#101
|
||||
|
||||
Abdülhamid Han'ın uzun yıllar mâbeyn kâtipliğini yapmış Tahsin Paşa, hâtıralarında anlatıyor:
-Bir akşamdı. Mabeynde nöbetçi olarak ben kalmıştım. Gelen mektup, telgraf, rapor ve tezkerelerin listesini tertipleyip huzura çıkmak üzereyken bir telgraf geldi. İstanbul'da Laleli postanesi memurlarından birinin Yıldız'a çektiği bu telgrafta, karısının o gece doğum yapacağı, doğumun çok zor olacağına dair doktorlar tarafından dikkat işareti verildiği, elinde hiçbir vasıta bulunmadığı ve Merhamet-i Şâhâneye sığındığını bildiriyordu. Bu telgrafa kıymet vermedim ve onu listeye almadım. Huzurda Padişah, âdeti icabı her şeyi ayrı ayrı gözden geçirdikten sonra ilâve etti: -Başka bir şey var mı? Telgrafı söyledim ve arza değmeyeceğini düşünerek listeye almadığımı arzettim.
__________________
-Eğer duanız olmasa RABBİMİN katında ne ehemmiyetiniz var. -Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir;kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar. |
#102
|
||||
|
||||
Öküz Mehmed Paşa, Ulukışla’nın bir aşireti olan “Oğuz” aşiretindendi. Fakat Türkmenler arasında Oğuz kelimesi, Okuz olarak söylenir ve yazılırdı. Buna nisbetle Mehmed Paşa’nın adı Okuz Mehmed Paşa olmasına rağmen, yazılırken yapılan bir hata ile Öküz olarak meşhur oldu. Sultan I. Ahmed’in damadıdır. Kızı Gevherhan Sultan ile evlenmiştir. Mehmed Paşa’nın ilk vazifesi, Mısır Valiliğidir. Daha 27 yaşında iken Gevherhan Sultan ile evlenmiş ve hemen Mısır Valiliğine tayin edilmişti. Hatta padişah, kızına, kocasının önceden gidip yerleşmesinden sonra, arkadan kendisini gönderebileceğini söylemiş fakat Gevherhan Sultan, kocası nereye giderse onunla beraber olmak istediğini söylemişti. Paşa Mısır’a gelip makamına oturunca, onu tebrik etmeğe önce vergi tahsildarları geldi. El öpüp yanyana sıralandıktan sonra en yaşlıları geldi ve atlas keseler içinde bir sandık takdim etti. Mehmed Paşa bunun ne olduğunu sorunca:
-Paşam, her tayin edilen valiye hediyemizdir. İçinde 400 kese altın vardır. Mesele anlaşılır. Mısır’ın muazzam vergilerini toplayanlar, bunun mühim bir kısmını da kendilerine ayırıyorlar, bu duruma ses çıkarmamaları için de her gelen valiye rüşvet veriyorlardı. Böylece halkı istedikleri gibi soyacaklardı. İşte o anda kıyamet koptu. Paşa yerinden fırladı ve salonu titreten bir sesle bağırdı: -Bre vicdansızlar, Bre reziller, Bre Allah’dan korkmazlar!... Sizlerde hiç mi ahlak kalmamıştır? Defolun!... Hepinizi azlettim. Sonra da beraberinde getirdiği Hasan Çavuş’u çağırdı ve: -Bu altın keselerini hazineye irad kaydet ve bu rezilleri de derhal sürgün et. Bir daha Mısır’a uğramasınlar! Bundan sonra Mısır’dan İstanbul’a gönderilen vergiler misli misli arttı. Mısır halkı da rahat bir nefes aldı.
