|
Tecrübe Ettikleriniz Denenmiş uygulamalar |
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#11
|
|||
|
|||
ALLAH,ım
Bizleri RAHMET,inin o engin lütfuyla bağışla. Bize merhamet et, hidayet ver YARAB. Sen bizlere zerre, zerre hükmedensin,dininde bizleri sabit kıl YARAB. Sensin kâinât kitabının hecelediği. İyiliklerin sahibi sensin YARAB. Her dilin yücettiği sensin. AZİZ ve HAKİM olan sensin YARAB. Selam sensin, selamet sendedir YARAB. Ümmeti Muhammedi, Sırat-ı müstakimden ayırma, Yolundan ayırma YARAB. Aminnn Aminnnnn |
#12
|
|||
|
|||
Ruh eksilterek büyür, arttırarak değil
Henry david thoreau
__________________
Acını Hissediyorum Ama Karanlığın Kuralı Ölmektir ! Korkunun Tarifi Ancak Siyahla Yapılır. |
#13
|
|||
|
|||
Tefekkür kalbin lambasıdır. O gidince kalpte ışık kalmaz.
İbn Ataullah İskenderi,
__________________
Insanın dostuda düşmanıda kendisidir |
#14
|
||||
|
||||
Hz. Aişe radıyallahu anha validemiz anlatıyor :
" Peygamber Efendimiz'in aile efradı , O 'nun hayatının sonuna kadar , üst üste iki öğün , arpa ekmeğini doyuncaya kadar yemediler." Açıklamalar Neden ? Yokluktan mı ? Tabi ki Hayır ! İmkanları vardı ama O Rahmet Peygamberi'ydi. Ümmetinden aç ve muhtaç olanlar varken , tok olmayı istemedi... |
#15
|
||||
|
||||
Hak etmeyen birine verdiğiniz sevgi veya yaptığınız iyilik ya da hayırdan dolayı pişmanlık duymayın! Kalbinizin temizliği ile gurur duyun! Temizliğinizi asla kınamayın.
لا تندمّوا على حُب أو معروف أو خير قدمتموه لأحدهم ولم يكنْ يستحقّه ، كونوا دائماً مُعتزيّن بنقاء قلوبكم ، إيّاكم أن تلوموا طهارتكم
__________________
SAL DUALARINI ARŞA, OL DEYİNCE OLDURANA..DUR ..DEYINCE DURDURUNA..!!! |
#16
|
|||
|
|||
Kederli ve acılı biri sana gelip derdini açtığında onu dinle. Birisi gelip özür dilediğinde onu bağışla! Bir fakir geldiğinde ona harcamada bulun! İstenilen cebinde mushaf olması değildir. Asıl istenen, ahlâkında bir âyetin tecelli etmesidir.
Mustafa Mahmud إذا جاءك المهموم أنصت ، و إذا جاءك المعتذر إصفح و إذا قصدك المحتاجُ أنفق ، ليس المطلوب أن يكون في جيبك مصحف و لكن المطلوب أن تكون في أخلاقك آية - مصطفى محمود |
#17
|
|||
|
|||
Herkes Gibi Olan Sıradan Olur! Kendi Gibi Olan Başarılı Olur...
__________________
Allah doğru yolu seçenleri daha derin bir doğru yol bilinci ile destekler.(Meryem 76) |
#18
|
|||
|
|||
SALAVAT-I A’ZAM (CÜBBELİ AHMET HOCA EFENDİ)
Bismillahirrahmanirrahiym* Allahümme inni es’elüke bismikel a’zamil mektubi min nuri vechikel a’lel müebbed* Eddaimil bakıl mühalled* Fi kalbi nebiyyike ve rasulike Muhammed* Ve es’elüke bismikel a’zamil vahıdi bi vahdetil ehad* El müteali an vahdetil kemmi vel aded*El mukaddesi an külli ehad* Ve bi hakkı bismillahirrahmanirrahıymi kul hüvellahü ehad* Allahüssamed* Lem yelid ve lem yuled * Ve lem yekün lehu küfüven ehadün en tüsalliye ala seyyidina muhammedin sirri hayatil vücud* Ves sebebil a’zami li külli mevcud* Salaten tüsebbitü fi kalbil iman*Ve tühaffizunil kur’an* Ve tüfehhimüni minhül ayat* Ve teftehu li biha nural cennat* Ve nuran neıym* Ve nuran nezari ila vechikel kerim* Ve ala alihi ve sahbihi ve sellim* |
#19
|
|||
|
|||
ÖYLE ANAYA BÖYLE KIZ!..
