|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Niyetlerimizi temizleyelim, temiz olalım!
Niyetlerimizi temizleyelim, temiz olalım!
Niyetlerimizi güzelleştirelim, güzel olalım! Bir şeyh müridini ziyarete evine gitmişti. Evin küçük kızı peştemalle sırtına aldığı ağlayan minik kardeşini odanın içinde gezdiriyor ve susturmaya çalışıyordu. Şeyh pencereyi işaret ederek müridine sordu: "Duvarda bu pencereyi niye açtın ki?" Derviş dedi: "Eve ışık girsin diye." Şeyh dedi: "Ezan sesini duymak için açsaydın ışık da zaten girerdi" Ve ekledi: "Niyetin Kâbe’yi görmek olsun, Mekke'yi istemesen de görürsün" Ve son sözünü söyledi: "Bu çocukcağıza da yiyecek bişey verin, sussun!" Evet! Mümin amelinden ziyade niyetiyle kazanır. Mümin hesap adamıdır. İnsanlarla muhatap olurken Rabbinin hesabını yaparak kazanır. Birine iyi davranmak iyidir. Fakat bunu Allah için yapmak çok daha iyidir. Yaşı büyük bir Allah dostuna yaşından dolayı saygı göstermek iyidir. Fakat Allah’ın dostu olduğu için onu sevip saygı göstermek çok daha iyidir. Ve Rabbimiz her bir kuluna yapılmış muameleyi kendisine yapılmış sayar. Bu önemli! Allah her an her yerdedir. Ve biz her an Rabbimizle muhatabız ve her an imtihandayız. Bizim örneğimiz, önderimiz, rehberimiz Resulullah Efendimiz’dir. Onun azim ahlakı bizim örneğimizdir. Âlemlere rahmet olması bizim örneğimizdir. Rauf ve rahim oluşu, aşkın muhabbetin şefkat ve merhametin peygamberi olması bizim örneğimizdir. Onun gibi yapabildiğimiz kadarıyla ona benzer ve böylece kendimizi Rabbimize sevdiririz. İnsanlarla muhatap olurken Allah’ın huzurunda olduğumuzu unutmamalı ve Rabbimizin bizim hakkımızda ne düşüneceği önceliğimiz olmalıdır. Mümin her zaman mümindir. Mümin her yerde mümindir. Çevremizde güzel insanlar da vardır kötüler de... İyilerle muhatap olduğumuz gibi kötü kişileri de Rabbimiz karşımıza çıkaracaktır. Böyle bir durumda Allah bize fırsat verir. Ve bazen kızacağımız, köpüreceğimiz şartları oluşturur ve hadi kulum der, benim için yut der, benim hesabımı yaptığını göster der, hilmini, yumuşaklığını, güzelliğini göster der. Kötü gibi görünen şartlar aslında fırsattır. Rabbimize olan aşkımızı ispatlama fırsatı... İnsan olduğumuzu ispatlama fırsatı... Allah’ın ruhunu taşıyan bir varlık olduğumuzu gösterme fırsatı... Resulullah Efendimiz dedi: “Pehlivan güreşte rakibini yenen değil kızdığında öfkesini yenebilendir.” Ve hepimiz "Öfkeyle kalkan zararla oturur" sözünü biliyoruz. Fakat o zararın hangi sermayeden olduğunu, yani neyimizi kaybettiğimizi, neyimizin eksildiğini biz söyleyelim; Ruhumuzun güzelliğinden kaybederiz. Bizdeki ilahi esmayı kaybederiz. Rabbimize yakınlığımızı kaybederiz. Ve zararımız paha biçilmez olan muhabbetimizdir, aşkımızdır, ruhumuzdur. Öfkeli müslümanların öfkelerine mağlup olduklarında ruhsuz bir kâfirden daha nursuz olduklarına hepimiz şahit olmuşuzdur. Ve biz Resulullah Efendimiz’in ağzıyla, üslubuyla, edebiyle konuşuruz, konuşmalıyız. Zira muhatabımız Allah’ın ruhunu taşıyan, eşref-i mahlûkat olan insandır. Kullarla muhatap olurken Allahla karşı karşıya gelmemeye dikkat edelim. Maneviyatımıza zarar vermeyelim. Rabbimizin gazabını üzerimize çekmeyelim. Muhatabımız Allah’tır. Ve kul her halükârda Rabbiyle muhataptır. Ve Allah bize öğretir. Hilmi öğretir, edebi öğretir, müminliği öğretir, insanlığı öğretir, kulluğu öğretir. Ve bunu kulları üzerinden öğretir. Bize düşen kullarla az, Rabbimizle çok