#1
|
||||
|
||||
Bunalımda olan insanlar
BUNALIMDA OLAN İNSANLAR
Mevlâna Şeyh Muhammed Nazım El Hakkani k.s Hz. Benim bir derdim vardır Benim derdime muaf Rahmani Rahim vardır. Büyük Şeyh Efendi, Kufede hadimi bir olan halvet ederdi ALLAH rahmet eylesin, böyle çağırırdı, herkesin derdi vardır diyor. Derdi olmayan insan yok bu dünyada, lakin asıl dert ALLAH'tan gafil olmaktır, dünyayı kendisine dert edinen adam kurtulmaz, dünya derdinden azade olan rahat olur. Bu Hacı Yaşar denize girdiğinde böyle arka üstü yatar, hiç hareket etmez samandıra gibi denizin üstünde yüzer, hiç hareketi yok, bir başkası katiyyen çırpınmadan denizin üstünde duramaz, her çırpınan da durmaz, çok çırpınan batar, çırpınmanın usulünü bilen suyun üstünde kalır yüzer, bu hiç çırpınmadan durur, bu başka ustalıktır. Onun gibi dünya bir denizdir ve o denize düşen çırpınır, kimisini batırır, kimisi vurmak için çırpınır, kimisini deniz başının üstünde taşır, Deniz içine düşen adamı içine çeker çırpındığı için içeriye alır, işini bitirdikten sonra çırpıntısı durdumu yukarıya atar. İnsan batmaz, ruhu çıkınca insan batmıyor, samandıra gibi yüzüyor, çırpınanı çırpıntısı bitinceye kadar içinde tutar, çırpıntısı bittimi başının üstünde taşır deniz. Bu dünya da öyle bir haldir ki, onun arkasına düşüp çırpınan adamı neticede boğup bitirir, bitirdikten sonra koyverir. Şimdi dünyanın derdi ile dertlenen kimse rahat ve huzur bulamaz, dünya derdinden azade olursa, ahiret kaygısı taşıyan adam dünyanın hiç bir şeyinden eserlenmez, ve tedirgin olmaz, hasılıkelam rahattır, onu söylüyor dervişi Şeyh Efendi hazretlerinin ''Herkesin derdi var, benim de derdim var ama benim derdim için dermanı Rahman-ı Rahim olan Cenabı Hakk'da buldum'' diyor. Yani O'nun zikri yetişir bana, benim derdimi almaya, her dertlendiğim vakitte Rahman-u Rahim olan Cenabı Hakk'ı ben zikrettiğimde benim derdim kalmaz, derdimi süpürüp götürür. Onun için dertli olan insan ALLAH dese bu gibi hastalıklarda, ''La ilahe illallah'' demenin yüzbir hasleti vardır diye PEygamberimiz buyurur (a.s.v), en aşağısı insanın içindeki hüznü alır, kederi götürür ferahlık verir. Onun için bu bunalım denilen asrın hastalığıdır bu, depresyon bu asrın hastalığıdır, çok her şeyi bulmaktandır, mütevellit olan zengin hastalığı, zenginlerde var, fakir fukaranın bunalıma girdiği yoktur, hiç duymadım şimdiye kadar, fukaradan bir kimse gelsin ''Bunaldım'' desin, ne bunalacak? Lakin zengin olan kimse her şeyi buluyor, bulduğunun ötesini arıyor, bulduğu kendisini tatmin etmez oluyor, ve maddi güç kendisini, arzularını, derin olan arzularını tatmin edebilmekten uzak kalıyor o vakit bunalıyor. Zengin olan insan tadı istese gündüz kırk gece elli kuruş, içki arasa fıçıyla, gezme arasa altında taksileri var, meşhur Alman arabası değil mi? Ondan sonra seyehat edecek olsa birinci mevki teyyare, seyehat edecek olsa rokete bile biner. İş, iş hacmi kendi hacminden bin defa fazla, on bin defa fazla olur, evleri konak yavrusu, ve yahut konak, saray yavrusu, saray olaraktan, altın , mücevher her şey olduğu halde bu onlara bir gurur oluyor, bunlarla avunamıyor bunun ötesine geçmeyi istiyor. Yol tıkanmıştır, yani maddi hedefler olarak, insanoğlunun ulaşacağı her şeye ulaştıktan sonra bunalma başlar. Aşağıda olan sınıf onlara yetişmediği için bunalacağı yer yok, olduk sonra ferah eder o bunalmaz, ''Oh'' der, ''Borcumuda verdim'' der, ''Bunu da alabildik'' der, ''Oh'' der. Yani oh diyecek, ferah edecek bir yeri var o son sınıfta olan kimselerin altında olduğu için, ortada ki insan da fakir tabakası veya orta