Dervişler öldükten sonra kabirlerinde seyru sülûklerini tamamlar denir
17- “Dervişler öldükten sonra kabirlerinde seyr u sülûklerini tamamlar” deniliyor. Hatta bu söz Bahâeddin Nakşbend’e atfediliyor. Ne dersiniz?
-Ölüm kişinin amel ve dünya ilişkisini kesen bir vakıadır. Ölümden sonra amelin sona erdiği kitap ve sünnetle sabittir. Ancak, nasıl müminlerin cennette, kâfirlerin cehennemde ebedî olarak kalmaları niyyetlerine göre verilmiş bir karşılık ise, sülûke girmiş olan kimsenin sağlam bir niyyetle girdiği yolun ve amellerindeki devamlılığın afvına medar olması da niyyetlerine mukabildir. Müminlerin birbirleri hakkında hüsn-i şehâdetlerinin afv-ı ilâhîye medar olduğu hadis-i şerifle sabittir. Nitekim hayırla yâd edilen ve hakkında hüsn-i şehâdette bulunulan bir cenazenin ardından Allah Rasûlü üç defa “vâcib oldu” buyurdu. Daha sonra şerle anılan bir kimse hakkında da aynı şeyleri söyleyince kendisinden bunun hikmeti soruldu. Allah Rasûlü: “Hayırla yâdettiğinize cennet, şerle yâd ettiğinize cehennem vâcib oldu.” buyurdu. Ardından üç defa: “Sizler yeryüzünde Allah’ın şâhidlerisiniz.” dedi[13]. Sülûkün amacı kulluk, sonucu da Allah nasîb etmişse cennettir. Kabirde sülûkün tamamlanması ile ilgili bu söz, tasavvuf yolunda mürşid ile mürid arasındaki vefa ve sevgi duygusunun hüsn-i şehâdete medar olacağını,-bunun da âhırette işe yarayacağını göstermektedir. Bu hadis-i şeriften, vefatında müridin çevresinde toplanan mürşid ve ihvanın yapacağı bir tezkiyenin terfî-i derecât olacağı, seyr u sülûkünü tamamlamış olanların ecri derecesine ulaşacağı anlaşılmaktadır. Herhalde sözün söyleniş maksadı bu olmalıdır.
|