Merhaba Arkadaşlar,

Enaniyetten Rabbime sığınırım öncelikle belirtmek isterim ki Allah'ın izni yaşadığım bu tecrübeyi anlatmam tamamen bilgilendirme amaçlıdır,Hakkı arayanlara nacizane yol göstermek amaçlıdır. Rabbim daha güzellerini siz değerli arkadaşlarıma yaşamayı nasip etsin inşallah. Hatırladığım kadarı ile yazacağım çünkü 1 yıl geçti üstünden.

Türbe ziyaretleri benim için çok mühim önem taşır,Allah dostlarını gider ziyaret eder hal hatır sorar,içimdekileri döker gelirim gidene kadar salavat okur türbeye vardığımda da 1 Fatiha 3 yada 11 ihlas okur sevabını başta Peygamber efendimiz (sav) hazretlerine sonrada ashabı kirama ve türbesini ziyaret ettiğim zat'a okurum. Ben nedendir bilmem Türbelerde Yasin okumam zira Kuran'da Allahı Teala onlara ölü demeyin onlar diridirler buyuruyor,Yasin'i Şerif te ölülerimize okunan bir sure niteliği taşıdığından benim gözümde türbelerde Yasin okumuyorum.
O gün de Aziz Mahmut Hüdai Hz türbesini ziyarete gittim görevli türbenin birkaç gün tadilatta olduğunu ve içeri giremeyeceğimi söyledi ısrar etsem de uzaktan geldim lütfen gireyim desem de yok Nuh diyor Peygamber demiyor. Çıkardım görevliye 100 TL verdim tamam girin ama az kalın yasak ben de sorun yaşarım dedi tamam dedim girdim. Duamı okudum,sultanın halini hatrını sordum var mı benden bir isteğin emrin diye sordum da sordum sonra kalkmaya hazırlanıyordum ki dedim ki 'Ey pirim gittin kurtuldun bu dünya yaşanacak gibi değil darısı bana olsun'dedim o sırada Oray'ı çok yoğun bir ciğer kokusu kapladı nerden geliyor bu koku diye bakındım baktım bir amca ne konuşuyorsun kendi kendine benim güzel kızım dedi.
Dedim amca iyi almışlar seni içeri ben de zor girdim kendi kendime konuşmuyorum Aziz Mahmut Hüdai Hz ile konuşuyorum dedim. Iyi de o seni duyamaz ki Adam ölmüş gitmiş ya hani dedi benim az önce gittin kurtuldun lafımı kastetti ama ben o an anlamadım sonradan anladım aman amca tevbe de onlara ölü demeyiniz buyuruyor Rabbim bence o beni duyuyor dedim. Hafifçe gülümsedi.
Bu ciğer kokusu Da nedir dedim kebapbaşı mı var bu civarda diye sordum.
Sen bilmiyor muydun dedi o koku Hüdai'ye hastır nefsini ciğer satarak terbiye etmiştir sana Hoşgeldin diyor o koku ile dedi.
O an dikkatimi çekti hiç gözlerime bakmıyor hep yere bakıyor dedim içimden bu iblis olmasın çünkü koku ile Hoşgeldin demesi pek mantıksız gelmişti bana ben bunları düşünürken söze bile dökmemişken amca yeniden gülümsedi. Nasıl ki iblis Peygamber efendimizin kılığına giremezse onun takipçilerininde kılığına giremez dedi kalbinde gaflet var kızım kasvet var tevbe kapısını aşındır o vakit gelenin hayır mı şer mi olduğunu bilirsin dedi. Şok olmuştum zihnimden geçeni ben söylemeden bilmişti sen Aziz Mahmud Hüdai Hz lerimisin amca diye soracağım ama soramıyorum dilim dönmüyor Nasıl burda cümleye dökebilirim size o hali bilmiyorum anlatılmaz yaşanır yani dilime geliyor ama çıkmıyor sözcük bir türlü soramıyorum. Gafletten Nasıl arınırım Nasıl kalbimi temizlerim diye sordum bana Allah'a dayanarak,varlıkta hiç olarak,hasetten kibirden yalandan alemlerin padişahına sığınarak arınabilirsin dedi hatalarını itiraf et önce Allah'a sonra kendine her günün sonunda o hataları tekrar tekrar yaşa ve pişmanlığını dile getir dedi. Abdestini düzgün al su Da Allah'ın rahmeti vardır suyun ırzına geçme o rahmeti içinde hissederek abdest al Allah herşeyi sudan yaratmıştır dedi. Bir ayette sudan yarattım başkasında topraktan yarattım buyuruyor Allahu Teala dedim Allah toprağı da sudan yaratmıştır dolayısı ile seni de sudan yaratmış olmuyor mu güzel kızım dedi. Namazını son namazın bil ölümü düşün,Kıyama durduğunda daha doğrulmadan geri secdeye varmaya kalkma Elif gibi dimdik dur sonra vav gibi eğil mim gibi kederlen yokluğu kendine ganimet bil,Allahtan başkasının seni huzura kavuşturmasına izin verme ne bir rüzgar sesi ne bir kuş cıvıltısı ne de dalga sesi seni Allahtan alıkoymasın dedi. (Bu saydıkları sesler beni Mutlu eder huzur bulurum bu seslerde). Hocası Üftade hazretlerinin dergahında piştiğinden doğru kapıyı bulana kadar çok sıkıntılar çektiğinden bahsetti sonra Ezan okundu hadi kızım selametle git namazını vaktinde eda et vakit namazını vaktinde kılmaya özen göster israf etme namazını dedi. Sizinle konuştuğumu anlatabilir miyim diye sordum enaniyetten Rabbine sığınarak anlat oldum deyipte ölen gafillerden olma Hakkı arayan halka Hakkı anlat varsın sana deli desinler yolun açık olsun Hakku Teala Vuslatı yaşatsın inşallah dedi sonrada öptüm elini çıktım odadan.
Bu olaydan sonra 2 defa daha gittim oturdum en az 1 saat bekledim gelir mi görürmüyüm diye ama gelmedi sanırım bu sefer Allah Rıza'sı için değil de sırf onu görmek için gittiğimden gelmedi kalbime öyle doğdu en doğrusunu Rabbim bilir.

