|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
||||
|
||||
insan kaç şeyden yaratılmıştır?
Kendini tanımak, bilmek istersen iki şeyden yaratılmış olduğunu bilmelisin. Biri zâhiri kalıp. Buna beden derler. Göz ile görülebilir. Diğeri bâtın manasındadır. Ona nefs derler, ruh derler ve kalb derler. Bu ancak hakikat gözü ile bilinir Baş gözü ile görülemez. Senin hakikatin, aslın, bu bâtın manasındadır. Ondan gayrisi ona tâbidir. Onun askeri ve hizmetçisidir. Biz bu manaya kalb ismini vereceğiz. Kalb dediğimiz zaman biliriz ki, bazen ruh dedikleri bazen nefs dedikleri, insanın hakikatini demek istiyoruz. Kalb demekle, göğsün sol tarafına yerleştirilmiş olan et parçası (Yani yüreği) kasdetmiyoruz. Onun bir kıymeti yoktur. Hayvanlarda da ölülerde de vardır. Baş gözü ile görülebilir. Baş gözü ile görülen her şey, bu âlemden olup bunlara âlem-i şehâdet denir.
Kalbin hakikati bu âlemden değildir. Bu âleme garib olarak gelmiştir. Yolcu gibi gelmiştir. Görünen et parçası (Yürek) onun taşıyıcısı ve âletidir. Bedenin tüm uzuvları, onun askeridir. Bütün bedenin padişahı odur. Hak Teâlâ’yı tanımak, O’nun cemâlini müşâhede etmek, onun sıfatıdır. Teklif ona olmaktadır. Hitab onadır. İtab ve ikab onadır. Asıl saâdet ve şekâvet onun içindir. Beden, bütün bunlarda ona uymaktadır. Onun hakikatini bilmek, sıfatlarını tanımak, Allah’ü Teâlâ’yı tanımanın, bilmenin anahtarıdır. Onu bilmeye çok uğraş ki o çok yüksek bir cevherdir. Melekler cevherindendir. Onun asıl madeni, Allah’ü Teâlâ hazretleridir. Oradan gelmiştir, tekrar oraya dönecektir. Buraya gurbete gelmiştir. Ticaret ve ziraat tohumu ekmek için gelmiştir. O halde bu manadaki ticaret ve ziraati bilmelisin. (İmâm-ı Gazâlî-Kimyâ-i Saâdet)
__________________
Ne senle yaşanıyor Ne de sensiz oluyor Şu garip bomboş dünyada.. |
|
|