Dilin tarihi, insanlık tarihini baştan yazdırır ! - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > Serbest Bölüm > Off Topic > Tarih

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 21.11.21, 02:13
 
Üyelik tarihi: 11.06.19
Bulunduğu yer: kabir
Mesajlar: 270
Etiketlendiği Mesaj: 9 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Dilin tarihi, insanlık tarihini baştan yazdırır !

Elif lam(el) RÂ .....

O, ŞÜPHESİZ GÜNEŞ'İN VE AY'IN RABB'İDİR ! TANRISI ve YARATICISIDIR ....

Fussilet Suresi, 37. ayet: "Gece ve gündüz, güneş ve ay, O'nun ayetlerindendir. Siz güneşe de, aya da secde etmeyin. Allah'a secde edin ki onları O yaratmıştır."

Kuran anlatımında dilbilgisi özelliği olarak;

Elif ve lâm harfleri, aynı sıra ile biraraya geldiğinde "el" diye okunur; bir kelimede önce Lâm(ل), sonra Elif(ا)yazılması gerektiğinde bunun için Lâmelif (لا)kullanılır. Eğer önce Elif(ا), sonra cezimli Lâm(لْ)kelimenin başında bulunursa buna Elif-Lâm takısı veya kısaca "el" takısı(اَلْ)denir.

el : tanım edatı, harf-ı târif veya artikel; bir isimle beraber kullanılan bir kelime olup o isme nasıl değinildiğini belirtir.

BAKARA:

1- (Elif, Lâm, Mîm.)
2- İşte o kitap, bunda şüphe yok, müttakiler (kötülükten korunacaklar) için hidayettir.

AL-i İMRAN:

1- Elif, Lâm Mîm,
2- Allah, kendisinden başka tanrı olmayan, hayy ve kayyûmdur.

ARAF:

1- Elif, lâm, mîm, sâd.
2- (Bu,) sana indirilen bir Kitab'tır. Onunla (insanları) uyarman ve inananlara öğüt (vermen) hususunda göğsünde bir sıkıntı olmasın.

YUNUS:

1- Elif, Lâm, Râ. İşte bunlar HÂKİM kitabın âyetleridir.( tilke ayetûl kitabûl hâkim)

HUD:

1- Elif-Lâm-Râ. Bu öyle bir kitaptır ki, âyetleri muhkem kılınmış, sonra da herşeyden haberdar olan hikmet sahibi Allah tarafından âyetleri ayrıntılı olarak açıklanmıştır.

YUSUF:

1. Elif, Lâm, Râ. İşte bunlar sana APAÇIK kitabın âyetleridir.(tilke ayetûl kitabûl mûbin)
2. Muhakkak ki, biz onu ANLAYASINIZ diye ARAPÇA bir kitap olarak indirdik.
(AKLEDİP ANLAMANIZ İÇİN ONU ARAPÇA BİR KURAN OLARAK GÖNDERDİK.)

*** Bu ayette vurgu yapılarak, Arapçanın "dil bilgisi" özelliğine atıfta bulunuluyor...

3.Biz sana bu kuranı iletmekle, daha önce hakkında bilgi sahibi olamadıklarının hayat hikâyesini en doğru şekilde bildirmiş oluyoruz.

RA'D:

1. Elif, Lâm, Mîm, Ra. İşte bunlar sana o kitabın âyetleridir ve sana Rabbinden indirilen hâktır. Lâkin insanların çoğu iman etmezler.

İBRÂHİM:

1- Elif, Lâm, Râ. Bu Kur'ân öyle büyük bir kitaptır ki, insanları Rablerinin izni ile karanlıklardan aydınlığa, her şeye galip ve hamde lâyık olan Allah'ın yoluna çıkarman için onu sana indirdik.

HİCR:

1- Elif, Lâm, Râ. Bunlar kitabın ve apaçık bir Kur'ân'ın âyetleridir.

Fenike Tanrısı El

El (Ugarit ve Fenike tanrısı, Arapça إل ya da إله, Akadça ilu; Kuzeybatı Sami dillerinde "tanrı" anlamında bir kelimedir.Kenan tanrıları arasındaki Ugarit kaynaklarında “EL” adıyla Kenan tanrılarının “en büyük baş tanrısı” olduğu geçmektedir.

