Yine seni severdim… Canlı canlı çürüyeceğimi bilerek!
Frida Kahlo ve Diego Rivera
Frida’nın resim yapmaya, üretmeye aşkı başladıktan sonra başına gelen talihsiz kazayı hepimiz duymuşuzdur. Yavaş yavaş toparlanmaya başladığında sosyalleşmek için arkadaş çevresinin düzenlediği partilere katılma kararı aldı Frida. Bu partilerde Diego’nun adını duymaya başladı. Diego da Frida gibi bir ressamdı fakat Frida’nın sanatını icra etmeye başladığı ilk zamanlarında Diego Meksika’nın ötesine adını duyuracak kadar ünlenmişti. Bir gün onunla yüz yüze tanışma fırsatı yakaladı Kahlo ve ona eserlerini gösterdi. Bir sanatçı olarak duyduğu Diego hayranlığının büyük, tutkulu ve fırtınalı bir aşka dönüşeceğinden haberi yoktu. Sonrasında her şey hızlıca ilerledi. Aşık oldular. Evlendiler. Her şey yolunda giderken Diego’nun Frida’nın ablasıyla bir ilişkisi olduğu dedikoduları çıktı, Frida çok yıprandı. Öncelikle evlerini ayırdılar sonrasında da evliliklerini bitirdiler fakat Frida Diego’yu asla unutamadı. Onun hayatında yarattığı acıyı şöyle anlattı, “Seni sevmeye başladığım o günden beri acı çeken bir yüreğim var.” Neler yaşadılar neden aşkları bu kadar büyük detaylı olarak okumanız mümkün, Frida’nın Diego için yazdığı mektuplarla başlayabilirsiniz bu büyük aşkı anlamaya. Fakat bu aşkı bu kadar büyük kılan nedir diye sorarsanız, bize cevap vermek düşmez çünkü Frida bir mektubunda söylediği bir sözle her şeyi açıklamış bizce. “Senin çirkin olduğunu söyleyen annemden nefret ettim. Sana benim gibi bakamayan herkesten. Senin güzelliğini görememelerini anlayamadım hiç… Ama sevgilim, bir daha gelseydim dünyaya yine seni severdim… Canlı canlı çürüyeceğimi bilerek!”
Netten
|