__________________
-Eğer duanız olmasa RABBİMİN katında ne ehemmiyetiniz var. -Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir;kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar. |
#103
|
||||
|
||||
Dahiliye Nâzırı Ahmet Reşit Bey anlatır:
1902 yılı Ramazan ayının 15. günü Hırka-i Saadet'i ziyaretten dönen II. Abdülhamid Hân, Hazine-i Hümâyûn'da bulunan Sultan III. Mehmet'e ait murassâ sorgucu ister. Sorguç, bir heyet tarafından yerinden alınır ve Bağdat Köşkü'nde padişaha takdim olunur. Hasan Şevkı Bey, huzurdan çıkınca, Başmâbeynci Hacı Ali Paşa'ya dert yanar: - Efendimizin ulu ecdâdı, Hazine-i Hümâyûnlarına birçok şey koymuşlar, vermişler, fakat buradan bir habbe bile çıkarmamışlar ve alamamışlardır. Eğer şevketmeâb efendimiz bu sorgucu götüreceklerse, doğrusu bu âcizi çok mahzun edecekler. II. Abdülhamid Hân, kızı Ayşe Sultan'a yaptıracağı taca örnek tutmak için istemiştir sorgucu. İtiraz kendisine arz edildiğinde, bunu geçici olarak aldığını, bayramın birinci günü iade edeceğini belirtir ve Hasan Şevkı Bey'e teslim edilmek üzere, bir de senet imzalayarak verir. Ve bayram gelir çatar. Yıldız Sarayı'nda yapılan bayramlaşma töreninden sonra, Hasan Şevkı Bey, söz konusu senedi Başmâbeyncinin eline tutuşturur ve "iâdenin temin buyurulmasını" ister. II. Abdülhamid Hân da senedini geri alıp sorgucu verirken şöyle der: -Hasan Şevkı Bey'e selâm-ı şâhânemi söyle ve kendisinin vazifeşinaslığından memnun olduğumu da tebliğ et. Şu yüz altını da ver, bayram harçlığı yapsın.
__________________
-Eğer duanız olmasa RABBİMİN katında ne ehemmiyetiniz var. -Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir;kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar. |
#104
|
||||
|
||||
Sultan II. Murad, “Oğlumu hâl-i hayatımda tahta geçirem, tâ ki gözüm bakarken görem, ne vechile padişahlık eder” diyerek 13 yaşındaki oğlu Şehzade Mehmed’i tahta geçirdi.
Çocuk yaşta bir hükümdarın tahta çıkması Avrupalıları ümide düşürdü. Osmanlılara karşı bir haçlı seferi hazırlıklarına girişildi. Polonya Kralı Ladislas, yanına Macaristan kralı Yanoş Hunyad’ı da alarak 100.000 kişilik bir haçlı ordusuyla, Osmanlıları Balkanlardan atmak için sefere çıktı. Veziriazam Çandarlızade Halil Paşa, durumu Sultan Murad’a anlatıp derhal ordunun başına geçmesi gerektiğini bildirdi ise de kabul etmedi. Bunun üzerine genç padişah II. Mehmed, hemen babasına mektup göndererek şunları yazdı: -Eğer padişah siz iseniz, bu müşkil vaziyette devletinizin başında olmanız icab eder. Yok eğer padişah biz isek, size emrediyorum, hemen ordunun başına geçiniz!
__________________
-Eğer duanız olmasa RABBİMİN katında ne ehemmiyetiniz var. -Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir;kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar. |
#105
|
||||
|
||||
Sultan Üçüncü Murad Han'ın müsahiplerinden biri huzurdan ayrılırken bahşiş verileceği sırada padişaha şöyle der:
-Padişahım, bu gün altın istemem. Onun yerine bana yüz değnek vurulsun. Padişah yüz değnek vurulmasını emretmiş. Dayağın elli sopası vurulunca müsahip şöyle demiş: . -Durun, bir ortağım var, ellisini de ona vurun. Padişah ortağın kim olduğunu sorar: -Her gün beni davet eden Bostancı, seni ben çağırdım diyerek verilen bahşişin yarısını elimden alıyor. Bugün bana vurulan sopaların yarısı onun olsun. Padişah bu sözden çok hoşlanmış ve geri kalan elli sopayı da Bostancı'ya vurdurmuş.