Sami dilleri’inin tümünde bu kelimenin ve türdeşleri bulunur. Ugarit dilinde il, çoğ. lm; Fenike dilinde l, çoğ lm; İbranice ēl, çoğ. ēlîm; Arami l; Akkad ilu, çoğ. ilānu.

El, Fenikelilerde bir gök tanrı idi ve diğer ikinci derece tanrılar O'nun tarafından yaratılmışlardı. İsrail inançlarına göre O'nun Aşerat isminde bir yardımcısıyla Anat ve Elat isminde iki kızı bulunmaktadır. İslam öncesi Araplara göre ise baştanrı El'in Ellat, Manat ve Uzza isminde üç kızı bulunmaktaydı.

M.Ö. 1400 yıllarından kalma Ugarit metinlerinden anlaşıldığına göre, panteonun başında tanrı El bulunmaktadır. Bu isim, aynı zamanda tanrılar için kullanılan genel bir isimdir. Bütün Sami dillerde vardır. Mezopotamya’da El isminde bir uluhiyetin varlığı M.Ö. 26. yüzyıldan kalma belgelerde vesikalaşmıştır. Yani 3. bin yıl ortalarında
Büyük Sargon(Akad İmparatorluğu'nun ilk hükümdarı) öncesi metinlerde şahit olunur. Mezopotamya’nın en eski Samüerinde de El, en yüksek tanrıdır. Ugarit metinlerde El açıkça tüm ilâhların üstünde ve ilâhlar meclisinin başında görülür. İlâhlar meclisi toplantılarında elçiler El ile konuşurlar. Diğer ilahlar ona gelir, önünde secde eder ve onu tazim ederler.

Her şeyi taşıyan, idare eden odur. Tanrıların varlığı da ona bağlıdır. O, değişen dünyanın ardındaki kutsal dünyadır. Hükümdarlık unvanı tanrılar arasında yalnız El için kullanılır. Ezeli hükümdar olarak vasıflandırılır. O hükümdarlığını Baal gibi sonradan kazanmış değildir. O ebedî hâkimdir. El bütün insanların yaratılmışların hakimidir, yaratıcısıdır. Bunun için ona insanlığın atası, yaratılmışların yaratıcısı da denir. Tanrılar meclisindeki tüm ilahların atası sayılır.

Enlil ise El başkanlığındaki Tanrılar Meclisi üyelerindendir. Kenâniler, ya da tüm Levant bölgesinde, "El" veya "İl", bir tanrıydı. Aynı zamanda bütün bir insanlığın veya tüm yaratıkların babasıydı.

Güneybatı Asemitik Araplarında EL, Ay ve Güneşi idare eden, baş tanrıydı. Güneş ve Ay aralarında tercih ettikleri yer için savaşırdı. Güneş Ayı yendiğinde gece, Ay Güneşi yendiğinde ise gündüz oluyordu.Mısır’ın Horus-Set kavgasından alınmış olduğu açık olan bu Mit’e İslâmiyet öncesi Arapları inanırlardı.

Hz. Mûsâ’dan sonra Yahûdiler, Yahve’ye El’in çoğulu olan "Elohim" adını vermişlerdir. El ve Elohim isimleri, Kitab-ı Mukaddes’te de geçer. Tevrat’ta Yahve teriminin dışında tanrı için kullanılan diğer isimlerin başında El ve El’in çeşitli kombinasyonları olan El Şeddai, El Bethel, El Elyon, El Olam ve El Roi gelir. Bazı araştırmacılar, Arapçadaki el-ilâh(Allâh) teriminin de El ile aynı kökten geldiğini düşünürler.

M.Ö.7.yüzyıla ait Anadolu Arslanlı Taş harabelerinde bulunan bir nazarlıkta, El iLâh’ın, “EL’ine” atıf yapılır:

“Bizim için, .bütün tanrısal varlıklar ve kutsal olan grubun en büyüklerinden en kutsal olanı cennetin ve ölümsüzlüğün sahibi ile ebedi bir bağ kuruldu. Asur onu bizim için yaptı.”


Etimolojik İnceleme : Dil AYNI DİL ....

