#1
|
|||
|
|||
Zikirsiz Olmaz!
Zikirsiz Olmaz!
Muhterem Dostlar! Zikirsiz hiçbir şey olmaz. Đç temizlik zikirle olur. Aşk, sevgi, muhabbet zikirle tecellî eder. Ruhun abdes- tini zikir verir. Kur'an-ı Kerîm’de birçok zikir âyeti var- dır. Zikir kelimesi türevleriyle üçyüze yakın kullanılmış- tır. “Ey iman edenler! Allah’ı çok zikredin.”23 “Zikri ehlinden talim ediniz (öğreniniz).”24 Cenâb-ı Hakk’ın “Ehlinden öğreniniz.” emr-i celîli, farziyete girer. Zikrin ehli kimdir? Cenabı-ı Hak, bir ehil olduğu- na işaret ediyor. Zikrin ehli, zikrullahı Hak mürşitten alandır. Hasan Fehmi Efendi’nin buyurduğu gibi: “Biat-ı Hakk’ı, Muhammedten kılanlar merhaba!” Hz. Muhammed’in hakikatine, mânâsına biat edenlere merhaba diyor. “Habîbim şüphesiz sana baş eğerek ellerini verenler (biat edenler), Allah'a baş eğip el vermiş sayılırlar. Allah'ın eli onların ellerinin üstünde- dir.”25 âyet-i celîlesi de apaçık ifade ediyor. 23 Ahzap, 33/41 24 Nahl, 16/43, Enbiya, 21/07 25 Fetih, 48/10 48 Anlıyoruz ki zikrin ehli, fenâfillahtan süzülmüş, zat-ı Hakk’a mazhar düşmüştür. Cenâb-ı Hak: “Fenâfil lah olanın diyeti olurum.” buyuruyor. Zikrin ehli olan zat-ı muhterem, Hakk’ı diyet edendir. Hak’kı diyet eden zat-ı muhteremden de telkin alan kıymetli Hak yolcusu, Hakk’a biat etmiş olur. Mutlaktan telkin alan dervişanımız, zikrullah ile iç temizlik yapacak. Zikrin aşkına, zevkine, saikasına tu- tulan kişi; şirk fiilinden fiilullaha, şirk sıfatından sıfatullah- a, şirk vücudundan da vücudullaha mazhar düşer. Ehli olan zat-ı muhterem, telkini Hak’tan alıp ve- rir. Kelam-ı Hak’la sohbet eder. Velâyet itibariyle Hak’ta ifna olup zatından zatına mazhar düşen bu zat-ı muhteremler, seyr ü süluk eder, fenâ-yı tamda bekâya erer. Velâyet itibariyle “El vahde bilâ kesre” kesreti olmayan bir vahdette zevkiyap olurlar. Bu, tarife girmeyen bir haldir, bir zevktir. “Hak zâhir, halk bâtın!” Bu makama mânen erişen zat-ı muhteremler, bir lisanla ifade edecek kelime bulamaz- lar. Akıl, idrak, bu ilâhî tecellîyi anlatmaktan acizdir. Aklın, fikrin maverası. Ulu Yaratanım bütün ihvanımıza bu hâlle hallenip zevk ile zevkiyap olmayı, bu hâlin şu- uru, anlamı, idraki içinde olmayı, bu hâli fehmetmeyi ihsan ve ikram eylesin. Amin! Burada, Hak zâhir, halk bâtın! “Sırr-ı feeynema!” Bu, makam-ı Cem’dir. Nereye dönsen hemen Allah O yüzden hâli yer yok bak Bu ilâhî tecellîye mazhar olan, bu aşkı, bu zevki yaşar. Anlatmak için muhatap yok. Bu aşkını, bu zev- kini daima muhafaza edecek, koruyacak. Şuhuttan, te- fekkürden düşmemeye gayret gösterecek. 49 “Hak bâtın, halk zâhir” tafsilatına geçtiği zaman yine bu vahdet zevkini tefekkürüyle şuuruyla zevk edip mânâsını anlamaya çalışacak. Makam-ı Cem zatın tecellîsidir. Hazretü’l-Cem de sıfatın tecellîsidir. Zatı sıfattan, sıfatı zattan ayrı görmek, bizi şaşır- tır. Tafsilâta geçip kulluk makamında her ne kadar kes- rette olsak da vahdetten hiç ama hiç ayrı değiliz. Tafsilât itibariyle kullukta kemâl bulmuş, fenâ-yı tamda bekâya ermiş. Öyle kul ki Hakk’ı diyet eden kul. Tafsilât itibariyle Hz. Muhammed’in âşık, sâdık ümmeti, dervişi. Bu kulluk, öyle bir makam ki... Fenâfillahtan sü- zülmüş, zat-ı Hakk’a mazhar düşmüş, şirk-i hafiyi at- mış muhterem, bu makama ulaşır. Bu zat-ı muhtere- min kulluğu aşkla zevkledir. Allah rızası için karşılıksız, hiçbir şey beklemeksizin Rabbisine kulluk eder. Çünkü ne beklesin! Vuslat-ı yârla halvettedir, ha- remdedir, zevk u safadadır. Uruç eder, sohbet eder, nüzûl eder kulluk eder. Cemleri cem eden Cemü’l- Cem’e varır. Hikmetlere ram olur. Kesret vahdet tevhid eder. Velâyetten vahdet zevkini, nübüvvetten kesret zevkini tevhid ederek Kavseyn zevki, şuuru ile bir âlem olur. Kurb-i ferâizle vahdet zevkine, kurb-i nevâfille kesret zevkine eren zat-ı muhteremler, Ademiyet ma- kamı olan Kavseyn’de kesret vahdet tevhid ederler. O zaman “İnna atayna”26 okurlar. “Ya Mu- hammed! Biz sana havz-ı kevseri verdik.” Bunun şuuruna, zevkine ermek, bu sûre-yi celîleyi sonuna ka- dar okuyup zevk etmek Allah ihvanımıza ihsan ve ik- ram eylesin. 26 Kevser, 108/1 Kaynak: Tasavvuf Derneği- Sohbet ve Mektuplar |
#2
|
|||
|
|||
Zikir insanın aslında manevi bir ihtiyacıdır aynı zamanda. Günahtan da alıkoyar.
|
#3
|
|||
|
|||
Doğru. Koruyu kalkan olarak, aurayı sarıyor çepeçevre. İnsan kendini daha güvende hissediyor. Allah’ın koruması en iyi korumadır. Tevekkül ve niyetle başlıyor herşey.
. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Daha iyi olmaz mi | Mübarek | Sorularınız | 4 | 22.02.19 18:04 |
Sevgi olmayınca merhamet olmaz, şefkat diğergamlık olmaz | GIRNAVAZ | Tekamül & Kozmik EnerJi | 0 | 29.01.19 10:52 |
Yürümeden olmaz! | Cennet | Sağlık | 2 | 04.08.18 16:48 |