Alıntı:
Zamanedin Nickli Üyeden Alıntı
Hiç bir şeye hevesim yok kendimi iyi hissetmiyorum yıldız düşüklüğü mu yaşıyorum bilmiyorum. Okunacak çoğu duayı okudum napmaliyim
|
“(Onlar mı hayırlı) yoksa darda kalana kendine yalvardığı zaman karşılık veren ve (başındaki) sıkıntıyı gideren, sizi yeryüzünün hâkimleri kılan mı?”[Neml suresi 62.ayet]
İbn Abbas (ra)’a göre âyette geçen ‘Muddar’ kelimesinin anlamı, sıkıntılı ve üzüntülü kişidir.İbn Ömer (ra) Peygamber’in (sas) şöyle buyurduğunu rivayet eder:“Sizden önce yaşamış olan üç kişi yola çıkmışlardı. Geceyi geçirmek için bir mağaraya sığınmışlardı. O sırada dağdan bir taş yuvarlanıp mağaranın ağzını kapattı. Bunu gören yolcular şöyle dediler: İyi amellerimize dayanarak Allah’a dua etmenin dışında bizi buradan hiçbir şey kurtaramaz.Üç kişiden birisi şöyle dua etti:‘Ey Rabbim! Benim çok yaşlı annem ve babam vardı. Onların ihtiyaçlarını gidermeden aileme ve hayvanlarıma bir şey içirmezdim. Bir gün odun toplamak için dağa çıkmıştım ve çabuk dönemedim. Eve geldiğimde onların akşam yemeklerini hazırladım. Ancak onları uyumuş gördüm. Annemle babamı uyandırmadan ailemle akşam sütü içmeyi doğru bulmadım. Süt kabı elimde olduğu halde onların uyanmalarını gün ağarıncaya kadar bekledim. Çocuklar ayaklarımın altında açlıktan kıvranıyorlardı. Sonunda annemle babam uyandılar ve sütlerini içtiler. Allah’ım, eğer bunu Senin hoşnutluğunu kazanmak için yapmış isem, bu taşın bize getirdiği belayı bizden uzaklaştır.’Bu dua üzerine taş mağaranın ağzından biraz açıldı. Ancak çıkmak için yeterli değildi. Üç kişiden ikincisi şöyle dua etti:‘Allah’ım! Amcamın bir kızı vardı. Onu diğer insanlardan daha çok seviyordum. (Başka bir rivayette şöyle denilmiştir: Bir erkek, bir kadını ne kadar çok severse, ben de onu o kadar seviyordum) Ona sahip olmak istedim. Ancak o bu teklifimi kabul etmedi. Bir kaç yıl sonra bir kıtlık olunca bana geldi. Çok zorda kaldığı için o teklifimi kabul etti. Böylece ona sahip olmak imkânı ortaya çıkınca (başka bir rivayette, onunla birleşmek üzere iken) şöyle dedi:‘Allah’tan kork! Hakkın olmadığı halde namusumu kirletme!’ Bu sözü üzerine çok sevdiğim bir kız ile birleşmekten vazgeçtim. Verdiğim altınları kendisine bıraktım. Allah’ım, eğer bunu Senin rızanı kazanmak için yaptıysam bu taşın bize verdiği sıkıntıyı gider’ Bu dua üzerine taş biraz daha açıldı. Ancak mağaradan çıkmak için yeterli değildi. Üç kişiden üçüncüsü de şöyle dua etti:‘Allah’ım, ücretle işçi çalıştırıyordum. Ücretlerini zamanında ödüyordum. Ancak işçilerden birisi ücretini almadan bırakıp gitti. Onun parasını işlettim. Zamanla malı çoğaldı. Bir süre sonra (bırakıp giden) o işçi bana geldi ve ‘Ücretimi ver’ dedi. Ben de:‘Şu gördüğün deve, öküz ve koyunların hepsi senin paranın işletilmesinden kazanılmışlardır. Hepsi senindir’ dedim. İşçi:‘Ey Allah’ın kulu, benimle alay etme!’ dedi. Bunun üzerine kendisine şöyle dedim:‘Seninle alay etmiyorum, gerçeği söylüyorum’O zaman işçi mallarının hepsini alıp götürdü.‘Allah’ım, eğer bunu, senin hoşnutluğunu kazanmak için yapmış isem, bu taşın bize getirdiği belâyı bizden uzaklaştır’ Kaya parçası mağaranın ağzından iyice açıldı. Onlar da yürüyerek çıktılar.”[ Buhârî, İcare 12, Buyu’, 98, Muzaraa 13, Enbiya, 53; Edeb 5; Müslim, Zikr, ,100; Ebû Dâvûd, 3387; Müsned, 2/116]