|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Hangi yola giriyorsan, o yolun üzerindekiler ile karşılaşıyorsun..
Hangi yola giriyorsan, o yolun üzerindekiler ile karşılaşıyorsun..
İşte ''karma'' denilen budur. Yolunuzda deniz manzarınız da olabilir, veya kamyonlarla birlikte yol alırsınız, ya da minibüsler arasında gidersiniz.. Bu farklılıkları getiren sizin tercihlerinizdir... Her şeyi hayata yüklemek doğru değildir.. Kendin seçtin o yolu.. İnsan da büyümediğinden bütün suçları karşısındakine yüklemekten vaz geçemiyor.. Koskoca Rabb Sistemi, aciz bir adamı yakalayıp ona zulüm eder mi hiç?.. Kim ne ederse kendine eder... Bir Sistem var, koskoca bir Sistem var.. Evrensel Yasalar var... Ancak bu Sistem içerisinde nasıl hareket edeceğini belirleyen ''SEN''sin… İnsanoğlu sorumluluk alamadığı için devamlı başkalarını suçlar.. İnsanlar artık sorumluluğu ''bilmek ve almak'' zorunda.. ''Ben bu olayları çağıracak hangi sebepleri yarattım?'' Sorulacak soru budur.. ''Neden komşuda olmadı da bende oldu?'' ''Bu olay neden benim hayatımda tezahür ediyor?..'' ''Ben hangi sebepleri yarattım acaba?..'' Bu sorular iyi niyetle öz'den sorulursa cevap da bulunur.. Soru, yanıtı bulmaya, araştırmaya, çözmeye niyetli olarak sorulacak.. Böylece insan ''içine doğru'' bir yolculuğa başlar.. Bu çok kıymetli bir çabadır.. Sebep-Sonuç anlaşılmaya çalışılıyor.. Araştırılıyor.. Sorumluluk alınıyor.. Bu çok çok önemli bizim için... Söylenmeden, Allah'ına çemkirmeden, kendine bakıyor.. Sorumluluk almaya başlıyor.. Çekim Yasası hakkında bu yasayı otopark bulmakta kullanmak yerine, ''bu olayı kendime nasıl çektim?'' diye bakılmalı.. İnsan, oturmalı, düşünmeli… Bu niyetle sorulan soruları çok kıymetli buluyoruz.. Mısır ektiysen, çilek toplayamazsın.. Kıyamet demek, ektiğini biçmek demektir.. İnsanoğlu da artık, bugüne kadar ektiklerini toplayacak.. O ''niyetli'' soruları soranlar, başlarının üzerindeki kıymetli bulutlarla dolaşacaklardır.. Onlar, evleri ile birlikte bu kıymetli enerji tarafından korunmaktadır.. Adeta ''boyut içinde boyut'' gibidir.. Korunmuş bir balonun içinde gibidirler.. O cehennemlik kasırgalar buralara giremezler.. Bu binlerce yıllık emeğin sorumluluğudur, hak edilmiş bir sorumluluktur bu.. Önünde saygıyla eğilinecek bir çabanın neticesidir bu.. Özel bir korunma alır.. Ufak tefek sıyrıklar, çizikler olur, ama diğerlerinin düştüğü gibi düşmez.. Bu ''son dönem'' içindeki gayretler çok önemlidir.. Zorlayıcı dönemlerdeki çabalar 3 kat, 5 kat önemlidir.. Kıyamet dönemlerinde yapılan eylemler daha kıymetlidir.. Çünkü ağır ve ağdalı enerjiler içinde iş yapılmaya çalışılıyor.. her taraf batak, çamur.. Bütün bu zorluklar içinde gösterilen çabalar çok çok önemlidir... Hesapların görüldüğü, hasatların toplandığı, ekilenlerin biçildiği bir dönemdir.. Bu dönemde her şeyi iyi irdelemek gerekir, algılamalarınızda yükselişler de olacaktır.. Sorumluluğu atmak yerine, ''ne oldu da bu benim kucağıma geldi?'' niyetli bir araştırmaya gireceğiz.. Dejenerasyon dönemi, vicdanın çalışmadığı bir dönemdir.. Vicdan sesi, Rabb'in doğrularına dair bir sestir.. Bu dönem vicdan sesinin duyulmadığı bir dönem olacaktır.. Her türlü ahlaki değer, sapkınlığa doğru götürülecek.. Zombiler gibi olacak insanlar.. Edep, onur, şeref, adap, ar, namustan eser kalmayacak.. Bırakınız sapıtsınlar ki uyanma imkanları olsun, en dibe inmeden yukarı çıkılmıyor maalesef, yapacak bir şey yok.. Kimseyi kurtaramazsınız.. Kimsenin elinden tutacak vakit değildir.. Tutarsanız, sizi de yanına çeker.. Siz kendinizi ve bilginizi koruyunuz ki, almak isteyene samimi ve dürüst olana ışık olsun yolunu aydınlatsın…Sonunda bütün yollar aydınlanır, hiçbir varlık Rabb’in gücünü ve kararlılığını aşamaz, her şeyin sonu mutlak aydınlıktır. Kendi aydınlığınızı koruyarak başkalarına destek verin ki, ışık hızla yayılsın… |
|
|