En iyisi gitmek izlemek görmek, gönül birine ilaki düsüyor istek varsa.

Mesrebine gore Allah seni yönlendirecek ve seni veli kullariyla tanıştıracak bizim fikrimizce istişare etmen rasullahtan yardim istemen sana fayda getirecektir muhakkak en doğru kapıya sana uygun olan bulacaksın.


Aramakla bulunmaz lakin arayanlar bulur...

Valla kardeş k.bakma ama benim tarikatlere olan inancım cok az.
Çunkü seyrü süluk yani nefs terbiyesi tarikatlerde şu an olmadiği icin kamili mürşid bulmak cok zor.sana menzil dediler ama adam babamin zamaninda verilen tovbeler geçerli değil demedimi? Cogusu makam mevki peşinde.tarikatler siyasete karışmış durumda.1 gun calişma 30 milyonluk arabaya bin sana mantikli geliyormu? Hepsinin sistemi babadan oğula geçiyor? Hoca ahmet yesevi 1 lira yardim almayan birisi kaşik yapip satarak gecimini sağlamis.hayatıni ve dusuncelerini okumani tavsiye ederim.
Neden hoca ahmet yesevi cunku anadoluya tarikatlerin atesini yakan o.
Eski dogru işleyen tarikat sistemini okuyunca anlicaksin aslinda ne demek istedigimi.

Dusuncelerini etkilemek istemem.
Şu an herhangi bir tarikate girmeyi sahsimca dusunmuyorum.o yolda ilerleyeceksem 5 vakit namaz teheccud sunnet oruclari hergun salavat ve la ilahe illallah zikri ile mesgul olur kapinin rüya veya nasip yoluyla ulaşmasıni beklerdim.

Cemaatler insana bir şey katiyormu elbet katıyor.ama suyu doğru kaynaktan içmek lazım.

Mürşidi olmayanın mürşidi şeytandır.
Hadis i Şerife.

Gerçek tasavvuf hareketinin iki amacı vardır: Nefsin tezkiyesi yoluyla has kulluğa ve kâmil ahlâka ulaşmak. Buna ek olarak kalbin tasfiyesi yoluyla gerçek tevhide, kesin bilgiye (yakîn), gayb aleminin ve ledünnî bilginin açılışına (keşif) ulaşmak. Bu iki amacın dine aykırılığından, İslâm dışılığından bahsetmek mümkün değildir. Ancak bu iki hedefe, dinin zahirini ihmal ederek, inanç, ibadet gibi dinî sınırlar çerçevesini (yani şeriatı) aşarak varmak da mümkün değildir. Gerçek Sufilere göre tarikat ve hakikat şeriatın hadimleridir, sûfînin Müslümanlığı ile avamın Müslümanlığı ilmihal çerçevesinde davranış bakımından farklı olamaz; fark dış ile için, zâhir ile bâtının, suret ile hakikatin birlikte, beraber, tam olarak bulunup bulunmamasındadır. Her mümin, ya kâmil ve ehliyetli bir mürşidin terbiyesinde yol alır, yahut da sahtesi gerçeğinden daha çok olduğu ve birbirinden ayırt edilmesi de güç bulunduğundan kâmil mürşid bulunamayınca iyi niyet ve samimiyetle ibadetlerine devam ederek ve Resulullah’ın (s.a.) siyretini, elinden geldiği kadar kendisine örnek alarak Müslümanlığını “ihsan” mertebesine çıkarmaya çalışır.