|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Mürşide uymak bir lüks değil, zorunluluktur!
Mürşid-i kamile uymak farz mıdır, tabi olmak için istihareye yatmak gerekli midir, tevbe almak nasıl oluyor, mürşidimizden bire bir eğitim almamız gerekiyor mu, tasavvuf kitapları okuyup zikirler okuyarak Allah'a dost olunabilir mi, ölmüş bir Allah dostundan feyz alınabilir mi, mürşidi vefat edenlerin başka bir mürşide tabi olması gerekir mi gibi sıkça sorulan sorular için kısaca;
Peygambere iman edip ona tabi olmak ve davasına omuz verip destek olmak nasıl farz ve gerekli ise peygamber varisi için de durum aynıdır. Mürşide uymak bir lüks değil, zorunluluktur. Peygambere tabi olmak için nasıl ki işi uykuya, rüyaya bırakmıyorsak aynı onun gibi peygamber varisi mürşid-i kamile tabi olurken de aklımızı ve gönlümüzü kullanırız. Zira ahiretimizi ve ebedi hayatımızı ilgilendiren böylesi önemli bir konu nefsin ve şeytanın müdahil olabileceği rüyalara ve işaretlere bırakılamaz. Özgür irademizle seçip tercih etmemiz gerekir. Tevbe almak Resulullah Efendimiz ve sahabesinin uygulamasında yoktur ve tabi olup bağlanmak gönül meselesidir. Bir Allah dostunu seviyor ve kendimize örnek ve rehber olarak görüyorsak, onun gibi bir kul olmaya niyet etmek ve günlük zikrini uygulamaya başlamak yeterlidir. İkrar almak ve biat etmek mürşidin isteği ve kendisinin belirleyeceği zaman ve şartlarda özel durumlar için de olabilir genel bir tabiiyet için de söz konusu olabilir ki sünnet olan budur. Mürşidimizden beklentimiz peygamberden beklentimizden fazla olmamalıdır. Zira o varistir ve vekildir. İşi Resulullah Efendimiz adına yapar. Bire bir eğitim söz konusu olamaz ama yakınına taşınıp işinde ve davasında kendisiyle beraber olup destek olabiliriz ve böylece zaten bire bir muhatap oluruz. Mürşidimiz ile bire bir muhatap olup yakın olmak tüm dervişan için farz değildir fakat işleri ve hizmetleri yürütecek bir kadronun olması zaruridir. Elimizle, dilimizle, canımızla, malımızla ve duamızla imkanlarımız dahilinde destek ve gönül birlikteliği içinde olmamız manevi seyrimiz ve abdiyetimiz için olmazsa olmaz olandır. Tasavvuf kitapları okuyup bir takım zikirler okuyarak Allah'a dost olmak ve Rabbimize vasıl olmak asla mümkün değildir. Bu peygambersiz olarak sadece kitaba tabiiyet gibi olur. Halbuki beşer insanla mayalanarak insan olur. Süt yoğurtla mayalanarak yoğurt olur. Derviş mürşidiyle mayalanarak veli olur. Vefat etmiş bir Allah dostuna tabi olup bağlanmak konusunda keskin ve acıtan bir söz kullanmak durumundayım ki Allah'a cesetle gidilmez. Ve mürşidi rahmete gitmiş biri eğer hala yolu mürşidiyle beraber gitmeye çalışıyorsa o kişi kendi hayalini kendisine rehber edinmiştir ve eğer öldükten sonra kendisiyle yol yürümek mümkün olsaydı Resulullah Efendimizden sonra mürşitlere, velilere bağlanmamıza gerek duyulmaz Efendimizin ruhaniyetiyle manevi yolculuk yapardık. Mevlana hazretleri "beni mezarlıkta değil ariflerin gönlünde arayın" sözü de bunu ifade eder. Mürşidi ahirete intikal etmiş kardeşlerimize tavsiyem mürşitlerinin cesedini ve kafasındaki kurguları serbest bırakıp mürşidinin ruhaniyetini yaşayan bir arifin gönlünde aramalarıdır. Ve ayrıca bazı kardeşlerimiz soruyor, daha doğrusu birçok kardeşimiz soruyor; soru şu: “Daha önce tasavvuf kitaplarından öğrendiğimiz kadarıyla yedi nefis mertebesinin her birinde ayrı bir esma zikri çekiliyormuş. (Emmarede, La ilahe illallah; Levvamede, Allah; Mülhimede, Hu; Mutmainnede, Hayy; Raziyede, Hakk; Marziyede, Kayyum; Safiyede, Kahhar) Bu durumda hangi nefis mertebesinde olduğumuzu