Bir Genç Kızın Kalbi ve Allah (''Eda'mız 21 Yaşında ve Hep Güzel Kalacak'') - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Havas ilmi & Gizli ilimler > Tecrübe Ettikleriniz

Tecrübe Ettikleriniz Denenmiş uygulamalar

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 02.09.23, 23:00
Selamet - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Vefali
 
Üyelik tarihi: 12.02.19
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 383
Etiketlendiği Mesaj: 65 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Bir Genç Kızın Kalbi ve Allah (''Eda'mız 21 Yaşında ve Hep Güzel Kalacak'')

‘’Allah’ı ananlar vardır,arayanlar vardır..Susan vardır,söyleyen vardır…Kimi deli der kimisi haram..Ne akıl sor ne de nizam,Sarhoş nefsin iflahı vuslattır…’’ Eda Y.

Aşıkların,Maşukuna kavuşması dileğiyle….Gönlünün kıblesini Rahman'a çevirenlere ilham olsun…

Eda, 2014 yılının kasım ayında aniden rahatsızlanınca hastaneye kaldırılır.Vücuduna yayılmakta olan kanser ortaya çıkınca tüm hayatı değişir.Babası dergahın neferlerinden biridir.Konuyu üstadlara bildirince onu Konya’da donanımlı bir hastaneye transfer ettirirler.Burada yapılan tetkikler sonucu kanserin kaynağının vücudunda değil beyin lobunun içlerine gizlenen tümörler olduğunu anlarlar.Eda için ızdıraplı günler başlar.Testler, iğneler,sondalar,kemoterapiler … Eda dış dünyayla bağlantısını tamamen kesmiştir.Gün içerisinde Doktorlar,hemşireler anne ve babası dışında kimseyi görmüyordur.Uyanık olduğu zamanlar odasındaki televizyonda hergün Rahmetli Tahir Büyükkörükçü hocanın sohbetlerini izlemeye başlar.Sohbetin birinde Yasin suresinin faziletlerinden bahsedilir.Eda,annesinden Yasin suresi getirmesini ister.Annesi ona Yasin suresinin yazılı olduğu cüzlerden getirir.Zamanla Eda’nın bütün aktivitesi televizyon ve elinden düşmeyen cüzleri olur.Günler böyle geçip gider.

Kısa bir zaman içerisinde Eda nın halleri değişmeye başlar.Annesine bazı şeyler gördüğünü,birileriyle konuştuğunu anlatır.Penceresindeki kumrular ve güvercinlerle olan dostluğundan bahseder.Böyle devam edince ,Ailesi tarafından bu Durum doktorlara bildirilir.Doktoru Eda’ya asla antidepresan verilmediğini söyler.Eda ile görüşen diğer doktorlar ise Eda ‘nın akıl sağlığının yerinde olduğunu yaşadığı travma sebebiyle halisünasyon görebileceğini belirtirler.Eda’nın durumu günden güne kötüleşmektedir.İlaç tedavileri kanseri yok etmeye çalışırken, onun vücudunu da bitirmiştir.Eda artık yerinden kalkamaz hale gelir,bir bardak suyu bile tutarken zorlanmaktadır.Fakat tam tersine çok neşelidir.Mesaisi biten doktoru bir gün Eda’nın yanına gelir.Eda anlatır doktor dinler.Bu sohbet yaklaşık 3 saat sürer.Eda’yı bu hastaneye Büyük Üstad transfer ettirmiş,Eda’nın doktoru da Seyit Ali Hocamızın eğitiminden geçmiş.Doktor Büyük Üstadı arar ve durumu anlatır.Üstad, Fikret Hocamızdan Eda ile görüşmesini ister.Eda yaşadıklarını en baştan anlatır.Fikret Hoca,Eda’ya bir defter ve renkli kalem seti hediye eder.Yaşadıklarını ve gördüklerini not etmesini ister.İstediği zaman arayabilmesi için numarasını da bırakır.Eda bunu tek bir şartla kabul eder.Ailesinin ve akrabalarının ona deli muamelesi yapması kalbini kırmıştır.An gelir de kendisine bir şey olursa;Eda’nın deli olmadığı ortaya çıkarılıp itibarı iade edilecektir.Eda yeni arkadaşlar edinmiştir.Fikret Hoca ve müstakbel hanımı Eda’nın en iyi sırdaşı ve danışmanları olmuştur.Tedavisi devam ederken Eda, hem Fikret Cemil Hocamızla görüşüyordur,hem de yazdıklarını Fikret Cemil Hoca aracılığıyla Rahmetli Üstada iletiyordur.

Eda ‘nın günlüğündeki farklı tarihlerdeki notlarından bazı kesitler:
‘’Bir umut yeşeriyor içimde,yağmur öncesi meltem inceliğinde..İlk başlar öylesineydi,şimdilerde ölürcesine bir sevgi bu.Nasıl bir huzur,nasıl bir sevgi ki bu tüm benliğimi dalga dalga kaplıyor.Nedendi,neredendi bilemiyorum.Beklemek yok,beklenti yok, şikayet yok.Hüzünle sevinç ortasında bir coşku bu.Düşün içinde gerçek,gerçekliğin ötesinde delirtircesine bir arzu…
O kimdi? Dost muydu? Sevgili miydi? O, bende ve bundan böyle ben de O’ndayım.O,Herşeyden Münezzehtir ama benim herşeyimdir.
Bazen ağlamaktan utanıyorum.Allah’tan gelen derde üzülmemeye çalışıyorum.Çürümeye başlayan kollarımdan örnek alırlarken canım çok yanıyor.Penceremdeki kuşlarımla gözgöze geliyorum.Onlar benden utanıp başlarını çeviriyorlar,bense gözyaşlarımı tutmaya çalışıyorum.
Neden böyle oldu diye sormadım bile.Ağlamalarım O’na idi,Nazım O’na idi,şımarıklığım O’na idi,özlemelerim,bekleyişlerim hep O’na idi.O’nu neden göremiyorum derken anladım ki gözlerim O’na aitti.Ruhum ve bedenim gibi..O beni görüyor,beni anlıyor ve bunu farklı şekillerde hissettiriyor.Artık kendimi yalnız hissetmiyorum.Allah bana bir sevgili verdi.Gündoğarken dualar ediyorum,ben dua ettikçe kumrular hu hu diyorlar.Ne güzel şehirsin sen Konya suyun başka,havan başka.Çok farklı hissettim herşeyi burada.Fikret abi,Semanur abla ,Seyit Ali dedeyi sende tanıdım.Bir sürü dostum,sevenim oldu.Bazen annem delirdiğimi düşünüyor.Babam, ailemden beni anlayabilen tek kişi.Doktorlarım ilhami ve Serdar abimi de çok seviyorum.beni çok güldürüyorlar.

