islamda Bereket Olgusu - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > islam & Tasavvuf > Tasavvuf & Tarikatler > Tasavvuf Sohbetleri

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 05.11.19, 10:40
Daimi Üye
 
Üyelik tarihi: 29.04.18
Bulunduğu yer: İzmir
Mesajlar: 901
Etiketlendiği Mesaj: 10 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart islamda Bereket Olgusu

Bereket kelimesinin mastarı “bürük” kelimesidir. “Bürûk” ün asıl anlamı “devenin bir yerde çöküp durması, orada kalıp beklemesi” dir. Bu manaya bağlı olarak iyi ve hoş karşılanan bir şeyin süreklilik arz edişine “bereket” denilmiştir. Muhtelif ayetlerde bereket gibi bürûk kökünden türemiş bulunan “fani olan niteliklerden münezzeh” anlamındaki “Tebâreke” kelimesi Allah'a nispet edilmiştir. “Mübarek” kelimesi bereket kelimesi ile aynı kökten gelir ve bereketli, kutsal anlamına gelir. Bu terim Kuran ve hadislerde bazı zaman ve mekanlar için kullanılmıştır. Ayetlerde selam kelimesi ile birlikte rahmet ve bereket kelimelerinin kullanılması, bu kelimelerin manalarının içeriğinin birbirleriyle yakın olduklarına işaret eder.

Allah Teâlâ insanlar için bazı işleri yasaklamış ve bazı işleri de teşvik etmiştir. Yasaklanan işler, faiz, içki, kumar, zina gibi, insanın dünya ve ahiret hayatında zararlar ve olumsuzluklar oluşturan davranışlardır. Bu davranışlarda bulunanların dünya ve ahiret için biriktirdikleri yok edilmeye mahkumdur. Buna mukabil teşvik edilen işler, iman, namaz, oruç, zekat, sadaka, doğru ticaret gibi, kişinin dünya ve ahiret hayatında kârları, huzur ve saadeti oluşturan davranışlardır. Bu davranışta bulunanların dünya ve ahiret için biriktirdikleri kat kat artırılır. İşte bu kat kat artırılması olgusuna bereket denir. Allah'ın kullarına rahmeti ve ihsanı olan bereket, insanın dünya ve ahiret hayatında huzur ve saadetini temin eder. Bu ilahi bereketin çeşitli mertebeleri vardır. Bu mertebeler tasavvuf ehli olanların bilebileceği bir husustur.

Bereketin sonucu bir fiziksel çoğalma, birikme olsa da bereketin aslı bir manevi emrin uygulanmasıdır. Bu emir, Kuran'da insanlara çeşitli ayetlerde açıklanan bereketle ilgili olaylarda uygulanan Hakk Teâlâ'nın emridir. Bereket olgusu Hazreti Peygamber tarafından defalarca birer mucize olarak insanlara canlı olarak gösterilmiştir. Bu mucizelerin müspet ilimler ve akıl ile açıklanması imkansızdır. Bugün de, çeşitli ayetlerde açıklanan bereket olgusunu müspet bilimcilerin akıl ile açıklamaları mümkün değildir. Bu bereket olgusu Allah'ın ilmi ve rahmetinin bir sonucudur. Bu ilim insan aklının sınırlarının dışındadır. İnsanlar bu noktada imtihandır. Bereket olgusuna ya inanırlar mümin olurlar veya inanmazlar kafir olurlar. İnsanlar bu noktada serbest bırakılmışlardır. Tercih kendilerinindir.

“ Ve de ki: “O hak Rabbimizdendir, artık dileyen iman etsin, dileyen de inkar etsin. Biz zalimler için öyle bir ateş hazırladık ki duvarları çepeçevre onları içine alacaktır.” (Kehf, 18/29)

Bereket olgusu insanlık tarihi ile birlikte ortaya çıkmış ve bütün insanların peşinden koştukları bir husus olmuştur. Ancak eski çağdan beri insanlar Allah'ın o devirlerde gönderdiği nebileri çok az dikkate alarak, kendileri birçok yanlış yollarla bereket elde etmeye çalışmışlardır. Bu bağlamda birçok ülkede, Mezopotamya, Anadolu, İran, Suriye, Yunanistan, Kıbrıs, İtalya gibi, bereket tanrıçaları vardı. Bu ülkelerde ana tanrıçalar adına kurulmuş tapınaklarda bereket ve verimliliği arttırmak için ibadetler yapılmaktaydı. Bazen bereketi sağlamak için insan bile kurban edilirdi.