__________________
-Eğer duanız olmasa RABBİMİN katında ne ehemmiyetiniz var. -Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir;kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar. |
#106
|
||||
|
||||
Koca Ragıp Paşa, bir gün ansızın, yaptırdığı kütüphaneye gitti. Etrafı ve kitapları toz toprak içinde görünce kütüphane memurunu çağırdı ve ona:
-Aferin Hâfız-ı Kütüb! Doğrusu pek emniyetli bir kimsesin. Sana teslim edilen eşyaya hiç el sürmüyorsun, dedi.
__________________
-Eğer duanız olmasa RABBİMİN katında ne ehemmiyetiniz var. -Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir;kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar. |
#107
|
||||
|
||||
Çevresindekilerce gizliden gizliye "Öküz" olarak adlandırılmış olan Mehmet Paşa'nın komuta ettiği ve İran'a karşı düzenlenen bir seferde, ordu komuta heyeti kışlak çadırında toplanmış taarruz planlarını gözden geçirirlerken, birliklerin iaşesi ve taşıma işleri icin getirilmiş öküzlerden biri çadırın aralığından kafasını uzatıp gözlerini Öküz Mehmet Paşa'ya dikmiş. Çevresindekiler gülmemek icin kendilerini zor tutmuşlar, biraz tebessüm ederlerken, ökuz gitmiş. Ancak bir süre sonra tekrar gelip, başını yine içeri uzatmış ve yine uzun uzun Öküz Mehmet Paşa'yı süzmüş. Bu sefer çevresindekiler artık kendilerini tutamayıp kahkahaları basmışlar. Herkes gülmekten kırılırken, Ökuz Mehmet Paşa,
-Bu hayvan bana ne diyor biliyor musunuz?" diye sormuş. -Hadi senin kim olduğunu anladım da, bu yanındaki eşekler neyin nesi?' diye soruyor.
__________________
-Eğer duanız olmasa RABBİMİN katında ne ehemmiyetiniz var. -Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir;kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar. |
#108
|
||||
|
||||
19.yüzyılda Almanya nın Mülhaym şehrindeki Ren nehrinin bir yakasında Almanlar, öbür yakasında da Fransızlar oturuyordu.
Fransızlar, her sene nehrin Almanlar'daki kısmına geçip mahsulün tümünü toplayıp götürüyorlardı. O sıralar, birliğini temin edemeyen güçsüz Almanlar ise buna fazla ses çıkaramıyorlardı tabiî. Her sene böyle olunca çareyi Osmanlı Sultanına durumu yazıp, imdat istemekte bulurlar. Mektupta şöyle denmektedir: "Fransızlar her sene bize zulmediyor, mahsulümüzü elimizden alıyorlar. Siz ki, dünyaya adalet dağıtan bir imparatorluğun sultanı, İslamiyet'in dehalifesisiniz. Bizi şu zulümden kurtarın. Asker gönderin. Ürünlerimizi bu sene olsun toplama imkanı sağlayın." Çöküş faslına girildiği bir zamana denk gelen yardım isteğini inceleyen padişah asker göndermeyi mümkün ve gerekli görmez; yalnızca asker elbisesi göndermeyi kâfi bulur ve cevabı bir mektupla beraber içi askeri elbise dolu üç çuval yollanır. Şaşkına dönen Almanlar, çuvalı alıp mektubu okurlar: "Fransızlar korkak ademlerdir. Onlara yeniçeri göndermemize gerek yoktur. Yeniçerimizin kıyafetini görmeleri kâfidir. Çuval içindeki Osmanlı askerinin elbiselerini adamlarınıza giydirin. Mahsul zamanı, nehrin görülecek yerlerınde dolaştırın. Karşıdan gören Fransızlar için bu kâfidir." Bağ bahçe sahipleri hemen Osmanlı askerinin kıyafetini kapışırlar. Hasat vakti büyük bir heyecanla yeniçeri kıyafetinde, nehir kıyısında dolaşmaya başlarlar. Ertesi gün, karşıdan gelen haber, Almanlar'ın sevinç çığlıkları atmalarına sebep olur: "Osmanlılar'dan imdat geldiğini düşünen Fransızlar, korkudan köylerini de terkederek iç kısımlara doğru kaçmaktalar. Mahsulünüzü rahatça toplayabilirsiniz. Zulüm sona ermiştir." Bu olay, Mülhaymli'lerin gönüllerin de taht kurmuştur. Giydikleri yeniçeri kıyafetlerini, daha sonra Mülhaym'a bağlı Karlsruher Müzesi'ne koyup ziyarete açarlar. Şehrin en yüksek binasına da Osmanlı bayrağı asarlar. Ayrıca, halen olayın yıldönümünde de şehirde bir karnaval düzenleyip, hadiseyi temsilen kutlarlar.