Kur'an' da karşımıza Râhman, Râhim, rahmet ve ya merhamet etmek gibi birçok formda çıkan "RHM" kökü aslında Kur'an' da kullanılan ve Arap kökenli olmayan köklerdendir. "Akadcada döl yatağı, rahîm (remu), merhamet eden Tanrı (remânu), Aramice rahîm, merhamet (rhm), İbranîce rahîm, merhamet (raham), Hindçe iyilik tanrısı (Brahma) gibi kelimelerin hepsi aynı kökten geliyor. (R.İhsan Eliaçık)

Kaşmirce baba anlamına gelen 'Ap' ve ya 'Ab' kelimesiyle birleştiğinde iyiliğin, merhametin babası anlamında kullanılan 'Ab-Raham'
şekliyle hindçede karşımıza çıkan bu kelime, oralardan evrilerek arapçaya İbrahim olarak geçmiştir. Kimilerine göre Abraham, diğer
şekliyle Hint mitolojisindeki Brahman ve Hz. İbrahim aynı kökenden geliyor. Burada asıl önemli olan, geçmişi biraz karıştırırsak bizi ayıranların aksine birleştirenlerin daha çok olduğunu keşfedebileceğiz.

RÂ - RAM - RÂB

Râ, Arap alfabesinin onuncu harfidir.

Türk alfabesinde yirmi birinci sırada yer alan râ Fenike alfabesiyle ebced tertibinin yirminci harfi olup sayı değeri 200’dür. Fenike dilindeki adı rostur (res, Ar. re’s), Ârâmîce ve İbrânîce’ye res (reş), Yunanca’ya rho, Arapça’ya râ olarak geçmiştir. Bu kelimelerin hepsi “baş” anlamındadır. Harfin biçimi, hiyeroglif alfabesindeki göğsün üst tarafından kesik ve soldan görünen insan başından doğup gelişmiştir. Batı Yunancası ile Latin alfabesinde bu baş profilinin çizgiye dönüşmüş şekilleri görülür. Mısır kutsal resim yazısı olan Hiyeratik alfabesinde boyun uzantı çizgisine sahip olan baş yuvarlağı biçimi Fenike, Thera Yunancası ve Etrüsk (Yunanca) alfabelerinde yansıma bulmuştur. Arap alfabesindeki râ şeklinin de bununla ilgisi görülmektedir.

Rab = râ râ ba

Râhmân, Râhim = râ ha mim

Allah’ın her şeyi içine alan kürsüsü = kaf râ sin

Allah’ın Arşı = ayn, râ, shin

Karanlığı delen yıldız; Tarık = ta râ qaf

Şi’ra yıldızı = shin ayn râ

bi nûri rabbi-hâ : Rabbinin (râ râ ba) nuru (nun waw râ) ile

Ayet indiren mukaddes Ruh (Cebrail) = râ waw ha

Resul : râ sin lam

Tarihsel süreç içinde; Sümerler Çivi yazısını, Mısırlılar heyeroglif yazısını, Fenikeliler ise 22 harfden oluşan alfabe yazısını buldular.

Neden Kuran'daki Arapça kelimelerin köklerini bu kadar önemsiyoruz, bunu anlamak için alfabenin, harflerin ve kelimelerin nasıl oluştuklarına ve tarihsel gelişimlerine bakmak gerekiyor. Modern alfabenin kökeni, Fenikelilere dayanmaktadır. Fenikeliler, bu alfabeyi Mısır alfabesinden esinlenerek oluşturmuşlardır. Fenike alfabesi, Fenikelilerin tüccar olmasının da yardımıyla bütün Akdeniz çevresine yayılmıştır. Arapların, Yunanların, İbranilerin ve Latinlerin alfabeleri hep Fenike alfabesinden türemiştir. Semitik bir dil olan Fenikece ile Arapça arasında birçok benzerlik vardır. Örneğin Fenike alfabesinin ilk harfleri olan aleph ve beth, Arap alfabesinin ilk iki harfi olan elif ve ba'ya çok benzemektedir.Kısacası fenike harflerinin kökeninde Mısır hiyeroglifleri yer alır. Hiyeroglifler ise anlatılmak istenen nesneyi temsil eden sembollerden oluşur. Mesela "R" harfinin en eski kullanımına bakacak olursak yuvarlak insan kafası şeklindedir. Güneş diski firavun ve tanrıların başının üzerinde yer alan bir yuvarlaktır.

"Ra" harfi Kuran'da "huruf-u mukatta" denen ve tam olarak izâh edilemeyen harflerden birisidir.