tabaka daha varacağı nokta olduğu için her adımında ''Oh'' bunaldım demez. Lakin hududa geldikten sonra bakıyor ''Ne, geldik buraya'' ne der nefsi ''At bu uçurumdan kendini at.'' Bir yer var dediler bana gidemedik, göremedik orayı, Amerika'da dünyanın sonu uçurumu diyor oraya, kovan gibi, hisar gibi, çok dibine bakarsan ucunu göremezsin gibi, yukarı bakarsan ucuna yetişemezsin. Onun gibi bir hududa varmış bunalan, bunalan sınıf, zengin sınıfı derler galiba, zengin sınıfındaki insanlardır, aşağıdaki değil, çünkü aşağıdaki daha düşe kalka daha oraya gitmek ister, o ahmak bilmezki oraya gittiğinde başına geleceği. Oraya gidince ne yapıyor? Tatmin olunmadığı vakit ''Atayım kendimi de burdan'' atıyor, bunalım sebebinden. Şimdi bizim Sebahattin bey de bilmiyorum o, o yere yetişmedi daha, o yere yetişen adam benim yanıma gelmez. Elhamdulillah diyelim şimdi. Bunalım, yüksek yere yetişip de bunalan kimseler Şeyh Nazım'ın yanına gelmez. Hipokrat der, Profesör der, psikolok der, bilmem ne lok der, lok lok luk çok. Onlardan birisini bulur para döker oraya, Şeyh Nazım'a gelip de bu Şeyh Efendinin buraya bir somun ekmek getireyim, bir parça şeker getireyim, burda Hacı Mestan bir oturmada afu gafu yer iyisindendir, diyip getirip onu buraya gidecek Avrupa'ya, bre Avrupa'daki psikologlar bana geliyor, ders almak için. Lakin kabahat bende yazmıyorum, internatıonal mental havuz center. Onu yazma, onu şeyle yazacak Hacı Mestan, sarı pirinç levhanın üstüne yazılacak, mühim olduğu belli olsun, bir de bayrak dikeceğiz camii'in yanına ok işareti ile, internatıonal mental havuz center, dok dook, a-ei, b-bi, c-si, d-di, yirmi sekiz harf ile Şeyh Nazım ondan sonra ei, bi, si'leri de yazacaksın, p-d'den sonra kaç tane varsa, Çin alfabesinden de yaz şaşırıp kalsınlar, ne kadar kuvvetli, İşte öyle olursa tamam, değilse kimse gelmez. Gidecek oraya İsviçre'ye, bre İsviçre'deki adam geldi buraya bana söylesene kardeşim. İsviçre'de en meşhur olan doktor Abraham, elini öperler, o adam benim ayağımı yıkar ben gittiğim vakitte, ben oraya konduğumda omzunda havlu var, karısı, evvel zaman leğeni, kendisinin elinde ibrik, evvela benim ayakkabılarımı çıkarırlar, çoraplarımı çıkarırlar, mestimi çıkarır sonra ayağımı yıkar, havlular ayağımın suyunu içer, ondan sonra... Şeye sor, Alman tercüman kim var burda? Şey Cemaluddin, haa Cemaluddin bilir, öyle yapmaz mı Cemaluddin haa? Geldi buraya, oraya gittiğimde öyle yapar. Beni kaplan postu üzerinde olan koltuğa otutturur, kaplan postudur o cinsi, benim için başka kimseye çıkarmaz, kuyruğuda burdan koy oraya kadar, resmi çektiği vakitte benim kuyruk olur. İşte böyle, ama ne yapalım tabela yok diye kimse itibar etmez. İşte bu efendi psikopat bulmuş, onun ilaçlarını almaya gidecek Sabahattin, gel yahu bize, ben sana vereyim. H.M - Size gelemiyorsa, sizden de bana gelsin Sultanım. Ş.N - Hacı Mestan evet getir orda, biz olmadığımız yerde yüz defa yetişir, piskopatları da Veli eder. H.M -Elhamdulillah, bereketinizle. Ş.N - Binaen ala zalik, bunaltı kepazelik, işte netice bu. FATİHA. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Kılıçlı Bıçaklı Ritüel | Arma | Derin Konular & Beyin Fırtınası | 7 | 03.10.24 09:30 |
Sigarayı bırakma tecrübem | Sekom | Tecrübe Ettikleriniz | 9 | 08.09.24 15:01 |
Beyaz saçları siyah yapmak için bitkisel çözüm | Skoda | Alternatif Tıp ve Bitkiler | 1 | 17.08.24 12:03 |
Kaliteden, kalitenden ödün verme! Az olsun öz olsun. | Skoda | Sizden Gelenler | 0 | 02.08.24 08:18 |
Celcelutiye ve 7 Temel Esma | Skoda | Celcelütiyye ve Havassları | 0 | 07.07.24 04:54 |