Yahudilik ve Hıristiyanlıkta Allah'tan başka insanların da bereket verebildiği ve mübarek kalabildiği kabul edilir. İslam dini ise rükû, secde, kurban, dua ibadetlerini yalnız Allah'a hasretmek suretiyle, tevhitte gösterdiği titizliği berekette de göstererek, bereketin yalnızca Allah'tan olduğu ilkesini benimsemiştir. Müslümanların Kuran’ı, Kabe'yi, Hazreti Peygamber’i, salih kabul edilen bazı kişileri ve benzeri şeyleri berekete vesile sayması, bu ilkeyi zedeler nitelikte olmayıp, bu inanç onların sadece Allah'ın vereceği bereket için şefaatçi ve duacı olabileceklerinin ümit edilmesi şeklinde anlaşılmalıdır.

Bereketle ilgili ayet ve hadislerde bu kavram insanların gerek dünya ve gerekse ahirete yönelik kazançlarını ilgilendirmektedir. Buna göre mümin, her türlü hayrın, nimet, bereket ve bolluğun Allah'ın kullarına bir ikramı olduğuna inanır. Dua, niyaz ve dileklerini de daima O’na yöneltir. Her şeyi O’ndan ister. Her hayrı ondan bekler. Böylece iç dünyasında güven ve huzura kavuşur. Onun bu inancı davranışlarına da yansıyarak kamil bir insan olmasını sağlar.

Ülkemizdeki Müslümanların dini kültüründe bereket kavramının ayrı bir yeri vardır. Alışverişte satıcının “Allah bereket versin” demesi; yemek üzerine varanın “bereketli olsun” temennisinde bulunması; darlık, kıtlık, kuraklık zamanlarında “bet bereket kesildi”, “bereket kalktı” şeklindeki ifadeler bunlara örnektir. Ayrıca mübarek geceler, mübarek yerler gibi feyiz, bereket ve manevi destek beklenen zaman ve yer anlayışları da mevcuttur.

Bereketin Önemi

Bereket Allah Teâlâ'nın bir lütfudur. Allah'ın razı olduğu bolluk, çokluk, ihsan ve hayır oluşturan her şey bereketli olmak ile ifade edilir. Buna mukabil Allah'ın razı olmadığı bolluğa bereket denmez. Örneğin haram yoldan kazanılan mallarda bereket oluşmaz. Bu mal ne kadar çok olursa olsun bereketsizlik sonucu çabuk biter veya kişiye bir bela ve sıkıntı getirir.

Müslüman salih amel işlemesinin mükafatı olarak sevap kazanır. Kazanılan sevap yanı sıra kişi huzur, saadet, sıhhat, afiyet, bolluk ve genişlik gibi lütuflar da elde eder ki bunlara bereket denir. Bu bereket kazanılan sevabı da eksiltmez.

İmam Gazali diyor ki: “Az bir mal bereketli olunca, çok kimsenin rahat etmesine, çok iyi işlerin yapılmasına vesile olur. Bereketli olmayan çok mal vardır ki sahibinin dünyada ve ahirette felaketine sebep olur. O halde malın çok olmasını değil, bereketli olmasını istemelidir.”

Bediüzzaman diyor ki “Ubudiyetin dâîsi emr-i İlâhî ve neticesi rıza-yı Hakktır. Semerâtı ve fevâidi uhrevîyedir. Fakat ille-i gaiye olmamak, hem kasten istenilmemek şartıyla, dünyaya ait faydalar ve kendi kendine terettüp eden ve istenilmeyerek verilen semereler, ubudiyete münâfi olmaz.” Bediüzzaman burada, “dünyaya ait faydalar ve kendi kendine terettüp eden (ortaya çıkan) ve istenilmeyerek verilen semereler” cümlesi ile bereketi tarif ediyor.

Bediüzzaman'a göre, bir evde bulunan ihtiyarlar, hastalar ve engelliler o evin bereket direkleridir. Bu nedenle evlerinde ihtiyar, hasta veya engelli bulunanlar geçim darlığından şikayet etmemelidirler. Çünkü eğer onlar yüzünden gelen bereket olmasaydı, o evin geçimi daha da zor olacaktı.

