|
Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz. |
|
LinkBack | Seçenekler | Stil |
#1
|
|||
|
|||
Rabıta nedir nasıl yapılır
Araştırdım ama tam anlamadım rabıta nedir nasıl yapılır rabıta yapmak için mürşid hayatta mı olması lazım
? |
#2
|
|||
|
|||
Rabıta mürşidi kâmil bir zatı yüksekçe bir taht üzerinde veya güzel bir yerde oturmuş vaziyette düşün. Bu zata Allah CELLE CELALUHU katından bir nurun geldiğini ve önce onun alnına sonra ağzına girdiğini ve o nurun her yeri kapladığını düşün. O nur senin kalbindeki kötülükleri alıp götürdüğünü düşün. Tabi gözler kapalı vaziyette olacaksın. Menzilde göz kapandıktan sonra önce 25 estağfurullah denir sonra başlanır ve bitirincede 25 estağfurullah denir bitirilir. Yani gözler açılır.
|
#3
|
||||
|
||||
Alıntı:
İmam Rabbânî râbıtayı mürid ve mürşid arasında bulunması gereken irtibatın alameti saymış, râbıtadan daha hızlı maksada ulaştıracak bir yöntemin olmadığını belirtmiştir. Kuşadalı İbrâhim Halvetî râbıtayı Halvetî erkânının en önemli esası hâline getirmiştir. Aynı yolun pîrlerinden Fatih türbedarı Âmiş Efendi râbıtayı “Hak’tan gafil olmamak” şeklinde tanımlamıştır. Son dönem Halvetî meşâyihinden Abdülaziz Mecdî Tolun mektuplarında râbıtayı “Gözünü kapayıp zihnini her türlü havâtır ve düşünceden hâli tutarak mürşide teslimiyet ve ondan istimdad ve istisfârdır” şeklinde tarif etmekte ve eklemektedir: “Bu yolun burak-ı îsâli (aracı) muhabbettir. Yüksek mektup istiyor musun? Râbıta, râbıta (!); râbıta sırrı da beraber” (Balıkesirli ABDÜLAZİZ MECDİ TOLUN - Hayatı ve Şahsiyeti Osman Ergin Kenan Basımevi, 1942, İstanbul, sayfa 252 ). Bu ifadelerinden hareketle müridin kalbinde taşıdığı soruların cevabını mürşidinin gıyabında zihnini her türlü endişeden arındırarak onunla kalben kurduğu râbıtada bulacağını söylemek mümkündür. Râbıta ilk dönemlerden itibaren tasavvuf literatüründe kavram içeriği ile var olmuş, XIV. yüzyıldan itibaren sistematik temelleri belirlenmiş bir metot olarak kabul görmüştür. Bununla birlikte XIX. yüzyıldan itibaren tenkit edilerek bid‘at ve şirk ithamlarına maruz kalmıştır. Mutasavvıflar mürşide duyulan kalbî bağlılık ve muhabbet olarak özetledikleri râbıtayı; râbıtanın ibadete dönüştürüldüğü iddiasıyla eleştirenlere karşı savunmak durumunda kalmışlardır. Oysa ki sûfîlere göre râbıta bir ibadet formu olarak tanımlanmaksızın manevi yolculukta bir odaklanma pratiğidir. Konuyla ilgili olarak Hâlid-i Bağdâdî’nin Risâle fî isbâti’r-râbıta, Ahmed b. Süleymân el-Ervâdî et-Trablusî’nin Risâle fî hakki’s-salât ve’r-râbıta ve şemâ’ili cemî‘i silsile, Fevzi Efendi’nin Aynü’l-hakîka fî râbıtati’t-tarîka, Abdülhakîm Arvâsî’nin Râbıta-i Şerîfe, isimli eserleri tasavvufi bir uygulama olarak râbıtanın delilleri ve meşruiyeti üzerine yazılmış müstakil eserler olarak karşımıza çıkar .
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır... |
#4
|
||||
|
||||
Sen rabıtayı mürşide değilde mürşitlerin mürşidi hz. Peygamber sav. yap, çok daha iyi olur...
__________________
اِذْ قَالَ لَهُ رَبُّهُٓ اَسْلِمْۙ قَالَ اَسْلَمْتُ لِرَبِّ الْعَالَم۪ينَ _______________________________________________ Haramın en zoru başıdır,sonra kolaylaşır, sonra sıradanlaşır, sonra alişılir, sonra tatlanır, sonra kalbe yerleşir ve sonra da kalp başka bir haramı arar.... İmamı Şafi ra. |
#5
|
|||
|
|||
Mürşidinin hayatta olması gerekmez. Ama gerçekten Mürşid olması lazım. Memlekette binlerce seyh ve gavsler var. Bu unvanlari nerden aliyorlar bilmiyorum. Rabitada icazet şarttır. Nasibin varsa bulursun. Kalben dua et,allahim bana zamanin Mürşidi kamiline ulaşmaya diye.