konuşmaktır. Allah bizi; ipini koparmış, muhatabını bilmeyen, ruhundan ve gönlünden mahrum olan insanlarla muhatap etmesin! Kulun işi Rabbiyledir, derdi Rabbiyledir. Biz Rabbimizle olalım. Allah kuluyla kendisinin arasına girmeye çalışanın gönlünü cehennem yapar, araya gireni yakar. "Allah" diyeni yakasından çekip kendisiyle muhatap etmek isteyen karşısında Allah’ı bulur. Ve gönül evi durduk yere viran olmuş biri varsa muhtemelen yakın zamanda Allah’ın kendisi için istediği bir kulunun gömleğini arkadan çekip yırtmıştır. Ve ind-i ilahide daima Rabbini seven ile sürekli söven kişiler gönülleri meşgul diye rableri katında önemsenme bakımından birbirine pek bir yakındır. Birini üzüp kendimizle meşgul etmekle sevip meşgul etmek de birbirinden uzak değildir. Sevdiklerimize zaman ayıralım ve sevdiklerimizin bize zaman ayırmasını isteyelim; fakat unutmayalım ki kulların en çok kendisine zaman ayırmasını isteyen Allah’tır. Bunu bildiği halde haşyete kapılıp cesareti kırılmayan insanı korkaklığa davet etmek lazım... Rabbimiz bizi izliyor. Mümkün olduğunca kişileri hedef alarak yazmaktan, konuşmaktan uzak duralım. Fikrimizi söyleyelim, yazalım ve fikirler üzerinden konuşalım. Ne demişti Yunus Emre: “Ben gelmedim davi için, Benim işim sevi için... Dostun evi gönüllerdir, Gönüller yapmaya geldim.” Rabbimiz ayette buyurur: “Zikri biz indirdik, onu koruyacak olan da biziz.” HİCR:9 Kur'anın Kur'anda en çok zikredilen isimlerinden biri de zikirdir. Zikir... Yani hatırlama... Hatırlatma... Ve yine ayette Rabbimiz buyurur: “Hatırlat! Çünkü sen ancak hatırlatıcısın.” GAŞİYE:21 Ve Rabbimiz yine buyurur: “Beni hatırlamak için namaz kıl!” TAHA:14 Biz ibadetlerimizi Allah'ı hatırlamak, hatırımızda tutmak, onu unutmamak için yaparız. Ve Allah peygamberine hatırlatıcı der. Zira o bize hatırlatır. Ve kitabına hatırlatıcı der. Zira o bize hatırlatır. Mümin zikr-i daim halindedir. Her an Rabbiyle beraberdir, zikir halindedir. Rabbimizi unutmak gaflet halidir. Ve günah, Rabbimizi unuttuğumuz her andır. Zira mümin Rabbine aşkla bağlıdır. Ve âşıklar sevdiğini unutmazlar. Haddizatında insanın her an hatırında olabilecek, hiç unutamayacağı tek şey vardır ki o da kendisidir. İnsan her şeyi unutabilir ama kendisini unutması çok zordur. Zaten aşk, âşık ile maşukun ruhunu birbirine sarıp sarmalar, karıp karmalar ve ittihad hâsıl olur. Ve aşkın nihayetinde âşık ile maşuk aynileşmiş tek bir ruhu paylaşır. Yani aşığın maşuğunu unutamaması aslında kendisini unutamamasıdır. Gayri iradi aşkta hatırlamak, yâd etmek, unutmamak kendiliğindendir. Yani âşıksan hatırındadır ve bu elinde değildir. Ama Allah'a olan aşkını hissedemiyorsan hatırlamaya kendini zorlaman lazım. Hatırlama ve unutmama hali kemale erdiğinde aşk hâsıl olur. Bu, aşkın sıfatından aşka erişmektir. Ve bu yönüyle mürid ve talip olan Allah yolcusu aslında Allah'tan ziyade aşkı talep ve irade eder. Yolculuk iki kademelidir. Aşka kadar olan yolculuk ve aşk ile yapılan yolculuk... Aşka kadar olan seyrde zorlama ve eziyet vardır, çaba ve gayret vardır. Mücahede vardır. Sonrası ise iradesizdir. Aşk buraktır, o seni taşır. Aşk refreftir, seni ref' eder, yani yüceltir. Şimdi ey salik, ey aşk yolcusu! Kendimizi biraz zorlayacağız. Rabbimiz buna değer... Onun için kendimizi biraz zorlayacağız. Rabbimizi sürekli hatırımızda tutmaya çalışacağız. Ama kendi üzerimizden... Rabbimizi kendimiz üzerinden hatırlayacağız. Unutmamaya