Tekfir Bedavet ve Haricilik belirtisidir - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > islam & Tasavvuf > Tasavvuf & Tarikatler

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 03.08.20, 22:14
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 10.01.19
Bulunduğu yer: antalya
Mesajlar: 1,389
Etiketlendiği Mesaj: 42 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Tekfir Bedavet ve Haricilik belirtisidir

Din konusunda insanların bilgileri arttıkça müsamaha daireleri genişler. Böylece hayatın da dinin de kendi gördüklerinden ve bildiklerinden ibaret olmadığını anlarlar. Başka türlü de düşünülebileceğini görür, hemen suçlama moduna girmezler.
Sadece bu kadar da değil, aslında suçladıkları, tekfir ettikleri insanlarla bire bir, yüz yüze görüşüp konuşsalar gıyaplarında asıp kestikleri gibi peşin hükümlü olamazlar, hayâ ve vicdan devreye girer ve karşısındakine daha toleranslı davranmak zorunda kalırlar. Çünkü karşısındaki, artık hayalindeki düşman değildir.
Küfür/inkâr Allah'ın egemenliğini kabul etmemektir, en büyük suçtur. Birisini tekfir etme, yani ona kâfir deme, Allah'ın egemenliğini kabul etmiyor, o halde O'nun mülkünde yaşama hakkı yoktur demektir. Bu da çok büyük bir suçlamadır. Eğer kişi bu suçlamada isabet etmemişse kendisi bu kadar büyük bir suç işlemiş demektir. Onun için Hz. Peygamber (sa): “Kim kardeşine 'kâfir' derse ikisinden biri öyledir. Dediği doğru ise doğrudur, değilse küfür kendisine döner” (Müslim). Ama Nevevî bu hadisi şerifi açıklamakta zorlanır. Çünkü evet, birine kâfir demek büyük günahtır, ama büyük günah insanı dinden çıkarmaz, öyleyse bunu söyleyen isabet etmediğinde kendisi nasıl kâfir olur? O halde şöyle demeliyiz: Tekfircinin hükmü budur ama böyle söyleyen birisine de sen kâfir oldun diyemeyiz. Belki bu sözü ve fiili küfürdür diyebiliriz.
İslam'ın en net yaşandığı Selef asrında tekfir hastalığı yoktur. Onlar insanları küfre değil imana nispet etmeye çabalamışlardır. Cemel Vakasında ve Sıffîn Savaşında her iki tarafta da sahabe, hatta Aşere-i Mübeşşere'den (Cennetle müjdelenenlerden) insanlar vardır. Ama taraflardan hiçbiri diğerini tekfir etmemiştir. Tekfir hastalığı Haricilerle birlikte başlamıştır. Onlar Hz. Ali ve taraftarlarına, 'siz bir hakem kabul etmekle Allah'ın indirdiğinden başkasıyla hüküm vermeyi kabul etmiş oldunuz. Böyle olanlar kâfirlerin ta kendileridir' dediler ve ayrıldılar. Bu elbette sığ bir düşüncenin, ayeti anlamamanın ve Bedavetin sonucudur. 'Bedavet', yani Bedevilik/A'rabîlik ruhu ve kabalığı taşıma. Allah buyurur ki, 'A'râbiler küfür ve nifakta çok şiddetli ve Allah'ın elçisine indirdiğinin sınırlarını anlamamaya en layık insanlardır' (Tövbe 9/97). Bu ayet son gelen ayetlerdendir ve bu işin sürüp gideceğine işaret eder.
Selef, Sahabe ve Tabiîn asrıdır, biz onlara henüz bozulmamış sağlam akidelerinden ötürü 'Selef-i Salihîn' deriz. Şimdilerde birileri kendilerini ismen onlara nispet ederken onların karşısındaki A'rabîler gibi davranmaları çok düşündürücü değil mi?
Ehli Sünnet âlimlerinin kendileri gibi düşünmeyen Mutezile'yi ve Şia'yı/Rafizîleri tekfir etmekten kaçınmaları bizim için ölçüdür. Oysa Rafizîler Sahabe'nin bile kahir ekseriyetini tekfir ederler. Yukarıdaki hadisi şerif açısından bakıldığında bu da çok düşündürücüdür.
Ebu Hanife, oğlu Hammâd'ı kelam konularında tartışmaktan men edermiş. Oğlu kendisine, siz de aynı tartışmaları yapıyorsunuz da bize neden yasaklıyorsunuz? dediğinde, Ebu Hanife'nin cevabı anlamlıdır: “Biz tartışırken karşımızdakini suçlamaktan o kadar korkuyoruz ki, sanki başımızda kuş var da uçacakmış gibi davranıyoruz. Ama bakıyorum siz tartıştığınız insana galip gelip onu hatalı göstermeye çalışıyorsunuz”. İmam Şafiî de buna benzer muhteşem bir söz söyler: “Her ne zaman birisiyle tartışmış isem hep onun haklı çıkmasını temenni etmişimdir. İki sebepten dolayı; biri, ben değil de o haklı çıkarsa demek ki ben yeni bir hakikat öğrenmiş olacağım. İkincisi, ben haklı çıkma gururuna kapılmamış olacağım diye”.
Bize Kuranı Kerim'in gösterdiği yol, bilmiyorsak ilmiyle âmil olan âlimlere sormaktır. Âlimler tekfir etmekten kaçınıyorlarsa, demek ki, tekfir edenler ilimle değil, hırsla, Bedavetle, ideolojik davranmakla böyle yapıyorlar demektir.
Meğerki birisi küfrünü açıkça/bevahen ilan etmiş olmasın. Ona da, ille de sen müminsin diyecek halimiz yok elbet.



ALINTI

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Tekfir Konusunda Âlimlerin Görüşü ebu ubeyde bin cerrah islam & islami Konular 0 05.10.20 15:34
Tekfir ve tekfirin tehlikeleri ebu ubeyde bin cerrah islam & islami Konular 3 12.03.20 21:58
Göz Kapağında Şişme Neden Olur? Hangi Hastalıkların Belirtisidir? Cennet Sağlık 1 28.04.18 09:09


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 03:16.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147