|
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Tarih anlatımı aldatmacası sizleri yanıltmasın
Eski medeniyetlerin bizimle aynı seviyede veya daha üstün teknolojiye sahip oldukları hakkında neler düşünüyorsunuz?
Misalen "Şam pili" sadece büyücülerin kullandığı bir illüzyon aracı mıydı? (Kimi kandırıyorsunuz) Yahud Mısır piramitlerinin içerisi nasıl aydınlatılıyordu meşalelerle mi? Adamlar Tesla'nın projesinden daha ileri teknolojiyle içeriyi kablosuz elektrikle aydınlatma sistemi kurmuş. Öyle bir havalandırma sistemi var ki, çiğ et bir sene dursa bozulmuyor, süt bozulmadan kendiliğinden yoğurda dönüşüyor ve daha bir sürü şey. Şimdi bu adamlar "eski çağ" adamı olarak nitelendirilebilir mi? Ya da Efes antik kentteki frekans yayan taşları çözebilen bir sistem var mı? Bunlara kalsa ilk insanlar "ha-hu" diye konuşuyor, hayvandan farksız "karanlık çağ" denilen bir zamanda yaşıyorlardı. Oysa Adem Aleyhisselam'ın yazılı suhufları vardı. Habil hayvancılıkla uğraşıyor, kabil tarım yapıyordu. Gayet ileri bir medeniyete sahiplerdi. Keza Süleyman Aleyhisselam.. Yerdeki karıncanın kelamlarını işiten, bu frekansları algılayabilen bir lütfa mazhar olmuştu. Görülmeyen enerjileri (cinleri) kontrol edebiliyor, onlara yapılar inşaa ettiriyordu. Hatta "ışınlanma" nedir, Belkıs'ın tahtı anlatsın sizlere.. (Bir dönem bu tahtın peşine düşüp, ışınlanmayla uğraştıkları, hatta Tunus civarlarında devasa kazılar yaptıkları iddialarıda yok değil.) Yok tarımı bilmem kim bulmuş, yok yazıyı şunlar bulmuş, yok bunu şu profesör keşfetmiş.. Onlara kızmıyorum da, hala bu adamların her yayınlarını ilah edinircesine kusursuz bulan, her dediklerini doğru sayan cenahımıza üzülüyorum. Oysa Kuran-ı Azimüşşan'da bir çok bizden üstün medeniyetlerin haddi aşmaları sebebiyle nasıl helak edildiği açıkca beyan edilmiştir. Bizde ne yazık ki bu haddi her geçen gün zorluyor, Allah'ın hudutlarını arsızca aşan bu insanlara ayakta alkış tutuyoruz. Beynine, bilinçaltına, fıtratına "teknoloji" diye sürekli müdahale ettiriyor, dibini görmediğin suya balıklama atlıyorsun. Ama bu insanlar, bilim adı altında Rabb'imize kafa tutanlar; Rabbimizin yerin dibine batırdığı medeniyetlerden kalma eserleri dahi anlamaktan, çözmekten aciz.. Acaba "uzaylılar mı yaptı?" Diye üzerine kitaplar yazıyorlar. Onların istedikleri bireylere dönüşebilmek için; bu yazdıkları sahte tarihte, sahte bulgulara inanmak zorundayız. Aynı şekilde "NASA" size doğruları mı söylüyor dersiniz? Bir uyanışla uyanmalıyız kardeşler. Sürüden ayrılmamız lazım.. Kurdun çoban olduğu sürüde, sürüden ayrılanı kurt kapmaz, aksine kurtulur.. Aman bunuda bilsem bana ne faydası var ki demeyin.. Bilmek güzeldir, nasıl ki bugün ağaçlardan meyveler koparıyorsak bu vakti zamanında atalarımızın ektiği tohumlar sebebiyledir, şimdide öyle bir devirdeyiz ki derek ilmi, gerek bilmi büyük ifsadlara uğruyoruz. Doğru ve hak olan bilgileri nesillerimize aktarmak zorundayız. Sahi, Endülüs kütüphanesinde neler vardı, neler yazıyordu? Hangi gerçekleri yitirdik, yerine hangi yalanlara inandık? Zamanında tonlarca kitabı yakan, kütüphaneleri yok edenler; bugün bizi bir anda susturamazlar mı? |
#2
|
|||
|
|||
Hülagu saldırılarında yanan yakılan denize atılan kitaplar hazilerden değerliydi. Endülüste öyle. Ama Endülüs Maşrik ve Mağribin en büyük alim ve evliyası Muhyiddin Arabi Kuddise Sirruhuya ''batının mikroblarını Müslümanlara taşımıştır'' diye iftira ve hakarette bulunanları da biliyoruz.
