defalarca gördüm şahit oldum ve duydum ki delinmeyecek koruma yoktur. En iyi şeyh bile yapsa, bir günahınızla o kapıları açmanız ve delinmesi an meselesidir. Bu yüzden Peygamber Efendimiz (sav), her gece **Muavvizeteyn** surelerini (Felak ve Nas) okuyup bedenine üflerdi. İmanla Korunma Peygamber Efendimizin Yoluydu.Tazelemek için imanı günlük ne kadar ilim ,ibadet zikir?
Peki, neden koruma takmak yerine okuyordu? Çünkü insanın nefesi, taze imandan gelen **"Hay"** esmasıyla hayat verir ve aurayı onarır.
Ben bunu yaşadım gördüm bunu bilirim . Korunma için en etkili yol, sünneti yaşamak ve farzları yerine getirmektir. Ama eğer bunları yapmadan sadece koruma peşine düşüyorsanız, o korumaların sizi muhafaza etmesini beklemek boş bir hayaldir. Bunun yanısıra tamamlayıcı bir bilgi olarak teşvik amaçlı olsun diye
Size, musallat olmaktan korunmak ve korkulardan emin olarak zikir çekme tecrübemden bahsetmek istiyorum. Peygamberimiz (sav) ve ashabına salât-ü selam getirdikten sonra Allah rızası için niyet ederek zikre başlayın. Burada bahsedeceğim çalışmaların büyü, celp ya da benzeri amaçlarla yapılan uygulamalarla hiçbir ilgisi yoktur; zaten bu tür işlere yönelenler çoktan zarar görmüşlerdir.
Ben genelde zikre pek ihtiyaç duymazdım.Hamd olsun çunku aynı zamanda ilimle de mesguldum (hakla meşgul olmazsan batıl seni işgal eder) Ancak herhangi bir negatif his oluştuğunda mutlaka **Ya Hadi***Ya Selam** isimlerini beraber gücüm yettiğince 131 ya da 313 defa zikrederdim. Bu varsa negatif nefsani his ve korkuyu zail eder.
Bu çalışmalar arasında Kur’an surelerinden okumalar, Esmaü’l-Hüsna’dan yapılan zikirler ve kırk günlük, aylık hatta yıllık sürelerle devam eden uygulamalar da yer alıyor. Hatta bazı çalışmalarda kırk gün değil, kırk binlik çalışmalar bile yapılır. Çoğu zaman sayıları bile tam tutmazdım, önemli olan niyetti.Ancak emin olun enaz binlik çalışmalar olurdu günlük .
Sonuç mu? Uzun süren ve sayıca fazla olan bu zikirlerden alınan manevi huzurun tarifi imkânsız. İlk zamanlarda hafif kabusumsu sıkıntılar yaşasam da sinek vızıltısydı o manevi huzur sokağında ve hiç umursamadım. Daha sonra öyle güzel rüyalar görmeye başlarsınız ki... İnsan bu güzellikleri yaşayınca, Bin kabus yeğ gelir bir rüya için dyor.Tabi herkesin gayret ve kararlılığına bağlı .Benim imanım toz zerresiyken bana bişy olmadiysa rahat olun size hicbisey olmaz.Yeterki niyetlerde rızai ilahi olsun.

Tasavvufi açıdan, "sırrını almak" ya da daha derin bir manevi bilgiye ulaşmak için bazı önemli adımlar vardır. Bu yol, sabır, teslimiyet ve sürekli bir içsel arayış gerektirir. İşte bazı temel öneriler:
Tevbe ve Arınma: Tasavvuf yoluna giren bir kişi, önce günahlarından arınmalı ve kalbini temizlemelidir. Bu, samimi bir tevbe ile başlar. Kalbin saf olması, manevi bilgilere ulaşmanın ilk adımıdır.
Zikir: Allah’ın isimlerini anmak, yani zikir, ruhu arındırır ve kalbi Allah’a yöneltir. Zikir, içsel huzuru ve manevi bilgiyi artıran bir uygulamadır.

İhlas: Amellerde ihlas (samimiyet) çok önemlidir. Yapılan her işte, sadece Allah rızası gözetilmelidir. İhlaslı bir şekilde yaşamak, kalbin Allah’a yakınlaşmasını sağlar.

Sohbet ve İlim: Tasavvuf yolunda ilerlemek isteyen bir kişinin, mürşitlerden (manevi rehberlerden) sohbet alması ve ilmi öğrenmesi gerekir. Bu sohbetler, ruhsal gelişim için çok değerlidir.( Ben ,Hz Geylani,imamı rabbani ,Gazali ,Bediüzzaman ,ve geçmiş alimlerin eserlerini okuyarak bu acığı kapadım)

Sabır ve Azim: Manevi yolda ilerlemek kolay değildir. Sabır ve azim, sıkıntılara karşı direnmeyi sağlar ve kişinin kalbinin güçlenmesine yardımcı olur.