"Sonunda mutlu olunmadıktan sonra, malın mülkün, şanın şöhretin, güzelliğin ne önemi vardı ki? Derken efendim bu iki genç evlendiler. Şehriban annesinin bu evlilik isteğine hiç karşı gelmedi. Herkes “Bu evlilik yürümez!” derken onlar mutluluğun timsalini verdiler etrafa." Kemalpaşa’dan emekli öğretmen Niyazi Gürsu, hatırasına başlarken bizim söyleyeceğimiz sözü zaten söylemiş: -”Yirminci asrın sonunu yaşadığımız bu yıllarda böylesi insanlar da var mı?” demeyin. Gerçekten yaşananları okuduğunuzda aklınıza yukarıdaki soru geliyor. “Böylesi olaylar masallarda bile zor yaşanırken, gerçek hayatta nasıl olur?” diyor insan. Ama oluyor işte... Hatıraya başlamadan şunu da belirtmekte yarar var zannederim. Günümüzde çok tartışılan konulardan biri olan gerçek aşk ile sevginin ne olup olmadığı konusu, işte bu hatırada yaşanmış bir örnek olarak karşımızda duruyor. Sevginin, sadakatin, vefanın nasıl bir şey olduğunu bu hatırayı okurken anlamak oldukça kolay. “Halam Sadiye hanımın bir kızı vardı. Adı da Şehriban Tezcan. Bu kız, öyle dünyalar güzeli denilmese de çok güzel, boyu posu yerinde, aklı başında iffeti ve namusu tartışılmaz, hanım hanımcık bir kızdı. Günlerden bir gün bu kızcağıza yine dünürcüler gelmişti. Damat adayının durumu ise ilk bakıldığında iticiydi. Şöyle ki, yaşı Şehriban’dan en az on yaş büyük. Haydi büyüklük olabilir diyelim, hiçbir mahareti olmayan gariban biri. Haydi onu da sineye çekelim, yüz felci geçirmiş olduğu için ağzının bir tarafı çalık halde. Üstelik gözünün biri de küçülmüş. Fakir bir ailenin oğlu. Ee şimdi bu adama kız mı verilir? Tip desen tip yok, iş desen iş yok, boy desen yok, mal desen yok... Herkes “Böyle bir adama elbette kız verilmez” der. Ama Sadiye halam kızı Şehriban’ı bu gence verdi gitti iyi mi?.. Sebebini sorduğumuzda ise çok enteresan bir gerekçe gösterdi: -Ben kızımı, Mehmet’in boyuna posuna, parasına puluna göre değerlendirip de vermedim. -Ya neye göre verdin? -Siz bilmezsiniz... Bu devirde yakışıklı da çok. Paralı insan da. Mevki sahibi olan da çok, mal mülk sahibi olan da... Ama bu devirde içki içmeyen, kumar oynamayan, zina yapmayan, yalan söylemeyen, hırsızlık bilmeyen, kul hakkından korkan, sahtekar olmayan insan bulmak o kadar zor, o kadar zor ki... Allah böyle karakterde bir insanı benim karşıma çıkartmış. Ben bu fırsatı kaçırır mıyım? Donduk kaldık... Sonra düşündüm de halam ne kadar ileri görüşlü bir kadındı. Sahi kötü alışkanlığı olan bir insan ne kadar yakışıklı, ne kadar varlıklı olursa olsun ileride her türlü kötülüğü yapabilemez miydi? Sonunda mutlu olunmadıktan sonra, malın mülkün, şanın şöhretin, güzelliğin ne önemi