Endülüs medeniyeti ne zamandır batı' oldu mikrob oldu ? İste gerçekleri yitirince özüne de köküne de insanın böyle cahil olması ve batıl itikadlara temayül göstermesi kaçınılmazdır neredeyse. |
#3
|
|||
|
|||
Hz Adem yaratılınca Allah'u Teâlâ ona Esmayı öğretmişti. Yani tüm eşyaların isimlerini; Ateşi, suyu, toprağı... Öyle konuşmayı bilmeyen, dünyadan haberi olmayan bi topluluk değildi ilk insanlar. Nedense müslümanlar bile bu konuda çelişki yaşıyor. Hz Ademi biliyor ama gerçekçi düşünemiyor, hikaye gibi algılıyor. Öğrencilerime ilk iş olarak tarih bilinci vermeye çalışıyorum... Yoksa hala evrime inanan çocuklar var bu ülkede.
. |
#4
|
|||
|
|||
Erzurumlu İbrahim Hakku hz. Marifetnamesinde ara formlardan bahseder.Darwinizmden bahsetmiyorum.
şöyle der:İbrahim Hakkı evrimi kabul eder ve şu şekilde açıklama yapar: ‘Madenlerin evriminden bitkiler, bitkilerinkinden hayvanlar, hayvanlarınkinden de insanlar meydana gelir. Bitkiler, hayvanlar ve insanlar arasında da aracılar vardır. Madenler ile bitkiler arasındaki aracı bu ‘mercan’dır. Bu denizin dibinde bir bitki olduğu halde suyun yüzüne çıkınca sertleşir ve taşlaşır. Bitki ile hayvan arasındaki aracı ‘hurma’ ağacıdır. Çünkü bu ağaç palmiyeler familyasından olup erkek ve dişi çiçekleri ayrı ayrı ağaçlarda bulunur. Tozlaşma ancak insanların aracılığıyla gerçekleşir. Hayvan ile insan arasındaki aracıya gelince ‘nesnas’ diye adlandırılan vahşi insan veya maymundur.’ İbrahim Hakkı’dan önce Mevlana da tekámül nazariyesinden söz etmiştir. Şöyle der: ‘Maden ve taş ülkelerinde yaşadım! Sonra hayvanlarla yerde, havada ve deryalarda saatlerce dolaştım. Ve insanlık mertebesine yükseldim.’ |
#5
|
|||
|
|||
Bir roman okudum ismini ve yazarını ( bir çift yürek ; Marlon Morgan).günümüzde bir yazar avustralya yerlileri aborjinlerin arasına katılıyor ,onlarla beş altı ay geçiriyor..ve bu kişilerin ilkel bir hayat gibi gözükse de birçok konuda ileri olduğuna şahit oluyor mesela telepati yapabiliyorlar..ben insanların eskiden böyle yetenekleri de olduğuna inanıyorum ama kendimizi teknoloji ile iyice körelttik.. ve hala böyle degil mi ? Telefon. Numarası bile tutamıyoruz artık hafızamizda..eskiden bir rehber dolusu ev telefonu bilirdik ezbere...