Mümin her türlü hayrın, nimet ve bereketin Allah Teâlâ'nın kullarına bir ihsanı olduğuna iman eder, daima O’na yönelir, her şeyi O’ndan ister ve her türlü hayrı ve bereketi ondan bekler. Bu husus tevhid inancının bir sonucudur. Allah'ın rahmet ve bereketi onun rızası için bir araya gelen cemaatin üzerindedir Bu nedenle cemaatle kılınan namazın sevabı yalnız kılınan namazın sevabından 27 kat daha fazladır. Bu da Allah'ın bereketinin kendi rızası için bir araya gelen cemaat üzerinde olduğunun kanıtıdır.

Namazda okuduğumuz Tahiyyat duasında Hazreti Peygamber’e ve salih insanlara selam ile rahmet ve bereket talep edilmektedir. Dolayısıyla bu insanların rahmet ve berekete vesile olacak kimseler olduğu tahmin edilir.

Bereketin Çeşitleri

Bereket, adı hayır olan her şeyin bir araya gelmesi ve nimetin çokluğudur. Bu artış, çoğalma ve gelişmenin yalnız maddi anlamda olmayıp, manevi bereket te söz konusudur. Bereketin çeşitlerini aşağıda şöyle sıralayabiliriz:

● Malın bereketi artması ve çoğalmasıdır.

● Evin bereketi genişliği, rahatlığı, huzuru ve sakinliğidir.

● Gıdanın bereketi bolluğu, temizliği ve helal oluşudur.

● Aile fertlerinin bereketi çokluğu ve güzel ahlakıdır.

● Aile hayatının bereketi eşlerin uyumlu, düzenli ve anlayışlı olmalarıdır.

● Zamanın bereketi genişliği ve yapılması gereken işlerin vaktinde yerine getirilebilmesidir.

● Sağlığın bereketi güçlü bir beden ve mutlu bir hayattır.

● Ömrün bereketi uzun olması ve iyi işlerle geçmiş olmasıdır.

● İlmin bereketi ise kapsam, beceri ve yetkinliklerdir.

Ayetlerde Bereket Olgusu

Allah Teâlâ Kuran'da bir çok ayette bereket olgusunu dile getirmektedir. Bereket kelimesi bazen “berekât” çoğul olarak bazen de “mübarek” bereketlendirilmiş olarak ifade edilmiştir. Kuran-ı Kerim'de Kuran'ın, bazı Peygamberlerin, bazı beldelerin, bazı işlerin ve bazı maddelerin bereketli olduğu zikredilmektedir.

1) Kuran-ı Kerim'in bereketli olduğunu ifade eden bazı ayetler şunlardır:

“ İşte bu Kuran da, indirdiğimiz mübarek (kutsal) bir kitaptır. Şimdi siz bunu mu inkar ediyorsunuz?” (Enbiya, 21/50)

“ Bu sana indirdiğimiz mübarek bir kitaptır ki insanlar onun ayetlerini düşünsünler ve temiz akıl sahipleri ibret alsınlar.” (Sâd,38/29)

“ Biz onu gerçekten mübarek bir gecede indirdik. Çünkü biz onunla insanları uyarmaktayız.” (Duhan, 44/3)

2) Bazı peygamberlere bereketler verildiğine dair ayetler şunlardır:

“Ey Nuh! denildi, Bizden sana ve seninle birlikte olanlara bir selam ve bereketler ile gemiden inin.” (Hud, 11/48)

“ (Hz. İbrahim’e) dediler: Sen Allah'ın emrine mi şaşıyorsun? Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinizdedir. Ey ev halkı! Muhakkak ki O, övülmeye lâyıktır, cömertliği boldur.” (Hud,11/73)

“ Onu da (Hz. İbrahim), Lût’u da, alemler içi bereketli ve kutsal kıldığımız yere ulaştırıp kurtardık.” (Enbiya, 21/71)

“Bereketli kıldığımız yere doğru Süleyman'ın emri ile yürüyen şiddetli rüzgarı, onun buyruğuna verdik. Biz her şeyi biliyorduk.” (Enbiya, 21/81)

“Hem ona (Hz. İbrahim) hem İshak’a bereketler verdik.” (Saffet, 37/113)