Artık canım hiç yanmıyor.İğnelerin,serumların tenimi delmesini umursamıyorum.İlaçların kokusunu bile almıyorum.Annemin ağlamalarını dahi duymuyorum.Ve artık anlıyorum tabutların üzerine neden gelinlik örtüldüğünü.Hissedebiliyorum;bu odada bitecek benim hikayem.Geçmişim herşeyden,okulumdan,arkadaşlarımdan,hayatımdan,hay allerimden…Ardımda bırakacağım herşeyi..Acılarım,ağlamalarım,inleyişlerim bu odada kalacak.Kalbimi ve sevgimi Allah’a emanet ediyorum…Ben gerçeğime giderken yüzümde bir tebessüm,ardımda sevgi dolu anılarımı bırakacağım.Günün birinde sesimi duyuramadıklarım bilsinler yaşadıklarımı,anlasınlar sevdamı çok şey var içimde ama sığdıramıyorum artık….

Benim dünyam gözlerimi kapattığım an başlıyor.Her kendimden geçişimde Gerçeğe uyanıyorum.Uçmakla düşmek arasında bir his…Masmavi denizler uzanıyor sonsuzlara…Bembeyaz köpükler,rengarenk zerreler yüzüme dokunuyor.Tuzun kokusu,yosunun kokusu hayatın kokusu...Mavilerin derinliklerinden gelen mucizevi bir çağrı bu.Bir an duraksıyorum.Ayaklarımda ıslak çayırları hissediyorum.Binbir türlü çiçek kokusu var,konuşmalar duyuyorum anlayamıyorum.İsmimi söyleyen bir ses var.Ne zaman Onun sesini duysam kalbim çıldırıyor,yerinden fırlıyor.Nefesim kesiliyor,bedenim tamamen uyuşup hafifleşmeye,yükselmeye başlıyor.Buradayım gel diye bağırıyorum.Tam gidecekmiş zannederken biranda yanımda beliriveriyor.Ona baktığımda dilim tutuluyor,ruhum bileklerimden taşmaya başlıyor.Kendisini tanımıyorum.Onu çok ama çok seviyorum.Canımı istese oracıkta hediye ederim.Seni bana Allah mı gönderdi diyorum.O konuşunca ben erimeye başlıyorum.O gülümsüyor gözlerim ışığına dayanamıyor.Onda bambaşka bir huzur var,güzellik var,neşe var.O konuşunca ben iyileşiyorum.tenimdeki yaralar,morluklar kayboluyor.saçlarım,kaşlarım,kirpiklerim sanki hiç dökülmemiş gibi eskisinden daha da güzel oluyor.Ben tanımadığım birine;ama hayatımda sanki hep varolduğunu bildiğim birine aşığım. Her gün uyanır uyanmaz Onun yüzünü ve adını hatırlamaya çalışıyorum.Saatlerce hatırlamak için düşünüyorum,dilimin ucunda gibi ama asla hatırlayamıyorum.ismi Belki Mehmetti belki Ahmetti bilemiyorum işte öyle bir güzellikti…O kişi hayatıma girdiğinden beri çok mutluyum. Bu sevgiyi bana Allah gönderdi.Bu zamana kadar hiç beni seven oldu mu bilmiyorum.Ama ben ilk defa birine aşık oldum.Artık Allah’a tek bir duam var.Bu dünyada nasip olur mu bilemem ama nerede olursam olayım kavuşmayı diliyorum.Ve artık uyanmak istemiyorum…’’

Eda’nın yaklaşık 6 buçuk aylık savaşı sonunda verileri yükselmeye başlar.Ciddi derecede iyileşme belirtileri raporlara yansır.Herkes sevinçlidir.Tedavi başarıyla ulaşmaktadır.Eda için değişen pek bir şey yoktur.
Birkaç gün sonra Rahmetli Büyük Üstad Seyit Ali Hoca,Fikret Cemil hocayı yanına çağırır.
’’Eda Konya’da kalsın’’ der. Ve ekler.’’Üçler Mezarlığı defin işlemine kapalı.Ama Eda’mız orada uyumalı.Aşıklığın töresinde ayrılık olmaz! Ne yap et oradan bir mezar yeri ayarla!’’Fikret Cemil Hocamız şaşkınlıkla bakakalır,konuşmak ister fakat dili dönmez.Büyük Üstad hafiften hiddetlenir:
‘’ Sen ne sanırsın muhterem! Vuslatın kokusunu alan ardına bakar mı hiç?Bir hazırlık içerisinde Eda’mız, Onu layıkıyla uğurlayalım…’’

Üçler’de bir mezar yeri ayarlanır ve kazdırılır.Eda’nın babasına bu meselede himmet gösteremeyeceğine kanaat getirildiği için kimse bir şey söylemez..
2 Haziran 2015’te Eda’nın kalbi aniden durur.Yattığı odada hemen müdahale edilir.İlk müdahalede kalbi çalışır tekrar durur.İkinci müdahalede Eda’nın gözleri açılır sert bir şekilde oksijen aletini yüzünden sıyırır.kalbi tekrar durur.üçüncü müdahalede ‘’O, Ahmet’ti buradayım Ahmet , O geldi…’’ gibisinden bir cümle dudaklarından dökülür.Bu Eda’nın son cümlesidir.Artık şoklamaya Eda’nın kalbi yanıt vermez.Yasal müdahale süresini aşan 49 dakikalık mücadele sonunda Eda artık uyanmamıştır.
Müdahalede bulunan doktoru İlhami bey ve Eda’nın annesi Eda’nın son cümlesini teyit eden kişilerdir.