nerden bileceğiz ve zikirlerimize ekleme çıkarma ve değişiklikleri kim yapacak, nasıl yapacak?” Öncelikle hemen belirtelim ki Allah’a giden yol Allah’ın yoludur ve bu yolun bir peygamberi vardır. Bakacağız o nasıl uygulamış. İslam dini birçok tarikatin aksine kendisine model uygulama olarak nefis terbiye ve tezkiyesini esas almaz. Teslimiyeti esas alır ve zaten İslam ismini burdan alır. Sevenin sevdiğine teslim olması, aşığın maşuğuna teslim olması. Yolumuz aşk ve istiğrak yoludur. Allah’a kul olma yoludur. Allah’ın aşkına kul köle olma yoludur. Ve nefsi en kısa yoldan tezkiye edecek olan aşktır. Zira aşk hâsıl olduğunda nefis âşık olunanın haline bürünür. Bizim yolumuzda nefse savaş açıp onunla cedelleşme daha arka plandadır. Nefsi muhatap alıp onunla uğraşmak yerine Rabbimizi zikredip onunla meşgul olmak esastır. Nefsimizi zikretmiyoruz, onunla çene çalıp kavgaya tutuşmuyoruz. Nefsi dinlememek lazım... Onu kuduz bir köpek bil! O hep havlar ve seni korkutur. Ama sen önüne bakıp yürü! Yürümeye devam et! Nefis geride kalıp sesi cılızlaşıncaya kadar… Yürümeye devam et! Sesi tamamen kesilinceye kadar… İşte bu yürüyüşe seyr û süluk denir. Manevi yolculuk denir. Ve yoldayken arkana dönüp nefsimiz uysallaşmış mı uysallaşmamış mı diye bakmak ve onu uslandırıp ıslah edecek tedavi ile meşgul olmak bizim işimiz değildir. Bu mürşidin işidir. Işığa doğru ilerlerken gölge ile savaşmak olmaz. Ve derviş nefsiyle uğraşmaz. Gönlüne müdahale etmez. Maneviyatı ve manevi işleri mürşide bırakmak lazım... Ona teslim olmak lazım. Biz bize söylenenleri ve bizden istenenleri yapacağız ve teslim olacağız. Maneviyat Allah dostlarının işidir. Bize düşen ise yürümek... Her anda mürşidimiz gibi yapmaya çalışacağız. O, hayatın her saniyesini imtihan olarak görür. Her anda Rabbimizin muamelesini görür. Ve her anı kazanma vesilesi, kendini Rabbine sevdirme fırsatı olarak görür. Biz de öyle yapacağız. Hatırladıkça Rabbini zikret! Hatırladıkça tevbe et, istiğfar et! Kendini Rabbine sevdirmek için onun dinine hizmet et! Bu, Resulullah Efendimiz’in yoludur. Resulullah Efendimiz nefis mertebelerini ve nefis ıslahını önde tutmaz ve sahabeler bu tür şeylerle meşgul olmazlardı. Hayat baştan sona imtihandır. Allah, aşkına karşılık istiyor ve diyor ki önüne çıkardığım engelleri aş ve bana olan aşkını ispatla! Kızma, küsme, darılma! Sebepleri görme! Beni gör, benim elimi gör, benim sana olan muamelemi gör! Benim hesabımı yap! Benimle ol! Bensiz nefes alma, bensiz yaşama! Beni hesaba kat! Beni unutma! Her şeyin bana dair olsun. Zamanını, malını, canını benim yoluma harca! Her anımız imtihandır. Ve bu hayat, aşkımızı ispatlamamız için tasarlanmıştır. Başına olumsuz şeyler geldiğinde “Allah” diyorsun, Allah'ın elini görüyorsun. Allah'ın elini gördükçe, Allah'a olan sevgini ispatlamaya çalıştıkça, acılara göğüs gerdikçe, sabredip rıza gösterdikçe, şükrettikçe Allah'a yaklaşıyorsun, Rabbine adım atıyorsun. Onun davasına yardımcı olduğun kadar, onun davasına yardımcı olurken çektiğin acılar kadar Allah’a yaklaşıyorsun. Tezkiye olup arınıyorsun. Bununla beraber "la ilahe illallah" ve "Allah" zikirleri nefsin her mertebesinde seyrimizi hızlandırır ve Rabbimizin üzerimizdeki nimetlerini anıp sürekli şükür halinde olmak ve Rabbimizin bize olan aşkını hissetmeye çalışmak ve her halükârda "seni seviyorum" zikrini yapmak en makbul ve geçerli zikirlerdir. |
#2
|
|||
|
|||
Eyvallah teşekkürler
|
#3
|
|||
|
|||
39:36 ALLAH kuluna yetmez mi? Seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar. ALLAH kimi saptırırsa ona bir yol gösteren bulunmaz.
