Zâhiri ilim erbabının illa tarikata girmesi gerekir mi?
30- Zâhirî ilim erbâbının illâ tarikata girmesi gerekir mi?
-Böyle kesin bir kural yoktur. Ancak tasavvuf ile zahiri ilim birbirini bütünleyen şeylerdir. Zahir ve bâtın konusuyla ilgili bazı meseleler hakkında ileride “Tasavvufi Bilgi Meşeleri” bahsinde açıklamalar verilecektir. İlim erbabının manevi kemâli tamamlamak üzere ahlâkî ve manevî açıdan kendisinden üstün gördüğü birine intisab etmesinde yarar vardır. Çünkü sadece ilim, ruhî itmînan için yeterli değildir . Ayrıca bir mürşide intisab eden ilim adamı, kendisinden üstün birinin varlığını kabul etmek suretiyle nefsinin önemli bir direncini kırmış sayılır. İnsanın bir şeyi sadece öğrenmesi yetmez; bir de öğrendiğinin nasıl yapılacağını öğrenmek gerekir. Bunun yolu, bu işi gerçekleştirmiş birinin eğitiminden geçmektir. Kur’an ve diğer kitaplarla birlikte bir de onların uygulayacısı bir peygamberin gönderilmesi insan tabiatında bulunan görerek ve uygulayarak öğrenme meylinden kaynaklanmaktadır. İnsanoğlu soyut (mücerred) konu ve kavramlarla hükümleri, somut (müşahhas) şeyler kadar rahat kavrayamaz. Bu yüzden örneğe ihtiyâcı olur.
Bütün bunlara rağmen bir tarikata girmek istemeyen ilim adamım illâ girmesini gerektirecek bir hüküm olmadığını tekrarlayalım. Çünkü bu iş gönül ve sevgi meselesidir.
|