Eda’nın hayatındaki son zamanlarını anlatan günlüğünden bazı kesitleri sizlerle paylaştım.Eda’nın içine sığmayan herkese anlatmak istediği şeyler varmış.Son zamanlarında yakınlarının kendisine deli gözüyle bakması Onu hayli kırmış.Bu işin daha başka boyutları var.Halbuki Eda’nın durumu birkaç cemaatin manevi büyükleriyle istişare edilerek vefatından günler evvel sonuca bağlanmıştır.Asla biraraya gelemez denilen cemaatler birlikte toplanmış Eda’nın Cenaze namazı Mevlana Camiinde kılınarak sessiz sedasızca Üçler Mezarlığına defnedilmiştir.Merhumenin manevi hali ve kırgın vasiyetine binaen Cenazenin 40ı gelmeden 20 bin yasin ruhuna hediye edilerek Eda’nın maddi-manevi itibarı iade edilmiştir.Merhume kardeşimizin ruhuna bir fatiha okumayı unutmayalım.
Konuya iştirak eden tarikatlerin cemaatlerinden bir çoğu, mürşidlerine hep aynı soruyu sormuşlar.’’Merhume kızımıza rahmet olsun;ama bu kadar ihtimam ve özen gösterilmesinin hikmeti nedir?’’deseler de ayrıntılı bir cevap alamazlar.Herkes sadece payına düşen Yasini Şerifi okumakla yetinir.Ne kadar zorlasam da anlayamadığım,anladığımı zannettiğim ve asla anlayamacağım noktalar var.2 gündür Fikret Hocamın yanındaydım.Konu konuyu açınca tesadüfen öğrendim.Müsaade ettiği kadarını en ince ayrıntısına kadar paylaşmaya çalıştım.Onun notlarından alıntılar da yaptım.Böyle bir meseleyi bana anlatıp sizlerlerle paylaşmama müsaade eden Fikret Cemil Hocama( can abime) canı gönülden teşekkür ediyorum…

‘’Vakit dara koştu bizi,Eda’nın hakkı Büyüklere malum oldu.Dostlar dergahına talimat verildi emri istişarei hak için 20 bin Yasini Şerifle hanım kardeşimizi uğurladık.Rahmet olsun inşallah…’’ Ü. Fikret Cemil K.
‘’Ne zaman üveyikler,kumrular ötse Eda gözümün önüne geliverir..’’Doktor Serdar bey
‘’Yasal süreyi aştığımın farkındaydım,ciğerleri parçalanana kadar defibrilasyona devam edecektim ;ta ki gözyaşlarını bırakınca ben de bıraktım.’’Doktor İlhami bey
‘’Hastalandığında dünyam bitmişti.Canının acısından çaresizce çırpınırdı yavrum.Her gece düşlerime girer,gelin kızım,nur yüzlü fidanım Edam 21 yaşında çok güzeldi ve öyle kalacak..’’ Eda’nın annesi L.Y.

__________________
''Müspet sonuç vermeyen uğraş,ilim değil uydurmacadır!''
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 02.09.23, 23:48
 
Üyelik tarihi: 07.06.18
Bulunduğu yer: izmir
Mesajlar: 361
Etiketlendiği Mesaj: 6 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Allah rahmet eylesin, mekani cennet olsun🤲🤲🤲🤲

Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 02.09.23, 23:59
Sentis - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 08.02.22
Bulunduğu yer: Dünya
Mesajlar: 358
Etiketlendiği Mesaj: 40 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Selamet Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
‘’Allah’ı ananlar vardır,arayanlar vardır..Susan vardır,söyleyen vardır…Kimi deli der kimisi haram..Ne akıl sor ne de nizam,Sarhoş nefsin iflahı vuslattır…’’ Eda Y.

Aşıkların,Maşukuna kavuşması dileğiyle….Gönlünün kıblesini Rahman'a çevirenlere ilham olsun…

Eda, 2014 yılının kasım ayında aniden rahatsızlanınca hastaneye kaldırılır.Vücuduna yayılmakta olan kanser ortaya çıkınca tüm hayatı değişir.Babası dergahın neferlerinden biridir.Konuyu üstadlara bildirince onu Konya’da donanımlı bir hastaneye transfer ettirirler.Burada yapılan tetkikler sonucu kanserin kaynağının vücudunda değil beyin lobunun içlerine gizlenen tümörler olduğunu anlarlar.Eda için ızdıraplı günler başlar.Testler, iğneler,sondalar,kemoterapiler … Eda dış dünyayla bağlantısını tamamen kesmiştir.Gün içerisinde Doktorlar,hemşireler anne ve babası dışında kimseyi görmüyordur.Uyanık olduğu zamanlar odasındaki televizyonda hergün Rahmetli Tahir Büyükkörükçü hocanın sohbetlerini izlemeye başlar.Sohbetin birinde Yasin suresinin faziletlerinden bahsedilir.Eda,annesinden Yasin suresi getirmesini ister.Annesi ona Yasin suresinin yazılı olduğu cüzlerden getirir.Zamanla Eda’nın bütün aktivitesi televizyon ve elinden düşmeyen cüzleri olur.Günler böyle geçip gider.

