|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Nefis Terbiyesinde İlk Basamak -Nefs-i Emmare-
Kötülükleri yapmayı emreden nefis anlamında arapça bir ifadedir.
“Ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü nefis, daima kötülüğü emredicidir.” âyetinde ki nefistir. Bu nefis, doğru olanın kötü fiili terk etmek değil, yapmak olduğunu savunur. Bir başka tarifle kalbi ulvî değil, süflî (aşağılık, alçak) şeylere celbeden nefse denir. Cüneyd-i Bağdâdî, “Kişiyi helak etmeye çalışan, düşmana yardımcı olan, hevâ ve hevese uyan ve türlü türlü kötülüklerle itham olunan nefistir şeklinde tarif eder. Nefs-i emmâre, aklı ve kalbi aldatır. En değerli ve en güzel şeyleri akla ve kalbe, kötü, çirkin ve değersiz gösterir. Nefs-i emmâre’den kalbe geçen ilk hastalık şehvettir. Şehvetin peşinden sevgi, istek ve öfke geçer. Bunların peşinden de kibir, çekememezlik, zülum ve tutku gelir. Nefs-i emmâre’nin ortaya çıkmasına sebep olan en etkili organ gözdür. Görmemizi sağlayan göz haramlara baka baka gönül gözü kör olur. Ne kadar kötü sıfat varsa, bunları görmez olur. Bu nedenle gözü haramlardan sakınmak gerekir. Kulak, dil, deri v.b. gibi diğer duyu organlarının durumu da böyledir. Bu organlarında hassasiyetlerini kaybetmemesi için haramlardan muhafazası gerekir. Bâlî Sofyevî’nin bildirdiğine göre Nefs-i emmâre’nin üç mertebesi vardır,,, a- Fiiller Mertebesi: Bu mertebeyi insan tabiatından kaynaklanan günahlar oluşturuyor. b- Sıfatlar Mertebesi: Bu mertebede zahirde veya manada bu günahlardan kurtulmaya çalışmak veya kurtulmak istemek gerekir. c- İsimler Mertebesi: Bu mertebede de insan, tabiatından kaynaklanan günahlara bulaşmasına rağmen bundan üzüntü ve pişmanlık duyar. Nefs-i emmâre, fâsıklarda, münafıklarda ve kâfirlerde bulunur. Üzeri yoğun ve kalın perdelerle örtülü olan nefs-i emmâre şer yuvası, kötü fiillerin, yerilmiş ahlâkın da kaynağıdır. Nefs-i emmâre, nefs-i mutmainne’nin karşıtıdır. Nefs-i mutmainne ne zaman güzel bir amel işlerse, buna karşılık nefs-i emmâre derhal o güzel ameli bozacak kötü bir iş yapar. Şehvetin ön planda olmasından dolayı “nefs-i şehvâni” de denilen nefs-i emmâre, kişinin en büyük düşmanı olduğundan onu ezmek, kırmak ve mücâhede kılıcıyla katletmek gerekir. Bunun için ,,, riyâzet yapılır, çile çıkarılır. Nefs-i emmârenin makamı,makam-ı sadr’dır. Seyri, ilallah’tır.Bu makamda nefis, sultandır ve hâkimdir. Şeytânî akıl, onun veziridir. Kin, haset, kibir, riya, tûl-i emel, hırs, tama’, baş olma sevdası, cimrilik, v.b. kötü sıfatlar nefs-i emmâre’de bulunur ve tüm bunlar şehvet ile gazap duygusundan doğar. Ayrıca bu nefsin cahillik, kabalık, buğz, kahır, küfür ve nifak gibi özellikleri vardır. Boş şeylerle uğraşmak, alay etmek, başkasına eziyet vermek, kendini beğenme, makam sevgisi, gıybet, gammazcılık ve dedikodu yapmak da özellikleri arasında yer alan bu nefsin seyri, Allah’a doğrudur. Âlemi, bu görünen âlemdir. Yeri, göğüstür. Hâli, meyildir. Yolu, şerîatın dış ölçüleridir. Kâmil bir şeyhe kesinlikle ihtiyaç olan bu mertebede, şeyhi müride, Kelime-i Tevhîd’i telkin eder. Müridin, kelime-i Tevhid’e verdiği mana, “Lâma’bûde illallâh (Allah’tan başka kendisine ibadet edilecek bir varlık yoktur.)” şeklindedir. |
#2
|
||||
|
||||
Bu konu çok merak ettiğim bi konuydu.Allah razı olsun..
|
#3
|
|||
|
|||
Ayhan kardesim nefsi emmarede olan kul nasuh tovbe edip bir murside intisap oldugunda nefsi levvameye gecer gorusu dogrumudur @[Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...].
. |
#4
|
||||
|
||||
Nefs-i emmâre, Allahü teâlânın düşmanıdır. Şûrâ sûresi onüçüncü âyetinde meâlen, (Îmân ve ibâdet etmek, müşriklere güc gelir) ve Bekara sûresi, kırkbeşinci âyetinde meâlen, (Nemâz kılmak, yalnız mü'minlere, Allahü teâlâdan korkanlara kolay gelir) buyuruldu. Bedenin hastalığı, ibâdetlerin yapılmasını güçleşdirdiği gibi, (Bâtın)ın [kalbin ve rûhun] hasta olması da güçleşdirir. Allahü teâlâ, islâmiyyeti, nefs-i emmâreyi, [ya'nî kötülük isteyici] arzûlarından, âdetlerinden vaz geçirmek için gönderdi. Nefsin istekleri ve islâmiyyetin istekleri birbirinin zıddıdır, aksidir. O hâlde, ibâdetleri yapmakda güclük çekmek, nefsin kötülüğünü gösteren bir alâmetdir. Nefsin arzûlarının kuvveti, bu güçlüğün çokluğu ile ölçülür. Nefsin hevâsı [istekleri] kalmayınca, güçlük de kalmaz.
Mektubat - 199
__________________
Dünyaya Bir Dahamı Geleceğiz? Deyip Her Türlü Harama Bulaşanlara Söyleyin. Ahirete İki Defamı Gideceğiz. LÂDİKLİ HACI AHMET AĞA (K.S) To view links or images in signatures your post count must be 10 or greater. You currently have 0 posts. |
#5
|
|||
|
|||
Allah razi olsun Hattap hocam
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Nefis Terbiyesinde altıncı Basamak -Nefs-i Marziye- | ayhan571 | Tövbeler & Uyarılar | 2 | 24.12.22 21:42 |
Nefis Terbiyesinde yedinci son Basamak -Nefs-i Kamile- | ayhan571 | Tövbeler & Uyarılar | 13 | 22.04.21 16:01 |
Nefis Terbiyesinde beşinci Basamak -Nefs-i Raziye- | ayhan571 | Tövbeler & Uyarılar | 0 | 19.03.21 14:49 |
Nefis Terbiyesinde dördüncü Basamak -Nefs-i Mutmainne- | ayhan571 | Tövbeler & Uyarılar | 0 | 19.03.21 14:43 |
Nefis Terbiyesin de ikinci basamak -Nefs-i Levvame- | ayhan571 | Tövbeler & Uyarılar | 0 | 19.03.21 14:15 |