#1
|
|||
|
|||
Dili Belası
Bilirsiniz dostlarım çok meşhur bir deyimdir bu ;
“Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu?” denir… Hiç düşündünüz mü bunun üzerinde biraz derin olarak? Buna yakın anlamda başka bir deyiş daha vardır… “Dili belâsı!” denir… Bazen de o “dili belâsı” olur!. Elbette ki, “ağız” ve “dil” yalnızca bir araç… Alet!.. Ona hükmeden ise beyin!(?) (mi)… Hani bir de başka bir deyiş vardır gene… “Büyük lokma ye, ama büyük söz söyleme!” Sözün büyüklüğü metreküple ölçülmüyor herhalde! Bunlara özetle işaret ettikten sonra, esas üzerinde durmak istediğimiz hususa gelelim. Söylediğiniz söz, ağzınızdan çıkan nereden geliyor acaba? Beyinden derseniz; elbette doğru!… Ama beyinde nasıl oluşuyor ve beyinden hangi etmenle açığa çıkıyor o fikir? Neden ağzımızdan çıkanın sonuçlarını yaşamaktayız?.. Başımıza gelenlerin pek çoğu, geçmişte, hiç farkında olmadan bizden çıkanlardır… Belki bazılarını unutmuşuzdur bile… O an söyler geçeriz!.. Sonra o söylediklerimizin sonuçları ile karşılaşınca da başlarız feryâdı figâna!. “Nereden geldi bu başıma!” Talep senden çıktı!… Sen öyle olmasını istedin ve oldu!. Sen unutursun ama Allah unutmaz!. Ne ektiysen onu biçeceksin!. Dön geriye ve bak… Yazdıklarını, söylediklerini, düşündüklerini hatırlamaya çalış… Sen onu öylece düşündüğün anda, onun sonuçlarını da yaşamağa mahkûm ettin kendini… Ve lâkin bunun hiç farkında değilsin!. Hatırlayın şu uyarıyı: “Nefsinizde olanı (DÜŞÜNDÜĞÜNÜZÜ) açıklasanız da, açıklamasanız da, varlığınızdaki Allah size muhasebesini (sonuçlarını) yaşatır!” Şimdi isyana kalkabilirsiniz, “iyi ama ben nasıl düşünceme hâkim olabilirim” diyerekten… Bu hüküm veya oluş, açıklandığı zaman, bazıları da bunu yapmışlardı… Ama bir şey değişmedi!… ;Ve len tecide lisünnetillahi tebdila” “Allah’ın sünneti (SİSTEMİ) kesinlikle değişmez!” Unutmayın ki, Allah’ın ezelde yaratmış olduğu SİSTEMİ açıklayan Allah Rasûlü, bu itirazlara karşı, bu sistemin işlemeyeceği yolunda bir açıklama getirmedi!. Atılan bir okun, havada giderken kendi kendine bir anda istikamet değiştirip başka bir yöne gittiğini gördünüz mü hiç? Fikir, beyinden atılan ok gibidir!. Düşünüldüğü anda işlevini yerine getirmeğe başlar!. Fikrin yaratıcısı Allah’tır!. “Attığın zaman sen atmadın Atan Allah’tı!.” “Seni de, fiîilerini de Allah yarattı!.” "ALLAH İsmiyle İşaret Edilen”i gökte bir “TANRI” gibi anlarsan, elbette bu muammayı çözemez; sayısız açmazla karşı karşıya kalırsın!… Bir de, "ALLAH İsmiyle İşaret Edilen”in, kendi varlığında gerçekte mevcut olan BÂKÎ olduğunu anlayabilsen… İşte o zaman muamma çözülmeye başlayacak!. “Sizde istek oluşmaz Allah istemedikçe!.” Biraz daha çözüldü değil mi olay şimdi; eğer isteyenin gerçek kimliğini fark edebildiysek.. Sen, “fâni”sin ezelden ebede… Allah, “Bâkî” ezelden ebede!. “Yok”tan ne var olur ki?