Edeb Bir Tac imiş Nur-i Hüda dan - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > islam & Tasavvuf > Tasavvuf & Tarikatler > Tasavvuf Sohbetleri

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 13.12.19, 17:59
Hal Hal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
 
Üyelik tarihi: 19.08.14
Bulunduğu yer: Russian
Mesajlar: 398
Etiketlendiği Mesaj: 12 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Edeb Bir Tac imiş Nur-i Hüda dan

Edeb Bir Tâc İmiş Nûr-ı Hüdâ’dan

Nâbi edeb örtüsüne bürünmüş bir şekilde Medine yollarına düşer, gül kokularının buram buram geldiği Medine yollarına. Şair Nâbi’yi bu şerefe nail eden, zamanın paşalarından birinin iltifatına mazhar olmaktır.

Nâbi yanmaktadır. Gönlü aklına, aklı gönlüne hâkimdir. İltifatına nail olduğu paşayla hac yolculuğuna çıkar ve varır Medine-i Münevvere’ye. Münevverler münevverinin şereflendirdiği gülzâra. Gönlü Peygamberinin aşkıyla öylesine yanıyordur ki binlerce kilometre yoldan deve sırtında gelen Nâbi’nin gözünde zerre miktarınca uyku yoktur. Medine görünür bir seher vakti uzaktan. Yol arkadaşı olan paşa, devenin üzerindeki mahmilde uyumaktadır.
Atası Osman Gazi’nin edebiyle edeplenmiş Nâbi, hicap duyar Yaratıcısının mahbûbunun mekânına yaklaşırken uyuyor olmaktan. “Peygamberin kabrini ziyaret edeceğim.” diye heyecanlanan Nâbi’nin ne sevgisi ne ilmi böyle bir edepsizliğe müsaade etmiyordur zaten. İki cihan güneşinin bulunduğu topraklara geldikleri hâlde uyumaya devam eden paşanın bu hâlinden çok rahatsız olur. “Biraz sonra Medine şehrine gireceğiz. Böyle yatmak hiç münasip olur mu?” diye düşünür. Bu halle kederlenir, Peygamber aşkıyla yanan nazenin kalbi kırılır. Ve dudaklarından, paşayı uyandıracak derecede yüksek bir sesle, şu mısralar dökülür:

Sakın terk-i edepten, kûy-ü mahbûb-u Hüdâdır bu
Nazar-gâh-ı ilâhîdir, makâm-ı Mustafâ’dır bu
Mürâât-ı edeple, gir Nâbi bu dergâha
Mutaf-ı kudsiyândır, bûsegâh-ı enbiyâdır bu

(Edebi terk etmekten sakın! İmtina et! Çünkü burası Allah’ın sevgilisinin memleketidir. Allah’ın nazar ettiği yerdir. Mustafa (sas)’nın makamıdır. Ey Nâbi, bu dergâha edebini muhafaza ederek gir. Burası nebilerin öptüğü, meleklerin tavaf ettiği yerdir.)

Nâbi bunlar gibi pek çok beyitle, o şanlı Peygamberi methedip gaflet içinde uyuyan zatı uyandırır.
,
Şiiri duyan paşa hatasını anlayıp aniden doğrulur ve Nâbi’ye sorar:

- Ne zaman yazdın bu şiiri? Bizden başka bunu bilen var mı?

Nâbi:

- Daha önce söylememiştim. Sizi böyle görünce yazdım, der.

Cevabı duyan paşa rahat bir nefes alır:

- Aman Nâbi, başka kimse duymasın, der.

Kafile ezan vakti Mescid-i Nebevî’ye varır. Velâkin Mescid-i Nebevî’deki minarelerden bu şiir okunmaktadır. Nâbi ile paşa hayret içinde kalırlar. Hemen müezzinlerden birini bulup bu durumun sebebini sorarlar:

- Söylediklerin ne idi? Onları niçin söyledin?

Ancak müezzin ser verip sır vermemekte kararlıdır:

- Kafamı kesseniz söylemem, der.

- Fakat, der Nâbi. Bunları biraz önce ben söyledim. Sen nerden duydun?

Müezzin:

- Senin ismin Nâbi mi, diye sorar.

Evet, cevabını alan müezzin Nâbi’nin ellerine sarılır, Nâbi de onun boynuna… Paşa bu manzara karşısında:

- Adının Nâbi olduğunu nereden bildin, diye sorar.

Müezzin anlatmaya başlar:

- Akşam abdestli olarak yatmıştım. Rüyamda Peygamberimizi gördüm. “Ya müezzin, kalk! Benim âşıklarımdan birisi kabrimi ziyarete geliyor. Minareden şu cümleleri oku ve onu karşıla.” dedi. Ben de kalkıp abdest alıp Peygamberin iltifatına mazhar olan o kişiyi karşılamak için minareye koştum.

* * *

İşte gerçek Müslümana yaraşır bir edeb tablosu. İşte bu dinin bayraktarlığını yapmış olan bir milletin hassasiyeti ve işte bu milletin münevverlerinden birisi olan şair Nâbi… Edebi; sokağımızdan, ekranımızdan, evimizden, okullarımızdan, bedenimizden, gönüllerimizden uzaklaştırırsak biz, biz olmaktan çıkarız. Fazla söze ne hacet! Şairin dediği gibi belâlardan emin olmak istiyorsak hiçbir işimizde edebden ayrılmayalım.

Edeb bir tâc imiş nûr-ı Hûdâ’dan
Giy o tâcı emîn ol her belâdan

Böyle bir edeble yoğrulmuş bir ecdadın bî-edeb evlâtlarından etme bizi Ya Rabbim! Edep örtüsüyle bizi örten Rabbimize şükrolsun.

Edeb Ya Hû!

Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 13.12.19, 22:13
Saye - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: 02.11.18
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 440
Etiketlendiği Mesaj: 171 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Sakın terk-i edepten, kûy-ü mahbûb-u Hüdâdır bu
Nazar-gâh-ı ilâhîdir, makâm-ı Mustafâ’dır bu
Mürâât-ı edeple, gir Nâbi bu dergâha
Mutaf-ı kudsiyândır, bûsegâh-ı enbiyâdır bu


Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Megerse Hadimi şeytan imiş (Huddam, Cin, Ervah ve Melek daveti) Modern Sofi Cin & Şeytan & Melek & Ruh 15 17.08.21 11:43
86 sene önce 1 Haziran son Cuma tatili imiş ! Skoda Tarih 1 03.06.21 15:33


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 19:51.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147