Değerli dostlarım Allah'ın selamı üzerinize olsun...
Sizlere bu konuyla ilgili acısıyla tatlısıyla tüm tecrübelerimi anlatacağım.
2012 yılında üniversite 2.sınıftaydım. Kendime göre eğlenceli bir hayatım vardı.Bunun yanısıra kendime göre hedeflerim ve aynı zamanda problemlerim vardı. Hayat güzeldi bir yönden okul, arkadaşlar, iş, aşk ve hayaller... Bu hayatımın iyi tarafıydı. Kötü tarafı ise parçalanmış bir ailem vardı ve ekonomik olarak her şeye yetişemiyorduk. Ben mutluydum ama içimde endişeler büyüyordu. Okul bitince ne yapacaktım? Rüya bitecek acı gerçekle yüzleşecektim. Bu ülkede üniversiteden mezun olacaksanız ya aileniz zengin olmalı ya da siz memur olmalısınız yoksa üniversite okumak pek de akıl işi değil şimdiki aklım olsa para kazanır sonra açıktan üniversite okurdum.
Her neyse benim bir şeyler yapmam lazımdı ki hayatıma istediğim yönü vermeliydim. Bu arada 2 yıllık zorlu bir ilişkim vardı ve bitti. Tam bir boşluğa düşmüştüm. Bilirsiniz aşk acısı, gönül yarası,gurur ve kuyruk acısı... Anılardan kaçamazsınız ya ben de kaçamadım. Kafamın döndüğü zamanlar; 20lik bir genç yaşından büyük bir aşk, yılların aile eksikliği bir taraftan parasızlık... Resmen içimde cehennem ateşleri yanıyordu.Yana yakıla çareler arıyordum. Gerçek hayatta bana yardım edecek ya da akıl verecek kimsem yoktu. İçimden cenazeler kalkarken benim yüzümde sahte baharlar açıyordu. Nasıl olduysa maneviyata yönelmeye karar verdim. Yoksa bu işin sonu sonsuza kadar ışıkları kapamak olacaktı. Allah'a yönelmek,yardım istemek istedim; ama buna da müsaade etmediler. Etrafımız cahil, yobaz doluydu. Bırak Allah yolunda rehberlik etmeyi insanı Allah ve yolundan uzaklaştırıyorlardı. Anladım ki bu dünyayı parası ve güçlü ailesi olanlar parsellemişti. Işıklı balkonlar, mavi gökyüzü, denizler, mutluluk ve gülümsemeler sadece onlara aitti. Her şeye rağmen pes etmedim. Bu arada paraya ihtiyaç vardı. Okulun kafeteryasında işe başladım. Tost yap çay ver hesabı... Eski sevgilim tebelleş olmaya başladı (yeni sevgilisiyle). Fakültesi üniversitenin bir ucundayken ve arada yaklaşık 8 tane kafe varken inadına çalıştığım yere geliyorlardı. Halbuki kötü ayrılmadık ve O benden ayrılmıştı ve ben onu severek içime ağlayarak uğurlamıştım. Bu hırs ve nispet arzusu nereden geliyordu anlamadım. Bir kaç gün imkansızı başarıp dayandımsa da işi bırakmak zorunda kaldım. Artık insanlardan nefret ediyordum. Havada uçan kuşa bile kinleniyordum. Bana kızmayın dostlarım! Sevdiğiniz-benim dediğiniz insan bir fırlamanın modifiyeli nissan juke marka arabasına sarmaş dolaş inip biniyorsa oracıkta kendinizi yok edesiniz gelir... Allah kimseye göstermesin düşmanıma bile... Yine işsiz yine parasızdım. Biz 90lar çocuğuyduk, yakacak bir kaç tek sigara bir demlik çay ve yalnızlık en boktan durumların sakinleştiricisiydi... Bir gece 2012 nisan ayında nette bunalım, aşk, dertten kurtulma gibi dualar ararken ''Havvas'' kelimesiyle tanıştım. Yazılan her şey beni öyle bir çekiyordu ki hepsi sanki sihirli bir reklamdı. İçimde tarifi zor bir duygu vardı. Bir tarafım çaresizlik ve ölüm diğer tarafımsa çılgınca bir umutla doluyordu. Eee adamlar oturduğum yerden bana mucizeler anlatıyor vaatlerde bulunuyor (ah eşşek kafam ah) Araştırdıkça araştırıyordum. Vefkler, tılsımlar, azimetler, hatemler, kasemler offf ne ararsan var! Yeni bir defter aldım oraya notlar tutmaya başladım. Neredeyse havas-büyü alanındaki bütün sitelere forumlara üye oldum. Herkes gibi ben de soluğu celb muhabbet uygulamalarında aldım. Kendimce büyü yazan şeylere bakmıyordum da zaten havvas adı altında verilen her şey büyüymüş tabii ben bunu yıllar sonra öğrenecektim