Hint asıllı Hamiduddin Farahi'nin "Farahi teorisi" adıyla isimlendirdiği açıklamalarına göre; bu surelerin başlarındaki bu mukattalar o surelerin konusu ile aralarındaki ilişkinin eski anlamlarını temsil etmektedir.

Farahi bu harflerin Arapçaya kaynaklık eden İbranice'deki ve eski Arap dillerindeki kullanımı ile bağlantı kurarak açıklamalarını geliştiriyor ve bu harfler sadece fonotik sesleri değil aynı zamanda Çin alfabesinde olduğu gibi bu haflerin şekillerinin bazı anlamların ve nesnelerin sembolize edilmesi amacıyla kullanılmış olabileceğini söylüyor. Aslında bu tip kullanımın tarihi Mısır hiyerogliflerine kadar gidiyor.

Örneğin:

Elif, İbranice'de ve eski Arapça'da "sığır" anlamında kullanıldığı gibi biçimi de "sığır başı" şeklindeydi: Elif ( ا )

Bê harfi İbranice'deki "Beth"in türevi olup ve o da Beyt (=ev) anlamında kullanıma sahip: (ب‎)

Cîm, Cimel telafuzu ile Cemel (=deve) anlamında İbranice'de kullanılmış: (ج‎)

Tâ harfi "yılan" anlamında kullanıma sahip: (ط)

Mîm ise "su dalgalarını" temsil eden şekilde kullanılıyor : (م)

Bazı Kur'an sûreleri Farahi'nin bu teorisini destekler niteliktedir:

Örneğin, Bakara sûresi Elif Lam Mim mukatta harfleri ile başlamakta ve ilk harfi olan Elif, İbranice'deki kullanımında "sığır başı" anlamına gelmekte ve bu surede (Bakara 67 ve devamı) yahudilerin kurban edilen sığırı ile ilgili ayetler geçmektedir.

Farahi'ye göre, aynı mukattalar ile başlayan sûrelerin bir diğer özelliği ise işledikleri konuların, stil ve yapılarının birbirine benziyor olmasıdır.

Örneğin, "Elif" "mukattası ile başlayan sureler "tevhid" yani "Allah'ın birliği" fikrini işlemektedir.

Tıpkı "Kuran" kelimesinde olduğu gibi Kuran anlamında geçtiği söylenen aşağıdaki kelimelerin hepsinin kökünde "râ" harfi yer alıyor:

el-Furkân (Furkân Suresi: 1),

ez-Zikr (Hicr Suresi: 9),

en-Nûr (Nisâ Suresi: 174),

er-Rûh (Şûrâ Suresi: 52) vb.

Bu arada Kuran'ı indiren "Cebrâil" ve Kuran'ın parçaları olan ve "indirildiği" ayrıca belirtilen "sûre" kelimelerinin kökleri de "râ" harfini içermektedir.

Sadece Kuran'da değil diğer kitaplar "Tevrat" ve "Zebur" kelimelerinde de "râ" harfi yer alıyor.

Peki bu harf "İncil" kelimesinde neden bulunmuyor? Bunun sebebi muhtemelen "İncil"in "gökten" indirilmeyen, sonradan havariler tarafından kaleme alınan bir kitap olmasından kaynaklanıyordu.

“O peygamberlerin peşinden, kendisinden önce gönderilen Tevrat’ı tasdik eden (doğrulayan) Meryem oğlu İsa’yı gönderdik. Ve ona, içinde hidâyet ve nur olan, kendisinden önceki Tevrat’ı tasdik eden ve Allah’tan sakınanlar için bir hidayet ve öğüt olarak İncil’i verdik” (el-Mâide 5/46). İncil’e Hz. İsa’ya gönderildiği şekliyle iman etmek, İslam inancının gereğidir. Fakat günümüzde İncil’in orijinal metni mevcut değildir. Hz. İsa’dan yıllar sonra insanlar tarafından yazılan çeşitli İnciller bulunmaktadır.

"Göz nuru" anlamına gelen İncil, Hz. İsâ (a.s.)'ın kendi konuştuğu İbrânî dilinin bir lehçesi olan Süryanice ile nâzil olmuştur. Fakat bugün Hz. İsâ'nın konuştuğu lehçe ile tam olarak uyuşan bir nüshâsı yoktur. Bu da bugün hristiyanların elinde bulunan İncil nüshalarının tamamen değiştirilmiş olup aslının bulunmadığını göstermektedir.

