Hayatım mahvoldu artık - Havas Okulu
 

Go Back   Havas Okulu > HavasOkulu Genel Bölüm > Sorularınız

Sorularınız her türlü soruyu buradan sorabilirsiniz.

Acil işlemleriniz için instagram: @HavasOkulu
Cevapla
 
LinkBack Seçenekler Stil
  #1  
Alt 18.09.24, 23:49
Svg - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Svg Svg isimli Üye şimdilik offline konumundadır
 
Üyelik tarihi: 18.09.24
Bulunduğu yer: Kainat
Mesajlar: 254
Etiketlendiği Mesaj: 3 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart Hayatım mahvoldu artık

Merhaba kardeşlerim ve büyüklerim. İsmim Sevgi, 38 yaşındayım. Uzun uzun anlatıp baş ağrıtmak istemem. Ailemin beni zorla evlendirmek istemesi ve diğer her türlü şiddetten dolayı onları terk etmek zorunda kaldım. 12 yıldır ayrıyız. Yine de Allah rızası için son yıllarda, yılda bir iki defa ziyaretlerine gidiyordum. 4 yıl önce tamamen kavga edip koptuk, bir daha görmedim. Sadece annemi arada bir arıyorum. Babam alkolik, psikolojisi bozuk ve şiddet yanlısı. Annem de şiddet yanlısı ve psikolojisi bozuk.
Gelelim asıl sorunuma. Ben nasıl bir günah işledim acaba? Cezam bitmiyor. Yıllardır memur olmak için çalışıyorum. Ne yaparsam yapayım olmuyor. İlkin tek yaşıyordum. Yayınevine iş yapıyordum. Sonra babam gibi sevdiğim bir amcamızın eşi öldü. Benim de maddi durumum biraz kötüleşmişti. Yalnız kalmasın diye yanına taşındım. Ev işleri ders falan derken idare ediyordum. 2022'de düz memurluk için girdim. Sınav iptal oldu. Eylülde tekrar yapıldı. Rüyamda "77 puan aldım, 5 puanım daha olsaydı" diye birine ağlıyordum. Gerçekten de 77 aldım. İlk atamalarda atanamadım tabii. 2023 aralıkta tücaret bakanlığı 1250 kişi alacaktı. Sırf param olsun da tertemiz bir hayat kurup tek başıma kimseye yük olmadan yaşayayım dedim. Allah'a günlerce yalvardım. Sözleşmeli atanmış olanlar puanlarını kullanabildikleri için bunu da tercih etmişler. Yarım puan bile etmez bir puanla kaçırdım. 250 kişi evrak teslim etmemiş. Öyle üzüldüm ki. Allah'a "Allah'ım ben sana günlerce köpek gibi yalvardım ver diye, bu dünaymın geçimi için ahiretimi kurtarmak için, senin rızanı kazabilmek için istediğim memurluğu niye vermedin? Şimdi tahtından bana bakıp alay edip gülüyorsun değil mi?" dedim. "Bir daha sana dua etmeyeceğim, senden hiçbir şey istemeyeceğim. Yıllardır yalvarıyorum dileğimi vermiyorsun. Hangi günahım engel oluyorsa affet diye yalvardım sana." dedim.
Daha kötüsü asıl mesele burada. 2024 ocakta bir bakanlık alım yaptı. Martta mülakata girdim. Aylarca yalvardım. "Allah'ım bu evden sadece kedimi alıp gideceğim, nolur izin ver bu memurluğa alınayım" dedim. "Benim yükümü ondan al, onu yükümden kurtar" dedim. Bunu derken amcamın ölmesini hiç istemedim. Hep "Allah'ım nolur gideyim, o bu evde kalsın, uzun yıllar sağlıkla yaşasın" diye dua ettim. Bu arada temmuzda yanında yaşadığım bu amcam vefat etti kurtaramadım. Ve bir anda tek başıma kaldım. Hiçbir gelirim yok. Ev neyse ki kira. Oğlu cenazeye bile gelmedi. Eşyaları da istemediler. Kira olduğu için evden de atamaz oğlu. Ev sahibim de bir şey demedi. Burada herkes bizi baba kız biliyor. Maaş kalacak sanıyorlar. Ölümün devamında o günden düne kadar namazla, secdeyle, sabırla dua ettim. Sitenizde ne dua bulduysam defalarca okudum. Etmediğim dua kalmadı. 100'den fazla Yasin okudum. Geceleri teheccüd kıldım, sabah namazına kadar dua ettim. Yalvardım. "Allah'ım bu dğnyamın geçimi için, ahiretimi kurtarmak için, senin rızanınkazanmak amacıyla senin yolunda harcayabilmem için bana nasip et." dedim. Sözler verdim, yeminler ettim, adaklar adadım. İlk maaşımla adak kurbanı alacaktım. Kuran, seccade, namaz elbisesi, baş örtü alacaktım. Dün sonuç açıklandı yedeklerin en sonuncusuyum. Bana gelmesi imkansız.
Kardeşlerim ben ne yapacağım? Yalvara yalvara istedim. İyi niyetle istedim. Hangi günahımdan dolayı vermiyorsan o günahıma tövbe ettim afdet dedim. Hattâ bir ara "amcamı aldı, yerine memurluğu verecek herhalde" dedim. Vermedi. Tek dileğim bu düntamı ve ahiretimi kurtarmaktı. Ailemin yanına dönemem, ölürüm orada. 2 kedim var istemezler zaten. Ben de bırakıp gidemem. Kimsem yok. Yaşadığım yer küçük.
Allah rızası için sizden tek bir şey istiyorum. Zamanında halalarım yengelerim annemi babamı atırmak için büyü yaptırıp tutturamayınca bana yapmaya başlamışlar. 2018'den beri çabalıyorum olmuyor. Haziranda kurum güvenlik soruşturması yapmış. Adresim köydeydi. Tüm akrabalarım öğrendiler. Nolur yalvarıyorum üstümde büyü nazar muska bir şey var mı öğrenmek istiyorum. Kimsem yok Allah'tan başka. Çok büyük günah mı işledim yoksa sesimi mi duyuramıyorum bilmiyorum. N'olur yardım edin. Yedeğin en sonunda olmama rağmen hâlâ dua ediyorum. Aylarca rüyalar gördüm. Hep olacak dedim. Rüyalarımdan bazıları şunlar: Küçük bebek gördüm, bana "memur olacaksın" dedi. Kadının biri "asil listede 1.sıradasın" dedi. Uzaylıların gelip gittiklerini gördüm, çarşaflı arap kadın "imtihanı kazandın gidiyorlar" dedi. Komisyon başkanı arayıp "atandın" dedi. Hep merdiven çıktığımı gördüm. Genelde bozuk veya aşağı inen asansör görürdüm. Onlar yok aylardır. Rüyalarım hep böyle müjdeci idi. Yemyeşil araziler gördüm. Güzeldi.
Aslında amcamın öleceğini de gördüm de anlayamadım. Evin tavanı çöktü, çıplak kadın kapıya geldi, tavandan yağmur damladı falan tabirler hep "biri ölecek, evin reisi ölecek, baba ölecek, miras kalacak" diye çıkıyordu. Öz babam ölseydi de o amcam canım manevi babam yaşasaydı.

Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 19.09.24, 13:29
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,418
Etiketlendiği Mesaj: 272 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Svg Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Merhaba kardeşlerim ve büyüklerim. İsmim Sevgi, 38 yaşındayım. Uzun uzun anlatıp baş ağrıtmak istemem. Ailemin beni zorla evlendirmek istemesi ve diğer her türlü şiddetten dolayı onları terk etmek zorunda kaldım. 12 yıldır ayrıyız. Yine de Allah rızası için son yıllarda, yılda bir iki defa ziyaretlerine gidiyordum. 4 yıl önce tamamen kavga edip koptuk, bir daha görmedim. Sadece annemi arada bir arıyorum. Babam alkolik, psikolojisi bozuk ve şiddet yanlısı. Annem de şiddet yanlısı ve psikolojisi bozuk.
Gelelim asıl sorunuma. Ben nasıl bir günah işledim acaba? Cezam bitmiyor. Yıllardır memur olmak için çalışıyorum. Ne yaparsam yapayım olmuyor. İlkin tek yaşıyordum. Yayınevine iş yapıyordum. Sonra babam gibi sevdiğim bir amcamızın eşi öldü. Benim de maddi durumum biraz kötüleşmişti. Yalnız kalmasın diye yanına taşındım. Ev işleri ders falan derken idare ediyordum. 2022'de düz memurluk için girdim. Sınav iptal oldu. Eylülde tekrar yapıldı. Rüyamda "77 puan aldım, 5 puanım daha olsaydı" diye birine ağlıyordum. Gerçekten de 77 aldım. İlk atamalarda atanamadım tabii. 2023 aralıkta tücaret bakanlığı 1250 kişi alacaktı. Sırf param olsun da tertemiz bir hayat kurup tek başıma kimseye yük olmadan yaşayayım dedim. Allah'a günlerce yalvardım. Sözleşmeli atanmış olanlar puanlarını kullanabildikleri için bunu da tercih etmişler. Yarım puan bile etmez bir puanla kaçırdım. 250 kişi evrak teslim etmemiş. Öyle üzüldüm ki. Allah'a "Allah'ım ben sana günlerce köpek gibi yalvardım ver diye, bu dünaymın geçimi için ahiretimi kurtarmak için, senin rızanı kazabilmek için istediğim memurluğu niye vermedin? Şimdi tahtından bana bakıp alay edip gülüyorsun değil mi?" dedim. "Bir daha sana dua etmeyeceğim, senden hiçbir şey istemeyeceğim. Yıllardır yalvarıyorum dileğimi vermiyorsun. Hangi günahım engel oluyorsa affet diye yalvardım sana." dedim.
Daha kötüsü asıl mesele burada. 2024 ocakta bir bakanlık alım yaptı. Martta mülakata girdim. Aylarca yalvardım. "Allah'ım bu evden sadece kedimi alıp gideceğim, nolur izin ver bu memurluğa alınayım" dedim. "Benim yükümü ondan al, onu yükümden kurtar" dedim. Bunu derken amcamın ölmesini hiç istemedim. Hep "Allah'ım nolur gideyim, o bu evde kalsın, uzun yıllar sağlıkla yaşasın" diye dua ettim. Bu arada temmuzda yanında yaşadığım bu amcam vefat etti kurtaramadım. Ve bir anda tek başıma kaldım. Hiçbir gelirim yok. Ev neyse ki kira. Oğlu cenazeye bile gelmedi. Eşyaları da istemediler. Kira olduğu için evden de atamaz oğlu. Ev sahibim de bir şey demedi. Burada herkes bizi baba kız biliyor. Maaş kalacak sanıyorlar. Ölümün devamında o günden düne kadar namazla, secdeyle, sabırla dua ettim. Sitenizde ne dua bulduysam defalarca okudum. Etmediğim dua kalmadı. 100'den fazla Yasin okudum. Geceleri teheccüd kıldım, sabah namazına kadar dua ettim. Yalvardım. "Allah'ım bu dğnyamın geçimi için, ahiretimi kurtarmak için, senin rızanınkazanmak amacıyla senin yolunda harcayabilmem için bana nasip et." dedim. Sözler verdim, yeminler ettim, adaklar adadım. İlk maaşımla adak kurbanı alacaktım. Kuran, seccade, namaz elbisesi, baş örtü alacaktım. Dün sonuç açıklandı yedeklerin en sonuncusuyum. Bana gelmesi imkansız.
Kardeşlerim ben ne yapacağım? Yalvara yalvara istedim. İyi niyetle istedim. Hangi günahımdan dolayı vermiyorsan o günahıma tövbe ettim afdet dedim. Hattâ bir ara "amcamı aldı, yerine memurluğu verecek herhalde" dedim. Vermedi. Tek dileğim bu düntamı ve ahiretimi kurtarmaktı. Ailemin yanına dönemem, ölürüm orada. 2 kedim var istemezler zaten. Ben de bırakıp gidemem. Kimsem yok. Yaşadığım yer küçük.
Allah rızası için sizden tek bir şey istiyorum. Zamanında halalarım yengelerim annemi babamı atırmak için büyü yaptırıp tutturamayınca bana yapmaya başlamışlar. 2018'den beri çabalıyorum olmuyor. Haziranda kurum güvenlik soruşturması yapmış. Adresim köydeydi. Tüm akrabalarım öğrendiler. Nolur yalvarıyorum üstümde büyü nazar muska bir şey var mı öğrenmek istiyorum. Kimsem yok Allah'tan başka. Çok büyük günah mı işledim yoksa sesimi mi duyuramıyorum bilmiyorum. N'olur yardım edin. Yedeğin en sonunda olmama rağmen hâlâ dua ediyorum. Aylarca rüyalar gördüm. Hep olacak dedim. Rüyalarımdan bazıları şunlar: Küçük bebek gördüm, bana "memur olacaksın" dedi. Kadının biri "asil listede 1.sıradasın" dedi. Uzaylıların gelip gittiklerini gördüm, çarşaflı arap kadın "imtihanı kazandın gidiyorlar" dedi. Komisyon başkanı arayıp "atandın" dedi. Hep merdiven çıktığımı gördüm. Genelde bozuk veya aşağı inen asansör görürdüm. Onlar yok aylardır. Rüyalarım hep böyle müjdeci idi. Yemyeşil araziler gördüm. Güzeldi.
Aslında amcamın öleceğini de gördüm de anlayamadım. Evin tavanı çöktü, çıplak kadın kapıya geldi, tavandan yağmur damladı falan tabirler hep "biri ölecek, evin reisi ölecek, baba ölecek, miras kalacak" diye çıkıyordu. Öz babam ölseydi de o amcam canım manevi babam yaşasaydı.