Bu konularla ilk defa karşılaşmıştım. Arabi ay zamanları, günün saatleri, ebced hesapları, yakaza halleri, hurufi nari harfler, tabiatlara ayrılmış alfabeler ooff ne arasan var
Eee ilk işim şu giden sevgiliyi geri getirmekti. Şimdi düşünüyorum da daha ilk uygulamamda şirke girmişim. (cahillik Allah'ım affetsin)
Uygulama beni gecelerce uykusuz bıraktı başka da bir işe yaramadı. Tabii durur muyum yeni uygulamalar arıyorum. Haa bir de ''denenmiş-en etkili-garantili'' diye google amcaya arattırıyorum
Artık babasının silahını bulmuş çocuk gibi sağa sola sıkma çabasındayım. Bu arada 2013 yılına girdik ben işi gitgide büyütüyorum. Piyasada ne kadar havas kitabı varsa indirmeye başladım. hotfile indirme sitesi kapanmadan evvel sadece oradan 40 adet pdf kitap indirdim. 2013 yılının ortalarında elimde toplam 103 adet bilindik-bilinmedik havas kitabı oldu. Ve ben bu kitapları ortalama 9 yılda inceledim. Neyse 2013'e geri dönelim yeni bir celb uygulaması denedim kalbimi yerinden söküyorlardı ve aynı etki kız kardeşime de oldu. Kardeşime sirayet etmişti benim yüzümden. Ama eski sevgilime bişey olmadı. Fena korkmuştum kalbim güm güm diye göğsüme vuruyordu sesini işitebiliyordum. yaklaşık 2 ay celb uygulaması yapmadım. Bu arada araştırmalarım, not almalarım devam ediyor. Vefk yazmayı, hane atlamayı öğreniyorum. Havvas olayını sadece aşk meselesi için değil zenginlik, iş bulma, yıldız yükseltme vs neye ihtiyaç duyuyorsam kullanmaya çalışıyorum. Artık rüyalarım değişmeye başladı. Hassaslaşmıştım. Odada uçan sineğin kanat sesini bile duyar oldum. Gece kitlenmeleri olmaya başladı. Gece gündüz farketmeksizin gölgeler ani geçişler yapıyordu. Bir çok gece Allahuekber diye bağırarak uyanıyordum. Sırtıma kanat çırparak bir kuş konuyor, tırnakları canımı hafiften acıtıyordu. Artık bir şeylerin sistematik olarak değiştiğini anlamaya başladım. ama hiç kötüye yormamıştım. Ben ermeye başladığımı, doğru yolda olduğumu falan zannediyordum. Sitelerde ve kitaplarda da alamet olarak bundan bahsediliyordu. Neyse yeni bir celb uygulaması buldum, ortalama uygulanma süresi 18 gündü. Başladım denemeye. Uygulamanın 4. günüydü rüyamda terk eden sevgilimin evindeyim, odasına doğru yürüyorum, koridorun ortasında tek kişilik bir yatak var. Yan çevrilmiş ve uzunlamasına koridoru kapatmış, ben kenarından geçip sevgilimin odasına giriyorum. Sevdiğim kız yatağında yok. Yatağın sağ tarafında kalan duvarın köşesine 2 tane siyah adam tarafından sıkıştırılmış adamlar kollarından tutmuş duvara doğru onu sımsıkı sabitlemişler ve o korkuyor. Ben uyuşmuş vaziyette uyandım. şok ve sevinç içerisindeyim.