Yarından da yakın..
İstiklâl Marşı, “Doğacaktır sana vadettiği günler Hakk’ın!/ Kim bilir belki yarın, belki yarından da yakın” diyor. Bu, diyoruz ki biz, 1923’ten 2011’e geçen süre içinde İstiklâl Marşı’nda bahsedilen “yarından da yakın” kısmı heba edilmiştir. Kalan bize bir yarın var, biz bu yarını tahakkuk ettirmek istiyoruz. Allah’ın vaadinden dönmeyeceğini biliyoruz. Bütün mesele, bizim o vaade layık olup olmadığımızdır. Yani vaat edilmiş şeye, liyakat kesbedip kesbetmediğimizdir. Onun için birtakım insanların Türkiye’yi yok etmek üzere hazırladıkları planların aleti olmamak lazım. Çünkü Osmanlıyız dediğin zaman Türkiye Cumhuriyeti kötü bir şeydir demiş oluyorsun. Değil mi? Ve bu da dolaylı yoldan birilerinin işine geliyor. Türkiye Cumhuriyeti kötü bir şeyse Türkiye Cumhuriyeti’nin ortadan kalkması da iyi bir şeydir. Çünkü insanlar diyorlar ki biz bu topraklarla yetinmeyiz, daha nereleri alacağız. Haritalar yayınlanıyor: Filanca yılda Türkiye’nin müessir olacağı yerler. Türkiye artık şuralarda artık sözünü geçirecek diye haritalar yayınlanıyor.
Aslında o haritaya baktığında orada Türkiye görünmüyor. Kocaman bir saha var ama orada Türkiye yok! Yani içinde Yunanistan, Suriye falan var ama Türkiye yok! Güya Türkiye’nin tesir sahasıymış. Türkiye’nin olmadığı bir Türkiye’nin tesir sahası! Bunlara insanlar, kulak verdikçe ya da bu saçmalıklara ciddi şeylermiş gibi baktıkça günden güne batağa saplanıyorlar ama onlar bu batağa saplanmaktan memnunlar çünkü bu onlara refah ve tatmin olarak dönüyor. İnsanlar bir Amerika seyahatini, efendim, bir Batı üniversitesinde okumuş, oradan diploma almış olmayı kazanılabilir en büyük şey gördükleri için bu, kendi battıkları batağın, iyi ki battım diyerek memnuniyetle karşılanmasını getiriyor. Yani ben Türkiye’ye ihanet etmeseydim bana bu imkânı verirler miydi; bunu insanlar benim söylediğim gibi söylemiyorlar ama lisan-ı hâl ile bu ortaya çıkıyor.
|