Kısa bir zaman içerisinde Eda nın halleri değişmeye başlar.Annesine bazı şeyler gördüğünü,birileriyle konuştuğunu anlatır.Penceresindeki kumrular ve güvercinlerle olan dostluğundan bahseder.Böyle devam edince ,Ailesi tarafından bu Durum doktorlara bildirilir.Doktoru Eda’ya asla antidepresan verilmediğini söyler.Eda ile görüşen diğer doktorlar ise Eda ‘nın akıl sağlığının yerinde olduğunu yaşadığı travma sebebiyle halisünasyon görebileceğini belirtirler.Eda’nın durumu günden güne kötüleşmektedir.İlaç tedavileri kanseri yok etmeye çalışırken, onun vücudunu da bitirmiştir.Eda artık yerinden kalkamaz hale gelir,bir bardak suyu bile tutarken zorlanmaktadır.Fakat tam tersine çok neşelidir.Mesaisi biten doktoru bir gün Eda’nın yanına gelir.Eda anlatır doktor dinler.Bu sohbet yaklaşık 3 saat sürer.Eda’yı bu hastaneye Büyük Üstad transfer ettirmiş,Eda’nın doktoru da Seyit Ali Hocamızın eğitiminden geçmiş.Doktor Büyük Üstadı arar ve durumu anlatır.Üstad, Fikret Hocamızdan Eda ile görüşmesini ister.Eda yaşadıklarını en baştan anlatır.Fikret Hoca,Eda’ya bir defter ve renkli kalem seti hediye eder.Yaşadıklarını ve gördüklerini not etmesini ister.İstediği zaman arayabilmesi için numarasını da bırakır.Eda bunu tek bir şartla kabul eder.Ailesinin ve akrabalarının ona deli muamelesi yapması kalbini kırmıştır.An gelir de kendisine bir şey olursa;Eda’nın deli olmadığı ortaya çıkarılıp itibarı iade edilecektir.Eda yeni arkadaşlar edinmiştir.Fikret Hoca ve müstakbel hanımı Eda’nın en iyi sırdaşı ve danışmanları olmuştur.Tedavisi devam ederken Eda, hem Fikret Cemil Hocamızla görüşüyordur,hem de yazdıklarını Fikret Cemil Hoca aracılığıyla Rahmetli Üstada iletiyordur.

Eda ‘nın günlüğündeki farklı tarihlerdeki notlarından bazı kesitler:
‘’Bir umut yeşeriyor içimde,yağmur öncesi meltem inceliğinde..İlk başlar öylesineydi,şimdilerde ölürcesine bir sevgi bu.Nasıl bir huzur,nasıl bir sevgi ki bu tüm benliğimi dalga dalga kaplıyor.Nedendi,neredendi bilemiyorum.Beklemek yok,beklenti yok, şikayet yok.Hüzünle sevinç ortasında bir coşku bu.Düşün içinde gerçek,gerçekliğin ötesinde delirtircesine bir arzu…
O kimdi? Dost muydu? Sevgili miydi? O, bende ve bundan böyle ben de O’ndayım.O,Herşeyden Münezzehtir ama benim herşeyimdir.
Bazen ağlamaktan utanıyorum.Allah’tan gelen derde üzülmemeye çalışıyorum.Çürümeye başlayan kollarımdan örnek alırlarken canım çok yanıyor.Penceremdeki kuşlarımla gözgöze geliyorum.Onlar benden utanıp başlarını çeviriyorlar,bense gözyaşlarımı tutmaya çalışıyorum.
Neden böyle oldu diye sormadım bile.Ağlamalarım O’na idi,Nazım O’na idi,şımarıklığım O’na idi,özlemelerim,bekleyişlerim hep O’na idi.O’nu neden göremiyorum derken anladım ki gözlerim O’na aitti.Ruhum ve bedenim gibi..O beni görüyor,beni anlıyor ve bunu farklı şekillerde hissettiriyor.Artık kendimi yalnız hissetmiyorum.Allah bana bir sevgili verdi.Gündoğarken dualar ediyorum,ben dua ettikçe kumrular hu hu diyorlar.Ne güzel şehirsin sen Konya suyun başka,havan başka.Çok farklı hissettim herşeyi burada.Fikret abi,Semanur abla ,Seyit Ali dedeyi sende tanıdım.Bir sürü dostum,sevenim oldu.Bazen annem delirdiğimi düşünüyor.Babam, ailemden beni anlayabilen tek kişi.Doktorlarım ilhami ve Serdar abimi de çok seviyorum.beni çok güldürüyorlar.

Artık canım hiç yanmıyor.İğnelerin,serumların tenimi delmesini umursamıyorum.İlaçların kokusunu bile almıyorum.Annemin ağlamalarını dahi duymuyorum.Ve artık anlıyorum tabutların üzerine neden gelinlik örtüldüğünü.Hissedebiliyorum;bu odada bitecek benim hikayem.Geçmişim herşeyden,okulumdan,arkadaşlarımdan,hayatımdan,hay allerimden…Ardımda bırakacağım herşeyi..Acılarım,ağlamalarım,inleyişlerim bu odada kalacak.Kalbimi ve sevgimi Allah’a emanet ediyorum…Ben gerçeğime giderken yüzümde bir tebessüm,ardımda sevgi dolu anılarımı bırakacağım.Günün birinde sesimi duyuramadıklarım bilsinler yaşadıklarımı,anlasınlar sevdamı çok şey var içimde ama sığdıramıyorum artık….

Benim dünyam gözlerimi kapattığım an başlıyor.Her kendimden geçişimde Gerçeğe uyanıyorum.Uçmakla düşmek arasında bir his…Masmavi denizler uzanıyor sonsuzlara…Bembeyaz köpükler,rengarenk zerreler yüzüme dokunuyor.Tuzun kokusu,yosunun kokusu hayatın kokusu...Mavilerin derinliklerinden gelen mucizevi bir çağrı bu.Bir an duraksıyorum.Ayaklarımda ıslak çayırları hissediyorum.Binbir türlü çiçek kokusu var,konuşmalar duyuyorum anlayamıyorum.İsmimi söyleyen bir ses var.Ne zaman Onun sesini duysam kalbim çıldırıyor,yerinden fırlıyor.Nefesim kesiliyor,bedenim tamamen uyuşup hafifleşmeye,yükselmeye başlıyor.Buradayım gel diye bağırıyorum.Tam gidecekmiş zannederken biranda yanımda beliriveriyor.Ona baktığımda dilim tutuluyor,ruhum bileklerimden taşmaya başlıyor.Kendisini tanımıyorum.Onu çok ama çok seviyorum.Canımı istese oracıkta hediye ederim.Seni bana Allah mı gönderdi diyorum.O konuşunca ben erimeye başlıyorum.O gülümsüyor gözlerim ışığına dayanamıyor.Onda bambaşka bir huzur var,güzellik var,neşe var.O konuşunca ben iyileşiyorum.tenimdeki yaralar,morluklar kayboluyor.saçlarım,kaşlarım,kirpiklerim sanki hiç dökülmemiş gibi eskisinden daha da güzel oluyor.Ben tanımadığım birine;ama hayatımda sanki hep varolduğunu bildiğim birine aşığım. Her gün uyanır uyanmaz Onun yüzünü ve adını hatırlamaya çalışıyorum.Saatlerce hatırlamak için düşünüyorum,dilimin ucunda gibi ama asla hatırlayamıyorum.ismi Belki Mehmetti belki Ahmetti bilemiyorum işte öyle bir güzellikti…O kişi hayatıma girdiğinden beri çok mutluyum. Bu sevgiyi bana Allah gönderdi.Bu zamana kadar hiç beni seven oldu mu bilmiyorum.Ama ben ilk defa birine aşık oldum.Artık Allah’a tek bir duam var.Bu dünyada nasip olur mu bilemem ama nerede olursam olayım kavuşmayı diliyorum.Ve artık uyanmak istemiyorum…’’

