|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Aslında olduğumuz ve olduğumuzu sandığımız..
Hayal edin. Doğmadan önce, evrenin yaratıcı gücüne bağlı, küçük bir ışık kıvılcımıydın yalnızca. Yeryüzüne baktın. Harikulade yaşam formlarıyla dolu ne güzel bir gezegen.
Dünya üzerindeki yaşam olasılıkları üzerine düşünmeye başladın. Okuyucu, yaşamın değerini ve tüm yaşamın sevgi, ışık, sevinç, uyum, huzur, eşitlik ve bolluk deneyimlemek için yaratıldığını hatırlıyor musun? Eğer bunu içinin derinliklerinde hissedebiliyorsan, doğru olduğunu biliyorsun. Eğer hissedemiyorsan üzülme, ben hatırlamana yardımcı olacağım. Biz, ruhsal ışığımızı ve enerjilerimizi, hatırlamak ve yaşayan tüm varlıklar için harikulade bir yaşam yaratmak için biraraya getiren bir topluluğuz. Vizyonumuzu hatırlamalı, ona odaklanmalı ve bu vizyonu hep birlikte birarada tutmalıyız. Değişen zamanlarda ancak bu şekilde başarılı olabiliriz.” Değişen Zamanlarda Nasıl Başarılı Olmalı'dan alıntıdır. Sandra Ingerman (Weiser 2010). Medicine for the Earth (Yeryüzü için Şifa) için çeşitli ruhsal öğretileri araştırdığım sırada, ezoterik biilgilerin altında yatan prensibin yaşamın ışıktan yaratılmış olması olduğunu öğrendim. Egoya sahip varlıklar olarak, sıklıkla gerçek doğamızı unutuyoruz ve kendimizi bedenlerimiz ve kişiliklerimizle fazlaca tanımlıyoruz. Bizler bedenlerin içindeki ışığız. Simyacılar gerçekte kurşunu altına dönüştürmemişlerdir. Aksine, kurşun gibi ağır olan bilinci altın renginde ışıyan bilince dönüştürmüşlerdir. Dünyanın dört bir yanındaki gizemcilerin şifa verdikleri esnada parladıkları ve ışık saçtıkları görülmüştür. Işığız ve buraya parlamak üzere geldik. Ama çoğumuz hem gerçek doğamızı hem de neden buraya geldiğimizi unutmuş durumdayız. Sevgi ve ışıktan yaratıldık ve sevgi ve ışığız. Dünya üzerinde parlayabildiğimiz kadar parlamak hepimizin doğuştan gelen hakkı. Çoğumuza küçük yaşlardan itibaren çok fazla parlamamamız öğretildi. Eğer çok fazla parlarsak kimsenin bizi sevmeyeceği. Yalnızca birkaç tane “yıldız” olabileceği ve senin bunlardan biri olmadığın. Bu sana tanıdık geliyor mu? Neden dünya üzerinde yalnızca birkaç tane yıldız olsun ki? Şimdiye kadar hiçkimsenin yıldızlara bakıp da “keşke şu yıldız bu kadar çok parlamasa, ışığıyla diğerler yıldızların ışığını bastırıyor” dediğini duymadım. Burada bu inanç neden var? Hepimizin, üzerimizdeki gece göğünün güzelliğini yansıtacak şekilde, kendi ışığıyla parlamasının zamanıdır. Dünyadaki karanlık yerleri aydınlatabilmek için hepimizin ışığıyla parlaması gerek. Aylık bazda insanlardan oluşan bir ışık ağı yaratacağız. Bu yalnızca şu anda ihtiyacı olan yerlere ışığı götürmekle kalmayıp aynı zamanda da bizi şifalandıracak ve gerçek doğamızın ışık olduğunu hatırlamamıza yardımcı olacak. Işık olduğumuzu hatırlayan binlerce kişiyle bağlantı kurmak da son derece şifalandırıcı olacak. Bu kavramı diğerleriyle de paylaştıkça, biliyorum ki, ışık ağımız genişleyerek dünyaya ve üzerindeki tüm yaşama etki edecek. Yeryüzü için Şifa kitabımda niyet + uyum+ sevgi + konsantrasyon + odaklanma + birlik+ imajinasyon = dönüşüm olduğunu öğretiyorum. Bu formül bize ışık olduğumuzu hatırlamak ve onunla parlamasına izin vermek için yardımcı olacak. Işık olan gerçek doğanızla bağlantı kurmaya başlamak için rahatlatıcı, sakinleştirici bir müzik seçin ve sessiz bir yere geçin. Sizi merkezlenmiş bir konuma götürerek uyum ve sevgiyi deneyimleminize izin verecek birkaç derin nefes alın. Varlığınızda parlayan ışığı deneyimlemek niyetinizle birlikte içeri girmek kendinize izin verin. Bu sizi yaratıcınız veya evrenin gücüyle birlik haline getirecektir. Odağınızı sabitleyin ve niyetinize konsantre olun. İmajinasyonunuzun içsel ışığınızı görmek ve hissetmeniz için yardımcı olmasına izin verin. Işığınızın tümüyle parlamasına izin verin. Bu ışık her zaman oradadır ve kullanmakla bitmez. Işığınızın paylaşılma ve sizin tarafınızdan yenilenme kapasitesi sınırsız. Işığınız yokedilemez ve sizden alınamaz. Tükenmek