Tevhid ve Vahdet: Tasavvufi öğretiler, her şeyin Allah’ın birliğinden kaynaklandığını ve her şeyin O’na döneceğini öğretir. Bu anlayışı içselleştirmek, manevi bilgiyi derinlemesine anlamayı sağlar.

Hikmet ve Takva: Manevi bilgelik (hikmet) ve takva (Allah’a karşı duyulan derin saygı ve sorumluluk) da bu yolculuğun önemli bir parçasıdır. Allah’a güvenmek, O’ndan gelen her şeyin hayır olduğuna inanmak, kalbin açılmasına yardımcı olur.
Bu adımlar, tasavvufi yolculukta bir kişinin sırrına erişmesini sağlayabilir. Ancak unutulmamalıdır ki, bu süreç zaman alır ve sabır gerektirir. Manevi yolculuk, kalbin Allah’a yönelmesi ve her an O'nu hatırlayarak yaşamayı gerektirir.Umarım dua olarak kabul görur bu vesileyle bende onlardan olurum.Bilgiyi paylaşmak ekmeğini payalsmakla birdir bana göre.Vesselam

Allah'a Hangi İsimlerle Dua Edelim?
Soru: Allah'a hangi isimlerle dua etmeliyim?
Cevap: Allah’ın isimlerinin her biri, O’nun yüce sıfatlarını yansıtır ve her bir isme özel dua edebilirsiniz. Kuran'da Allah'ın 99 ismi zikredilir, bunlar arasında şefaat, rahmet ve merhamet isteyenler için "Er-Rahman", "Er-Rahim"; yardım isteyenler için "El-Mu’min", "El-Musa’ir"; sıkıntılar içinde olanlar için "El-Fattah" ve "El-Qadir" gibi isimler geçer. Dua ederken bu isimleri tekrarlamak ve kalpten samimi olarak yönelmek önemlidir.

Soru: Zikir çekince musallat kapar mıyım ?
Cevap: Zikir, ruhsal koruma sağlar ve kalp huzuru verir. Ancak, zikir çekerken musallat olma korkusuyla karşılaşılabilir. Zikir çekmeden de insan musallat olabilir; önemli olan kalbin ve niyetin temizliğidir. Zikir, insanı Allah’a yakınlaştırdığı için Allah’a sığınmanın en güzel yoludur. Zikir çekmekteki korkular genellikle insanın kendi zihinsel yaratımı olabilir, bu yüzden en önemli şey kalbi saf tutmak ve korkularla değil, inançla hareket etmektir.

Soru: Mursidsiz zikir çekilmez mi?
Cevap: Mursid, tasavvufi bir rehberdir, ancak zikir, sadece bir mürşidin rehberliğinde yapılmak zorunda değildir. Mürşitler, insanları doğru yola yönlendiren kişilerdir. Ancak, kişinin kalbi ve niyeti samimi ise, Allah’a yönelmek için mürşit olmadan da zikir yapılabilir. Bununla birlikte, mürşidin rehberliği, kalbin saf kalmasına ve doğru yolu bulmasına yardımcı olabilir. Mursidsiz de doğru yolu bulmak mümkündür; ancak çok dikkatli olunmalı ve sabırla ilerlenmelidir.

Nasıl Yol Bulacağım?**
Soru: Yolumu nasıl bulacağım?
Cevap: Kuran, sünnet ve eski Allah dostlarının eserleriyle yolunuzu bulabilirsiniz. Kuran’ı ve Peygamberimizin (sav) sünnetini öğrenmek, doğru yolu gösterecek en güçlü kaynaklardır. Ayrıca, eski evliyanın kitapları, onlardan alınacak derslerle kalbinizi aydınlatabilir. İman, sabır ve dua ile yolunuzu arayın. Allah, niyetinizi gördüğü zaman size doğru yönü gösterecektir.

**Zikir Çekerken Korkuyorum, Ne Yapmalıyım?**
Soru: Zikir çekmekten hala korkuyorum, ne yapmalıyım?
Cevap: Korku, çoğu zaman insanların zihinlerinde var olan, gerçek olmayan bir duygudur. Zikir, Allah’ın huzuruna çıkmak ve kalbi arındırmak için bir yoldur. Korkuların kaynağını anlamak için kalbinizi dinleyin. "Ya korku senin uydurduğun bir şeysen?" diye düşünün. Allah’a güvenin ve dua ile O’na yönelin. Korkularınızı aşmak için sabırlı olun ve zikrin gücünü hissederek ilerleyin. Zikir, kalbinizi Allah’a yakınlaştıracak ve korkularınızın üstesinden gelmenize yardımcı olacaktır
Özetle kalbinize sorun böyle ve cevap arayın sonuç ölümden öte köy Yok madem ölüm kaçınılmaz ve dönüs Allah'a o zaman musallat vesvese vs Allahla aramıza koyduğumuz ayrık otlarini temizlemek boynumuzun borcu.