“ Beni (Hz.İsa), nerede olursam olayım mübarek kıldı. Hayatta bulunduğum sürece namaz kılmamı ve zekat vermemi emretti.” (Meryem, 19/31)

3) Bazı yerlerin bereketli kılındığına dair ayetler:

“O yerin üstünde sabit dağlar yarattı. Orada bereketler meydana getirdi. Orada araştırıp soranlar için rızıkları tam dört günde, belli bir seviyede takdir edip düzene koydu.” (Fussilet, 41/10)

“Şüphesiz insanlar için kurulan ilk mabet, Mekke'deki çok mübarek ve bütün alemlere hidayet kaynağı olan beyttir.” (Al-i İmran, 3/96)

“ Oraya gelince, o mübarek yerdeki vadinin sağ kıyısından, oradaki ağaç tarafından kendisine şöyle seslenildi: “Ey Musa! Bil ki ben bütün alemlerin Rabbi olan Allah'ım.” (Kasas, 28/30)

“ Bir kısım ayetlerimizi kendisine göstermek için, kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan, çevresini bereketli kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren O (Allah) yücedir. Gerçekten O işitendir, görendir.” (İsra, 17/1)

“Ve de ki: Rabb'im! Beni (Hz. Nuh) mübarek bir yere indir. Sen konuklatanların en hayırlısısın.” (Müminun, 23/29)

“ Biz onlarla (Sebe halkı) o bereket verdiğimiz memleketler arasında, sırt sırta şehirler meydana getirmiştik.” (Sebe, 34/18)

4) Zeytin ağacının bereketli olduğuna dair ayet:

“… O lamba, bir billur içindedir, billur da sanki inciye benzer bir yıldız gibidir ki, doğuya da batıya da nispet edilemeyen mübarek bir ağaçtan çıkan yağdan tutuşturuldu…” (Nur, 24/35)

5) Yağmurun bereketli olduğuna dair ayet:

“Bir de gökten bereketli bir su indirip te onunla bağlar, bahçeler ve biçilecek taneler bitirmekteyiz.” (Kaf, 50/9)

Hadislerde Bereket Olgusu

Hazreti Peygamber çeşitli hadislerle bizlere hayatımızda uygulayıp bereketlenmemiz için önemli tavsiyelerde bulunmuştur. Bu tavsiyeleri aşağıdaki gibi sınıflandırabiliriz:

Besmele Çekmek:

Besmele her işin başıdır. Her işe Besmele ile başlamak sünnettir. Besmele ile başlanan her iş bereketlenir.

“Besmele ile yenen yemek bereketli olur.”

Yemekleri birlikte yemek:

“İki kişinin yemeği üç kişiyi, üç kişinin yemeği de dört kişiyi doyurur. Yemeği toplu halde yemekte bereket vardır.”

Buna göre aile fertleri yemek saatlerinde bir araya gelmeleri ve beraber yemek yemeleri berekete sebeptir.

Helal rızık:

“Ey insanlar! Allah temizdir ve temiz olanı kabul eder. Allah Teâlâ temiz, helal yiyecekleri bereketlendirir. Haram olan kazanç sahibine fakirlik ve yoksulluktan başka bir şey getirmez.”

Dolayısıyla Allah haram mala bereket vermez.

Şükür:

“Ant olsun ki eğer şükrü yerine getirirseniz, elbette size nimetimi artırırım. Eğer nankörlük ederseniz hiç şüphesiz azabım çok çetindir.” (İbrahim, 14/ 7)

“Rızkına razı olanın bereketi artar, razı olmayanınki bereketsiz olur.”

Dolayısıyla bu ayet ve hadise göre şükür etmede bereket olduğu açıktır.

Kuran okumak:

“İndirdiğimiz bu Kuran kendinden önceki kitapları tasdik eden mübarek bir kitaptır.” (Enam, 6/92)

“Kuran okunan eve bereket gelir. Melekler oraya toplanır. Şeytanlar oradan kaçar.”

“Bakara suresini okuyunuz, zira bunun elde edilmesi berekettir, terk edilmesi zarardır. Ona sihirbazlar da güç yetiremez.”