Diyelim ki bir iş başvurusunda bulundunuz; beş kişi alınacak, siz altıncı geldiniz, alınmadınız. Mesela aldatıldınız, ihanete uğradınız ya da biri size kötü davrandı. Belki bir yakınınız öldü. Belki işten atıldınız, haksızlığa uğradınız... Bu ve benzeri kayıpların hepsi sizi sabır makamına eriştirmek üzere bir yas tutmanızı sağlar. Yas sürecinin ilk aşaması inkârdır. Bir türlü kabul edemezsiniz. Aynen bir yakınınızı kaybettiğinizde olduğu gibi, bu olayın gerçekte olmadığını düşünmek istersiniz. İnkâr etmeye başlarsınız. Gözünüzün önünde hemen bir imajı oluşur. Artık kaybettiğiniz kişinin kendisi değil, fotoğrafı gibi bir imajı karşınızdadır. Hatıralarınız, paylaştıklarınız, paylaşamadıklarınız, çocukluk anılarımız vs. karşınızdadır. İnkâr aşamasında genellikle olay veya durum yok sayılır. Örneğin, kaybettiği kişinin dükkânına gideceği zaman, “Ahmet’in dükkânına gidiyorum” der bir süre. Çünkü onu kaybettiğini kabul edemez. Bu yas süreci içinde onu tamamlaması gerekir. Bir sonraki aşama öfkedir. “Neden bu benim başıma geliyor?”, “Neden bu haksızlığa uğruyorum?”, “Neden benim sevdiğim ölüyor?”, “Niye ben yalnız kaldım?”, “Niye eşim beni aldattı?” gibi ifadelerle öfkesini dışa vurur. Gerçekte, sadece onun başına gelmiyordur bu olay. Tüm insanların başına geliyordur. Diğer insanlar da yakınlarını kaybeder, aldatılır, yalnız bırakılır, haksızlığa uğrar, ihanete uğrar... Ancak yas sürecindeki kişi, yalnızca kendisine oluyor gibi düşünür. Böyle düşünmesinin sebebi de yas sürecinin üstesinden gelememesidir. Sorgular, kendi kendisine kavga çıkarır. Sadece kendisinin başına geldiğini öne sürerek isyan eder. Sonra pazarlık aşaması gelir. Bu aşama ilginçtir. “Beni işe almadılar ama en azından altıncı kez geldim” gibi cümleler kurulur. Bu aşama, artık kabullenmeye doğru bir adımdır. “Beni işe almadılar ama puanlarımı gördüler. Gayet iyi yapmışım” ya da kaybettiği bir yarışın ardından, “Kazanmak değil, yarışmaktı amaç” derler. Pazarlık sürecinin ardından depresyon süreci gelir. Artık yüzleşme zamanı gelmiştir. “İşsiz kaldım!” diye durumu kabullenir. Bu süreç depresyon olarak kendisini hissettirir. Kadınların saçlarının rengini, modelini değiştirmesi, erkeklerin sakalını, bıyığını kestirmesi gibi bazı fiziksel yansımaları bu aşamada görülür. Depresyon süreci de insanın yaşadığı yasın büyüklüğüne göre uzun ya da kısa sürer. Bir yakınını kaybeden daha uzun süre depresyon aşamasında kalabileceği gibi, küçük bir miktar maddi kayıp yaşayan, bu süreci daha kısa atlatabilir. Beşinci ve son aşama ise kabullenmedir. Evden cenaze çıkmışsa, bu aşamada artık onun oturduğu koltuğun yeri değişebilir duruma gelir. Belki hiç girilemeyen odasına yavaş yavaş girilmeye başlanır. Artık o iş başvurusu tamamen unutulup, yeni iş başvuruları yapılmaya başlanır. Bu beş aşamayı hemen hepimiz, değişen uzunluklarda yaşarız. Değiştiremeyeceğimiz geçmişe, bilemeyeceğimiz geleceğe, şimdiyi harcamayın. En gerçek olan, yaşamakta olduğunuz andır.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 19.09.24, 14:52
Vefalı Üye
 
