|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
||||
|
||||
Risâle‐i tarikati nakşibendiyye-i aliyye 7
Nakşî Hâlidî Tarikatında seyr ü sülûk
İLME‐L YAKÎN Tevhid ehlinin zât‐ı (kendini) ve eşyanın zâtını Allah Teâlâ’ya ve sıfatlarına delil kılmasıdır. Bunun iki yönü vardır. 1‐İstidlâl133 bi’lmisliyye: (Benzeyiş delillerigetirmek) Allah Teâlâ’nın hallerine, sıfatlarına gerek vücud ve sıfat‐ı subûtiyelerine; cüziyyatını, kendinde ve âlemde müşâhedesiyle Allah Teâlâ’yı ve kadîm 134 ve müessir sıfatlarını ispat etmektir. Mesela; kendindeki vücud, kudret, irade, ilim, hayat, görmeyi, işitmeyi ve konuşmayı müşahede ile ispat edip Allah Teâlâ’nın yaratıcılığının benzeri tıpkı benim varlığımda da vücud, kudret, iradeler, ilim, hayat, görmek, işitmek ve konuşmak vardır, diye iman etmektir. Bunun açıklaması ise “Allah Teâlâ Âdemi kendi suretinde yarattı.” 135 hadisi şerifte gelmiştir. Yanı tıpkı isimleri sıfatları gibi bende vardır demektir. 2‐İstidlâl bi’z zarûrî: (Mecburî delil getirmek) Yani kul acziyetini tefekkür edip yaratıcısınınkudretini ispat ve iman etmesidir. Allah Teâlâ’nın birliğini düşünür ve kadimliğine (önceliğine) iman eder. Bu şekilde kendi fenâsını (yokluğunu) tefekkürle Allah Teâlâ’nın bekâsına (varlığına) iman etmiş olur. Bunun bir başka beyanı ise “O’nun benzeri hiçbir şey yoktur. O işiten ve görendir.” 136 İlme’l Yakîn tarikat ehli ve şeriat ehlinin büyüklerinin tevhididir. Allah Teâlâ, hakkı söyler ve doğru yola iletir.AYN’EL YAKÎN Hakk ehli olan zatlar kendi hakikatlerini Allah Teâlâ’nın sıfatlarına mazhar ve ayna olduklarını müşahede etmeleridir. Ayne’l yakîn marifettir. Ancak bu zuhur eden sıfatı subûtiyyeden gayb anahtarları denilen dört sıfatları, zahirleri ve kalpleriyle müşahede etmeleridir. Sıfât‐ı zâhir: Dörttür, göz ile müşahede edilir. Kudret, işitmek, görmek ve konuşmak Sıfât‐ı Bâtıne: Dörttür. Kalp gözü ile müşahede edilir. İrade, ilim, hayat ve tekvin (yaratma) Hulâsa: zahirlerine teveccüh ettiklerinde Allah Teâlâ’nın zahir sıfatlarını, batına tevecüh ettiklerinde batınî sıfatlarını müşahede etmektir. Bu kişilere sıfâtı subutiyye tâifesi ve marifet ehli derler. Tarikat ehlinden yüksek mertebededirler. Ey Allah Teâlâ’m, bu müşahedeyi Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin ve Ehl‐i beytininhürmetine kolay kılmanı niyaz ediyorum.HAKK’EL YAKÎN Hakikat ehlin hepsi ve melâmiyyenin tevhididir. Bu kişiler bütün tâifelerden üstündür. Bütün nebiler Hz. Ebubekir Hz. Ömer radiyallâhü anhüma melâmiyyedendir. Bu tâife ve kişileri tevhid, ittihat ve vahdettedir. Tevhid üç makamdadır. Makâm‐ı ruh, cem’ ve kurb‐u ferâiz137 dir. Vahdet üç makamdır. Makâm‐ı Hazret, cem’ül cem ve vahidiyyetü’l cem ‘dir. Bu kişilerin avamdan farkları yoktur. Allah Teâlâ’nın emrettiği farzları yerine getirirler. İlâhî emirleri hiçbir zaman bırakmazlar. Halleri daima Allah Teâlâ iledir. Bu kişilerle buluşmak görüşmek ve halleri