Şeriat, Tarikat, Hakikat, Mârifet Nedir? - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > islam & Tasavvuf > Tasavvuf & Tarikatler

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 21.05.22, 15:45
Gayretli üye
 
Üyelik tarihi: 17.05.22
Bulunduğu yer: Gaziantep
Mesajlar: 61
Etiketlendiği Mesaj: 0 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Şeriat, Tarikat, Hakikat, Mârifet Nedir?

Şeriat, Tarikat, Hakikat, Mârifet Nedir?

Tasavvuf ve Tarikat

Tasavvuf dilde hiçbir şey, gönülde herşeydir

Tarikat Nedir?

Şeriat, Tarikat, Hakikat, Mârifet nedir?

Peygamber Efendimiz buyurmuşlardır ki
“Şeriat kavlim, tarikat halim, hakikat Re’sülmâlimdir”.
Yani Allah’la ahdim üzere şeriate uyarım fakat şu andaki halim Allah’a giden yol üzerinde istikrar üzere oluşumdur. Varacağım nokta ise Hakikat’tir çünkü bu bana ezelden nasip olmuştur.

Şeriatte kısas vardır. Tarikat fiilin Hak olduğunu bilir ama vasıtayla da ilgilenir. Hakikat vasıtadan geçmiş, Allah’ı ile meşguldür. Mârifet ise halkta Hakkı görmek derecesine ermek demektir. Tarikatın icabı sükûttur, fiilin Hakk’tan olduğunu bilen nasıl konuşur.

Şeriatte helâl olan tarikatte haram,
tarikatte helâl olan hakikatte haramdır.
Meselâ kısas şeriatte helâldir, tarikatte haramdır.

Hz. Ali der ki “Sen bana haramdan geç dedin ben ise helâlinden de geçtim”.

Tarikatın ilk basamağı şeriattır. İlâhî hükümlerin kul tarafından îfâsını emredici kanun demektir. Hakikat ise tarikatın üst seviyesidir.

Demek ki tarikat şeriatten hakikate varan yoldur. Hakikatle kuvvetlenmeyen şeriat ve şeriate bağlı olmayan hakikat makbul değildir. Tarikat; şeriatın meyvesi, hakikatin ağacıdır.

Tarikatte kutup makamına gelen kişi şeriat, tarikat, mârifet derecelerini geçmiş, seçilmiş, beğenilmiş ve sâfiyet kazanmış olursa (bu 7 makam, 4+3, Fâtiha’nın 7 âyetine, insanın cemâlinde olan 7 işarete, ayrıca ateş, hava, su ve toprak ile akıl, ruh ve nefse işarettir) o vakit devrin sahibi olur.

Onun için Peygamber Efendimiz "beni gören Allah’ı görür, kim ki Allah’ın velisine ihanet ederse Allah’a ihanet eder" buyurmuştur.

Şeriat, tarikat, hakikat, mârifet sadece insanın geçirdiği evreler değildir. Dünya ve tabiat yani madde de bu devreleri geçirir.

Şeriat deri, tarikat et, hakikat kemik, mârifet iliktir.

Şeriat ilaç, tarikat ilacı yutmak, hakikat ise hastalığın geçmesidir.

Şeriat meşale, tarikat yol, hakikat varılacak yerdir.

Şeriat ilimdir, tarikat ameldir, hakikat o amelin semeresidir.

Şeriat gemi, tarikat deniz, hakikat oradaki incilerdir

***************

Tasavvufta Dört Kapı Üç Makam

Tasavvufta "Mârifetullâh" makâmına ulaşmadan evvel geçilmesi gereken "dört kapı" bulunmaktadır. Öğreti olarak bu kapılar birer birer geçilerek hakikate ulaşılır. Tasavvuf îman, İslâm ve ihsân rehberliğinde kat edilecek bir Hak yolculuğudur.

Kur’ân’ın farklı öğretilerinden alınan dört kapı;
şeriat, tarikat, marifet, hakikat kapılarıdır.

HZ. MEVLÂNÂ'DAN DÖRT KAPI HİKÂYESİ

Rivâyete göre öğrencilerinden biri Mevlâna'ya sormuş.

- Efendim, bu dört kapı mes'elesini ben pek anlayamıyorum. Bana anlayabileceğim bir lisanla anlatır mısınız ?

"Şimdi bak, karşı medresede dersini çalışan dört kişi var. Hepsi rahlelerine eğilmiş. Sen git bunların hepsinin ensesine bir şamar at, sonra gel sana anlatayım."

Adam gitmiş birincinin ensesine bir tokat aşketmiş.
Tokadı yiyen derhal ayağa kalkıp arkasını dönmüş ve daha kuvvetli bir tokatla Mevlâna'nın öğrencisini yere yıkmış.

Öğrenci dayağı yemiş, geri dönecek ama hocasına itaat var.