Üyelik tarihi: 29.06.23
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 1,709
Etiketlendiği Mesaj: 112 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Svg Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Merhaba kardeşlerim ve büyüklerim. İsmim Sevgi, 38 yaşındayım. Uzun uzun anlatıp baş ağrıtmak istemem. Ailemin beni zorla evlendirmek istemesi ve diğer her türlü şiddetten dolayı onları terk etmek zorunda kaldım. 12 yıldır ayrıyız. Yine de Allah rızası için son yıllarda, yılda bir iki defa ziyaretlerine gidiyordum. 4 yıl önce tamamen kavga edip koptuk, bir daha görmedim. Sadece annemi arada bir arıyorum. Babam alkolik, psikolojisi bozuk ve şiddet yanlısı. Annem de şiddet yanlısı ve psikolojisi bozuk.
Gelelim asıl sorunuma. Ben nasıl bir günah işledim acaba? Cezam bitmiyor. Yıllardır memur olmak için çalışıyorum. Ne yaparsam yapayım olmuyor. İlkin tek yaşıyordum. Yayınevine iş yapıyordum. Sonra babam gibi sevdiğim bir amcamızın eşi öldü. Benim de maddi durumum biraz kötüleşmişti. Yalnız kalmasın diye yanına taşındım. Ev işleri ders falan derken idare ediyordum. 2022'de düz memurluk için girdim. Sınav iptal oldu. Eylülde tekrar yapıldı. Rüyamda "77 puan aldım, 5 puanım daha olsaydı" diye birine ağlıyordum. Gerçekten de 77 aldım. İlk atamalarda atanamadım tabii. 2023 aralıkta tücaret bakanlığı 1250 kişi alacaktı. Sırf param olsun da tertemiz bir hayat kurup tek başıma kimseye yük olmadan yaşayayım dedim. Allah'a günlerce yalvardım. Sözleşmeli atanmış olanlar puanlarını kullanabildikleri için bunu da tercih etmişler. Yarım puan bile etmez bir puanla kaçırdım. 250 kişi evrak teslim etmemiş. Öyle üzüldüm ki. Allah'a "Allah'ım ben sana günlerce köpek gibi yalvardım ver diye, bu dünaymın geçimi için ahiretimi kurtarmak için, senin rızanı kazabilmek için istediğim memurluğu niye vermedin? Şimdi tahtından bana bakıp alay edip gülüyorsun değil mi?" dedim. "Bir daha sana dua etmeyeceğim, senden hiçbir şey istemeyeceğim. Yıllardır yalvarıyorum dileğimi vermiyorsun. Hangi günahım engel oluyorsa affet diye yalvardım sana." dedim.
Daha kötüsü asıl mesele burada. 2024 ocakta bir bakanlık alım yaptı. Martta mülakata girdim. Aylarca yalvardım. "Allah'ım bu evden sadece kedimi alıp gideceğim, nolur izin ver bu memurluğa alınayım" dedim. "Benim yükümü ondan al, onu yükümden kurtar" dedim. Bunu derken amcamın ölmesini hiç istemedim. Hep "Allah'ım nolur gideyim, o bu evde kalsın, uzun yıllar sağlıkla yaşasın" diye dua ettim. Bu arada temmuzda yanında yaşadığım bu amcam vefat etti kurtaramadım. Ve bir anda tek başıma kaldım. Hiçbir gelirim yok. Ev neyse ki kira. Oğlu cenazeye bile gelmedi. Eşyaları da istemediler. Kira olduğu için evden de atamaz oğlu. Ev sahibim de bir şey demedi. Burada herkes bizi baba kız biliyor. Maaş kalacak sanıyorlar. Ölümün devamında o günden düne kadar namazla, secdeyle, sabırla dua ettim. Sitenizde ne dua bulduysam defalarca okudum. Etmediğim dua kalmadı. 100'den fazla Yasin okudum. Geceleri teheccüd kıldım, sabah namazına kadar dua ettim. Yalvardım. "Allah'ım bu dğnyamın geçimi için, ahiretimi kurtarmak için, senin rızanınkazanmak amacıyla senin yolunda harcayabilmem için bana nasip et." dedim. Sözler verdim, yeminler ettim, adaklar adadım. İlk maaşımla adak kurbanı alacaktım. Kuran, seccade, namaz elbisesi, baş örtü alacaktım. Dün sonuç açıklandı yedeklerin en sonuncusuyum. Bana gelmesi imkansız.
Kardeşlerim ben ne yapacağım? Yalvara yalvara istedim. İyi niyetle istedim. Hangi günahımdan dolayı vermiyorsan o günahıma tövbe ettim afdet dedim. Hattâ bir ara "amcamı aldı, yerine memurluğu verecek herhalde" dedim. Vermedi. Tek dileğim bu düntamı ve ahiretimi kurtarmaktı. Ailemin yanına dönemem, ölürüm orada. 2 kedim var istemezler zaten. Ben de bırakıp gidemem. Kimsem yok. Yaşadığım yer küçük.
Allah rızası için sizden tek bir şey istiyorum. Zamanında halalarım yengelerim annemi babamı atırmak için büyü yaptırıp tutturamayınca bana yapmaya başlamışlar. 2018'den beri çabalıyorum olmuyor. Haziranda kurum güvenlik soruşturması yapmış. Adresim köydeydi. Tüm akrabalarım öğrendiler. Nolur yalvarıyorum üstümde büyü nazar muska bir şey var mı öğrenmek istiyorum. Kimsem yok Allah'tan başka. Çok büyük günah mı işledim yoksa sesimi mi duyuramıyorum bilmiyorum. N'olur yardım edin. Yedeğin en sonunda olmama rağmen hâlâ dua ediyorum. Aylarca rüyalar gördüm. Hep olacak dedim. Rüyalarımdan bazıları şunlar: Küçük bebek gördüm, bana "memur olacaksın" dedi. Kadının biri "asil listede 1.sıradasın" dedi. Uzaylıların gelip gittiklerini gördüm, çarşaflı arap kadın "imtihanı kazandın gidiyorlar" dedi. Komisyon başkanı arayıp "atandın" dedi. Hep merdiven çıktığımı gördüm. Genelde bozuk veya aşağı inen asansör görürdüm. Onlar yok aylardır. Rüyalarım hep böyle müjdeci idi. Yemyeşil araziler gördüm. Güzeldi.
Aslında amcamın öleceğini de gördüm de anlayamadım. Evin tavanı çöktü, çıplak kadın kapıya geldi, tavandan yağmur damladı falan tabirler hep "biri ölecek, evin reisi ölecek, baba ölecek, miras kalacak" diye çıkıyordu. Öz babam ölseydi de o amcam canım manevi babam yaşasaydı.
Bazı söylemleriniz isyan olmuş Yaradan a karşı. Bence bunlar için tövbe etmeniz gerekir. İş konusunda çok çekmiş biri olarak ne denli zor bı süreç iyi bilirim. Size tavsiyem özelde bir iş bulun en azından geçiminizi sağlayın. Boş vakitlerinizde de kpss ye asilirsiniz. İnşallah tez zamanda iyi bir geçim kaynağı bulursunuz..