Eda’nın yaklaşık 6 buçuk aylık savaşı sonunda verileri yükselmeye başlar.Ciddi derecede iyileşme belirtileri raporlara yansır.Herkes sevinçlidir.Tedavi başarıyla ulaşmaktadır.Eda için değişen pek bir şey yoktur.
Birkaç gün sonra Rahmetli Büyük Üstad Seyit Ali Hoca,Fikret Cemil hocayı yanına çağırır.
’’Eda Konya’da kalsın’’ der. Ve ekler.’’Üçler Mezarlığı defin işlemine kapalı.Ama Eda’mız orada uyumalı.Aşıklığın töresinde ayrılık olmaz! Ne yap et oradan bir mezar yeri ayarla!’’Fikret Cemil Hocamız şaşkınlıkla bakakalır,konuşmak ister fakat dili dönmez.Büyük Üstad hafiften hiddetlenir:
‘’ Sen ne sanırsın muhterem! Vuslatın kokusunu alan ardına bakar mı hiç?Bir hazırlık içerisinde Eda’mız, Onu layıkıyla uğurlayalım…’’

Üçler’de bir mezar yeri ayarlanır ve kazdırılır.Eda’nın babasına bu meselede himmet gösteremeyeceğine kanaat getirildiği için kimse bir şey söylemez..
2 Haziran 2015’te Eda’nın kalbi aniden durur.Yattığı odada hemen müdahale edilir.İlk müdahalede kalbi çalışır tekrar durur.İkinci müdahalede Eda’nın gözleri açılır sert bir şekilde oksijen aletini yüzünden sıyırır.kalbi tekrar durur.üçüncü müdahalede ‘’O, Ahmet’ti buradayım Ahmet , O geldi…’’ gibisinden bir cümle dudaklarından dökülür.Bu Eda’nın son cümlesidir.Artık şoklamaya Eda’nın kalbi yanıt vermez.Yasal müdahale süresini aşan 49 dakikalık mücadele sonunda Eda artık uyanmamıştır.
Müdahalede bulunan doktoru İlhami bey ve Eda’nın annesi Eda’nın son cümlesini teyit eden kişilerdir.

Eda’nın hayatındaki son zamanlarını anlatan günlüğünden bazı kesitleri sizlerle paylaştım.Eda’nın içine sığmayan herkese anlatmak istediği şeyler varmış.Son zamanlarında yakınlarının kendisine deli gözüyle bakması Onu hayli kırmış.Bu işin daha başka boyutları var.Halbuki Eda’nın durumu birkaç cemaatin manevi büyükleriyle istişare edilerek vefatından günler evvel sonuca bağlanmıştır.Asla biraraya gelemez denilen cemaatler birlikte toplanmış Eda’nın Cenaze namazı Mevlana Camiinde kılınarak sessiz sedasızca Üçler Mezarlığına defnedilmiştir.Merhumenin manevi hali ve kırgın vasiyetine binaen Cenazenin 40ı gelmeden 20 bin yasin ruhuna hediye edilerek Eda’nın maddi-manevi itibarı iade edilmiştir.Merhume kardeşimizin ruhuna bir fatiha okumayı unutmayalım.
Konuya iştirak eden tarikatlerin cemaatlerinden bir çoğu, mürşidlerine hep aynı soruyu sormuşlar.’’Merhume kızımıza rahmet olsun;ama bu kadar ihtimam ve özen gösterilmesinin hikmeti nedir?’’deseler de ayrıntılı bir cevap alamazlar.Herkes sadece payına düşen Yasini Şerifi okumakla yetinir.Ne kadar zorlasam da anlayamadığım,anladığımı zannettiğim ve asla anlayamacağım noktalar var.2 gündür Fikret Hocamın yanındaydım.Konu konuyu açınca tesadüfen öğrendim.Müsaade ettiği kadarını en ince ayrıntısına kadar paylaşmaya çalıştım.Onun notlarından alıntılar da yaptım.Böyle bir meseleyi bana anlatıp sizlerlerle paylaşmama müsaade eden Fikret Cemil Hocama( can abime) canı gönülden teşekkür ediyorum…

‘’Vakit dara koştu bizi,Eda’nın hakkı Büyüklere malum oldu.Dostlar dergahına talimat verildi emri istişarei hak için 20 bin Yasini Şerifle hanım kardeşimizi uğurladık.Rahmet olsun inşallah…’’ Ü. Fikret Cemil K.
‘’Ne zaman üveyikler,kumrular ötse Eda gözümün önüne geliverir..’’Doktor Serdar bey
‘’Yasal süreyi aştığımın farkındaydım,ciğerleri parçalanana kadar defibrilasyona devam edecektim ;ta ki gözyaşlarını bırakınca ben de bıraktım.’’Doktor İlhami bey
‘’Hastalandığında dünyam bitmişti.Canının acısından çaresizce çırpınırdı yavrum.Her gece düşlerime girer,gelin kızım,nur yüzlü fidanım Edam 21 yaşında çok güzeldi ve öyle kalacak..’’ Eda’nın annesi L.Y.