çünkü oturduğum yerden yaklaşık 20 dakikalık okuma ve 5 liralık tütsüyle bir şeylerin harekete geçmesini sağlayabiliyordum. uygulamanın kalan diğer günlerinde de benzer rüyalar görüp kitlenerek boğularak uyanıyordum. Ve toplamda 26 gün sonra beni şaşırtan bir haber aldım. Onlar ayrılmışlar! Hem de kız uzatmadan direk senden soğudum demiş. Okul çalkalanıyor bense ortak arkadaşların anlattıklarıyla keyifle zafer sigarası yakıyorum. Ama şu var ki hala bana dönmedi. Bu uygulamayı kafaya yazdım. çünkü 2 yıllık süreçte daha ilk günden tepkimeye girip mucize getiren uygulamaydı o. Bu arada zenginlik, iş bulma, çekici olma gibi uygulamalar üzerinde de ciddi uğraşlar veriyordum. yalnız bu celp uygulamasını mecburen her yeni ay başladığında yapma şartı olduğundan ayda bir kez yapabiliyordum. Bu arada farkettim ki ben artık eski ben değildim. Gitgide yalnızlaşıyordum, arkadaşlardan sosyal çevremden kopup iç dünyama dalıyordum. Kendimce bir altın madeni bulmuştum ve gece gündüz kazma niyetindeydim. Sonuçta bu okumalar araştırmalar kitap incelemeleri, not almalar çok zaman istiyordu. Yine zamanı geldi ve uygulamaya başladım. Bir kaç gün içinde yine rüyalar, kilitlenmeler oluyordu. Sevgilimin okulda suratı asıktı, mutsuzdu. yaklaşık bir hafta göremedim. gördüğümde ise gerçekten bitkindi. alt dudağında koca koca yaralar oluşmuştu. acaba benle bir alakası var mı diye ağzını yokladım. O gün okulu falan kırdık geceye kadar beraberdik. Sordum bi sıkıntın mı var diye kafam karışık iyi ki varsın diye konuyu hep kapattı. Tabii ben mutluluktan uçuyorum. Hatta aramıza giren o fırlama bizi defalarca gördü tınlamadı bile. çünkü her ay yeni bir sevgili yapıyordu o oğlana karşı kinim kalmadı ben kendimce zaferime ulaşıyordum. tabii uygulamanın kalan günlerini de tamamlamaya çalışıyordum. yaklaşık bir ay sonra sevdiğim kızla yeniden sevgiliydik. Yaşananları asla anmadık unuttuk gittik. hayatım aşk konusunda normale dönmüştü. ama ben havvas yolculuğuma kimseye sezdirmeden devam ediyordum. gece odamın kapısını kitler sabah 6'ya doğru ışığım sönerdi. ikinci amacım iyi bir iş ve çok paraydı. zenginlik ve baht için uygulamalar denemeye başladım. okulun kapanıp mezun olmamıza bir kaç ay vardı. Bir gece beklenmedik bir şey oldu. 2014'ün nisan ayıydı, uykuya daLdım. bacaklarımda bir ağırlık hissettim. iki tane el gözlerime bastırdı. bil bakalım ben kimim dedi. artık tuhaf rüyalara 2 senedir alıştığım için kendimden emin şekilde biraz da uyku sersemliğinde cevap verdim. Ellerini gözlerimden çek de kimsen bileyim dedim. Ellerini gözlerimden çekti kucağımda bir kız oturuyor. Yüzü belli değil hafif balık etli gibi saçı aslan yelesi tarzında ama yüzü belirsiz sis gibi bişey var. Daha ne olduğunu anlamadan affınıza sığınarak söylüyorum öyle şehvetlendim ki aklım uçuyordu. Sabah gözümü sırıtarak açtım. sanki ergen bir çocuk gibi rüyalanmıştım. okula gittim gün boyu aklımdan çıkmadı. ayrıca kasıklarım ve özel bölgem gün boyu ağrıdı. yine sevdiğim kızla ve arkadaşlarımla güzel bir gün geçirdik. ama aklım hala dün gecedeydi. neyse gece oldu uygulamayı yaptım 3 buçuk gibi yattım. uykuda yine aynı şey oldu. kız falan görmedim ama arkamdan belime biri sarıldı ensemden öptü ben yine kendimden geçtim. Tabii 2 günde yorgan kılıfı, çarşaf yıkadım. ama evden çekiniyorum. annemden kardeşimden gizlice kısa programda yıkayıp kendi odamın balkonuna sandalye üzerinde kurutuyorum. bu işin rüya olmadığına 4.gün kanaat getirdim. Bu rüya değildi, ama mantıken kendime ispatlayabileceğim bir delilim