.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 19.09.24, 15:07
Üye
 
Üyelik tarihi: 10.01.20
Bulunduğu yer: ...
Mesajlar: 70
Etiketlendiği Mesaj: 2 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Belki de memur olmak kaderinizde yoktur. Allah'tan size rızık kapısı açması için dua edin nokta atışı dua etmeyin. Dünya da binlerce iş kolu var. İstiğfar ve salavata devam edin.Allah, istiğfar edenin sıkıntılarını gidereceğini vaadediyor. Allah vaadinden dönmez

Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 19.09.24, 15:34
Svg - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Svg Svg isimli Üye şimdilik offline konumundadır
 
Üyelik tarihi: 18.09.24
Bulunduğu yer: Kainat
Mesajlar: 254
Etiketlendiği Mesaj: 3 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Diyelim ki bir iş başvurusunda bulundunuz; beş kişi alınacak, siz altıncı geldiniz, alınmadınız. Mesela aldatıldınız, ihanete uğradınız ya da biri size kötü davrandı. Belki bir yakınınız öldü. Belki işten atıldınız, haksızlığa uğradınız... Bu ve benzeri kayıpların hepsi sizi sabır makamına eriştirmek üzere bir yas tutmanızı sağlar. Yas sürecinin ilk aşaması inkârdır. Bir türlü kabul edemezsiniz. Aynen bir yakınınızı kaybettiğinizde olduğu gibi, bu olayın gerçekte olmadığını düşünmek istersiniz. İnkâr etmeye başlarsınız. Gözünüzün önünde hemen bir imajı oluşur. Artık kaybettiğiniz kişinin kendisi değil, fotoğrafı gibi bir imajı karşınızdadır. Hatıralarınız, paylaştıklarınız, paylaşamadıklarınız, çocukluk anılarımız vs. karşınızdadır. İnkâr aşamasında genellikle olay veya durum yok sayılır. Örneğin, kaybettiği kişinin dükkânına gideceği zaman, “Ahmet’in dükkânına gidiyorum” der bir süre. Çünkü onu kaybettiğini kabul edemez. Bu yas süreci içinde onu tamamlaması gerekir. Bir sonraki aşama öfkedir. “Neden bu benim başıma geliyor?”, “Neden bu haksızlığa uğruyorum?”, “Neden benim sevdiğim ölüyor?”, “Niye ben yalnız kaldım?”, “Niye eşim beni aldattı?” gibi ifadelerle öfkesini dışa vurur. Gerçekte, sadece onun başına gelmiyordur bu olay. Tüm insanların başına geliyordur. Diğer insanlar da yakınlarını kaybeder, aldatılır, yalnız bırakılır, haksızlığa uğrar, ihanete uğrar... Ancak yas sürecindeki kişi, yalnızca kendisine oluyor gibi düşünür. Böyle düşünmesinin sebebi de yas sürecinin üstesinden gelememesidir. Sorgular, kendi kendisine kavga çıkarır. Sadece kendisinin başına geldiğini öne sürerek isyan eder. Sonra pazarlık aşaması gelir. Bu aşama ilginçtir. “Beni işe almadılar ama en azından altıncı kez geldim” gibi cümleler kurulur. Bu aşama, artık kabullenmeye doğru bir adımdır. “Beni işe almadılar ama puanlarımı gördüler. Gayet iyi yapmışım” ya da kaybettiği bir yarışın ardından, “Kazanmak değil, yarışmaktı amaç” derler. Pazarlık sürecinin ardından depresyon süreci gelir. Artık yüzleşme zamanı gelmiştir. “İşsiz kaldım!” diye durumu kabullenir. Bu süreç depresyon olarak kendisini hissettirir. Kadınların saçlarının rengini, modelini değiştirmesi, erkeklerin sakalını, bıyığını kestirmesi gibi bazı fiziksel yansımaları bu aşamada görülür. Depresyon süreci de insanın yaşadığı yasın büyüklüğüne göre uzun ya da kısa sürer. Bir yakınını kaybeden daha uzun süre depresyon aşamasında kalabileceği gibi, küçük bir miktar maddi kayıp yaşayan, bu süreci daha kısa atlatabilir. Beşinci ve son aşama ise kabullenmedir. Evden cenaze çıkmışsa, bu aşamada artık onun oturduğu koltuğun yeri değişebilir duruma gelir. Belki hiç girilemeyen odasına yavaş yavaş girilmeye başlanır. Artık o iş başvurusu tamamen unutulup, yeni iş başvuruları yapılmaya başlanır. Bu beş aşamayı hemen hepimiz, değişen uzunluklarda yaşarız. Değiştiremeyeceğimiz geçmişe, bilemeyeceğimiz geleceğe, şimdiyi harcamayın. En gerçek olan, yaşamakta olduğunuz andır.
Size ve diğer cevaplayanlara tüm kalbimle teşekkür ediyorum. Bölümüm gereği 4 yıl boyunca psikoloji dersleri aldım. Yas sürecini biliyorum. Onu atlattım. İlk zamanlar çok üzüldüm ağladım. Böyle yan odadan çıkıp gelecekmiş gibi oluyordu. Sabah mutfakta görecekmişim gibi oluyordu. Rüyamda gördüm, üat tarafı çıplaktı ve alt tarafı örtünmüş uyuyordu, güzel görünüyordu. Manevi babamın ölümünü kabullendim. O beni kurtaran biricik insandı. Onun için ömrümce hayır işleyip dua edeceğim. Keşke öz babam ölseydi onun yerine.
İşsizliğe gelince... Doğduğum andan evden ayrılana kadar her türlü şiddeti gördüm annemden ve babamdan. Onlardan kurtulup yeni bir hayat kurdum. Yıllarca kâbus gördüm. Kâbuslarda onlar yanıma gelmişlerdi veya ben onların yanındaydım ve kurtulmaya çalışıyordum. Adresim bilinmesin diye evden bilgisayardan iş yaptım. Sonra işim kötüye gitti, bu arada manevi babamın eşi de ölmüştü. Ona zaten haftada birkaç dea gidiyordum yardıma fakat başına bir şey gelir diye de korkutordum çünkü yaşlıydı. Bana "yanıma taşın kızım, ev işerini yaparsın, derslerine de çalışırsın" dedi. Çok çalıştım. Ne yaparsam yapayım sınavlarda çok basit soruları yanlış yaptım. Ne zaman başvuru yapsam çok ufak şeylerle kaybettim. Üstelik her an evsiz beş parasız kalma korkusuyla yaşadım. Bir an önce memur okup hayatımı kurmak istedikçe yalvardıkça Allah engel oldu. Altı üstü düz memurluk istiyordum. Zenginlikte malda mülkte lükste gözüm yoktu. Daha çok Allah'ın rızasını kazanmak için istiyordum. Maaşım bana da, kedime de, evime de, Allah yolunda harcamaya da yeter diyordum. Bir sabah korktuğum başıma geldi. Babacığım kalp krizi geçirdi kurtaramadım. Yıkattım, kefenlettim, defnettirdim. Kendi oğlu gelmedi cenazeye. Babacığıma 41 gün boyunca Yasin okudum. Bu arada kendime de okudum. Daha çok yalvardım. Gecelerce namaz kıldım.
Yaşım 40'a geliyor. İş tecrübem yok. Daha önce yani tek yaşarken iş aramadığımı mı sanıyorsunuz? Çok aradım. Çok kötülerle karşılaştım. Benim derdim para iken onların derdi başka idi. Kurumsal firmalarsa beni istemediler tecrübesizim diye. Bu arada bir yayınevine bağlı çalışıyordum zaten evden. 4 yıldır çalışmıyordum. Şimdi küçük bir ilçedeyim. Buraya taşındık 2 yıl önce. Burada hiçbir şey yapamam. Tek çarem o iş idi. Alınmayacak bir şey yapmadım. İhtiyacım olduğunu biliyorlardı. Aileme asla dönemem. Ölürüm daha iyi. Şimdi 2 kedi ile başbaşayım. Neyse ki ev kira, oğlu babamın evi diyemedi atamadı beni. Eşyaların peşine de düşmediler. Ama kredi kartı borcu var. Onu ödeyeceğime söz verdim. Tek başına bir kadın olarak ev kiralayacak olsam o bile sorun olacak. Onun için de memurluğa muhtacım. Kimsem yok. Manevi babamın tüm akrabaları beni biliyorlar. Fakat onlardan yardım istemem doğru olmaz.
Büyü konusuna gelince bu bir paranoya veya abartı değil. Gerçekten annemi babamı önce zorla evlendirip sonra boşanmaları için uğraşmışlar. Olmayınca benimle uğraşmaya başlamışlar. Ben evden ayrıldıkten sonra da devam ettiklerini duydum. Hayatımı alt üst etmek için, evlenemem için falan uğraşıyorlarmış. Bunu, onların gittiği sözde hoca söylemiş zaten. Kurşun dökme dinimizde yok fakat meraktan döktürdüm korkunç çıktı. Kuran okurken namaz kılarken bir sıkıntım yok. Nasıl desem doğa üstü şeyler yaşamıyorum. Gaipten sesler duymuyorum, bir şeyler görmüyorum. Sadece rızkıma engel olan şeyi arıyorum. Yanlış anlaşılmayayım rızkı veren tabii ki Allah'tır. Çalışmama engel olanı bilmek istiyorum. Kısmetime engeli arıyorum. Başka şeyde sorun yok. Sadece rahat bir hayat kurmak istiyorum. Okulda da aynı şey oldu. Ta liseden beri ne kadar çabalasam tersine gidiyor. Nereye başvursam ters dönüyor. Tam ulaşacakken elimden kayıp gidiyor. Yani son anda ne oluyorsa oluyor. Benzeri bir tanıdığıma da oldu. Kadın eczacıydı. Öyle ters gidiyordu ve kısmeti öyle kapalıydı ki. Bir gün evin bahçesinde gömülü kağıt buşmuşlar. Üstünde el resmi varmış. Ayrıntısını bilmiyorum. Yakıp suya attıktan sonra kadın birden iş yapar oldu. Şimdi her şeye sahip.

Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 19.09.24, 15:39
Svg - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Svg Svg isimli Üye şimdilik offline konumundadır
 
Üyelik tarihi: 18.09.24
Bulunduğu yer: Kainat
Mesajlar: 254
Etiketlendiği Mesaj: 3 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Misery Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Belki de memur olmak kaderinizde yoktur. Allah'tan size rızık kapısı açması için dua edin nokta atışı dua etmeyin. Dünya da binlerce iş kolu var. İstiğfar ve salavata devam edin.Allah, istiğfar edenin sıkıntılarını gidereceğini vaadediyor. Allah vaadinden dönmez
Brlki de yanlış dua ediyorum bilmiyorum ki. Ya günahım büyük ya duam yanlış. Haklısınız memurluk kaderimde olmayabilir ama ne olacaksa olsun artık ve hayatımı kimseye muhtaç olmayacak şekilde yaşayayım. Duaya devam ediyorum. Allah beni sınıyor gibi geliyor bana. Sanki "kulum şimdi vermedim diye isyan mı edecek dua mı edecek bakayım" diyor gibi. Namaz kılmayı biliyorum. Kılamıyordum. Daha doğrusu ben ibadet edeceksem bunu kimse görmemeli. 2 aydır namaza tekrar başladım. Bırakamıyorum. Zaten bırakmayacaktım. Şükrediyordum beni huzuruna kabul ettiği için zaten. Ömrümce de 1 vakit bile olsa kılacaktım. İsyan etmek iatemiyorum. O kadar müjdeci rüyayı boşuna görmüş olamam. Ne zaman kötü duruma düşsem rabbim beni kurtardı. Şimdi rn azından bir evin içindeyim ve biraz param var çok şükür.

Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 19.09.24, 15:48
Yusufiyeli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Manevi
 
