur; Mesela sabah niyet edersin "bu gün okuyacağım tüm Salavat-ı Şerifeleri geçmişimdeki 254 anne ve babamın, varsa üzerlerindeki keffaretlerin, kul haklarının, bedduaların kaldırılması için hediye eyledim" diye ve her boş zamanında okursun...
-Fıkhen Keffaretin izalesi, ödenmesi, sadaka vermek veya oruç tutmak ile olur, o zaman geçmiş, o 254 anne ve babamız için, varsa üzerlerindeki keffaretlerin, kul haklarının ödenmesi için, bu niyetle sadaka vereceğiz, oruç tutacağız...
-Böylelikle onlar üzerindeki ahhlar gider, kul hakları kalkar, keffaretleri ödenir, o zaman, bizlerin üzerindeki bütün sıkıntılar da kalkar, şifa, huzur bulur saadete ereriz inşaallah.

Allah razı olsun kardeşim paylaşım için.

Bazen yaptığım hataları düşünürüm, çocuklarımıza bunları aktarmaya hiç hakkımız yok sanırım.

Her gün tövbe ederek çocuklarımıza yardımcı olmalıyız zannımca.

Geçmiş anne babalarımız adına hayır yaparak kendimize de yardım etmeliyiz.

Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 12.01.23, 15:43
Acemi
 
Üyelik tarihi: 03.01.23
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 17
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Bunu hep düşünmüştümdür,acaba geçmişte birilerinin ahını alan oldu mu fiye öğrendik sayenizde birşeyler eywallah

Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 13.01.23, 21:48
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 13.04.21
Bulunduğu yer: çanakkale
Mesajlar: 520
Etiketlendiği Mesaj: 13 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Evlerimizi birer ibadethane, bir Kur’an kursuna çevirelim.

Muhasebemizi yaparak, geleceğe yönelik tefekkürde bulunalım.

Özellikle tövbeyi unutmamalıyız....

Rabbimize karşı ne yaptık ki bu musibet başımıza geldi? Bunun muhasebesini yapalım.

Bizim hem dünyevi hem uhrevi sıkıntılardan beraat etmemiz için Rabbimizi razı etmemiz gerekir.

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Vesveseden nasıl kurtuluruz ? baser34 Sorularınız 34 17.12.23 18:36
Vesveseden nasıl kurtuluruz? Duasever06 Sorularınız 1 28.12.22 22:23
Dünya hırsından nasıl kurtuluruz. Mhmt19 Sorularınız 3 20.03.22 07:55
Bize zorbalık yapan birini nasıl uzaklaştırabiliriz dradem404 Sorularınız 27 24.05.20 14:48
Bize aykırı bir ses nasıl bize ait olabilir ki? Hal Tasavvuf Sohbetleri 5 20.06.19 10:35


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 08:41.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147