|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Bela gelmeden duayı hazırlayın
Belâ gelmeden duâyı hazırlayın, diye uyarıyor bizi, kıtlık görünüyor, başka hastalıklar, depremler, iç ve dış savaş daha neler neler görünüyor.. Biz hâlâ uyuyoruz.
İstiğfar, o duâ, şu Sûre güzel. Amennâ ama, hiç bitmek bilmeyen ısrarla ettiğimiz o kadar günahlar var ki; Risâle-i Kudsiyye derslerinde ancak tabakasına değindik, artık bilelim her zerremiz günahtır. Böyle olunca bu işler ancak vasıta ile çözülür... En güzel vasıta da Habîbi'miz MUHAMMED MUSTAFA ﷺ 'dir... O'ndan güzelini bulamayız. Salevât'a öyle bir ağırlık veriyor olmalıyız ki, rüyamızda sabahimizda aksamimizda düşünmeden dilde kalpte olmalı.. Artık Salevât'a öyle bir girmiş olmalıyız ki, yürüyen yatan kalkan Salevât olmuş olmalıyız.. bilmiyorum anlatabiliyor muyum? Anlaşılıyor mu? Anlatamıyorsak da hepiniz yine de deli gibi okuyun... emir büyük yerden, kaç gece acayip rüyalar görüyorum uyanınca unutuyorum.. o gece demek, bu iş mühimdir ki o kardeşimize gösterdiler... Hepiniz Çok çok değerlisiniz benim gözümde, ve gücünüzü çok iyi tanıyorum, vakti geldiğinde sel gibi bastırıyorsunuz duâları, artık o vakit çoktan geldi, çok geç kaldık MEVLÂMIN güzel askerleri... Şu sadırlarınızın içinde neler neler olduğunu bilseniz, samimîyetle bir kere Salevât okumanıza neler neler olacağını bilseniz o ânı yakalamak için uykunuz kaçar, iştahınız kaçar, keyf nedir unutursunuz... sırf o ânı yakalamak için gözleriniz halılarınızı yıkar da artar... Lütfen ama lütfen! Bak bu iş aslında lütfenle olmaz ama, öyle zamanlara gelmişiz... lütfen diyoruz... Emir Büyük Yerdendir, herkes uzlete çekilsin. Başka dertler için duâ isteyenler Fâtiha okusunlar, özel hâlde olanlar Kelime-i Tevhîd okusunlar.. Tarikat derslerimizi güzel yaptıktan sonra diğer bütün vakitlerimizi Salevât'a ayıralım. Yarın ah vah demenin faidesi olmaaazzz... kimsenin anası bacısı çocuğunu ağlasın istemiyoruz... bazı şeylere çok kolayca kalkan olabiliriz. Efendi Hazretlerimiz eskiden çok derdi ki , hepinizden sadece 313 tane adam istiyorum... başka zamanlar da buyurmuş ki, bu yola 3 sey için giriliyor, ya evlenmek için, ya dünya için veya âhiret icin" diye... Şunu iyi bilelim ki, evlenme ve dünya niyetiyle girenlerin kapasitesi doldu taştı, Sultanımıza ağır geliyor. Onu ALLÂH için sevenler varsa aramızda, adam olup o 313 sayısına girsin ... hemen HAK HAK deyup HAKK'a gidelim. O 313 sayısıyla neler neler olacak... dünya için yola girip, ahireti kazanacaklar sizlere ne çok teşekkür edeceklerini görürsünüz, evlenmek için girenler de aynı.. kimse bencilik yapmasın, kimse de ahiret için girdiğini iddia etmesin aman. Bir Ayet naklettik, RASÛLULLAH ﷺ sadakalar dağıtıyordu, bedeviler bunu görünce nasiplenmek istediler, Şehâdet getirip bizde müminiz dediler.. MEVLÂ TEÂLÂ Âyet indirdi 'Ey HABÎBİ'm ! Onlar de ki hayır siz mümin değilsiniz, ancak müslüman oldunuz. Eğer bana itaat ederseniz o zaman ALLÂH emeklerinizi boşa çıkaracak değildir.' Bu yola ALLÂH için giren öyle olur ki, şeyhi denize atla dese nefes alma vakti kalmadan, göz dahî kirpmadan müridi denizde bulursunuz... bu yol böyledir. Bu yola sırf ALLÂH için giren öyle bir kıvam da olur ki, onun kokusu diğer vatanlardan duyulur, ALLÂH-U TE'ÂLÂ'nin övdüğü Muhlaslar onu bulur, şeytanlaşmış olanlar düşmanlıkla ısrar eder ona karşı. Bu yola can vermek için girdik! Öyleyse, RASÛLULLAH ﷺ araya girip şefaat ve himmet buyurmak isteyip Salevât oku diyorsa, bunun e'si u'su olmaz hemen okuyalım! Haydi görelim sizi... OSMANLI TORUNLARI, salihlerin duâları, şehitlerin sadırları... ne olduğumuzu unutmayalım, MEVLÂ bizleri büyük yarattı... ucuza kaçmak yok! |
#2
|
|||
|
|||
Büyükler Kıyamazsan başa cana
uzak dur girme meydana buyururlar bir de bu yıl elif'te be deme Emri tut Emir edilmeyenlerden uzak dur buyumuşlardır |
#3
|
|||
|
|||
Deme bu başıma niye geldi diye! Allah'ın sistemi mazeret kabul etmez, ne ekersek isek onu biçeriz. Niyetlerimizle ektiklerimizi, hayatımız olarak yaşıyoruz.