Üyelik tarihi: 24.09.16
Bulunduğu yer: Trabzon
Mesajlar: 3,418
Etiketlendiği Mesaj: 272 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Svg Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Size ve diğer cevaplayanlara tüm kalbimle teşekkür ediyorum. Bölümüm gereği 4 yıl boyunca psikoloji dersleri aldım. Yas sürecini biliyorum. Onu atlattım. İlk zamanlar çok üzüldüm ağladım. Böyle yan odadan çıkıp gelecekmiş gibi oluyordu. Sabah mutfakta görecekmişim gibi oluyordu. Rüyamda gördüm, üat tarafı çıplaktı ve alt tarafı örtünmüş uyuyordu, güzel görünüyordu. Manevi babamın ölümünü kabullendim. O beni kurtaran biricik insandı. Onun için ömrümce hayır işleyip dua edeceğim. Keşke öz babam ölseydi onun yerine.
İşsizliğe gelince... Doğduğum andan evden ayrılana kadar her türlü şiddeti gördüm annemden ve babamdan. Onlardan kurtulup yeni bir hayat kurdum. Yıllarca kâbus gördüm. Kâbuslarda onlar yanıma gelmişlerdi veya ben onların yanındaydım ve kurtulmaya çalışıyordum. Adresim bilinmesin diye evden bilgisayardan iş yaptım. Sonra işim kötüye gitti, bu arada manevi babamın eşi de ölmüştü. Ona zaten haftada birkaç dea gidiyordum yardıma fakat başına bir şey gelir diye de korkutordum çünkü yaşlıydı. Bana "yanıma taşın kızım, ev işerini yaparsın, derslerine de çalışırsın" dedi. Çok çalıştım. Ne yaparsam yapayım sınavlarda çok basit soruları yanlış yaptım. Ne zaman başvuru yapsam çok ufak şeylerle kaybettim. Üstelik her an evsiz beş parasız kalma korkusuyla yaşadım. Bir an önce memur okup hayatımı kurmak istedikçe yalvardıkça Allah engel oldu. Altı üstü düz memurluk istiyordum. Zenginlikte malda mülkte lükste gözüm yoktu. Daha çok Allah'ın rızasını kazanmak için istiyordum. Maaşım bana da, kedime de, evime de, Allah yolunda harcamaya da yeter diyordum. Bir sabah korktuğum başıma geldi. Babacığım kalp krizi geçirdi kurtaramadım. Yıkattım, kefenlettim, defnettirdim. Kendi oğlu gelmedi cenazeye. Babacığıma 41 gün boyunca Yasin okudum. Bu arada kendime de okudum. Daha çok yalvardım. Gecelerce namaz kıldım.
Yaşım 40'a geliyor. İş tecrübem yok. Daha önce yani tek yaşarken iş aramadığımı mı sanıyorsunuz? Çok aradım. Çok kötülerle karşılaştım. Benim derdim para iken onların derdi başka idi. Kurumsal firmalarsa beni istemediler tecrübesizim diye. Bu arada bir yayınevine bağlı çalışıyordum zaten evden. 4 yıldır çalışmıyordum. Şimdi küçük bir ilçedeyim. Buraya taşındık 2 yıl önce. Burada hiçbir şey yapamam. Tek çarem o iş idi. Alınmayacak bir şey yapmadım. İhtiyacım olduğunu biliyorlardı. Aileme asla dönemem. Ölürüm daha iyi. Şimdi 2 kedi ile başbaşayım. Neyse ki ev kira, oğlu babamın evi diyemedi atamadı beni. Eşyaların peşine de düşmediler. Ama kredi kartı borcu var. Onu ödeyeceğime söz verdim. Tek başına bir kadın olarak ev kiralayacak olsam o bile sorun olacak. Onun için de memurluğa muhtacım. Kimsem yok. Manevi babamın tüm akrabaları beni biliyorlar. Fakat onlardan yardım istemem doğru olmaz.
Büyü konusuna gelince bu bir paranoya veya abartı değil. Gerçekten annemi babamı önce zorla evlendirip sonra boşanmaları için uğraşmışlar. Olmayınca benimle uğraşmaya başlamışlar. Ben evden ayrıldıkten sonra da devam ettiklerini duydum. Hayatımı alt üst etmek için, evlenemem için falan uğraşıyorlarmış. Bunu, onların gittiği sözde hoca söylemiş zaten. Kurşun dökme dinimizde yok fakat meraktan döktürdüm korkunç çıktı. Kuran okurken namaz kılarken bir sıkıntım yok. Nasıl desem doğa üstü şeyler yaşamıyorum. Gaipten sesler duymuyorum, bir şeyler görmüyorum. Sadece rızkıma engel olan şeyi arıyorum. Yanlış anlaşılmayayım rızkı veren tabii ki Allah'tır. Çalışmama engel olanı bilmek istiyorum. Kısmetime engeli arıyorum. Başka şeyde sorun yok. Sadece rahat bir hayat kurmak istiyorum. Okulda da aynı şey oldu. Ta liseden beri ne kadar çabalasam tersine gidiyor. Nereye başvursam ters dönüyor. Tam ulaşacakken elimden kayıp gidiyor. Yani son anda ne oluyorsa oluyor. Benzeri bir tanıdığıma da oldu. Kadın eczacıydı. Öyle ters gidiyordu ve kısmeti öyle kapalıydı ki. Bir gün evin bahçesinde gömülü kağıt buşmuşlar. Üstünde el resmi varmış. Ayrıntısını bilmiyorum. Yakıp suya attıktan sonra kadın birden iş yapar oldu. Şimdi her şeye sahip.
Her birimiz hayatı farklı noktalardan görürüz. Her birimizin durduğu yer farklıdır ve yaşadıklarımızı, kendi bildiklerimiz üzerinden anlamlandırırız. Düşünün ki ortada duran bir ağaca bakan herkes, eşsiz ve bir başkasına ait olmayan bir bakış açısı ile görür. O gün, o noktadan, o saat, o dakika, o saniyedeki durumunu görmüştür ağacın. Bir saniye sonra bile aynı yerden bakan, aynı şeyi görmeyecektir çünkü en azından zaman boyutu değişmiştir. Nesneler için bile böyleyken, hayatın akışına bakan herkes de tamamen kendine has bir bakış açısıyla olup biteni görecek ve kendince anlamlandıracaktır. Yas süreciyle ilgili ikinci önemli nokta ise doğru şekilde yönetildiğinde, bu oldukça hüzünlü sürecin de bir armağana dönüşebileceğidir. Acı, yas öğreticidir. Evlendiniz ve yürümedi, günün birinde boşandınız diyelim. Ayrılık ciddi ve tatsız bir süreçtir. Kimsenin istediği bir süreç değildir. Duygusal, vicdani bir tarafı vardır. Parasal ve matematik tarafı vardır. Bunu ciddi travmatik bir şekilde yaşarsınız. Aradan bir yıl geçer ve üzücü süreç, size muhteşem bir tecrübe olur. Bundan sonra nasıl yuva kurulacağına, bir yuvanın yıkılmaması için neler yapılması gerektiğine ilişkin elinizde bir bilgi birikimi vardır artık. Bir işe giremezsiniz, büyük bir azap çekersiniz. Üç ay işsiz kalırsınız, müthiş bir tecrübe kazanırsınız. Bundan sonra iş başvurusunun nasıl yapılacağını, nasıl özgeçmiş hazırlanacağını, yüz yüze görüşmelerde nasıl davranılacağını bilirsiniz. Yaşadığınız olaydan tecrübe çıkarabilirseniz, o olay sizin için kayıp olmaktan çıkar. Yastan korkmadan, yas içinde olduğunuzu anlamanız önemlidir. Bunu kendi kendinize anlarsanız, yas sürecini muhteşem yönetirsiniz ve karşınıza çıkacak hiçbir güçlük sizi kolay kolay yıldıramaz, yenemez. Yas süreçleri insanın öz-sevgisini sarsar ama özgüvenini artırır. Belli bir süre mukayeseler yapar, kaybettiğiniz birinin yerine başka birini koyamazsınız. Kaybettiğiniz kişi kadar belki de kendiniz için üzülürsünüz. “Şimdi ben şunu kiminle paylaşacağım? Bunu kiminle yapacağım?” der, durursunuz. “Keşke şunu da yapsaydım, bunu da yapsaydım...” diyerek değiştiremeyeceğiniz bir konu için üzülürsünüz. Bu mukayeseler yüzünden öz-sevginiz sarsılır. Böyle durumlarda şunu düşünün: Ne mutlu size de arkasından üzülebileceğiniz kişilere, elinizden gittiği için üzülebileceğiniz fırsatlara sahip olmuşsunuz. Kimi insanlar bunlara bile sahip değildirler. Ne mutlu size ki o işe kendinizi aday görecek, başvuracak donanıma sahipmişsiniz. O öz-sevgiye, özgüvene sahip olmayan, işe başvurmaya bile cesaret edemeyen biri de olabilirdiniz. Belki siz bilmiyorsunuz ama aynı cesareti gösteremeyen çok fazla kişi vardır. Yas sürecini de geride bırakmayı bilmelisiniz. Başkalarında olduğu gibi kendinizde kusur aramak, huzurunuzu kaçıracaktır. Kendinizi iyi anlamanız, zaaflarınızı ve güçlü yanlarınızı bilmeniz iyi, kendinizde sürekli kusur aramanız, eksiklik aramanız faydasızdır. Kendine güvenini yitiren kişi önce kendisine zarar veren birine dönüşür, sonra çevresine ki bunu da kimse istemez.