Çok duygulandım, allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun yavrumuzun🤲

.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 03.09.23, 00:02
 
Üyelik tarihi: 14.04.23
Bulunduğu yer: Afrika - nuaksot
Mesajlar: 433
Etiketlendiği Mesaj: 25 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Bediüzzaman hazretleri bu durumu için çok güzel bir paragraf kaleme almıştır. Hastalar için 25 deva içeren 25. Lem'a adlı eserinde 5. Deva

Beşinci Devâ: Ey maraza mübtelâ hasta! Bu zamanda tecrübelerimle kanâatim gelmiştir ki; hastalık bazılara bir ihsân-ı İlâhîdir, bir hediye-i Rahmâniyedir.
Bu sekiz dokuz senedir, liyâkatsiz olduğum halde, bazı genç zâtlar, hastalık münâsebetiyle duâ için benimle görüştüler.
Dikkat ettim, hangi hastalıklı genci gördüm ise, sâir gençlere nisbeten âhiretini düşünmeye başlıyor. Gençlik sarhoşluğu yok. Gaflet içindeki hayvânî hevesâttan, bir derece kendini kurtarmış. Ben de bakıyordum, onların tahammül dâhilindeki hastalıklarını, bir ihsân-ı İlâhî olduğunu onlara ihtâr ediyordum. Ve derdim ki; “Kardeşim! Ben senin bu hastalığının aleyhinde değilim, hastalık için sana karşı bir şefkat hissedip acımıyorum ki, duâ edeyim. Hastalık seni tam uyandırıncaya kadar sabra çalış.

Hastalık, vazîfesini bitirdikten sonra, Hâlik-ı Rahîm inşâallâh sana şifâ verir.” Hem derdim; “Senin bir kısım emsâlin sıhhat belâsıyla, gaflete düşüp, namazı terk ediyor, kabri düşünmüyor, Allah’ı unutup, bir saatlik hayat-ı dünyeviyenin zâhirî keyfiyle, hadsiz bir hayat-ı ebediyesini sarsıyor, zedeliyor, belki de harâb ediyor. Sen hastalık gözüyle, herhalde gideceğin bir menzilin olan kabrini ve daha arkasındaki menzilleri görürsün ve onlara göre davranırsın. Demek senin için hastalık, bir sıhhattir. Bir kısım emsâlindeki sıhhat, bir hastalıktır.”

Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 03.09.23, 08:41
Vefalı Üye
 
Üyelik tarihi: 29.06.23
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 1,709
Etiketlendiği Mesaj: 112 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Selamet Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
‘’Allah’ı ananlar vardır,arayanlar vardır..Susan vardır,söyleyen vardır…Kimi deli der kimisi haram..Ne akıl sor ne de nizam,Sarhoş nefsin iflahı vuslattır…’’ Eda Y.

Aşıkların,Maşukuna kavuşması dileğiyle….Gönlünün kıblesini Rahman'a çevirenlere ilham olsun…

Eda, 2014 yılının kasım ayında aniden rahatsızlanınca hastaneye kaldırılır.Vücuduna yayılmakta olan kanser ortaya çıkınca tüm hayatı değişir.Babası dergahın neferlerinden biridir.Konuyu üstadlara bildirince onu Konya’da donanımlı bir hastaneye transfer ettirirler.Burada yapılan tetkikler sonucu kanserin kaynağının vücudunda değil beyin lobunun içlerine gizlenen tümörler olduğunu anlarlar.Eda için ızdıraplı günler başlar.Testler, iğneler,sondalar,kemoterapiler … Eda dış dünyayla bağlantısını tamamen kesmiştir.Gün içerisinde Doktorlar,hemşireler anne ve babası dışında kimseyi görmüyordur.Uyanık olduğu zamanlar odasındaki televizyonda hergün Rahmetli Tahir Büyükkörükçü hocanın sohbetlerini izlemeye başlar.Sohbetin birinde Yasin suresinin faziletlerinden bahsedilir.Eda,annesinden Yasin suresi getirmesini ister.Annesi ona Yasin suresinin yazılı olduğu cüzlerden getirir.Zamanla Eda’nın bütün aktivitesi televizyon ve elinden düşmeyen cüzleri olur.Günler böyle geçip gider.

Kısa bir zaman içerisinde Eda nın halleri değişmeye başlar.Annesine bazı şeyler gördüğünü,birileriyle konuştuğunu anlatır.Penceresindeki kumrular ve güvercinlerle olan dostluğundan bahseder.Böyle devam edince ,Ailesi tarafından bu Durum doktorlara bildirilir.Doktoru Eda’ya asla antidepresan verilmediğini söyler.Eda ile görüşen diğer doktorlar ise Eda ‘nın akıl sağlığının yerinde olduğunu yaşadığı travma sebebiyle halisünasyon görebileceğini belirtirler.Eda’nın durumu günden güne kötüleşmektedir.İlaç tedavileri kanseri yok etmeye çalışırken, onun vücudunu da bitirmiştir.Eda artık yerinden kalkamaz hale gelir,bir bardak suyu bile tutarken zorlanmaktadır.Fakat tam tersine çok neşelidir.Mesaisi biten doktoru bir gün Eda’nın yanına gelir.Eda anlatır doktor dinler.Bu sohbet yaklaşık 3 saat sürer.Eda’yı bu hastaneye Büyük Üstad transfer ettirmiş,Eda’nın doktoru da Seyit Ali Hocamızın eğitiminden geçmiş.Doktor Büyük Üstadı arar ve durumu anlatır.Üstad, Fikret Hocamızdan Eda ile görüşmesini ister.Eda yaşadıklarını en baştan anlatır.Fikret Hoca,Eda’ya bir defter ve renkli kalem seti hediye eder.Yaşadıklarını ve gördüklerini not etmesini ister.İstediği zaman arayabilmesi için numarasını da bırakır.Eda bunu tek bir şartla kabul eder.Ailesinin ve akrabalarının ona deli muamelesi yapması kalbini kırmıştır.An gelir de kendisine bir şey olursa;Eda’nın deli olmadığı ortaya çıkarılıp itibarı iade edilecektir.Eda yeni arkadaşlar edinmiştir.Fikret Hoca ve müstakbel hanımı Eda’nın en iyi sırdaşı ve danışmanları olmuştur.Tedavisi devam ederken Eda, hem Fikret Cemil Hocamızla görüşüyordur,hem de yazdıklarını Fikret Cemil Hoca aracılığıyla Rahmetli Üstada iletiyordur.