vardı ki? Derken efendim bu iki genç evlendiler. Şehriban annesinin bu evlilik isteğine hiç karşı gelmedi. Herkes “Bu evlilik yürümez!” derken onlar mutluluğun timsalini verdiler etrafa. Kocasını hakir görmek şöyle dursun, onun hizmetinde olmaktan zevk alan bir huya sahip bir kız çıktı. E, zaten öyle bir annenin böyle bir kızı olurdu elbet. Kocasının ise ahlakı güzel. Karısına karşı çok merhametli, çok müşfik, çok kibar. Nankörlük edecek bir hareketi olmuyor. Öyle mutlu olmuşlardı ki anlatamam... Yüce Allah bu iki garibana zaman içerisinde nurtopu gibi iki kız ve bir erkek evlat verdi. Bu kez aynı sevgi ve merhameti çocuklarına verdiler. Onları büyütmek için her ikisi de saçlarını süpürge etti. O Mehmet damat gerçekten alnının teriyle çalışıp çabalıyor çocuklarını kimseye muhtaç etmiyordu... Yıllar geçti aradan... Kızları evlendi. Oğulları Hüseyin de polis memuru oldu. Ama, acı kader hiç birimizin aklına gelmiyordu. Birgün nasıl olduysa, bir katil meczubun saldırısına uğradı polis Hüseyin. Tuzak kurmuştu meczup. Bıçak darbesiyle Hüseyin’imizi şehid ederken, aynı zamanda bir mutlu ailenin de sonuna sebep olacağını düşünemiyordu. Çünkü oğullarının şehadet haberiyle ana babanın yüreği kavrulmuştu... Onların ikisinin de yüreği birdi. Gerçi insan olarak ayrı bedenlerde idi ama aynı sevgiyle, aynı duyguyla atıyordu o yürekler. Tıpkı tek bir yürek gibi... Bunun böyle olduğunu zaman gösterdi. Her ana baba evladına ağlardı. Ama evladın hasretiyle yanmak böyle mi olurdu meğer? ... Şehriban da Mehmet de yemeden içmeden kesilmişlerdi. Gece gündüz oğullarının ardından gözyaşı döküyorlardı. Ama Allahü tealaya isyan etmeden. Sadece hasretin ateşiyle... Sadece gözlerine, yüreklerine söz dinletemedikleri için. Ve bu hasrete dayanamayıp çok kısa bir sürede ikisi birden hayata veda ettiler. Geride kalan evli iki kızı, anne ve babasının mezarlarını yan yana defnettiler. Onları her beş vakitte rahmetle anıyorlar. Tabii şehid düşen polis kardeşlerini de... Yeni hayatlarında da, ana babalarının yaşantılarını kendilerine örnek alıyorlar. |
#20
|
|||
|
|||
Tek bir şeye takılıp kalma
Bir şeyi yapmanın bir çok yolu vardır olaylara çok boyutlu bakmayı öğren Farklı seçenekleri gör Esnek ol Girdiği kabın şeklini alan ama hep aynı kalan Su gibi OL... |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Ruhü ahmer ve daü ekber | Resul aksoy | Cin & Şeytan & Melek & Ruh | 4 | 19.09.24 18:51 |
Hizbul Ekber hakkında | mstsmsek34 | Sorularınız | 2 | 17.11.21 17:09 |
Fıkhu'l-Ekber | Swordsfish | Tasavvuf Sohbetleri | 0 | 07.07.20 22:38 |
Allahu Ekber | Hovardas | ALLAH (c.c) | 12 | 16.02.20 19:04 |