çalışacağız. Aşk hâsıl olana kadar! Zikr-i daim, huzur-i daim hali hâsıl olana kadar! Allah günde beş öğün huzura alıp sevmeyle bize doymaz ki! O her anımızı ister. Ayaktayken otururken ve yanlarımız üzerine uzanıyorken... Yani her halde “Benimle ol” der. “Ne bir ticaret ve ne de bir alışveriş sana beni anmayı unutturmasın!” der. Ve eğer O "sabah akşam beni zikret" derse biz bunu "gece gündüz beni tespih et!" ayetiyle birleştiririz. Ve zikr-i daim halinin ara öğünlerine namaz, kalbimizin merkezinde yaptığımız semah ve salâta da orta namaz deriz. Namaz borç değil, bir ikramdır. Rabbimizle buluşma ve samimiyet kurma imkânı… Bu imkânı Rabbimiz bize tanımış. Bu bizim alacağımız! Bu yüzden namaz kılmayanlar Allah’a borçlanmaz. Bilakis, alacağından mahrum kalır. Ve namazdan çıktıktan sonra, huzur-i ilahiden alacağını almış olanların gözlerinin içi parlar ve onlar huzur doludur. Ruhu sükûnete ermiş ve gönlü cennete dönmüştür. Sevinçlidir. Zira o, Şahlar Şahının makamından dönmüştür. Unutma! Sen Allah'ın ruhusun. Allah sana kendi ruhundan üfledi. Kendi ruhu ile sana can verdi. Ve Allah sendeki kendisine ait olan bu ruha âşık! Senin ruhun Rabbini görmüş. Rabbine âşık! Onu burda Allah’tan başka bir şeyle mutlu edemezsin. O Rabbini istiyor. Bir defa geçmişin için toptan tevbe ediyor ve Rabbinin seni affettiğini biliyorsun ve bir daha geriye dönüp bakmamak üzere sen de kendini affediyorsun. Tevbe istiğfar et ve Rabbinin Tevvab, Afüvv, Ğafur, Ğaffar olduğuna iman et, emin ol! Allah'ın mülkünde yaşıyoruz ve her an onun huzurundayız. Rabbin şu an sana bakıyor ve sevgisiyle seni ihata edip sarıyor. Sen Rabbin için özelsin ve Rabbini tüm varlığında tadıyor ve kendine çok yakın hissediyorsun. Her kul Rabbimiz için özeldir. Rabbimiz her bir kulu yaratmadan önce tasarladı ve sevdi. Ve her birimizi severek yarattı. Rabbinin her şeyi senin için yarattığını bilmeli ve böylece kendini çok değerli hissetmelisin. Öyle hissediyorsun. Rabbinden başka hiç kimsede güç kuvvet kudret olmadığını biliyorsun ve şimdiye kadar tüm yaşadıklarının ve bundan sonra yaşayacaklarının Rabbinin sana olan aşkından ve rahmetinden olduğundan eminsin. Bunu böyle bilmeli ve emin olmalısın. Bu yaşına kadar yaşadığın her şey hakkında hayırlıydı ve her zaman için olan ve olacak olan en güzeldir. Geçmişini hatırla! Senin için yaratılmış olan tüm şartlar ruhunun olgunlaşıp kamale ermesi için, güzelleşmesi için özel olarak tasarlanmış ve senin hayrınadır. Geçmişini düşün, içinde bulunduğun şartları gözden geçir ve bundan emin ol! Kaderini Rabbin yazıyor, sen yaşıyorsun ve aynı anda sen istiyor ve yapıyorsun ve Rabbin içinde bulunduğun an'da yazıyor. Zaman Rabbinin tecellisidir ve sen zamanın içinden geçmiyorsun; zaman senin üstünden geçiyor. Sen Rabbine aitsin ve kendini Rabbinin iradesine bırakıyorsun. Başına gelen her şeyi Rabbinden biliyor ve razı oluyorsun. Razısın... Sen Rabbinden razı olduğun kadar Rabbin senden razı olur. Şu an buradasın, içinde bulunduğun andasın ve bedenin, aklın, ruhun burada ve Rabbin seni sarıp kuşatmış durumda... Rabbimiz her şeyi ihata etmiş. Her nereye dönersek Rabbimizin yüzü oradadır. Varlığımızın her zerresi hak... Allah bize şah damarımızdan daha yakın. Dokunduğumuz her şeyde, baktığımız herkesin ve her şeyin üzerinde Rabbimizin bir muradı var. Bunu unutmayalım! Özellikle insanlarla muhatap olurken çok dikkatli olmalısın. Her insanda Allah'ın ruhu var. Allah'ın