ile hâllenmek en büyük saadeti bulmak ve Allah Teâlâ’ya kavuşmaktır. Ey Allah Teâlâ’m beni onlardan ve onlarla beraber olmayı Rasûlüllah sallallâhü aleyhi ve sellemin yüzü suyu hürmetine istiyorum. Ayrıca diğer mümin kardeşlerimde bu hallerimden nasiplensin DİP NOTLAR 133 Kelâm terimi olarak istidlâl, ‘’bir hüküm veya kavramın doğruluk yahut yanlışlığını kanıtlamak için zihnin yaptığı akıl yürütme eylemi'’ diye tarif edilebilir. Kur’ânı Kerîm’de istidlâl kelimesi geçmemekle birlikte bunun mâzi kalıbındaki kökünü oluşturan ‘’delle'’ akıl yürütme eyleminin söz konusu edildiği bir yerde kullanılmıştır (Sebe,14). İstidlâl ile aynı mânada veya yakın anlamdaki tezekkür, tedebbür, taakkul, tefekkür, i‘tibar, nazar gibi kelimeler sık sık kullanılmış, özellikle İslâm’ın getirdiği mesajlar konusunda düşünüp isabetli sonuçlara varılması istenmiştir. Kur'ân‐ı Kerim'de ayrıca ilim, sultan, âyet, beyyine, burhan, hüccet gibi değişik adlarla yer verilen delile büyük önem atfedilerek inanç ve düşüncenin mutlaka delile dayandırılması doğruya ulaşmanın vazgeçilmez şartı olarak görülmüştür 134 Kadim:Başlangıcı olmayan, eski, ezelî. 135 Buhârî.. İsti’zan. 1: Müslim. Birr. 110. Cennet. 28;.İbn. Hanbel. II/244. 251. 315. 323. 434. 463. 519 136 Şura, 11 137 Farzlarla olan kurb: Kulun, nefsi de dahil olmak üzere, her şeyin şuurundan tamamen fâni olmasıdır. Artık onun nazarında, Hakk'ın vücûdundan gayri, hiçbirşey kalmaz. Bu, farzların semeresi olarak ortaya çıkan fena halidir. |
#2
|
|||
|
|||
Lütfen forumda aktif olup okuyup istifade ettiğiniz konulara mesajlar ve yorumlar yazınız.Chatteki sohbetlerimize de katılınız.
Sizleri forumda daha aktif görmek isteriz.Hep birlikte forumumuzu canlı tutalım. Chat bölümünün hemen altındaki reklamı günde 5-6 defa tıklayıp formumuza destek olalım arkadaşlar. Lütfen Facebook Sayfamizdan ve Twitter adresimizden Bizi takip Edin. [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] [Üye Olmadan Linkleri Göremezsiniz. Üye Olmak için TIKLAYIN...] |
#3
|
|||
|
|||
Allah razı olsun
. |
#4
|
|||
|
|||
Allah razı olsun
|
#5
|
|||
|
|||
Allah razı olsun hocam
|
#6
|
|||
|
|||
ALLAH cc razı olsun.
Kiymetli ve açıklayıcı bilgiler. |
#7
|
|||
|
|||
Sayın Sin, Allah-u Zülcelal razı olsun.
__________________
Sözün kıymetini '' Lal'' olandan,
Ekmeğini kıymetini ''Aç '' olandan, Aşkın kıymetini ''Hiç'' olandan öğren.. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Risâle‐i tarikati nakşibendiyye-i aliyye 1 | Sin | Tasavvuf & Tarikatler | 6 | 02.04.18 00:05 |
Risâle‐i tarikati nakşibendiyye-i aliyye 2 | Sin | Tasavvuf & Tarikatler | 6 | 02.04.18 00:05 |
Risâle‐i tarikati nakşibendiyye-i aliyye 4 | Sin | Tasavvuf & Tarikatler | 4 | 02.04.18 00:05 |
Risâle‐i tarikati nakşibendiyye-i aliyye 5 | Sin | Tasavvuf & Tarikatler | 3 | 02.04.18 00:05 |
Risâle‐i tarikati nakşibendiyye-i aliyye 6 | Sin | Tasavvuf & Tarikatler | 4 | 02.04.18 00:05 |