Ahd-i Cedîd; Yeni ahid, yeni sözleşme anlamlarına gelir. Hristiyanlara göre, putperestliğe sapan yahudîlerin durumlarına acıyan Hâk Teâla, İsrâiloğulları ile yeni bir sözleşme yapmıştır.
Yahudiler ve hristiyanların müşterek olarak inandıkları Ahd-i Atik (Eski Ahid)'in otuz dokuz bölümü ile Ahd-i Cedîd biraraya getirilerek bunlara "Kitâb-ı Mukaddes" adı verilmiştir. Ahd-i Cedîd'in içinde dört adet İncil mevcut olup bunların hepsi Hz. İsâ (a.s.)'ın hayatını anlatmaktadır. Bugün hristiyanların elinde bulunan bu dört İncil'den Matta 28 kısım, Luka 24 kısım, Yuhanna 21 kısım ve Markos da 16 kısımdan ibarettir.

AMON-RÂ , El RÂ , TAN-RÂ (sabahın tanrısı)
TENGRİ – TANRI

AMUN; Eski Mısır tarihi boyunca tanrıların efendisi olarak kabul edilen en önemli tanrı olup, AMEN, AMAN, AMMON, AMON ve HAMMON adlarıyla bilinmekteydi.Amun zamanla diğer tanrılarla özellikle güneş tanrısı Re (Ra) ile özdeşleştirilerek 18. Hanedan döneminde Amon-Ra adıyla anılmış, tanrıların kralı, evrenin yaratıcısı ve firavunların babası olarak görülmeye başlanmıştır.

Eski Mısır’da “Ra” nın hangi anlama geldiğine değindikten sonra şimdi bir de Kuran’da geçen ve özellikle “Mısır” ve “Güneş”le ilgili önemli bazı kelimelerin köklerine bakalım:

Mısır = mim sad râ

Ateş, nur, ışık = nun waw râ

Şimşek, göz kamaşması = ba râ qaf

Sarı = sad far râ

Sabah = ba kaf râ

Gündüzün iki ucu = ta râ fa

Mısırlı Ram: Koç başlı figür, eski Mısır'ın en eski ve en uzun süre saygı duyulan hükümdarı olan Kralların Tanrısı ve Tanrıların Kralı Amun-Ra'yı temsil eden figürdür.

ABRÂHAM – İBRÂHİM
BRÂHMA – BRÂHMAN
RÂHAM –(Ram’dan türeyen Raham: Hint Keşmir dilinde “ilahi merhamet” , Rahman’dan türeyen rahmet’le aynı)
RHM = RÂHİM
RHMN = RÂHMAN – RÂHMET
HRM =HARÂM
İ-HRM = İHRÂM, EHRÂM
M-HRM = MAHREM

AB-RÂ-HAM , İS-RÂ-EL (Bkz.Isrâ Sûresi)

Brahma, Hint felsefesi geleneğinde, hem içkin hem de aşkın olan, hem evrende ve hem de kendisinde var olan en yüksek varlığa kendisiyle birleşmenin nihai ve en yüksek hedef olarak addedildiği dünya ruhudur.

İbrâhim <- > Abrâham < -> Berâhime <-> Berâhmen <-> Brahman

İslâm kaynaklarında Brahmanizm’den “el-Berâhime” veya “el-Berhemiyye” (Brahmanlar) diye söz edilir. BÎRÛNÎ dışındaki müslüman müelliflerin Brahmânizm hakkında ilmî araştırmaya ve müşâhedeye dayanan bilgileri hemen hemen yoktur. Brahmânizm konusunda en güvenilir kaynak olan BÎRÛNÎ, Berâhime adının, Hintliler’in inanışına göre baş kısmından Brahmanlar’ın yaratıldığı Brahma’dan geldiğini belirtir. (Taḥḳīḳu mâ li’l-Hind, s. 452-461)
Ya‘kūbî ile Mes‘ûdî’nin verdiği bilgilere göre Berhemiyye veya Berâhime adı, bazı Hintliler’ce, döneminde ilimlerin gelişmesini sağlayan en büyük Hint kralı, bazılarınca da Allah’ın Hindistan’a gönderdiği peygamber olduğuna inanılan Berahmen’den gelir.