hesabını yaparak, kılı kırk yararak insanlara muamelede bulun! İnsanları değil onun üzerinden Rabbini muhatap al! Fiilinin Allah'a gideceğini bilerek davran! Allah'ın sevgisini ve rızasını da kazanabilirsin, gazabını da... Dikkatli olalım. Ayık ve uyanık olalım. Sen çok iyi niyetli ve sevgi dolu bir insansın ve Rabbinin sevgisini hak ediyorsun ve Rabbinle kendini tatmin ve mutmain olmuş, huzurlu, mutlu ve harika hissetmelisin. Huzurlusun, sakinsin. Kesinlikle her şey yolunda ve her şey Rabbinin kontrolü altında ve onun isteği senin isteğin olduğundan dolayı her şey senin istediğin gibi oluşuyor. Bunu kabullen! İstemediğin bir şey yok. Böyle düşünürsen kaza ile kaderi birlemiş olursun. Rabbinin muradı ile kendi isteğini birlemiş olursun. Kötü olan hiçbir şey yok! Sadece sen arka planı göremediğinden dolayı bazen doğru değerlendiremiyorsun ama kesinlikle her konuda Rabbine güveniyorsun. Rabbine güven! O senin ruhunu aşkla seviyor. Lehine olmayan hiç bir şey yok. Rabbin seni seviyor ve etrafındaki herkes seni seviyor. Senin de kalbin tüm insanlara ve mahlûkata karşı sevgiyle dolu. Hiç kimseden ve hiçbir şeyden korkmuyorsun çünkü sen ne istersen Rabbin onu yaratıyor. İnsanlar sevgiye ihtiyaç duyarlar. Rabbinin senin üzerindeki güzelliklerini düşün ve seni sevdiğinden emin ol! Bu sana güç verecektir. Kötü duyguların ve yersiz kaygıların sessizce vücudundan ve aklından uzaklaşıyor ve şimdi çok sakinsin. Ruhun çok mutlu ve huzurlu, yüreğinden dışarıya doğru yayılan bir coşku ve neşe var. Rabbin seni her an koruyor ve tamamen emniyettesin ve kendini fazlasıyla güvende hissediyorsun. Rabbinin seni izlediğini hisset! Severek izlediğini hisset! Koruma altında olduğunu hisset! Rabbinin nuru göğsünden tüm bedenine, her zerrene yayılıyor ve kendini çok zinde hissediyorsun. Rabbinle nefes almak seni mutlu ediyor ve Rabbine olan aşkın hayatına anlam katıyor. Rabbini çok seviyorsun ve Âlemlerin Rabbinin kontrolünde yaşadığın bu hayatı çok seviyorsun. Biz Rabbimizle aşk yaşamak için buradayız. Rabbimize olan aşkımızı ispat etmek için buradayız. Sen Rabbine âşıksın ve o aşk vücudundan halka halka dışarıya yayılıyor. Kalbini, duygularını, ruhunu seviyorsun ve taşıdığın ruhtan dolayı kendine değer veriyor ve saygı duyuyorsun. Sana şah damarından daha yakın olan ve özünde hakikatin olan Rabbin tüm varlığını kontrol ediyor ve bakışını değiştirerek etrafındaki her şeyi güzelleştiriyor. Her şey ve herkes Rabbimizle alakalı ve Rabbimiz ile güzeller... Çevremizde Rabbimizin tecellilerine şahit oluyoruz ve güzelliklerle güzelleşiyoruz. Bedenin ve aklın ruhundan gelen nurlar ve ilahi feyizlerle ışıldıyor, parlıyor ve gözlerinden dışarıya güzellik yayılıyor. Yüreğin şefkat, merhamet, rıza, affedicilik, yumuşaklık ve sevgiyle dolu... Hayatımız şu andan ibaret ve şu an Rabbimiz ile beraberiz. Ve kim olduğumuzu biliyoruz. Ayine-i ilahi olan Allah’ın yeryüzündeki halifesi ve kâinatın özü olan eşref-i mahlûkatız. Hamd olsun ve şükürler olsun! Rabbimizin güzelliği üzerimizde daim olsun! |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Arkadaşlar Birbirimize Destek Olalım | Tuana | Öneri ve Şikayet Bölümü | 33 | 15.11.23 03:10 |
Kalbim temiz diyenlere.. | Skoda | Tasavvuf Sohbetleri | 0 | 23.03.22 16:18 |
Birlik olalım, yoksa dağılırız ! | Mavi | islam & islami Konular | 0 | 11.09.20 16:13 |
Temiz ev astımı tetikliyor | SiLence | Sağlık | 2 | 18.04.17 12:26 |