__________________
-Eğer duanız olmasa RABBİMİN katında ne ehemmiyetiniz var. -Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir;kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar. |
#109
|
||||
|
||||
Mora isyanı sırasında İstanbul’un bozulan asayişini düzeltmek maksadıyla maruf Çengeloğlu Tahir Paşa İstanbul inzibatına baş tayin edildi. Paşa, pek ziyade şiddet gösteriyor, fakat, İstanbul’da o zamana kadar görülmemiş bir huzur temin ediyordu. Bir gece emir hilafına sokağa çıkan bir adam yakalandı, ertesi günü huzuruna çıkarıldı. Paşa sordu:
- Sen geceleri sokağa çıkmanın yasak olduğunu bilmiyor musun? - Paşam biliyorum biliyorum ama, bizim hanım doğuracaktı da ebe aramaya çıktım. - Hadi bu sefer affediyorum. Fakat karına söyle bir daha gece yarısı doğurmaya kalkmasın.
__________________
-Eğer duanız olmasa RABBİMİN katında ne ehemmiyetiniz var. -Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir;kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar. |
#110
|
||||
|
||||
Kanuni'den sonra yerine geçen II. Selim (Sarı Selim) ilk defa, ordunun başında sefere gitme adetini bozmuş ve eğlenceye başlamıştı. Böylece her alandaki bozul*manın temelini de atmış oluyordu. Zira mükemmel olan ilk on Osmanlı padişahından sonra, Sarı Selim'in çapı çok düşüktü.
İran Şahı, Sarı Selim'in padişahlığını tebrik etmek üzere Edirne'ye Şah Kulu adında bir elçi gönderir. Padişahın emriyle Şemsi Paşa da tertipli ve güzel gi*yinmiş küçük bir ordu ile, hediye kervanını uzak me*safeden karşılamaya çıkmıştı. Şah Kulu, Osmanlı aske*rindeki bu gösterişini çekememiş ve alaylı bir şekilde: -Uzaktan askerinizi gelin alayına benzettim, deyin*ce, Şemsi Paşa derhal elçinin ağzının payını şu sözleriy*le vermiştir: -Evet haklısınız. Çaldıran'da da gelin almaya gelen bu askerdi. Bilindiği üzere, 1514 Çaldıran Savaşı'nda Şah İsma*il'in tacı, tahtı ve hazinesiyle birlikte hanımı da ele ge*çirilmiş ve İstanbul'a getirtilerek Tacızade Cafer Çele*bi'yle evlendirilmişti.
__________________
-Eğer duanız olmasa RABBİMİN katında ne ehemmiyetiniz var. -Başınıza gelen her musibet kendi yapıp ettikleriniz yüzündendir;kaldı ki Allah birçoğunu da bağışlar. |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
yaşanmış hikayeler.. | PARADOX | islam & islami Konular | 8 | 10.04.21 09:28 |
Kitap Serisi | Berzahı-Şah | Sorularınız | 2 | 30.07.20 05:12 |
Çok ilginç hikayeler ....!! | DiLara | Gizemli Olaylar ve Mekanlar | 6 | 30.06.19 22:56 |
Yaşanmış Korkunç Hikayeler 3 | DiLara | Gizemli Olaylar ve Mekanlar | 9 | 26.02.19 00:51 |
Yaşanmış Korkunç Hikayeler 2 | madlen | Gizemli Olaylar ve Mekanlar | 9 | 26.02.19 00:44 |