|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Benim Mürşide ihtiyacım var mı?
Bir mürid, mürşidin huzuruna girerek demiş ki:
- Üstadım benim tarikata girmem gerekir mi, bir mürşide muhtaç mıyım? Cenâb-ı Hakk beni Mezahib-i Erbaa'nın (dört mezhebin) bilcümle ahkam-ı şer'iyyesine (bütün şer'i hükümlerine) vakıf kılmıştır, cennetin içinde yaşayacak olan halkın cümlesini gözümün önündeymiş gibi görüyorum, Arş-ı Rahman-ı Azam'ın Hakayıkına da (hakikatlerine de) vakıfım, 124.000 enbiya-i mürselinin makamat-ı mübarekelerini ve kabr-i şeriflerini biliyorum, bütün hayvanat-ı beriyye ve bahriyyenin (kara ve deniz hayvanlarının) tesbihatını da işitiyorum ve biliyorum, tayaran ederek (uçarak) tayy-i mekan ile gezmeye de mezunum, evliya-i kiramdan kim kimi ziyaret ederse, onu da biliyorum, Kelamullah-ı Kadim'i 9 yaşındayken hıfzettim ve Maani-i Kuran'a (Kur’ân'ın anlamlarına) vakıfım, Resul-i Ekrem aleyhi's-selam hazretleri'nden sadır olan bilcümle hadis-i şerifleri bahis ve ravileri ile (konuları ve rivayet edenleriyle) beraber biliyorum, benim mürşide ne cihetten ihtiyacım olabilir, bir mürşidden ben ne gibi bir istifade ve fayda temin edebilirim? Mürşit ona cevaben demiş ki: - Evet Cenâb-ı Hakk'ın sana bahşetmiş olduğu bunca hakayık (hakikatler), keramet ve kemalat büyük bir lütfu ihsandır, fakat sana lazım olan bir mesele kalmıştır. Sana sorduğum şu suale cevap ver: Cümle zerrat-ı kainata Cenâb-ı Hakk Teala "elestü birabbiküm" (Ben sizin Rabbiniz değil miyim?) hitab-ı ilahisinde bulunduğu lahzada (anda) siz ne cevapta bulundunuz, verdiğiniz cevabı biliyor musunuz, cevap verdiğiniz anda sağ ve solunuzda kimler vardı? Mürid cevaben: - Bilmiyorum ve hatırlamıyorum, dedi. Bu cevap üzerine Mürşid buyurmuş ki: - Oğlum Cenâb-ı Hakk'ın sana ihsan etmiş olduğu o kadar ulum (ilimler), maarif (bilgiler) ve hakayık (hakikatler) o günün hakikatine vakıf oluncaya kadar la şey' (hiçbir şey) hükmündedir, hiç kıymeti yoktur. Bu saydığın ulum ve hakayıktan sana bir fayda hasıl olmaz. Senin mutlaka mürşidini bulup ona teslim-i nefs etmen lazımdır. Yoksa bu hal üzere daha 1000 sene yaşayacak olsan, yine de hakikate vasıl olamazsın. Mürid demiş ki: - Ya Seyyidi! Beni taht-ı terbiyenize kabul buyurmanızı istirham ederim. Hakikat ve saadetimi sizden beklerim. Mürşid demiş ki: - Kabul ederim fakat bana ilim, akıl ve her türlü faziletten kendini tecrid ederek (sıyrılarak) hiçbir şeyden haberi olmayan cahil bir ümmi sıfatı ile geleceksin. İlim ve fazilet sahibi olarak gelecek olursan, seni kabul ve irşad edemem. Cenaze ölü yıkayıcısının eline nasıl teslim olmuşsa, o suretle bana teslim olacaksın. Bu şartları ikmal etmeden (tamamlamadan) sen benden bir hakikat talep edecek olursan, beyhude (boş yere) uğraşmış olursun ve hakikatten bir koku bile duyamazsın ve sana küçük bir kapı bile açmam. Mürid, mürşidin tarifi vechiyle ona teslim olmuş ve 3 saat zarfında mücahede-yi ikmal ederek hakikate vâsıl olmuştur. (Hasan Burkay kuddise sirruhu, Menakıb-ı Şerefiyye; s:146 - 147 - 148) |
#2
|
|||
|
|||
EY EVLADIM
HAK Yolu, Tarikat, Tasavvuf, Evliya Hepsi Edepten İbaret Mübarek Kelimelerdir. EDEP Bu Yolda İlk Şartlardandır. Tarikat, Tasavvuf Dediğimizde, Şu Üç Hasleti Asla Birbirinden Ayıramayız. Biri Noksan Olsa İşler Yürümez Bu Üç Temel Şartlar EDEP DOĞRULUK HELAL LOKMA HAK yolu Edep, Doğruluk, Helal Lokma Üzerine Bina Edilmiştir. Bunlara Riayet Etmeyen Hiçbir Yol Alamaz. Her Kimde Bu Hasletlerle Dikkatle Yaşarsa, O Kısa Zamanda Yakınlık Kapılarına Doğru Uçmaya Başlar. Yüce HAK Yakınlığına Öyle Kolay Varılacağını Sanma. O Eşsiz Diyara MEVLAM İsterse Her Şeyini Kolay Eylerde, Zamanı Gelince Vuslat Müyesser Olur. Bütün Güzellikler O nundur, Ancak Filediğine, Filediği Miktar İhsan Eyler. İşte Sen Önce Yaratanı Tanı Nelere Kızmakta, Neleri Sevmekte Hangi İşler Muhabbet Getirirken, Hangileri Gazaba Uğratır, İncelikleriyle Öğrenmelisin Ayrıntlarla Vakit Kaybetme. Sen Şu Saydıklarımızı Tatbik Et, Çok Şey Kazanırsın. Yani Edep Doğruluk Helal Lokma Bir Kimsenin İbadeti, Hayrı Az Olabilir. Edebi, Doğruluğu Varsa, Lokması Temizse Kısa Zamanda Mesafeleri Aşar Gider. Fakat Bir Kimse, Gece Gündüz İbadetten Ayrılmasa, DOĞRULUK, EDEP, HELAL LOKMAYA DİKKAT Etmezse, Sadece Kendini Kandırmış, Ziyana Uğramıştır. Mürid Olmak, Tarikata Girmek, Tasavvufu Yaşamak, Her Yiğide Münasip Olmaz. Çünkü Bu Mübarek Bir Nasiptir ve Ancak Ezelden Yazılanlara Bu Ulvi Muhabbet Güneşi Doğar. Yani Bir Kimse Ezelden ALLAH'ın Yazdığı İçin, Kendini Burada Mürid Olarak Bulur. Bu Harika Yolun Sonunda Bunları Anlarsın. Gavsul Azam Abdülkadir Geylani Hazretleri |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Mürşide bağlanıp Kesif açmak | Afatsum | Keşif ve istihare Uygulamaları | 4 | 08.03.24 23:15 |
Bir mürşide bağlanmak şart mıdır? | Skoda | Tasavvuf Sohbetleri | 1 | 14.03.22 17:34 |
Bir mürşide bağlanmak | Sin | Tasavvuf & Tarikatler | 24 | 23.04.21 16:38 |
Hayatta olmayan bir mürşide mürid olunur mu? | AbdudDaim | Sorularınız | 19 | 25.07.20 07:27 |
Mürşide muhabbet için | merdeses | Sorularınız | 7 | 24.09.19 22:46 |