Ertuğrul Fırkateyni'nde bulunan denizcilerden biri gemi fırtınada batınca yaralı ve donmak üzereyken kıyıya vurur, Japon köylüler kendisini kurtarıp tedavisini yaparlar. İyileştikten bir müddet sonra İstanbul'a geri döner, yaşadıklarını ailesine anlatır, dediğine göre denizde boğulmamasının nedeni Mahmut Hüdayi Hz.lerinin türbesini ziyaretidir, Mahmut Hüdayi ölmeden önce “Yâ Rabbî! Kıyâmete kadar bizim yolumuzda bulunanlar, bizi sevenler ve ömründe bir kere türbemize gelip rûhumuza Fâtiha okuyanlar bizimdir… Bize mensub olanlar, denizde boğulmasınlar; âhir ömürlerinde fakirlik görmesinler; îmanlarını kurtarmadıkça ölmesinler; öleceklerini bilsinler ve haber versinler ve de ölümleri denizde boğularak olmasın!..â€� diye dua etmiştir.
Denizcilerin Hüdai Yolu diye bir deyişleri vardır, Mahmut Hüdai Üsküdar'dan karşıya geçecektir, ancak Boğaz'da fırtına vardır hiçbir kayıkçı açılmak istemez, nihayetinde biri Mahmut Hüdai hz.lerini tanır ve kabul eder, deniz o kadar dalgalıyken birden kayığın istikametinde hiç dalga olmaması kayıkçının dikkatini çeker, sanki bir koridor açılmış ve orası çarşaf gibiyken geri kalan her yer dalgalar içindeymiş. Bugün bile boğazın o noktasının diğer yerlere göre çok sakin olduğu söylenir, o yola Hüdai yolu denir.

İnşallah bir gün bana da gitmek nasib olur. Bir kere denedim, evvel ki gece rüyamda türbenin kapısından içeri adım attım, saat sabaha karşıydı, içerisi karanlıktı, etrafı pek seçemiyordum, sonra içerde uzanmış 5 yaşlarında gözlüklü bir kız çocuğu fark ettim, ben içeri girince uyandı, doğruldu bana baktı, sanki tedavi için orada uyuyormuş gibi geldi. uyandım, dedim ilk iş Üsküdar'a gidiyoruz, çıktık yola ama aksilikler başladı her zaman açık olan yolu trafiğe kapatmışlar bir saate yakın kitli kaldı trafik. Sonra bir kamyon sağoldu biçiyordu bizi, onu da atlattık derken biraz sonra yol ortasında bir demir boru iki üç metre üzerinden geçince arabanın altın çok kötü vurunca çektim kenara, dedim gitmiyoruz. O güne kadar hiç uğramadığım Üftade Hz.lerinin türbesine gittim, doğru ya, hocası yanı başımda dururken ve hiç uğramamışken neden önce taa İstanbul'a talebesinin yanına gidiyorum ki... Sonra bir gün Üftade Hz.lerinin türbesinde güzel bir olay yaşadım, onu da bir ara anlatırım.

Ne güzel mübarek olsun hepsi birbirinden değerli bu zatların

Allah imanınızı itikadınızı bakş kılsın inş bizede nasip etsin

Allah razi olsun paylasimlariniz icin bunlari okumak bile insana huzur veriyor

Amin kardeşim Rabbim senden de razı olsun en güzelini yaşamayı sana nasip etsin inşallah

---------- Post added 15.08.17 at 16:31 ----------

Amin sizden de Allah razı olsun

Ne guzel bir olay yasamassin... Allah buyukleri gorup ellerinden opmeyi bir gun bizede nasip etsin....

Güzel paylaşım. Aziz mahmut hüdai hzlerine muhabbetim vardır. Tşkler paylaşım için.

Müthiş bir olay , Allah razı olsun.

Güzel paylaşım.