yoktu. sadece büyük bir merak ve hissettiğim hazzın mutluluğu vardı. Bir de o şey gelip beni şehvetlendirdiğinde böyle ağır bir papatya kokusu gibi güzel ama değişik bir koku odayı kaplıyordu. Gün boyu istemsizce sırıtıyordum ve bacaklarım ağrıyordu. bu olay başladıktan iki hafta sonra ben de değişmeler başladı. Aynı olayları yine yaşıyordum. Ama her gün değil bazen 2 günde bir 3 günde bir oluyordu. itiraf ediyorum bu öyle bir duygu ki insanın ruhunu uçuruyordu ve 1 buçuk yıldır evliyim daha o hazzın yarısını bile yaşamadım. işte ister istemez kafayı buna takmıştım. artık korku ve merakı bir kenarıya bırakıp kendimi duygulara bırakmak istiyordum bunun için de uyumalıydım ama hep uyumalıydım. Hepimiz insanız ben ise gerizekalının önde gideniydim. ben içinde bulunduğum durumun farkında değildim.artık okulun son günleri bahar şenlikleri, yıllıklar, konserler, mezuniyet balosu gelmişti. ama benim aklım gecelerdeydi. sevgilime eski ilgim pek kalmamıştı. Tabii o da beni pek merak etmiyordu. Geceyi sabırsızlıkla bekliyordum yatmadan evvel duşa girip, saçlarımı tarayıp parfümler sıkıyordum hatta yeni eşofman takımları alıp onları giyiyordum. Kardeşimin dikkatini çekmiş bana hayırdır gece gece kime süsleniyon diye takılıyordu. Günler böyle geçip giderken ve o gizemli şey geceleri beni benden alırken okul bitti mezun olduk. Artık sevgilimi istemiyordum.kendi kendime yaklaşık 1 buçuk yıl evvelki yaşadıklarım aklıma geldi. Nereden nereye hayat dalga mı geçiyordu ya da ben bu işin neresindeydim o zaman anlayamıyordum. sevgilimle konuşmaya karar verdim hem ona hem kendime rol yapıyor olmak beni yormaya başlamıştı ama onu üzmek korkusu beni mahvediyordu. bi de aynı şehirde 10 dk. mesafede yaşıyorduk. duruma göre onu kırmamak için konuyu rastgele ilişkimizin belirsizliği ve okulun kapanışına getirdim. O da ayrılmak istiyormuş kafası karışık olduğundan konuşamamış ve gülerek ayrıldık. üstümden büyük bir yük kalkmıştı. Artık tek başımaydım ve geceleri o duyguyu vicdan azabı olmadan yaşayacaktım. Ayrıldıktan sonra o gizli şey 2 kere daha geldi. Sonraları gelmez oldu. Aradan bir ay geçti yok. Tuhaf bir durum ki bilmediğiniz bir nesneyi özlüyosunuz. kokusunu ve size yaşattıklarını deli gibi arıyorsunuz. Günden güne mutsuzlaşmaya sinire kesmeye başladım. artık havvas uygulamaları da yapasım gelmiyordu. Bir anda hayatım anlamsızlaştı. okul bitti arkadaşlar gitti, havvasa olan ilgim inancım bitti, sevgilimle ayrıldık ve o geceki hazları yaşatan da gelmez oldu. Harbi harbi boşluğa düştüm. hem Çevremin zorlamasıyla hem de bu boşluğu bişeylerle doldurma amacıyla askere gitmeye karar verdim. Kasım ayında artık askerdim. Askerde günler yoğun geçiyordu. Bense bir çok gece o şeyin gelmesini bekliyordum. Bir ara uykumda birileri bana ismimle sesleniyordu ve boşluklardan aşağı düşermiş gibi olup sıçrayarak uyanıyordum. askerliğin son dönemlerinde bu belirsiz sesler tehditlere dönüştü. Kafamın içinde beni ölümle asmakla kesmekle tehdit eden uğultular vardı. bazen telefonla odanın yatakhanenin sesini kaydediyordum. telefon kaydında da ses yoktu. benim duyduğum sesleri kimseler duymuyordu. Ben yeni bir bilinmezlik vakasıyla boğuşurken kısa dönem askerliğim bitti. Hayat tüm zorluğuyla o zaman yeniden başladı. Günden güne sesler artıyordu, ben değişiyordum. Geceleri uyumaya korkuyordum. Sabah ezanları okununca halsiz düşüp olduğum yerde sızıyordum. İçimde sebepli sebepsiz korkular endişeler vardı. yolda kornaya basılsa sıçrıyordum. Zile basılınca evde odama kaçıyordum. İşe girdim toplam 4 kere istifa ettim. Çünkü sesler bana iş yaptırmıyordu ve benim tuhaf hallerim iş arkadaşlarımı rahatsız ediyordu. Adım deliye çıkmasın diye kimseye bir şey anlatamadım. 