|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Sadece sizin vicdanınız sizi ayakta tutar…
En büyük rehberimiz vicdanımızın sesidir…
İnanın o her zaman konuşur, bir şey yaptığınızda veya daha da gelişkin bir varlıksanız eğer, bazen o şeyi daha yapmadan önce henüz düşünme aşamasındayken içinize bir sıkıntı girer ya, hani şunu şunu yapalım mı dediğinizde daha düşünürken bile, ya bu doğru değil mi acaba dediğiniz an vardır ya, işte o doğrudur. O ses biliniz ki, doğruyu söylemektedir. Yoksa vicdanınızı duymaz, son derece rahat bir şekilde o eylemi gerçekleştiriyor olursunuz. Sizin en büyük rehberiniz vicdanınızın sesidir. Neyin doğru neyin yanlış olduğunu tespit edebilmeniz için vicdanınızın sesine ihtiyacınız var ama siz, çevrenizdeki sesleri bu kadar çok duyarsanız, vicdanınızın sesini nasıl duyacaksınız? Çevredeki her türlü gürültüye her türlü görüntüye duyularınız bu kadar açıkken, vicdanınızdan gelen o sesi duymayı nasıl bekliyorsunuz? Peki! Vicdanınızın sesini duymazsanız, doğruyu yanlışı nasıl ayırt edersiniz? Doğruyu yanlışı bilmez iseniz, kaçaklarınızı nasıl tespit eder, zaaflarınızı nasıl görürsünüz? Zaafları görebilmek için öncelikli olarak vicdanınızın sesini duyuyor olmanız gerekir. Zaafın ne olduğunu tanımlamak nedir? Zaafın ne olduğunu tanımlamak gerek fakat biz gidip bir milyon kişi ile konuşsak, bir milyon tane anket yapsak, bir milyon farklı cevap vardır, sevgi nedir, mutluluk nedir dediğimizde yine milyon farklı zaaf tarzı vardır.Zaafın ne olduğunu biraz daha spiritüel anlamda değerlendirmek gerek, sizin de anladığınız gibi pek de olumlu manada kullandığımız bir kelime değil elbette. Zaaf bir manada, aslında evrensel değerlere, evrensel etiklere, evrensel kurallara, evrensel ahlaka uymayan şeylere bir eğilim göstermemiz, kendimizi durduramama halimizin olmasıdır. Örneğin bir örnek verelim. Tabii büyük bir örnek ama gelişmemiş bir varlık üzerinden örnek verelim. Diyelim ki, A şahsının, adam öldürmeye zaafı vardır. Henüz o noktadadır ama bu evrensel değerlere aykırıdır. Bir başka varlığın canını alma yetkiniz yoktur ama o varlık henüz o noktada evrensel değerlere sahip olma yetisi olmadığından öldürmeye ve orada yaşanacak şiddete bir zaaf duymaktadır. Şimdi bunları ayırt etmesi çok kolay değil mi? Hırsızlığa duyulan zaaf, adam öldürmeye duyulan zaaf, zinaya duyulan zaaf gibi duygusal hareketlendimelerimiz için bir değerlendirme yapabiliyoruz ama burada önemli olan günlük hayatımızın içinde şeytanın nerelere sızdığını, şeytani enerji denen o negatif enerjinin nerelere sızdığını ve sizi hangi küçük oyunlarla minik minik çelmeye çalıştığını ve sizin hangi zaaflarınızın o oltaya geldiğini görmeniz lazım. Yoksa büyük olaylarda elbette siz de farkındasınız ki, şunu şunu yapmamak gerek gibi bir bilginiz vardır. Yalan söylememek gerek, dedikodu yapmamak gerek, oburluk yapmamak gerek, egoya çok yönelmemek gerek, nefsaniyeti törpülemek gerek gibi hepinizin bir çırpıda sayacağı şeyler var ama bunları bir çırpıda saymak mümkün olsaydı bugünkü yüzde onluk paya sahip olmazdınız. Demek ki bizim daha ince nüanslara daha ince yerlere bakmamız gerekiyor. Gerçekten evrensel etik ve değerlere, evrensel ilkelere uygun yaşamak için bu kadar kaba realitenin sahip olduğu kuralları uyguluyor olmak yeterli değil. İşte” adam öldürmüyoruz ya, yalan söylemiyoruz ya, zina yapmadık ya, hırsızlık da yapmadık, dedikodudan da kaçınıyoruz ya da daha ne edeyim” gibi sorular hep vardır. Bu bahsettiğimiz şeyler öyle kaba saba bir realitenin yapılmaması gerekenleri değildir, bunları yapmadığınız için kimseye madalya takacak halimiz yok, bunlar dünyanın en kaba realitesinin bugün hala mevcutta gerçekleştirdiği realitelerdir. Bunlar, suçlu da değildirler, bu onların realitesidir bunları yaşamaları gerekmektedir. Karşılıklı denkleşmelerle, öldürmek isteyenle ölmek isteyen bir araya gelmektedir. Fakat biz burada derin spiritüel çalışmalar yapan, kendini tanıma yoluna giren, kendini tanıma çalışması yapan kişiler isek ve bu yolda bir beyanat vermişsek, ben bu yolda yürümek istiyorum, kendimi tanımak istiyorum, kendimi yetiştirmek istiyorum, kendime faydalı olmak istiyorum, sonra çevreme sonra gezegenime faydalı olmak istiyorum gibi beyanatlar vermiş isek, o zaman çok daha derinlerdeki zaafları keşfetme yoluna girmemiz gerekmektedir. Bunun en büyük yardımcısı vicdan sesimizdir, vicdanın sesini ne kadar köreltirsek ve ne kadar bastırırsak, kendini tanıma çalışmasında o kadar başarısız oluruz çünkü vicdandan başka sizi yönlendirebilecek, bu çalışmalarda sizi ayakta tutabilecek hiçbir şey yoktur. Sadece sizin vicdanınız sizi ayakta tutar… |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Ayakta meditasyon | Och | Meditasyon ve Yoga | 0 | 10.08.20 22:03 |
Ayakta yürüyerek zikir olur mu | sakarya | Sorularınız | 32 | 02.08.20 22:04 |
Sadece sizin algıladığınız koku | Nurettin | Sorularınız | 2 | 19.05.20 13:35 |
Eşinizin sizi araması, sizi özlemesi için Zikir | Adalet | Zikir | 15 | 30.04.20 03:59 |
El ve Ayakta şişlik varsa | Harezmi | Vefk & Tılsım | 0 | 11.01.20 22:51 |