… “Yok”! Öyle ise var sanılan türlü görüntündeki, “Bâki”, AHAD!. Ben gâfil, sanırım ki, “ben diledim”; oysa tüm melekler ve rasihûn şehâdet eder ki dileyen yalnızca “Bâkî”!. O zaman hemen bir ampul yanar ârifânın beyninde!… “Hükmettiğimiz bir şeyin olmasını dilersek ol deriz; ve olur”!. Yukarıdaki mi dileyen; yukarıda, gökte bir yerlerde mi?… Yoksa, algıladığın veya algılayamadığın her şeyin hakikati olup; tümünden de “Ganî” olan; “Bâkî” mi? Senden, senin takdirini açığa çıkaranı tenzih ederim!. Hükmü veriyorsun; beyninle açığa çıkarıp, dilinle ortaya atıyorsun!… Sonra da, verdiğin hükmün sonuçlarını yaşayınca, şaşırıp kalıyorsun; “ben böyle olmasını istememiştim”, diye!. Değerli dostlarım… Eğer irfân yolunu tutmak istiyorsak… Ârif olmaya çalışalım her an; dilimizle “Söyleyen”i fark edelim!. Dillerde “hitâp eden”i, fark edelim… Ve dahi, dillenenlerden, takdir edilmiş hükmü ve başa gelecekleri algılamaya çalışalım!. “Ne düşünüyor benim hakkımda O”; diye merak ediyorsan… Sorma karşındakine; kendine dön; düşüncene bak!.. Orada gördüklerin senin hakkındaki diledikleridir!. Sevdiğini düşünüyorsan; bil ki seviliyorsun Allah indinde!. Sevmeyip uzaklaşmak istiyorsan, senin uzaklaşman takdirden oluşuyor demektir!. Başarmayı kafana koymuşsan; başarmanı dilemiştir… Bıkıp yüz çeviriyorsan; ondan uzaklaşman takdirdekidir!. Zor bir yazı bu… Bilemiyorum işaret etmek istediklerimin ne kadarını fark ettirebileceğim; ama işaretimin ne olduğunu anlarsan, çok şeye bakış açın değişecek ve değerlendirmelerin çok daha huzurlu yapacak seni!. Diyen falancayı, değil; “Dileyen”i görerek, yaşamaya başlayacaksın artık ve kavgan bitecek!. Cehenneminin ateşi soğuyacak ve selâmet hâsıl olacak senin için!. Ezelden ebede “SİSTEM”de inan ki hiç bir değişiklik yok ve olmaz!. Herkes, kendisinden çıkanların, düşüncesinden çıkanların sonuçlarını yaşayacak… Başına gelecekler hep kendisinden açığa çıkanların sonuçları olacak!. Bu yüzden de, “Hasîb”, yâni, yaptıklarının sonuçlarını görücü ve yaşayıcı olarak nefsin yeter, denmiştir. “Hasîb”lik, gelecekte bir günde değil; her dem, yaşanmaktadır; tıpkı tüm esmâ gibi!. Öyle ise, iyi düşünmeye çalışalım ki, iyiyle karşılaşıp, iyi yaşayalım!. Karşındaki için ne düşünürsen; kim olursa olsun, senin için de o düşündüğün oluşacaktır; bunu sakın unutma! Çark-ı felek dönüyor ve SİSTEM çalışıyor!. Allah, “Bâkî”! Netten |
#2
|
||||
|
||||
Tirmizî’nin Ebû Hureyre Radiyallâhû Anh’dan Tahric Ettiğine Göre Aleyhisselâtû Vesselâm Efendimiz Buyurdu, “Adam Bir Kelime Konuşur, Onda Bir Beis Görmez. Onun Sebebiyle Yetmiş Sene Cehenneme Düşer...” Yani Adam Söylediği Kelimenin, Sözün Günâh Olduğunu ve Hesaba Çekileceğini Zannetmez. Âyette Geçtiği Gibi, “Sizler Onu Kolay Zannedersiniz. Hâlbuki O Allah Katında Büyüktür.”
