|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Miraç ruh ile mi beden ile mi olmuştur?
وَالْمِعْرَاجُ لِرَسُول اللَّه صَلَّى اللَّهُ تَعَالَى عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فِي الْبَقَطَةِ بِشَحْصِهِ إلَى السَّمَاءِ ثُمَّ إِلَى مَاشاء الله تعالى مِنَ الْعُلَى حَقٌّ
Peygamberimizin uyanıklık halinde cesediyle semaya, oradan da yüksekliklerden Allah-u Teâlâ'nın istediği yere kadar olan miracı haktır. (Ömer nesefi akaidi) Mirac'ın vukuu hakkında halef ve selef ittifak etmiş oldukları halde, Mirac'ın keyfiyeti, yani ne şekilde olduğu hususunda aralarında bazı ihtilaflar mevcuttur. Seleften Hz. Aişe (Radıyallahü Anha) ve Hz. Muaviye (Radıyallahu Anh), tabiinden Hasan Basri ve Muhammed Ibni Ishak gibi zatlar Mirac'ın yalnız ruhani olduğunu söylemişlerdir. Hz. Aişe (Radıyallahu Anha); "Hz. Muhammed'in cesedi, mirac gecesi ayrılır olmadı." buyurmuştur. Hz. Muaviye (Radıyallahü Anh), kendisine mirac sorulunca, "Salih bir rüyadır" demiştir. Selef ve halefin ekserisi ile cumhur ulema ise Mirac'ın "Ruh meal cesed" olduğunu kabul etmişler ve bu hususta kuvvetli deliller getirmişlerdir. Onlar, Hz. Aişe'nin sözünü "Cesed ruhtan ayrılmadı, beraber miraç etti." şeklinde, Hz. Muaviye'nin sözünü de "Baş gözüyle görmüştür" diye tevil etmişlerdir. Oysaki Mirac'ın ruh ile olduğuna delalet eden hadisler vardır. Cesedle olduğuna delalet eden hadisler de vardır. İkinci şıkkı takviye eden vesikalar, daha fazladır. Bu hadisler arasında bir çelişki olmadığını belirtmek için, Fatih Sultan Mehmet'in hocalarından Alim Hızır Bey Akäid manzumesi (Beyit 56) 'nde şöyle demektedir. "Mirac, birkaç defa vukuu bulmuştur. Alimlere göre bu tekrar sebebiyle, hadisler arasında çatışma ortadan kalkar." Yani Peygamber Efendimiz'in Mirac'ı bir kere değildir. Ruhani olarak nice kereler vaki olmuştur. Cismani olarak ise, bir kere vukuu bulmuştur ki, İsra Suresindeki ayetin delalet ettiği Mirac, budur. Böylece hadisler arasındaki ihtilaf bertaraf edilmiş olur. Delil; Peygamberimiz, Miracı bedeni ile yapmamış olsaydı, Allah-ü Teâlâ Hazretleri, ayetinde "yürüttü" demezdi. Başka lafız kullanırdı. Başka bir delil ise; İslam tarihinde olan şu olaydır: Hz. Peygamber'in bir gecede Mekke'den Kudüs'e oradan Sidretü'l Münteha'ya gittiği İsra ve Mirac hadisesini duyan müşrikler, bunu Hz. Ebû Bekir'e yetiştirdikleri zaman; "O dediyse doğrudur." demiştir. Bu sözünden sonra Ebu Bekir'e; ihlaslı, asla yalan söylemeyen, özü doğru, itikadında şüphe olmayan anlamında, "Sıddık" lakabı verildi. Eğer miraç bedenle olmasaydı, zaten müşriklerin inkar edeceği bir şey olup Hz. Ebubekir'e gelmezlerdi. Buradan anlaşılan, Miraç hadisesi ruh ve bedenle olmuştur. Başka bir delil ise; Peygamber Efendimiz, Mirac hadisesinden evvel defalarca rüyada mirac etmiştir. Sahabe-i Kiram buna muhalefet etmeyip, daha önce Peygamber Efendimiz'in rüyada mirac ettiğine işaret etmişlerdir. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Çocuğu olmayanlar için manevi reçete | Huni | Rukye ve Tedavi | 6 | 30.09.24 17:51 |
Dualarımızın kabul olması için SIR | Dua | Galibiyet ve Başarı Uygulamaları | 3 | 18.04.24 07:36 |
Hz. insan olmak.. | Hal | Tasavvuf Sohbetleri | 0 | 01.03.21 02:13 |