2017 yılına kadar bomboş kendi halimde evde takıldım. 2018 yılına kadar 4 tane kızla tanıştım 4'ü de genellikle 1 ay sonra beni terkettiler. Eskisi gibi işte bulamaz oldum parasızlıktan ölüyordum. Bir zamanlar içtiği sigaradan sıktığı parfüme kadar (zengin olmasam bile) belli bir yaşam standardı olan, hayat dolu pes etmeyen ben yapayalnız, yılmış, korkmuş ve delirmiş hale geldim. 2018 yılının ekim ayında eski sevgilimin evlenmiş olduğunu instagramdan gördüm. Saçlarım ciddi şekilde dökülmüş, yanlara aklar düşmüş, dişler sarı değil direk siyahlara bürünmüş, sakallar karışık, cilt yağ içinde ben bitmişim ya harbi bittim ben. sosyal medya hesaplarına girmeyeli çok olmuş, telefonlara çıkmadığım için herkes aramayı kesmiş, dışarıya sadece sigara almaya (parasızlıktan tütüne başlamıştım) çıkıyorum, kül tablası taşmış... Ailem bana acıyarak bakıyor ben haberim yokmuş gibi davranıyorum. kısacası oda dağınık, hayat dağınık ben darmadağınığım... En başında dediğim gibi 90'lar çocuğuyum çayım tütünüm ve anılarım. Ve istemsizce içimde Allah nidası yükseliyor.
Uzun bir aradan sonra tekrar iş aramaya başladım. ailem ufak bir ekonomik krize girince son bir gayretle doğruldum. Bir abimizin ticari taksisinde şoförlük yapmaya başladım. 2018'in sonlarıydı şehir çıkışına yakın kırsal bir araziye bayanlar gidip geliyordu. Bir çoğu direk şahsi numaramdan arayıp oraya götürmemi istiyordu. Yine bir gün bir teyzemizi oraya götürürken dayanamayıp sordum; teyze buraya sürekli sizin gibi bayanlar getirip götürüyoruz burada ne var diye soruverdim. Oğlum burda kıymetli bir hoca var dertlilerin derdine yol gösterir dedi. Aman teyze dikkat edin haberlerde neler duyuyoruz dedim, yok oğlum bu hoca onlardan değil dedi. İçimden bir ses bu adama bi görün belki sana da yardımcı olur diye seslendi. ertesi gün soluğu hocanın evinde aldım. basit 2 katlı betonarme bir ev vardı, bahçesinde eski bir reno toros tavuklar çiçekler güzelce bir enerji aldım. zile bastım iç kapının sesi geldi. dış kapı açılınca karşımda sıradan 60 yaşlarında bi dayı var. ne biliyim ilk başta şaşırdım. Ben sakallı tuhaf giyimli şapkalı birini bekliyordum. Buyur kardeş kime baktın dedi. Ben hocayı görecem acil dedim, nidecen hocayı deyince yav derdim olmasa gelmezdim dedim. beni içeri almıyor sokak kapısının önünde konuşuyoruz. hocam benim anlatacaklarım uzun dedim anlat dedi. tam söze başladım sevgilimden anlatacaktım sözümü kesti. Hadi kardeş burası senin aradığın yer değil dedi beni kibarca kovdu. ben direttim, parası neyse veriririm, sesler, gölgeler intihar edecem deyince bahçeye aldı beni. özet bir şekilde durumu anlattım, adam şaşırdı. Bana boş boş bakıyor, ben senin meseleni anlayamadım sen yarın sabah 10 gibi gel o bahsettiğin kitapları da getir bakarız şimdi müsait deilim dedi, saol hocam deyip çıktım.