Eve girince selam vermek:

“ Evlerinize girdiğiniz zaman Allah tarafından mübarek ve güzel bir yaşama dileği olarak birbirinize selam verin.” (Nur, 24/ 61)

Hz. Peygamber (sav), kendisine fakirliğinden şikayet eden bir kişiye şöyle buyurmuştur: “Evine girdiğin zaman, evde kimse olsun olmasın selam ver, sonra bana salat-ü selam getir ve bir kerede İhlas suresini oku.” O kişi Hz. Peygamber (sav)’ in bu tavsiyesini yerine getirdi. Allah Teâlâ o kimseye rızık kapılarını açtı ve o kişi zenginlerden oldu.

Dini korumaya özen gösterme:

Günah işlemeye devam eden ve haram lokma yiyen insanda feyiz, bereket kaybolur. Bunu şu hadisler açıklamaktadır:

“Günah işlemek, rızıktan mahrum kalmaya sebep olur.”

“Yalan söylemek rızkı azaltır.”

“Zina fakirliğe yol açar.”

“Ticarete hıyanet karışınca bereket gider.”

“Cömert olanın evine rızık, devenin göğsüne vurulan bıçaktan daha tez gelir.”

“İstiğfara devam eden, ummadığı yerden rızıklanır.”

“Namaz kılmak rızkın bereketine sebep olur.”

“Sabah namazı kılınmayan evde bereket olmaz.”

“Hanımıyla iyi geçinin rızkı artar.”

“Alışverişte çok yemin etmek malın bereketini kaçırır.”

“Dua ömrün bereketini artırır.”

Sadaka:

“Mallarını Allah yolunda sarf edenlerin durumu, yedi başak bitiren ve her başakta yüz tane bulunan bir tek (tohum) tanesinin durumu gibidir. Allah dilediğine kat kat verir. Allah rahmet ve ihsanı bol olan ve (her şeyi) bilendir.” (Bakara, 2/261)

“Her iyilik için on mislinden yedi yüz misline kadar sevap vardır. Her kötülük ise bir misli ile yazılır. Allah onu affederse o da yazılmaz.”

“Rızkınızın bollaşması için sadaka verin.”

Allah rızası için verilen sadakanın nasıl bereket getirdiği yukarıdaki ayet ve hadislerde açık olarak ifade edilmektedir.

Misafire ikram etmek:

“Misafir bin bereket ve bin rahmetle gelir.”

“Birbirinize yemek ikram edin ki, rızkınızda genişlik olsun.”

“Ahiret gününe iman eden misafirine ikram etsin.”

Misafire ikramın insanın rızkının bereketlenmesinde ne güzel bir vesile olduğu anlaşılmaktadır.

Akraba ziyareti:

“Sıla-i rahim edenin rızkı bollaşır.”

“Sıla-i rahim, güzel ahlak, başkalarıyla iyi geçinme, beldeleri mamur ve ömürleri uzun eder.”

Yeme ve içmedeki hususlar:

“Yenilecek yemeği soğuttunuz, zira çok sıcak, yakan yemekte bereket yoktur.”

“Ekmeğe hürmet ediniz. Cenab-ı Hakk hiç şüphesiz o ekmeği göğün bereketinden indirdi ve yerin bereketinden çıkarttı.”

“Yemekten önce ve sonra ellerini yıkayanın evinin bereketi artar.”

“Bereket yemeğin ortasına iner. Onun için kenarından yiyiniz, ortasından yemeyiniz.”

“Sirkede, hurmada ve sütte bereket vardır.”

“Balda bereket ve şifa vardır.”

“Sizden biriniz lokmasını elinden yere düşürdüğünde, hemen o lokmaya yapışan toz ve toprak gibi insana eza ve zarar verecek şeyleri temizlesin, sonra da o lokmayı yesin.”

“Sahur yemeğinde bereket vardır.”

Erken kalkmak:

İnsanın sabah erken saatte kalkarak işine gitmesi berekete vesiledir.

“Sabahın erken saatleri ümmetim için bereketli kılındı.”

“Sabah namazının sünnetini evde kılınması rızkın bereketine sebep olur.”

“Evinden erken çıkanın işi bereketli olur.”

“Hakk Teâlâ rızıkları, fecir ile güneşin doğacağı vakitler arasında verir.”

“Ya Rabbi, işine erken gidenin çalışmasını bereketli kıl!”