|
#6
|
|||
|
|||
Alıntı:
Alıntı:
|
#7
|
||||
|
||||
Alıntı:
Abdülhakim Arvasi ise şöyle tarif etmiştir: ‘’Mürşidi, Allah ile aranızda vesile ve vasıta mevkiindeki zat olarak düşünecek, onu yanınızda ve karşınızda farz ederek, alnına yani iki kaşı ortasına gözlerinizi dikecek, keskin bir aşk iradesiyle o zatın simasını hayalinizde saklayacak, hayalen onun siretini kalbinizde durdurarak, kendisiyle manevi bir beraberlik tesis edeceksiniz. (Abdulhakim Arvasi, Rabıta-i Şerife, İstanbul 1976 sayfa 8) Bu tariflerden rabıtada en mühim hususun, kalbi şeyhe bağlamak, onun suretini sıcak ve canlı bir şekilde hayalde tasavvur etmek ve kendini onun yanında düşünmek olduğu anlaşılmaktadır. Sufilerin söylediğine göre bu sayede mürid şeyh gibi olacak yani tasavvuf literatüründe ‘fena fi’ş-şeyh’ denilen hale ulaşacak ve buradan daha öteye geçecektir. (Tasavvuf ve Tarikatlar Doç. Dr. Selçuk Eraydın M.Ü. İLAHİYAT FAKÜLTESİ VAKFI YAYINLARI sayfa 231) Rabıta için türüne ve yapılış şekline göre çeşitli tasnifler yapılmıştır. İlk tasnif, ölüm rabıtası, mürşid rabıtası ve huzur rabıtası şeklindeki ayrımdır. Ölüm rabıtası (rabıta-i mevt), ölümü hatırlamak ve akıldan çıkarmamak üzere yapılan rabıtadır. Hedef ‘’Ölmeden evvel ölüm’’ sırrına ermek ve hayatını ona göre düzenlemektir. Mürşid rabıtası (rabıta-i mürşid), mürşide yapılan rabıtadır ve rabıta denince akla gelen budur. Huzur rabıtası (rabıta-i huzur) ise her an Hakk’ın huzurunda bulunduğu düşüncesini muhafaza etmek ve kalbi Allah’tan gayrısından temizleyip ihsan derecesine ulaşmaya çalışmaktır. (İrfan Gündüz, ‘’Tasavvufi bir Terim Olarak Rabıta’’ Sayfa 33-34) Mürşid rabıtasının yapıldığı yerleri de anlatan diğer bir tasnif şöyledir: 1-Şekli rabıta: Bu da üç türlü olabilir: a-Müridin mürşidini karşısında farz edip ondan feyiz gelip kalbine girdiğini düşünmesi; b-Mürşidin vücuduyla müridin vücuduna girmesi; c-Müridin kendisinin mürşidin vücudunda yok olduğunu, bir olduklarını düşünmesi şeklinde olabilir. 2-Manevi rabıta: Hayali rabıta denir. Her zaman yapılabilir. Müridin gündelik işlerinde bile mürşidi yanında düşünmesidir. Namazda rabıta yapılmaz. 3-Özel ders rabıtası: Nakşilerde müridin akşam yatsı arası bir vird gibi yaptığı rabıtadır. Bu rabıta, şekli rabıtanın ilk türü gibi yapılır. 4-Zikirde rabıta: Müridin kendisine verilen günlük vird esnasında yaptığı rabıtadır. Buna istimdat rabıtası denir. Bu rabıta kalbi zikre hazırlamak, manevi uyanıklığı temin etmek için yapılır. Kekli rabıtaya benzer. 5-Sokbet ve hatmede rabıta: Mürşidin sohbetinde doğrudan kendine bakarak başkasının yaptığı sohbet ve hatmede de yine mürşidi düşünerek yapılan rabıtadır. 6-Kabir ziyaretlerinde rabıta: Vefat etmiş bir veliyi ziyaret eden müridin kalbiyle kabirdeki zata yönelip feyiz beklemesidir. (Tasavvuf Metodu Olarak Rabıta Doç. Dr. Dilaver Selvi SEMERKAND YAYINCILIK sayfa 171-189) Arvasi layık olmayanlara rabıta yapmanın yapana zarar verdiği gibi yaptırana daha büyük zarar vereceğini söylemekte, ölmüş mürşide de rabıta yapılacağını belirtmektedir. (Abdulhakim Arvasi, Rabıta-i Şerife, sayfa 24-25) Özet olarak şunu ifade etmek isterim genel manada rabıtanın ibadet olarak değerlendirilmesi yanlıştır. Eğer her türü ile rabıta ibadet gibi değerlendirilirse bidat veya şirk olarak damgalanmaktan kurtulamaz. Bir eğitim metodu terbiyeye yardımcı bir husus olarak değerlendirilmesi münasip olur.
__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır... |
|
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Cevap | Son Mesaj |
Durugörü nedir? Nasıl Yapılır? Detaylı Anlatım | bitter | Psişik Yetenekler | 8 | 06.08.24 00:34 |
Şer kasemi nedir ve nasıl yapılır | Nez | Sorularınız | 6 | 05.03.24 21:26 |
Koruma nedir, nasıl yapılır ? | Barsanbey | Sorularınız | 12 | 14.11.22 15:08 |
Hipnoz Nedir, Nasıl Yapılır? | Tuana | Hipnoz & Bilinçaltı | 1 | 21.04.17 11:39 |
Önemli ve Pratik bilgiler | Adalet | Pratik Bilgiler | 4 | 26.01.17 21:37 |