Bizi Ruhta Bir Eden Kutsal Bağ
Yüzyıllardan beri hayatımızı kendi maddi dünyamızın sistemleri üzerinde kurmaya çalıştık. Sadece öğretim ve kültüre önem verdik ve bu arada Tanrısal, Kozmik Kanunlardan uzak bir uygarlık kurmaya çalıştık. Bundan dolayı işte sistemler çöküyor; bu daha bir başlangıç. Aslında çöküntü çoktandır meydana gelmişti, tıpkı eski uygarlıklar kadar harabe halindeydi insanlık bir harabe içinde yaşadığını anlayabilecek bir tekamül düzeyine gelinceye kadar geçmesi gereken bir idraklenme ve vicdanın da duyma süresine muhtaç bulunmaktaydı.
Bu süre doldu ve dünyanın her yerinde idraklenmenin ve vicdan hürriyetinin çiçeklendiğini ,çiçek tarlalarının çoğaldığını görüyoruz. Vicdan hürriyeti kendi ulusumuz içinde de çiçeklenmeyi sürdürmektedir. Kuşkusuz idraklenme süresini kısaltmak için oldukça etkili bir çok şokun ardı ardına gelmesi de pek ihtimal dışı değildir. Her şey iyidir ve iyiye doğru gidiyor. Sonunda bütün insanlığın doğrusu ortaya çıkacaktır. Bütün renkler bir birine uyum sağlayacak, bütün insanlar birleşecektir. İyi kötüye, adalet haksızlığa, doğru yanlışa galip olacaktır. Çünki ruhsal dünya insan ruhunun ve zihninin hazinelerine ulaşması için ruhun daha üstün ve yüce yönlerine ait olan barış ve mutluluğa kavuşması için hayatını hizmet yolunda geçirme gücü ona verecek olan daha yüce ve iyi yolları işaret etmeye ve onu kendi nefsinin zulmünden kurtarmaya çalışmaktır.
Hepimizin yoluna düştüğü vazifemiz büyüktür. Bu hepimizi birbirine bağlayan ve bizleri ruhta bir maksatta, bir dilek ve istekle bir eden kutsal bağdır. Doğrunun ve gerçeğin su yüzüne çıkmasına engel olan her şeye karşı mücadele etmek kararımız daima taze durumdadır.
|