Bu hadislere göre insan sabah namazından sonra uyumayıp günlük işlerine başlaması tavsiye edilmektedir. Çünkü bu şekilde berekete kavuşması beklenmektedir.

İktisat etmek:

İktisat etmek, yani tutumlu olup israf etmemek bir salih ameldir. Bu salih amelin iki türlü mükafatı vardır. Biri sevap oluşu, diğeri bereket getirmesidir.

Bediüzzaman'a göre iktisatta keramet derecesinde bereket vardır. İsraf yapılması halinde ise bereket kalkar ve müsrif kişi bolluk içinde fakirlik yaşar.

Bereket Mucizeleri

Az malın bereketle çok hükmünde olduğu Peygamberimizin aşağıdaki mucizeleri göstermektedir:

1) Hz. Peygamber (sav) Hz. Ebubekir (ra) ile birlikte Mekke'den Medine'ye hicret ederken Kudeyd denilen yerden ayrılıp giderlerken yolda bir çobana rast gelip süt istediler. Çoban “Sağılır koyunum yok. Şurada bir keçi var, onun da sütü kalmadı.” dedi. Hz. Peygamber “Onu getir” diye buyurdu. Çoban o keçiyi getirdi. Resûl-i Ekrem, mübarek elini onun memesi üstüne koydu, hemen sütü geldi. Hz. Ebubekir kalkanını tuttu. Kalkan süt ile doldu. Sütten hepsi bol bol içtiler. Kalkan'daki süt bitince Hz. Peygamber tekrar keçiden süt sağdı ve herkese verdi.

2)Hendek harbi esnasında ensardan bazılarına aileleri tarafından bir miktar hurma gönderildi. Hz. Peygamber (sav) hurmaların getirilmesini emretti. Getirilen hurmalar Resûl-i Ekrem’in avucunu bile doldurmadı. Fahri Alem bir bez istedi ve hurmaları bezin üzerine yaydı. Ashabtan birine emir vererek hendek kazmak için çalışanları çağırdı. Çalışanlar takım takım geldiler, doyuncaya kadar yediler. Onlar yedikçe hurma artarak o yargının etrafına taşardı.

3) Ensardan Hz. Cabir(ra)’in bir zayıf koyunu vardı. Hendek kazmaya giderken hanımına o koyunu pişirmesini ve biraz da arpa ekmeği yapmasını emretti. Akşam evine dönerken Resûl-i Ekrem'i akşam yemeğine davet etti. Resûl-i Ekrem, bu akşam Resulullah ile birlikte yemek yemeğe Cabir'in hanesine buyurunuz diye herkese haber duyurdu. Hazreti Cabir ise bu duruma şaşırdı. Fakat hemen hanesine geldi ve pişen koyunu ve arpa ekmeğini Hz. Peygamber’in önüne koydu. Hazreti Peygamber ona bereket ile dua etti ve Bismillah deyip yemeğe başladı. Daha sonra herkes gelip doyuncaya kadar yediler, fakat koyunu bitiremediler.

Bu olaylar Peygamberimizin gösterdiği bereket mucizelerinden bazılarıdır. Bu mucizeleri açıklamaya müspet bilimcilerin aklı yetmez. Çünkü bereket ilahi bir olgudur. Müspet bilimler ve akıl nerede, Allah Teâlâ'nın İlahi güç ve kuvveti nerede.

Allah Teâlâ’nın bütün Müslümanlara bereketli bir dünya ve ahiret hayatı nasip etmesini diliyoruz.

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
Islamda uyku hazırlık Sadi islam & islami Konular 0 31.08.20 13:31
THE PHENOMENON OF THE SOUL -Ruhun Olgusu shahkhu Tasavvuf & Tarikatler 0 05.06.20 03:46
islamda kendini savunma? feraset045 Sorularınız 8 13.09.18 00:47
islamda kardeşlik Lokman islam & islami Konular 3 04.02.18 16:16


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 18:00.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com
Havasokulu.com appears to be a website focused on "Havas ilmi," which involves various metaphysical and spiritual practices such as vefk (amulets), tılsım (talismans), bağlama (binding spells), celb (attraction spells), nazar (evil eye protection), rukye (healing through prayer), and other related topics like hadim, hüddam, and tasavvuf (Sufism). The site offers content related to personal development, metaphysical studies, and secretive or esoteric knowledge.

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147