Yıldızlar ve tozdan oluşan bu yıldızlararası alan, yıldız ışığını yansıtan sönük bulutlarla dolu mücevherli genişleme, Cepheus'un kraliyet takımyıldızında gece boyunca sürükleniyor...

Dünya'ya oldukça uzakta olan, bu hayalet görünümler yaklaşık 1.200 ışıkyılı uzaklıktaki Cepheus Flare moleküler bulut kompleksinin kenarında Samanyolu düzleminde pusuda bekliyor...



Diğer ürkütücü kimeralardan iki ışıkyılı daha geniş ve parlak olan VdB 141 veya Sh2-136, gösterilen görüntünün alt kısmında görülen Hayalet Bulutsusu olarak da bilinir. Yansıma bulutsusu içinde, yıldız oluşumunun ilk aşamalarında çökmekte olan yoğun çekirdeklerin işaretleridir...

"Bazen 'illâ' dediğimiz şeyden çıkar en büyük imtihanımız."
Mecit Ömür Öztürk.
"Bazı insanların ısrarla var olmalarını diledikleri halde sonradan, 'Doğurmaz olaydım.' dedikleri çocukları; 'Rastlamaz olaydım.' dedikleri eşleri; 'Başlamaz olaydım.' dedikleri işleri yok mudur? Zafer tuğlalarıyla yenilgi binası yapanların durumu ne hazindir."

Araştırmasında ısrarcı olan ve kaynağına inmeye cesareti olan bir insan, hayali bir ürün olmasına rağmen korkunun bütün yaşamını ve yaptığı her şeyi yönettiğini keşfedecektir, aynı şekilde yapmadığı her şeyin de onu uyutmayan kabusları tarafından dikte edildiğini fark edecektir.

Temiz bir ara ver kendine!
Bütün bağları sonsuza kadar kes at! Eski dünyanın tek zerresini bile yanında taşıma!

"Aydınlanma" dediğin, Dünya denilen bu insan tımarhanesinden sonsuza kadar kurtulmaktır.

Kontrolü kaybetme kaygısıyla “kontrol delisi” olduk. En iyi bildiğimiz iş, kontrol etmeye çalışmak!

Kalpten gelmeyen güç; sevginin , şefkatin gücüyle boy ölçüşemez.

Kalbin gücü; yaydığımız, paylaştığımız sevgiyle ölçülür.

Öyle derin sevemiyoruz artık, acımayı şefkatle karıştırdık.

Anlayışımız sığ...

Birbirimizi dinlerken aklımızda bin tilki var. Ne eleştiriye tahammülümüz kaldı, ne de bizden bir şey istenmesine...

Gökdelenleri gören evlerimizde, ruhlarımız betonlaşıyor. Kalbimiz de aklımız kadar karışık.

Yağmur temizlesin yaralı ruhlarımızı.

İnsan olabilmek için, arınmak, sadeleşmek gerek.

(Maide 90) Ey iman edenler! Kesinlikle şarap (her çeşit sarhoş edici içki ve uyuşturucu), kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal-şans okları (çekiliş oyunları; bunların tamamı), ancak şeytanın işinden birer pisliktirler. Bunlardan (ve bu rezaletleri ülkenize bulaştıranlardan ve hâlâ uygulayanlardan) kaçınıp uzaklaşın ki, kurtuluşa eresiniz.

Musallata ugrarsin kalbin kararir

BAKIŞ AÇISI

Ünlü bir futbolcu karısını öldürmekle suçlanıyordu.
Futbolcu yakalanmıştı ama karısının cesedi ortada yoktu.
Duruşma Amerikan filmlerindeki gibiydi. Kucak dolusu parayla tuttuğu avukatı jüriyi ikna etmeye uğraşıyordu:
-Sayın jüri üyeleri, müvekkilimin suçsuz olduğuna yürekten inanıyorum.Buna az sonra sizler de inanacaksınız. Birden 10'a kadar sayacağım ve müvekkilimin öldürdüğü iddia edilen karısı bu kapıdan içeri girecek... 1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9,10...
Bütün jüri üyeleri kapıya döndü; kimse girmedi içeri. Avukat bir savunma dâhisiydi. Son hamlesini yaptı:
-Siz de kadının öldüğüne inanmıyorsunuz. Çünkü hepiniz, içeri girecek düşüncesiyle kapıya doğru baktınız. Kararı buna göre vermenizi talep ediyorum.
Ancak jüri, ünlü futbolcuyu suçlu buldu. Mahkeme çıkışında avukat, hâkime yaklaştı ve sordu:
-10'a kadar saydığımda siz de herkes gibi kapıya doğru baktınız. Demek ki siz de,
futbolcunun karısını öldürdüğü konusunda tam ikna olmadınız. Öyleyse neden böyle bir karara imza attınız?
Hakim:
-Doğru, ben de herkes gibi kapıya baktım ama müvekkiliniz kapıya bakmıyordu.

Bu hikâyeden çıkarılacak ders:
En iyi analizi yapan kişi, herkes bir noktaya bakarken, o noktaya yönelen bakışları izleyen kişidir. Bakış açınızı ne kadar geniş tutarsanız, doğruya ulaşmanız o kadar hızlı olur.