YAHUDİ - HİNT BAĞLANTISI ve ABRAHAM

Aristo’ya göre, Yahudilerin kökeni Hint filozoflarına dayanıyordu. (Yahudilerin tarihi, Flavius Josephus, I :22)

Soli’li Clearchus da şöyle yazmıştı: “Yahudilerin menşei Hint Filozoflardır. Filozoflara Hindistan’da Kalaniler ve Suriye’de Yahudiler denilir. Başkentlerin adı çok zor telaffuz edilir, ona “Jerusalem” (Küdüs) denilir.

Godfrey Higgins “Anacalysis” kitabında (Cilt I, sayfa 400) şöyle yazar : “Seleucus Nicator tarafından İsa’dan üç yüz yıl önce Hindistan’a gönderilen ve yazdıkları gün geçtikçe doğrulanan Megasthenes şöyle diyor: Yahudiler Kalani adında bir Hint kavim veya mezhepti…”

Meksikalı yazar Tomás Doreste, “Moisés y los Extraterrestres” kitabında şöyle yazar:

“Voltaire, Abraham’ın Hindistan’ı terk edip öğretilerini dünyaya yaymak isteyen Brahman rahiplerinden biri olduğuna inanırdı ve bunu kanıtlamak için isim benzerlikleri ve Abraham’ın doğduğu Ur şehrinin İran hududuna yakın Hindistan yolunda olduğunu ileri sürmüştü.

Kuran'da İsrâ süresinde İsrâiloğulları ve onların akıbetlerine şöyle değinilmektedir:

"Hiçbir belde yoktur ki, Kıyamet Günü'nden önce biz onu yok etmeyelim veya şiddetli bir azap ile azaplandırmayalım. Bu Kitap'ta kayıtlıdır."

İsrâ, 58

Sûre, adını ilk âyetin konusu olan “İsrâ” olayından almıştır. “Gece karanlığında yürütmek” anlamına gelen İsrâ olayı, İsrâiloğulları’nın kötülükleri sebebiyle uğradıkları iki büyük işgâl ve yıkım, önemli bir kısmı Kur’ân-ı Kerîm’den önceki ilâhî kitaplarda da bulunan temel dinî ve ahlâkî buyruklar, yeniden dirilmenin mümkün olduğu ve âhiret sorumluluğu, Allah’ın kuşatıcı ilmi, ilk insanın yaratılışı, İblîs’in isyânı, insanın seçkin bir varlık oluşu, ibadet ve salât, Kur’an’ın önemi, müşriklerin inatçılığı, müminlerin itaatkârlığı, sûrenin başlıca konularıdır.

Şunu unutmayınız ki; Dilin tarihi, insanlık tarihini BAŞTAN yazdırır...

SONUÇ ; İSRÂİLİYATTAN GELEN UYDURMA HİKÂYELER İNSANOĞLUNUN ALGISI İLE OYNAYARAK VE O ALGIYI SIFIRDAN DEĞİŞTİREREK, İNSANLIK TARİHİNİ GERÇEK DIŞI BİR FORMA BÜRÜNDÜRÜYOR ... TÜM BUNLARIN NEDENI İSE FÛRKÂN-I KURAN’IN HÂKİMİYETİNİ, HÜKMÜNÜ VE EVRENSELLİĞİNİ ORTADAN KALDIRMAKTI .... ZİRA DÜNYA YÜZYILLAR BOYUNCA ŞEYTANIN TAYFASI TAPINAK ŞÖVALYELERİ TARİKÂTI TARAFINDAN YÖNETİLDİ ... GÜNÜMÜZDE İSE ONLARIN MİSYONU TARAFINDAN YÖNETİLDİĞİ BİR GERÇEKTİR ...

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
insanlık nasıl çoğaldı? Adem ve Havva Jq Sorularınız 17 25.01.22 19:19
Bilinmeyen doğum tarihini bulma Maden42 Sorularınız 2 02.12.21 01:53
Dostluk başka, insanlık başkadır.. Arma Tekamül & Kozmik EnerJi 0 30.04.21 02:13
çağın modası görünmeyen insanlık AkıllıDeli Sizden Gelenler 4 24.12.17 23:22
Dilin Hastalıkları.. SiLence Sağlık 1 18.04.17 14:18


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:28.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147