#1
|
||||
|
||||
Hallerin açıklanması (üns)
HALLERİN AÇIKLANMASI
ÜNS *** Muhabbete dâhil yüce hallerden birisi de “üns”dür. Cüneyd el-Bağdâdî’ye: “Ünsün ne olduğu?” sorulunca; şöyle demiştir: “Üns; kulda heybet hissi kalıp, haşmetin kalkmasıdır.” Zünnûn el-Mısrî’ye de, “Üns” sorulunca: “O; sevenin sevdiğine rahatlıkla açılıp sıkılmadan hareket etmesi (ve her arzusunu) ondan istemesidir.” demiştir. * Denilmiştir ki; Halil İbrahim (a.s)’in: “Rabbim! Ölüleri nasıl dirilttiğini bana göster” sözü ile, Musâ Aleyhisselamın: “Rabbim! Cemâlini bana göster, sana bakayım” sözü bu mânadandır. Onlar da, âhirette vukû bulacak bu işleri, dünyada çekinmeden Allah’dan istemişlerdir. Bu hâli anlatmak için Ruveym’in şu şiiri söylenir: Huzûrunda olanla kalbimi meşgul ettin; Yaşadığım müddetçe ayrılamam fikrinden. Kabul edip huzûra aşkın ile hoş ettin; Bu şevk ile soğuttun beni bütün beşerden. Zikrin bana bir dosttur, senin yerine geçer; Bana hep vaad ediyor senden gelen zaferden. Her nerede bulunsan, ey biricik emelim! Cemâlin hiç ayrılmaz sana bakan gözümden. * Rivayet edildiğine göre, Mutarrıf, Ömer b. Abdülaziz’e şöyle yazmıştır: “Ünsiyetin Allah’a ve taatına olsun. Allahu Teâlâ’nın öyle kulları vardır ki, insanların kalabalıklar içinde bulduğu ünsiyetten daha fazla, tek başlarına kaldıkları köşelerinde Allah ile ünsiyet etmektedirler. İnsanların en çok kaçtıkları şeyler, onların en çok ünsiyet ettiği şeylerdir. İnsanların en çok ünsiyet ettiği şeyler de, onların en uzak olduğu durumlardır.” * Ebû Bekr el-Vâsitî demiştir ki: “Bütün varlıklardan kaçmayan (onları gönlünden çıkarmayan) kimse, ünsiyet mahalline ulaşamaz.” * Ebu’l-Hüseyin el-Varrak demiştir ki: “Allahu Teâlâ ile ünsiyet hâlinde kulda mutlaka, Allahu Teâlâ’ya ta’zîm duygusu da bulunur. Kendisiyle ünsiyet ettiğin herkesin, senin kalbinde büyüklüğü düşer. Ancak Allahu Teâlâ böyle değildir. Şüphesiz, Allahu Teâlâ ile ünsiyetin arttıkça, (kalbinde) Onun heybet ve büyüklüğü de artar.” Avârifû'l-Meârif / Ebû'l Hafs Sühreverdi (k.s) |
|
|