Eda ‘nın günlüğündeki farklı tarihlerdeki notlarından bazı kesitler:
‘’Bir umut yeşeriyor içimde,yağmur öncesi meltem inceliğinde..İlk başlar öylesineydi,şimdilerde ölürcesine bir sevgi bu.Nasıl bir huzur,nasıl bir sevgi ki bu tüm benliğimi dalga dalga kaplıyor.Nedendi,neredendi bilemiyorum.Beklemek yok,beklenti yok, şikayet yok.Hüzünle sevinç ortasında bir coşku bu.Düşün içinde gerçek,gerçekliğin ötesinde delirtircesine bir arzu…
O kimdi? Dost muydu? Sevgili miydi? O, bende ve bundan böyle ben de O’ndayım.O,Herşeyden Münezzehtir ama benim herşeyimdir.
Bazen ağlamaktan utanıyorum.Allah’tan gelen derde üzülmemeye çalışıyorum.Çürümeye başlayan kollarımdan örnek alırlarken canım çok yanıyor.Penceremdeki kuşlarımla gözgöze geliyorum.Onlar benden utanıp başlarını çeviriyorlar,bense gözyaşlarımı tutmaya çalışıyorum.
Neden böyle oldu diye sormadım bile.Ağlamalarım O’na idi,Nazım O’na idi,şımarıklığım O’na idi,özlemelerim,bekleyişlerim hep O’na idi.O’nu neden göremiyorum derken anladım ki gözlerim O’na aitti.Ruhum ve bedenim gibi..O beni görüyor,beni anlıyor ve bunu farklı şekillerde hissettiriyor.Artık kendimi yalnız hissetmiyorum.Allah bana bir sevgili verdi.Gündoğarken dualar ediyorum,ben dua ettikçe kumrular hu hu diyorlar.Ne güzel şehirsin sen Konya suyun başka,havan başka.Çok farklı hissettim herşeyi burada.Fikret abi,Semanur abla ,Seyit Ali dedeyi sende tanıdım.Bir sürü dostum,sevenim oldu.Bazen annem delirdiğimi düşünüyor.Babam, ailemden beni anlayabilen tek kişi.Doktorlarım ilhami ve Serdar abimi de çok seviyorum.beni çok güldürüyorlar.

Artık canım hiç yanmıyor.İğnelerin,serumların tenimi delmesini umursamıyorum.İlaçların kokusunu bile almıyorum.Annemin ağlamalarını dahi duymuyorum.Ve artık anlıyorum tabutların üzerine neden gelinlik örtüldüğünü.Hissedebiliyorum;bu odada bitecek benim hikayem.Geçmişim herşeyden,okulumdan,arkadaşlarımdan,hayatımdan,hay allerimden…Ardımda bırakacağım herşeyi..Acılarım,ağlamalarım,inleyişlerim bu odada kalacak.Kalbimi ve sevgimi Allah’a emanet ediyorum…Ben gerçeğime giderken yüzümde bir tebessüm,ardımda sevgi dolu anılarımı bırakacağım.Günün birinde sesimi duyuramadıklarım bilsinler yaşadıklarımı,anlasınlar sevdamı çok şey var içimde ama sığdıramıyorum artık….

Benim dünyam gözlerimi kapattığım an başlıyor.Her kendimden geçişimde Gerçeğe uyanıyorum.Uçmakla düşmek arasında bir his…Masmavi denizler uzanıyor sonsuzlara…Bembeyaz köpükler,rengarenk zerreler yüzüme dokunuyor.Tuzun kokusu,yosunun kokusu hayatın kokusu...Mavilerin derinliklerinden gelen mucizevi bir çağrı bu.Bir an duraksıyorum.Ayaklarımda ıslak çayırları hissediyorum.Binbir türlü çiçek kokusu var,konuşmalar duyuyorum anlayamıyorum.İsmimi söyleyen bir ses var.Ne zaman Onun sesini duysam kalbim çıldırıyor,yerinden fırlıyor.Nefesim kesiliyor,bedenim tamamen uyuşup hafifleşmeye,yükselmeye başlıyor.Buradayım gel diye bağırıyorum.Tam gidecekmiş zannederken biranda yanımda beliriveriyor.Ona baktığımda dilim tutuluyor,ruhum bileklerimden taşmaya başlıyor.Kendisini tanımıyorum.Onu çok ama çok seviyorum.Canımı istese oracıkta hediye ederim.Seni bana Allah mı gönderdi diyorum.O konuşunca ben erimeye başlıyorum.O gülümsüyor gözlerim ışığına dayanamıyor.Onda bambaşka bir huzur var,güzellik var,neşe var.O konuşunca ben iyileşiyorum.tenimdeki yaralar,morluklar kayboluyor.saçlarım,kaşlarım,kirpiklerim sanki hiç dökülmemiş gibi eskisinden daha da güzel oluyor.Ben tanımadığım birine;ama hayatımda sanki hep varolduğunu bildiğim birine aşığım. Her gün uyanır uyanmaz Onun yüzünü ve adını hatırlamaya çalışıyorum.Saatlerce hatırlamak için düşünüyorum,dilimin ucunda gibi ama asla hatırlayamıyorum.ismi Belki Mehmetti belki Ahmetti bilemiyorum işte öyle bir güzellikti…O kişi hayatıma girdiğinden beri çok mutluyum. Bu sevgiyi bana Allah gönderdi.Bu zamana kadar hiç beni seven oldu mu bilmiyorum.Ama ben ilk defa birine aşık oldum.Artık Allah’a tek bir duam var.Bu dünyada nasip olur mu bilemem ama nerede olursam olayım kavuşmayı diliyorum.Ve artık uyanmak istemiyorum…’’