Yaradana güvenip ikinciye de bir tokat aşketmiş.
O da derhal ayağa kalkıp elini kaldırmış.
Tam tokadı vuracakken vazgeçip yerine oturmuş.

Öğrenci devam etmiş üçüncüye de bir tokat atmış.
Üçüncü şöyle bir kafasını çevirip baktıktan sonra çalışmasına devam etmiş.

Dördüncü, tokadı yemesine rağmen hiç oralı bile olmadan çalışmasına devam etmiş.

Öğrenci Mevlâna'ya dönmüş, olanları anlatmış.

"Birinci; şeriat kapısını geçememiş biri idi.
Şeriatta kısasa kısas olduğu için tokadı yeyince kalktı.
Aynısını sana iâde etti.

İkinci; tarîkat kapısındadır.
Tokadı yeyince o da kalktı tam tokadı iade edecekti ki,
tarikat öğretisinde verdiği söz aklına geldi.
"Sana kötülük yapana bile iyilik yap."
Onun için döndü, yerine oturdu.

Üçüncü; mârifet kapısına kadar gelmiştir.
İyinin ve kötünün tek Yaradan'dan geldiğini bilir, inanır. Yaradan bu kötülüğe hangi iblisi âlet etti diye merakından söyle bir dönüp baktı.

Dördüncü; hakikat kapısını da geçmiştir.
Iyinin ve kötünün tek sahibi olduğunu bilir.
Onun için dönüp bakmadı bile."

TASAVVUFTA ÜÇ MAKAM

Tasavvuf, îman, İslâm ve ihsân rehberliğinde kat edilecek bir Hak yolculuğudur. Bu yolculukta mü’minin vazifesi, Cenâb-ı Hakk’ın esmâ ve sıfatları üzerinde tefekkür ederek, onların gerektirdiği ahlâk ile ahlâklanmaktır.

Bursevî Hazretleri bunu ne güzel îzah buyurur:

“Bilesin ki dînî makamlar üçtür: İslâm, îman ve ihsan…

Allâh’ın isimlerini zikretmek de üç türlüdür: İslâm makamında taalluk, îman makamında tahalluk ve ihsan makamında tahakkuk ile.

İslâm makamında taalluk ile Allâh’ın isimlerini zikretmek; sâlikin, bu isimlerden her birinin eserlerinin kendi nefsinde, bedeninde, bütün zerrelerinde, bütün hâl ve hareketlerinde görünmesini istemesidir.

Bütün zuhurâtın, zikrettiği isimlerin hüküm ve eserleri olduğunu görerek, nîmetlere şükretmek ve belâlara sabretmek gibi, her esere uygun karşılığı vermesidir…

Îman makamında tahalluk ile bu isimleri zikretmek;
rûhun bu isimlerin mânâ ve hakîkatlerine vâkıf olması ve; “Allâh’ın ahlâkıyla ahlâklanın.” buyruğu gereğince o isimlerin her biriyle ahlâklanmakla olur. Bu takdirde bu isimlerden biriyle ahlâklanan kişi, o ismin aynısı gibi olur. Yani o isimden tecellî eden şeyler, bu kişiden de (istîdâdı nisbetinde) tecellî eder…

İhsan makamında tahakkuk ile Allâh’ın isimlerini zikretmek ise; takvâ ile ve sahip olduğun veya içinde zuhur eden, sonradan olmuşluk mührü vurulmuş bütün sûret ve mânâlardan soyunmak ve hakikî huzur örtülerine bürünmekle olur.” (Rûhu’l-Beyân, VI, 440-441)

Yani ihsan duygusu, her şeyin hakîkatinin ve mutlak varlığın sadece Cenâb-ı Hak olduğunu görüp Allah’tan gayrı bütün varlıkların ve hâdiselerin, izâfî, geçici ve gölge hükmünde olduğunun idrâkine varmaktır. Dâimâ Hakk’ı görürcesine bir kulluk şuurunu kazanmak ve bu hâ*let-i rû*hi*ye*yi kalpte sâ*bit*le*ye*rek şah*si*ye*tin hâ*kim ve ay*rıl*maz bir un*su*ru hâ*li*ne ge*tirerek yaşamaktır. Bu da Allah’ta fânî olan Hak dostlarının kârıdır.

Kaynak: Osman Nûri Topbaş, Hak Dostlarının Örnek Ahlakından 2, Erkam Yayınları, 2012

Şeriat tarikat yoldur varana
Hakikat, marifet andan içeri
Yunus Emre

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Şeriat, Tarikat, Hakikat Skoda Tasavvuf Sohbetleri 0 20.02.22 01:08
Halife-i resulullah şeriat ve tarikat bahsi Havasokulu Tasavvuf & Tarikatler 2 23.07.18 12:57
Halife-i resulullah şeriat ve tarikat bahsi Havasokulu Tasavvuf & Tarikatler 3 27.06.18 17:29
Marifet nedir? Marifetullah Sin Tasavvuf & Tarikatler 2 10.11.17 14:48


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 00:37.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147