Hadîste Geçen ve Yetmiş Sene ile Tercüme Ettiğimiz Harif ya Dâimîyi İfâde Eder ya da Seneyi İfâde Eder. Cehenneme Niçin Düşer? Çünkü O Söylediğinde, Miskin Akıllı Kişinin Düşünemeyeceği Günâh ve Vebâller Vardır. O Hâlde Akıllı Kişinin Üzerine, Konuşmasından Önce Kelâmının Müşküllerinin Arasını Ayırt Etmesi Lâzım Gelir. Böylece Söyleyeceği Söz, Nefsin Hazlarından ve Medh Sıfatlarından, Benzerinde ise Ondan Uzaklaşır Sakınır. İşte Bu Habere Kim Hakkıyla Îmân Etmişse, Lisânı Hakkında Allah’tan İttka Eder Sakınır. Kelâmını (Konuşmalarını) da İmkânlar Ölçüsünde Az Yapar. Bahusus Hakkında Kelâmdan Nehy Edildiği Şeylerde Bunu Yapar. Gazâlî Anlatıyor; Lisân, Ancak Senin İçin Halk Olunmuştur. Onunla Allah’ın Zikrini ve O’nun Kitabını Çok Yapasın ve Onunla Halkı O’nun Yoluna İrşâd Edesin veyâ Onunla Senin, Din ve Dünyânın Hâcetlerinden Kalbinde Bulunan Şeyleri İzhâr Edesin. O Hâlde Kendisi İçin Yaratıldığı Şeyin Gâyrîna Onu Kullandığın Zaman, Ondaki Allah’ın Nimetini İnkâr Etmişsin Demektir. Hâlbuki O Senin Uzuvlarının En Galibidir. İnsanları Ateşe Yüzü Üzerine Ancak Lisânlarının Konuştukları Atar. O Hâlde Bütün Gücünle Galip Gelemeye Bak ki, O Seni Cehennemin Derin Çukuruna Atmasın. Hadîste Şöyle Geçmektedir, “Adam Elbette Bir Kelime Konuşur ki, Topluluğu Onunla Güldürür ve Bir Beis de Görmez, Yani Onları Güldürmek İçin Konuşur. Hâlbuki O Kelime Sebebiyle Gökten Daha Uzak Bir Yer Kesilir...” Yani Gökten Yere Düşmesinden Daha Uzak Bir Şekilde Cehenneme Düşer Demektir. O Hâlde Aklı Olan Kişinin Dış Uzuvlarını Zapt Etmesi Lâzım Gelir. Çünkü Onlar Onun Raiyyeleridir. O Kendisi Onlardan Mesûldür. Çünkü Kulak, Göz, Kalp Bunların Hepsinden O Mesûldür. Sayıca ve En Kolay Meydana Gelme Bakımından Masiyetlerin Ekserisi, Lisânın Günâhlarıdır. Zirâ Onun Âfetleri Yirminin Üzerindedir. Bundan Dolayı Allahû Teâlâ Şöyle Buyurmuştur, “Doğru Söz Söyleyiniz. [Ahzâb Sûresi, 70]” [Tarikat-ı Muhammediyye Şerhi’nden]
__________________
Ne senle yaşanıyor Ne de sensiz oluyor Şu garip bomboş dünyada.. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Kibir Belası | havashavas | islam & islami Konular | 1 | 23.02.21 15:33 |
Vertigo belası | Acemicirak | Sorularınız | 5 | 22.09.20 02:11 |
Sindirim Belası | Mucella | Beslenme & Diyet & Zayıflama | 0 | 13.01.20 03:03 |
Cennet Dili Nedir? Cennette veya Cehennemde Hangi dili konuşacağız ? | İpek | Sorularınız | 26 | 21.05.19 21:48 |
Baş Belası Siyah Noktalar | aşk | Sağlık | 1 | 01.06.17 11:01 |