. |
#4
|
||||
|
||||
Alıntı:
o ayette kastedilen ALLAH düsmanları . sen ise ALLAH dostlarını kastediyorsun islamda mecaz coktur . mehdi as bir kuşa isaret edecek o kus düsecek o kuş ucak olabilir mesela mesela kuru bir dal alacak onu yeserticek o kuru dal bir insan olabilir deil mi islamda ince düsünmessen gittigin yolda ayagına cakıl tasları carpar . hemen yere yapışırsın
__________________
Bilmek başka, bulmak başka, olmak daha başka. |
#5
|
|||
|
|||
Bilmediğiniz konularda yorum yapmak zorunda değilsiniz.
|
#6
|
|||
|
|||
Alıntı:
39:38 Onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, "ALLAH" diyecekler. De ki: "ALLAH'ın dışında hizmet ettiklerinize ne dersiniz? ALLAH benim için bir zarar dilese onlar O'nun zararını giderebilir mi? Yahut O benim için bir rahmet dilese onlar O'nun rahmetini tutabilir mi? De ki: "ALLAH bana yeter." Güvenenler O'na güvensinler. |
#7
|
|||
|
|||
Alıntı:
|
#8
|
|||
|
|||
39:45 ALLAH tek başına anıldığı an ahiret gerçeğini onaylamayanların kalpleri huzursuz olarak ürker. Fakat O'nun dışındakiler anıldığı zaman hemen yüzleri güler.
|
#9
|
|||
|
|||
mealciler hepsi pıtpersrtler ve müşrikler hakkında inmiş ayetleri müslümanlara tarikatlere uygulamaya pek meraklılar çünki amaç baaştan bellidir ve o amaşladıkları sonuca ulaşmak için tüm ümmeti müşrik olmakla itham ederler.
bahse konu ayetlerde müşriklerin putlara tapmaları konu edilmekte ve putların hiç bir şey yapmaya muktedir olmadıkları beyan edilmektedir. bilmezki akli evvel tarikatlerde mürşidlere bırakın tapınmayı bunu ima edecek en ufak bir emare bile olması o tarikatı islam dışına çıkarır buda batıldır. müslümanlar hocasına mürşidine saygı gösterir.yol yordam öğrenir edep terbiye öğrenir. işte mealcilerin tamda tamda tahammül edemedikleri şey bu islam terbiyesidir.ku ran maskesiyle 1400 yıllık islam medeniyetini çöpe atıp yeni bir din kuram havesidirki buda bir ingiliz yahudi projesinden başka bir şey değildir. |
#10
|
|||
|
|||
Sen ve senin gibi dusunenlerin problemi o musrik ve putperest dedigin insanlarin nasil inandigini bilmemen. Halbuki Kuranda acik acik yaziyor. Hangi meali okursan oku.
29:61 Onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı? Güneşi ve ay'ı kim emrinize verdi?" diye sorsan, "ALLAH" diye karşılık verecekler. Öyleyse neden sapıyorlar? 39:38 Onlara, "Gökleri ve yeri kim yarattı?" diye sorsan, "ALLAH" diyecekler. De ki: "ALLAH'ın dışında hizmet ettiklerinize ne dersiniz? ALLAH benim için bir zarar dilese onlar O'nun zararını giderebilir mi? Yahut O benim için bir rahmet dilese onlar O'nun rahmetini tutabilir mi? De ki: "ALLAH bana yeter." Güvenenler O'na güvensinler. Yalniz ALLAH'a inanmakla kalmiyor ayni zamanda hayir/serrin ve rizkin da ALLAH'tan geldigine inaniyorlardi. 10:31 De ki: "Size gökten ve yerden kim rızık veriyor? İşitme ve görme duyularınızı kim kontrol ediyor? Ölüden diriyi, diriden ölüyü kim çıkarıyor? Tüm işleri kim yönetiyor?" "ALLAH" diyecekler. De ki: "Öyleyse neden erdemli davranmıyorsunuz?" Biraz atalarinizin dinini sorgulayin. Her size satilani kuru kuruya kabul etmeyin. Musriklerin Kurandaki klasik savunmasini yapiyorsun farkinda degilsin. "Onlar bizi ALLAH'a daha fazla yaklaştırsın diye biz onlara hizmet ediyoruz" (derler) Sununla senin savundugun seyi dusun bir bugun karsilastir bakalim. Neden sozde mursid, evliya pesindesiniz bu kadar. Oyle ya sana sorsam bunu sen de aynen sunu diyeceksin: "Onlar bizi ALLAH'a daha fazla yaklaştırsın diye biz onlara hizmet ediyoruz" (derler). Senin Islam terbiyesi dedigin atalarinin dini. Islam'i ogrenmek icin tek kaynak Kuran'dir. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Eğer değil, Çünkü değil, RAĞMEN Sevim.. | Lady | Sizden Gelenler | 0 | 30.11.20 17:37 |
Havasın kuralına uymak | Dnldry | Sizden Gelenler | 1 | 09.02.20 01:38 |
Zenginleşen ''dindarlar'' lüks, israf ve haksızlıkta dindar olmayanlar | Cokomelli | Haber & Siyaset | 0 | 20.11.19 10:42 |
ilk paranormal olayım değil. Sadece ayaklarını gördüm üst kısmı değil | Kadim | Sorularınız | 2 | 18.09.19 13:26 |
Hayaletlerin Yerleşime İzin Vermediği Lüks Tatil köyü;SANZHİ | madlen | Gizemli Olaylar ve Mekanlar | 2 | 15.06.18 22:51 |