Eda’nın yaklaşık 6 buçuk aylık savaşı sonunda verileri yükselmeye başlar.Ciddi derecede iyileşme belirtileri raporlara yansır.Herkes sevinçlidir.Tedavi başarıyla ulaşmaktadır.Eda için değişen pek bir şey yoktur.
Birkaç gün sonra Rahmetli Büyük Üstad Seyit Ali Hoca,Fikret Cemil hocayı yanına çağırır.
’’Eda Konya’da kalsın’’ der. Ve ekler.’’Üçler Mezarlığı defin işlemine kapalı.Ama Eda’mız orada uyumalı.Aşıklığın töresinde ayrılık olmaz! Ne yap et oradan bir mezar yeri ayarla!’’Fikret Cemil Hocamız şaşkınlıkla bakakalır,konuşmak ister fakat dili dönmez.Büyük Üstad hafiften hiddetlenir:
‘’ Sen ne sanırsın muhterem! Vuslatın kokusunu alan ardına bakar mı hiç?Bir hazırlık içerisinde Eda’mız, Onu layıkıyla uğurlayalım…’’

Üçler’de bir mezar yeri ayarlanır ve kazdırılır.Eda’nın babasına bu meselede himmet gösteremeyeceğine kanaat getirildiği için kimse bir şey söylemez..
2 Haziran 2015’te Eda’nın kalbi aniden durur.Yattığı odada hemen müdahale edilir.İlk müdahalede kalbi çalışır tekrar durur.İkinci müdahalede Eda’nın gözleri açılır sert bir şekilde oksijen aletini yüzünden sıyırır.kalbi tekrar durur.üçüncü müdahalede ‘’O, Ahmet’ti buradayım Ahmet , O geldi…’’ gibisinden bir cümle dudaklarından dökülür.Bu Eda’nın son cümlesidir.Artık şoklamaya Eda’nın kalbi yanıt vermez.Yasal müdahale süresini aşan 49 dakikalık mücadele sonunda Eda artık uyanmamıştır.
Müdahalede bulunan doktoru İlhami bey ve Eda’nın annesi Eda’nın son cümlesini teyit eden kişilerdir.

Eda’nın hayatındaki son zamanlarını anlatan günlüğünden bazı kesitleri sizlerle paylaştım.Eda’nın içine sığmayan herkese anlatmak istediği şeyler varmış.Son zamanlarında yakınlarının kendisine deli gözüyle bakması Onu hayli kırmış.Bu işin daha başka boyutları var.Halbuki Eda’nın durumu birkaç cemaatin manevi büyükleriyle istişare edilerek vefatından günler evvel sonuca bağlanmıştır.Asla biraraya gelemez denilen cemaatler birlikte toplanmış Eda’nın Cenaze namazı Mevlana Camiinde kılınarak sessiz sedasızca Üçler Mezarlığına defnedilmiştir.Merhumenin manevi hali ve kırgın vasiyetine binaen Cenazenin 40ı gelmeden 20 bin yasin ruhuna hediye edilerek Eda’nın maddi-manevi itibarı iade edilmiştir.Merhume kardeşimizin ruhuna bir fatiha okumayı unutmayalım.
Konuya iştirak eden tarikatlerin cemaatlerinden bir çoğu, mürşidlerine hep aynı soruyu sormuşlar.’’Merhume kızımıza rahmet olsun;ama bu kadar ihtimam ve özen gösterilmesinin hikmeti nedir?’’deseler de ayrıntılı bir cevap alamazlar.Herkes sadece payına düşen Yasini Şerifi okumakla yetinir.Ne kadar zorlasam da anlayamadığım,anladığımı zannettiğim ve asla anlayamacağım noktalar var.2 gündür Fikret Hocamın yanındaydım.Konu konuyu açınca tesadüfen öğrendim.Müsaade ettiği kadarını en ince ayrıntısına kadar paylaşmaya çalıştım.Onun notlarından alıntılar da yaptım.Böyle bir meseleyi bana anlatıp sizlerlerle paylaşmama müsaade eden Fikret Cemil Hocama( can abime) canı gönülden teşekkür ediyorum…

‘’Vakit dara koştu bizi,Eda’nın hakkı Büyüklere malum oldu.Dostlar dergahına talimat verildi emri istişarei hak için 20 bin Yasini Şerifle hanım kardeşimizi uğurladık.Rahmet olsun inşallah…’’ Ü. Fikret Cemil K.
‘’Ne zaman üveyikler,kumrular ötse Eda gözümün önüne geliverir..’’Doktor Serdar bey
‘’Yasal süreyi aştığımın farkındaydım,ciğerleri parçalanana kadar defibrilasyona devam edecektim ;ta ki gözyaşlarını bırakınca ben de bıraktım.’’Doktor İlhami bey
‘’Hastalandığında dünyam bitmişti.Canının acısından çaresizce çırpınırdı yavrum.Her gece düşlerime girer,gelin kızım,nur yüzlü fidanım Edam 21 yaşında çok güzeldi ve öyle kalacak..’’ Eda’nın annesi L.Y.
Allah rahmet eylesin nurlar içinde uyuyor gencecik kız..

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Genç Görünmek, genç kalmak için.. SiLence Rukye ve Tedavi 18 15.02.23 13:28
Genç Kızın Gerçek Aşkı Bulma Hikayesi baykartalizma Güzel Sözler & aŞka Dair 0 23.04.22 13:58
Genç ve güzel kalmak icin dua Sadi Dualar & Dua Kardeşliği 1 27.08.21 17:41
Allah Resulü’nün Güzel Ahlakı (2) Modern Sofi Peygamberler 0 28.10.20 15:29
Genç Kızın Başına Gelenler Ve Ona Verilen Kağıtlar ? SDFwer Sorularınız 5 04.01.20 10:18


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 22:21.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147