17.06.24, 22:41
|
|
|
Üyelik tarihi: 10.11.23
Bulunduğu yer: Ankara
Mesajlar: 102
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
|
|
Alıntı:
ayaman Nickli Üyeden Alıntı
Ubudiyet, emr-i İlahîye ve rıza-yı İlahîye bakar.
Ubudiyetin dâîsi emr-i İlahî ve neticesi rıza-yı Hak'tır.
Semeratı ve fevaidi, uhreviyedir.
Fakat ille-i gaiye olmamak, hem kasden istenilmemek şartıyla, dünyaya ait faideler ve kendi kendine terettüb eden ve istenilmeyerek verilen semereler, ubudiyete münafî olmaz.
Belki zaîfler için müşevvik ve müreccih hükmüne geçerler.
Eğer o dünyaya ait faideler ve menfaatler; o ubudiyete, o virde veya o zikre illet veya illetin bir cüz'ü olsa; o ubudiyeti kısmen ibtal eder.
Belki o hâsiyetli virdi akîm bırakır, netice vermez.
İşte bu sırrı anlamayanlar, meselâ yüz hâsiyeti ve faidesi bulunan Evrad-ı Kudsiye-i Şah-ı Nakşibendî'yi veya bin hâsiyeti bulunan Cevşenü'l-Kebir'i, o faidelerin bazılarını maksud-u bizzât niyet ederek okuyorlar.
O faideleri göremiyorlar ve göremeyecekler ve görmeye de hakları yoktur.
Çünki o faideler, o evradların illeti olamaz ve ondan, onlar kasden ve bizzât istenilmeyecek.
Çünki onlar fazlî bir surette, o hâlis virde talebsiz terettüb eder.
Onları niyet etse, ihlası bir derece bozulur.
Belki ubudiyetten çıkar ve kıymetten düşer.
Yalnız bu kadar var ki; böyle hâsiyetli evradı okumak için zaîf insanlar bir müşevvik ve müreccihe muhtaçtırlar.
O faideleri düşünüp, şevke gelip; evradı sırf rıza-yı İlahî için, âhiret için okusa zarar vermez.
Hem de makbuldür.
Bu hikmet anlaşılmadığından; çoklar, aktabdan ve selef-i sâlihînden mervî olan faideleri görmediklerinden şübheye düşer, hattâ inkâr da eder.
Lemalar - 131
|
Bunu türkçeye çevirebilecek birisi var mı?
|