Akşam yatağa yatıp düşündüğümde biraz pişman olur gibi oldum. Ama başka tutunacak dalım yoktu. sabahleyin durağa yalan söyledim müşteri var diye atladım taksiye laptopu ve diğer kitapları yanıma aldım. 80 tane pdf kitap, 23 tane de normal kitap vardı. Neyse hocanın evine vardım. Hoca evin arka tarafındaki teras gibi bir balkonda kahvaltı yapıyordu. Saolsun beni de davet etti lor peynir domates salatalık zeytin pekmez derken adamın sofra lezzetli ve bereketli çıktı, çay da 10 numara olmuş. konuyu başladım anlatmaya. bir önceki günkü gibi şaşırdı. ben dün geldiğimde beni hava cıva işler için gelen birisi zannetmiş. hoca büyüdür havasdır bu işlere bakmıyor. hele bi de aşk muhabbet denince deli oluyor. meğer hocayı bilen bir çok kişi özellikle üniversite tayfası hocaya saçma sapan işlerle geliyorlarmış. hocaya durumu en ince ayrıntısına kadar anlattım. hocayı bir gülme aldı adam hakır hakır gülüyor. orada biraz bozuldum bir önceki gece hissettiğim pişmanlığı tekrar yaşadım. Ama mecburum kurtulmam lazım. bu gece gelen mevzusunu anlattığımda adam bozuldu. Herşey bitince kitapları istedi. arabadan laptopla kitapları getirdim. hoca göz gezdirmeye başladı. Adamın yüzünde hafif bir sırıtma oluyodu bazen de kaşını çatıyordu. laptopu açtım. kendime seçip yaptığım uygulamaları özellikle o muhabbet uygulamasını gösterdim. eğer şunu kendi oğlum yapmış olsa sopayla döver evden kovardım dedi. bana vefklerin, tılsımların, ebced hesabının, hadimlerin kısacası büyü ve havas uydurmacasının özünü anlattı. Hocam pişmanım niyetim kötü değildi desem de bir ton fırça yedim. hoca beni laflarıyla dövdü.
Gelelim kurtulma yöntemine. Ben hoca muska yazar bişeyler yedirir içirir zannediyordum ki (adamın bi ton fırça atmasına, işin özünü anlatmasına rağmen) öyle bir şey olmadı. Benden sabah ve akşam 1 fetih 7 yasin okumamı istedi. sonra duruma göre haberleşecektik. okumaya başladım bu arada namaza başladım. 2.günün gecesinde rüyamda evimin salonunda 3 tane siyahlık vardı. tevbe suresi 129. ayeti okumaya başlayarak birini yakaladım boğmaya başladım. Elimde alev aldı ve kahverengi renk omurga kemiği gibi bir şeye dönüştü. uyandığımda üzerimde bir rahatlama vardı. 5.gün ise rüyamda 2 tane köpek bana saldırdı siyah olan sağ kolumun dirseğinden ısırdı sarı olan tam sırtımdan ısırdı korkuyla uyandım. rüyalarımı telde hocaya anlattım beni çağırdı. yanına gittiğimde tövbe etmem gerektiğini, en az bir küçükbaş kestirip bunun fukaraya gittiğini takip etmemi gece gündüz farketmez Ya Selam Ya fettah Ya Kahhar zikri yapmamı söyledi. adak işini bir koyunla hallettim. 2 gün yetiştirme yurdunda çocuklarla kahvaltı ettim (kavurmaları gömdük
) Artık evde işte dilim yorulana kadar, beynim şişene kadar verilen esmaları zikrediyordum. fetih ve yasin suresini okumaya ve pişmanlıkla tövbeye aralıksız devam. Bu arada sesler kesilmişti ara sıra uyku halinde duyar gibi oluyordum hepsi o. bunalımlı durumdan çıkmaya başladım. rahatlamayı farkedilir bir şekilde hissetmeye başladım. tabi içimde ufak korkular vardı yeniden başlar mı diye. Bir gece rüyamda kocaman gri renk bir köpek gördüm. hırlayarak bana geliyordu. Yine korkmuştum önüme geldi ağzını öyle bir ayırdı