Başımıza gelenlerden Allah’ımı suçlayacağız? İsteseydi bunlar başıma gelmezdi, bu yaşadıklarım Allah’ın gazabımı diyeceğiz. Oysa! Allah kimseye kızıp eziyet etmez, yakmaz, cehennemine atmaz. Allah’ın gazabı denen şey, Allah sistemine ters bir yaşantı içinde olanların otomatik olarak karşılaşacakları, yani yaptıklarının karşılığı olarak sistemden alacakları karşılığı ifade eder. Ateşin içine elini sokup, Allah beni korur, bana bir şey olmaz. Ateş beni yakmaz diyemezsin. Allah’ın sisteminde ateşin var oluş sebebi, fıtratı yakmaktır. Buna uymayan, sisteme uygun davranmayan, korunmayan yanmaya mahkûmdur. Elini ateşe sokanın eli yanar. Allah bana kızdı da ateş beni onun için yaktı demek ne kadar yanlış ise başına gelen bir sıkıntıda Allah bana kızdı da onun için, bana bu durumu yaşattı, beni cehennemine attı demek de o kadar yanlıştır. Allah’ın sisteminde, her şeyin bir karşılığı vardır. İnsan yaptığının karşılığını otomatik olarak alır. Sistemin kurallarına uyarsa NUR olur, dünyası aydınlanır. Uymazsa NAR (ateş) olur, yanar, dünyasını cehennem eder. Yani Allah’ın gazabı denen şey, kulun Allah’ın kurallarını koyduğu ve nasıl kullanılması gerektiğini bildirdiği evrensel sistemi insanın yanlış kullanması neticesinde, neticelerini dünyasında (yaşamında) çıktı olarak alıp yaşaması olayıdır. . |
#4
|
|||
|
|||
Bela ve Bedeli
Her belâya beş çeşit hamdetmelidir:
1. Bedene ve dünya işine gelip, âhiret için olmayan belâdır. Sehl-i Tüsterî'ye bir kimse; hırsız evime girdi ve eşyaları götürdü dedi. 'Şeytan kalbine girse ve imanını götürse ne yapacaksın?' dedi. 2. Hiçbir belâ ve hastalık yoktur ki, ondan beteri olmasın. O hâlde daha beteri gelmediğine hamdetmek lâzımdır. Çünkü bin sopa vurulması gereken kimseye yüz sopa vurulsa şükreder.Büyük evliyâdan birinin başına, bir leğen kül döktüler. Buyurdu ki: 'Ateşe müstehak iken, kül ile yetinmek büyük nimettir.' 3. Âhirete bırakılan her ceza dünyadakinden daha şiddetli olur. Bu belâyı dünyada çektiğine şükretmek gerekir. Bu ise âhirette birçok cezaların kendisinden kaldırılmasına sebep olur. Resûlullah (sallallahu aleyhi ve sellem) buyurdu ki: 'Dünyada eziyet edilene, âhirette edilmez.' Çünkü belâ, günahlara kefarettir. Günahsız olunca, ceza da olmaz. O hâlde acı ilâç veren veya fazla kanı alan doktora şükretmen gerekir.Çünkü bu sıkıntı ile hastalık sıkıntı ve belâsından seni kurtarmıştır. 4. Levh-i Mahfûzda bu belâ sana yazılmıştır ve yoldadır. O hâlde bunu atlatınca şükretmek,hamdetmek gerekir. Şeyh Ebû Sâid, merkepten düştü. 'Elhamdülillah' dedi. 'Niçin hamdediyorsun?' dediklerinde, 'Belâyı atlattığım için.' buyurdu. Yâni bu muhakkak olacaktı, ezelde takdir olunmuştu, demek istedi. 5. İki yönden âhirette sevaba kavuşmaya sebep olur. Biri, hadis-i şerifte bildirildiği gibi,büyük sevabı vardır. Diğeri, bütün günahların başı dünya ile yakınlık kurmaktır. Böylece dünya, Cennet gibi olur ve Allahû Teâlâ'ya gitmek ise zindan gibi olur. Dünyada kim belâlara mübtelâ olursa kalbi dünyadan nefret eder. Her belâ, Allahû Teâlâ tarafından kula gönderilen bir terbiyecidir. Çocuk akıllanınca, kendisini terbiye etmelerinde birçok faydalar bulur. Kaynak: Kimyâ-yi Saâdet - İmâm-ı Gazâlî |
#5
|
|||
|
|||
Ağzınıza sağlık Allah razı olsun
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
O kış gelmeden Allahım, beni bağışla!.. | Gercek | Sizden Gelenler | 4 | 09.11.21 03:43 |
Senden hiç mektup gelmeden geçen dakikalar | Och | Tarih | 4 | 02.10.20 10:43 |
Kahve Anadolu'ya gelmeden evvel, kahverenginin adı neydi ? | Drogo | Tarih | 2 | 25.09.20 07:44 |
Zikir Adabı-3 /EL Saburun Esması bela gelmeden okunmaz. | Poine | Sizden Gelenler | 5 | 23.11.19 03:21 |
Sofranızı kışa hazırlayın | aşk | Sağlık | 1 | 06.05.17 10:40 |