konusunda endişe etmenize gerek yok çünkü bu ışığın kaynağı her zaman sonsuz bereketli. Deneyimizi tüm bedeniniz için bir deneyim haline getirin. Bunu yapmaya ışığınızın varlığınızın merkezinden parlamasına izin vererek başlayın. Bu ışığın bedeninizdeki her hücreye yayılmasına izin verin. Kendinizi ışığınızla tamamen dolu hissettiğinizde yaşam ağıyla bağlantı kurarak titreştiğinizi deneyimleyin. Işığınızın bu şekilde titreşen bedeninizden yayılmasına izin verin. Işığın bedeninizin her bölümünden yayıldığını deneyimleyin. Işığınızı deneyimleyip, parlaklığının sizden yayılmasına izin verdikten sonra nefesinizi ve niyetinizi kullanarak bulunduğunuz durumdan çıkın. Geri dönün, gözlerinizi açın, bedeninizi hissedin, parmaklarınızı oynatın ve dünyaya şifalandırıcı enerjiyi parlayarak getirecek olan diğerleriyle bağlantı kurmaya hazır olduğunuzu bilin. Uygulamaya ışığınızın parlamasına izin vererek başlayın. Sonraki uygulamanız gün içinde ışık solumak olsun. Işığınızla bağlantı kurup, yaşamınızda parlamasına izin verdikçe titreşiminiz değişecek. Işıklarımızı biraraya getirip dünyada paylaştıkça gezegenin titreşimini de değiştiriyoruz. Niyetinize odaklı kalmanız büyük önem taşıyor. Bunu yaparken, dua veya sözcük kullanmamanızı öneriyorum. Yalnızca ışığınızla parlayın ve gezegendeki karanlık yerlere ulaşıp dokunacak olan gezegensel ışık ağına katılmak için kendinize izin verin. Her dolunayda ışığınızı parlatma ve gün ve gece boyunca global bir insan ışık ağına bağlandığınızı imgeleme çalışmanıza devam edin. Ve bunu her dolunayda yapmaya devam edelim. Hem kendi yaşamlarınızdaki hem de gezegendeki titreşim değişimi ve şifalanmayı imgeleyelim. Bir arkadaşım bana çocukların her zaman parladığını anımsattı. Çocuklarınızı da bu uygulamaya katın. Hatırlayın tüm yaşam ışıktandır. Siz ışıksınız, hepimiz ışığız, devasa bir ışık ağında biraraya geliyoruz. Yukarıdaki aşağıdaki gibidir, dışarıdaki içerideki gibidir prensibinden hareketle, spiritüel topluluğun “içerideki gibidir” bölümünü geliştirmesi önemli. Zira spiritüel topluluğun çoğu üyesinin ruhsal çalışmalar esnasında bedenini bırakma eğilimi var. Çalışmamızın gücü bedenimizin içinde kalarak, içten parlayan bir yıldız olarak parlamamızdan geliyor. Görünen o ki bilinç hızla değişiyor. Uyum içinde yaşamayı öğrendikçe bu durumun elbette birçok ödülü var. Her değişim yaşamlarımızda bir ölüm gerektirir. Bunun nedeni yeni bilinç ve farkındalık düzeylerine geçerken bizi desteklemeyen şeyleri bırakmamızın gerekmesi. Şimdiye dek hiç bu kadar fazla sayıda insanın zor zamanlar geçirdiğini görmemiştim. Değişim Haberleri’nde de sık sık yazdığım gibi değişik farkındalık ve bilinç düzeylerindeki paradokslarla dansetmeyi öğrenmemiz gerekiyor. Zira , eşzamanlı olarak işleyen birçok düzey var. Bir düzeyde hepimiz bağlantılıyız ve hepimiz ruhuz. Spiritüel durumda hepimiz kutsalız ve her zaman mükemmeliz. Aynı zamanda, insan olmanın koşulunun bir parçası da ego sahibi olmak. Ve ego kendisini diğer tüm yaşamdan ayrı olarak görmekte. Bu ayrılık hali ise korku, öfke ve diğer çeşitli duyguları yaratıyor. Fiziksel hastalıkları yaratan da bu ayrılık hali. Yazar ve eğitmen Eric Pearl “kuantum fiziğinde bir parçaçığın davranışını değiştirirseniz, diğer bir mekanda bulunan başka bir parçaçık, ister santimetler isterse evrenler uzaklığında olsun, derhal tepki verir” diye öğretir. Daha düşük frekanslar daha yüksek frekanslara katılır veya uyumlanır, tersi değil. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Erişilebilir olduğumuz ölçüde varolduğumuzdan söz ediliyor | Gercek | Derin Konular & Beyin Fırtınası | 3 | 25.06.21 15:17 |
Alacaklı olduğumuz parayi alabilmek icin | yesim35 | Sorularınız | 4 | 22.05.21 08:27 |
Demevi Mizaca Sahip Olduğumuzu Nereden Anlayacağız? | Zen | Tıbbı Nebi | 0 | 09.09.20 10:24 |
İyi veya Kötü Olduğumuzu Nasıl Anlayacağız? | Havasokulu | Peygamberler | 3 | 27.12.18 13:25 |
Olduğumuzu sandığımız ve aslında olduğumuz | Tuana | Pozitif Düşünce | 1 | 16.07.18 13:11 |