Tekamülümüzden bağımsız bir vicdan sesi olamaz
Tekamülümüzden bağımsız bir vicdan sesini kendinizde beklemeyin bu mümkün değil.
Vicdan sizin tekamülünüzle doğru orantılı açılabilir potansiyelini onunla doğru orantılı açar yani sizin anlayışınız kadarını size iletebilir vicdanın sesi. Sizin hazır olduğunuz kadarını size duyurabilir. Vicdan orada istediği kadar dövünsün istediği kadar yırtınsın size bütün dosdoğru olup biten her şeyi bütün hakikatleri gerçekleri anlatsın, siz yine de tekamülünüzün noktası kadar yani tekamülünüzün hazır olduğu nokta kadarını duyabilir ve alabilir ve anlayabilirsiniz çünkü sadece vicdanı düşünmeyin evrenin her yeri bilgiyle doludur.
Evrenin her yerinde sizler için işaretler ve bilgiler vardır. Sizler bunun hazır olduğunuz kadarını duyabilir ve görebilirsiniz.
Bakmasını bilen gözler, duymasını bilen kulaklar için her yerde işaretler ve her yerde bilgiler vardır.
Bu sizlerin ne kadar açık olduğuyla ne kadar hazır olduğunuzla ilgilidir ancak burada bir suç bir kabahat bir kusur yok sistem böyle. Olduğunuz kadarını duyabilir, olduğunuz kadarını görebilirsiniz yani mesela A kişisi üç noktasındaysa neden beş noktasındaki bir vicdanın sesini duymadın diye ona zaten bir sorumluluk yüklenmez; ondan beklenen madem üç noktasındasın üç noktasındaki vicdan sesini duymalısındır ama onu da duymuyorsa o zaman ona bir sorumluluk yüklenir.
Sen vicdanının sesini bastırıyorsun egona yenik düşüyorsun diye ona göre bir yaşam planı hazırlanır çünkü hazır olduğu kadarını duymaktan sorumludur. Üç kadar bilgiyi vicdanından da evrenden de arkadaşından da dostundan da, icab eden her yerdende duymaktan sorumludur. Eğer ki hasır altı ediyor duymazdan geliyor, görmezden geliyorsa onun da tabii ki bir karşılığı vardır yaşaması gereken bir durum oluşur.
Ve bundan sonrasında da bunları duymayı ve görmeyi öğrenir…

Bazen 6 yaşındaki bir çocuğun duyarlılığı ve vicdanı bizi şaşırtabiliyor.Öte yandan yetişkin bir insanda göremediğimiz olgunluk karşısında hiç de şaşırmayabiliyoruz..Yani yaşlı ruhlar ve genç ruhlar kavramları sözkonusu gibi..

O Kur’an ki ruhumuzun, gönlümüzün, vicdanımızın; sesine, manasına, terennümüne ihtiyaç duyduğu müstesna bir kitaptır.

O kitap ki dünyanın beyni durumunda olup, dünyadan alıkonulursa dünya belki de sara geçirecek, başka bir ifadeyle insanlığın başına kıyamet kopacaktır.