ki köpek değil sanki timsah! O anda biri köpeği tuttu. bu bendim, evet benden 2 tane olmuştuk. köpeğin kafasını evirip çevirmeye başladı. çatır çutur köpeğin boynunu kırdı. köpeğin ölüsünü bir anda onun kucağına bıraktı. evet yıllar sonra onu görmüştüm. gece gelen aklımı başımdan alan o kadın silüeti köpeği kucağına alarak kayboldu. uyanır uyanmaz hocayı aradım. Çaya gel gelirken de o kitapları ve zımbırtıyı (laptop) bir de kaymaklı ekmek kadayıfı getir dedi. hoca neşeliydi. bana geçmiş olsun kurtuldun dedi. kitapları laptoptan sildim. seçtiğim uygulamaları da sildim. hoca kitapları direk bahçedeki tandıra attı harıl harıl yandılar. ben de sigaramı yakıp düşündüm.o kitapları indirebilmek için bir çok siteye üye olmuştum, hatta download sitelerine parayla vip müşteri olmuştum. arapça yazan uygulamaları çevirtebilmek için ilahiyat fakültesinde kimlere yalvarmıştım. geceler boyu yapılan okumalar hepsi boş ve zararlıymış. Hocadan Allah razı olsun kurtulmama vesile oldu. çayımızı içtik. saatlerce büyü ve havas kandırmacasını hem dini açıdan, hem mantık açısından bana anlattı. Artık saçma kabuslar, korkular, sesler bitti. gelelim 2019 yılına. Yasin suresiyle artık dost oldum. dualarımda Allah'tan hayırlı bir eş hayırlı kazanç istedim. Şükürler olsun karşıma hayırlı birini çıkardı ve evlendim. şu an bir oto bayiide satış danışmanıyım. tabii yıllardır işsiz gezince birikim yoktu. yine rabbim işimi kolaylaştırdı. bir de dış görünüşü düzeltmek için bayağı uğraştım. dökülen saçları telafi etmek, dişleri temizletmek gerçekten zor oldu. yaklaşık 9 yıllık sürünmenin bedelini maddi ve manevi ödedim. Allah acıdı ve kurtuluşuma sebepler yarattı. niyetim kötü değildi sadece sevdiğimle evlenmek ve bunun için biraz paraya sahip olmak istedim hepsi bu. ama işler çok farklı noktaya geldi. yıllarım sürünerek geçti ağzımda diş başımda saç kalmadı. işte kardeşlerim tecrübelerimi ayrıntılarıyla sizlerle paylaştım. Buraya yazmaktaki amacım hem kurtuluşumun hakkını vermek hem de insanların aynı hataya düşmesini engellemektir.
Kul olmadan Allah'a ulaşılmıyormuş, ben kul olmadan evvel evliya olmaya kalktım ve işin kötü tarafı cahilliğimin kurbanı olarak şeytanın yolunu seçtim. cin olmadan adam çarpmaya kalktım. boyumun ölçüsünü de aldımm
büyünün batıl ve haram boş bir uğraş olduğunu bizzat tecrübe ettim. havas diye uydurulan, büyünün masumlaştırıldığı konulardan da nasibimi aldım). Ne isterseniz Allah'tan isteyin iş, eş, para farketmez. secde belli, kuran belli, yol belli. Allah'ın vermediğini kimse veremez. Gerçek yol bu. Hocam bana hiç unutmam şöyle demişti: 36 yıldır hocayım diyanetten emekliyim, yine görevimi yapmaya çalışıyorum. okuyup üflemeyle zengin olunmaz, sevdiğin gelmez! Eğer öyle bir şey olsa ben ve benim gibiler dünyada zevk sefa içinde olurduk. Allah'ın yasakladığı hurafelerle kim hayır elde edebilmiş ki sen hayra ulaşabilesin aptal oğlum... dostlarım 9 yıllık tecrübem bunlardır kısa kesiyorum daha anlatmaya kalksam uzar gider. umarım tecrübelerim sizin yolunuza da ışık tutar ve adımınızı ona göre atarsınız. sormak istedikleriniz olursa yardımcı olurum. Dualarınız kabul olsun Allah a emanet olun selametle kalın...