|
#6
|
|||
|
|||
Kelimesi kelimesine katılıyorum hatta bunları bugünlerde düşünüp sorguluyorum. Bilim ve teknoloji ile şimdi birşeyler yapmak daha da kolay . Binlerce yıl önce o imkanlar ile yaptıkları hayranlık uyandırıyor. Ama Rabbim ilmin de faydalı ve hayırlısını versin İnşaAllah . Yoksa zararlısı insanı hatta insanlığı ancak ateşe götürür
|
#7
|
|||
|
|||
Bunu ben de çok düşünüyorum. Hatta düşünmek değil bu, hayret ediyorum demeliyim. Bizler ilkokul, ortaokul, lise ve üniversite okuyup, bi bölüm seçip, o bölümde ilerleyip, en fazla o bölümde profesör veya bilim adamı olabilirken, bir ibni Sina, bir İbn rüşd, bir Farabi (vs.) bırakın bir bölümde bilgi sahibi olmayı, adamlar hem matematikte, hem uzay bilimlerinde, hem edebiyatta, hem müzikte, hem coğrafyada, hem tıpta, hem fizikte profesyonelleşmişler. Bizler onların kitaplarından faydalanıyoruz. İnternet yok, bilgiye çok kolay bi şekilde ulaşım yok, imkanlar kısıtlı.. Ama adamlar uçmuşlar bilgi konusunda. Nasıl oluyor Hayret ediyrum hakikaten. Günümüzde bi insan kendi bölümünde bi meslek sahibi olduğu zaman o insanı tebrik ve takdir ediyoruz. Peki bu insanları ne yapmalı Tebriğin, takdirin çok çok ötesinde bişey hak ediyorlar. Biz tüm bunlara rağmen nasıl oluyor da şu an teknoloji, bilgi, uzay çağı oluyoruz Biz uzay çağındaysak onlar hangi çağdaydılar? Bence onlar bizden yüzyıllarca daha öndeydiler. Biz onlara yetişmek değil, onların tırnakları bile olamayız. Şimdi iki kitap okuyan bilmiş bilmiş ortalıkta geziyor. Bi de düşünsenize Farabi gibi bir insanın şu an yaşadığını Biz onun kadar bilgili olsak kasıntımızdan çatlardık heralde.. Velhasıl, eski medeniyetler bizden çok çok daha öndeydiler. Biz anca kendimizi kandıralım. Kendimizi kandırırken de hakikaten çok komik oluyoruz bunu da söylemeden edemeyeceğim.
|
#8
|
|||
|
|||
Bir keresinde gündem ötesi programında bir adamcigaz nuh aleyhisselam hayvanları değil onların dna larını gemiye almıştı cep telefonu tarzı şeylerle gemiden gemiye binmeyen oğluyla konuşmuştu dedi de adamı nerdeyse linç edeceklerdi ancak biraz düşününce insan koca gemi fırtına kopmuş her tarafta sel su nuh aleyhisselam sesini disardaki oğluna bağırarak duyurması mümkün değil ee kuran da ikisi arasındaki konuşma da açık şekilde anlatılıyor o zaman bu adam pek de yanlış düşünmüyor diyesi geliyor insanın
|
#9
|
|||
|
|||
Nasa ya inanırlar onlar için ufo da var hatta geçenlerde güya Nasa yanlışlıkla bir görüntü paylasmis da uzaydan ufo goruntusuymus. Endülüs te yapılan o kadar icat nereye gitti sonradan da biz yaptık diye ortaya çıkanları iyi irdelemeliyiz. Oradaki teknolojinin şu an ne kadarı kullaniliyordur. Araştır ve doğruları öğren o zamanin insanı bizim gibi hazıra değil çalışarak elde ediyordu
|
#10
|
|||
|
|||
Pramitlerin tek taş olmadigi ortaya çıkacak bakınca tek bir taş gibi gözükse de sırrı açılmasın diye ugrassalarda açığa çıkacak ve TÜRKLERLE ilgili kadim bilgiler gizli orda
|
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Havas okulu ailem sizleri seviyorum | Sadi | Sizden Gelenler | 7 | 27.07.20 23:21 |
Olayların temsil usulü üzerine anlatımı | Laci | Tarih | 0 | 21.01.20 12:18 |
tarih sohbeti | Lil bin Ali | Tarih | 24 | 11.10.19 21:48 |
Üveysilik Zikri Aldatmacası Bid'at | HeaveN | Zikir | 11 | 16.09.19 10:08 |
Ayna Nöronları pratik anlatımı, duygu ve düşünceler bulaşıcı, sirayet edicidir | hevesli | Kadim Bilgelik | 8 | 07.10.18 23:32 |