__________________
Yunusça sevgimizden anlamayana cevabımız Yavuzca olacaktır...
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 19.09.24, 15:53
Üye
 
Üyelik tarihi: 10.01.20
Bulunduğu yer: ...
Mesajlar: 70
Etiketlendiği Mesaj: 2 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Svg Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Brlki de yanlış dua ediyorum bilmiyorum ki. Ya günahım büyük ya duam yanlış. Haklısınız memurluk kaderimde olmayabilir ama ne olacaksa olsun artık ve hayatımı kimseye muhtaç olmayacak şekilde yaşayayım. Duaya devam ediyorum. Allah beni sınıyor gibi geliyor bana. Sanki "kulum şimdi vermedim diye isyan mı edecek dua mı edecek bakayım" diyor gibi. Namaz kılmayı biliyorum. Kılamıyordum. Daha doğrusu ben ibadet edeceksem bunu kimse görmemeli. 2 aydır namaza tekrar başladım. Bırakamıyorum. Zaten bırakmayacaktım. Şükrediyordum beni huzuruna kabul ettiği için zaten. Ömrümce de 1 vakit bile olsa kılacaktım. İsyan etmek iatemiyorum. O kadar müjdeci rüyayı boşuna görmüş olamam. Ne zaman kötü duruma düşsem rabbim beni kurtardı. Şimdi rn azından bir evin içindeyim ve biraz param var çok şükür.
''Daha doğrusu ben ibadet edeceksem bunu kimse görmemeli'' bu çok yanlış bir düşünce şeytanın vesvesesi... Müslümanım diyen insan namaz kılmalı zaten ve bunu da herkes görsün

Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 19.09.24, 15:58
Svg - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Svg Svg isimli Üye şimdilik offline konumundadır
 
Üyelik tarihi: 18.09.24
Bulunduğu yer: Kainat
Mesajlar: 254
Etiketlendiği Mesaj: 3 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Misery Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
''Daha doğrusu ben ibadet edeceksem bunu kimse görmemeli'' bu çok yanlış bir düşünce şeytanın vesvesesi... Müslümanım diyen insan namaz kılmalı zaten ve bunu da herkes görsün
Çocukken namaz kıldığımda annem kapıdan bakıp gülmüştü. O zamandan kaldı galiba. Bir de çekingen biriyim. Burada tanıdığım ablalar namaz kıldığımı biliyorlar ama onların yanında da kılamam. Çekingenlikten. Nasıl desem sosyal fobi veya sosyal anksiyete gibi.

Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 19.09.24, 16:03
Svg - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Svg Svg isimli Üye şimdilik offline konumundadır
 
Üyelik tarihi: 18.09.24
Bulunduğu yer: Kainat
Mesajlar: 254
Etiketlendiği Mesaj: 3 Mesaj
Etiketlendiği Konu: 0 Konu
Standart

Alıntı:
Yusufiyeli Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Her birimiz hayatı farklı noktalardan görürüz. Her birimizin durduğu yer farklıdır ve yaşadıklarımızı, kendi bildiklerimiz üzerinden anlamlandırırız. Düşünün ki ortada duran bir ağaca bakan herkes, eşsiz ve bir başkasına ait olmayan bir bakış açısı ile görür. O gün, o noktadan, o saat, o dakika, o saniyedeki durumunu görmüştür ağacın. Bir saniye sonra bile aynı yerden bakan, aynı şeyi görmeyecektir çünkü en azından zaman boyutu değişmiştir. Nesneler için bile böyleyken, hayatın akışına bakan herkes de tamamen kendine has bir bakış açısıyla olup biteni görecek ve kendince anlamlandıracaktır. Yas süreciyle ilgili ikinci önemli nokta ise doğru şekilde yönetildiğinde, bu oldukça hüzünlü sürecin de bir armağana dönüşebileceğidir. Acı, yas öğreticidir. Evlendiniz ve yürümedi, günün birinde boşandınız diyelim. Ayrılık ciddi ve tatsız bir süreçtir. Kimsenin istediği bir süreç değildir. Duygusal, vicdani bir tarafı vardır. Parasal ve matematik tarafı vardır. Bunu ciddi travmatik bir şekilde yaşarsınız. Aradan bir yıl geçer ve üzücü süreç, size muhteşem bir tecrübe olur. Bundan sonra nasıl yuva kurulacağına, bir yuvanın yıkılmaması için neler yapılması gerektiğine ilişkin elinizde bir bilgi birikimi vardır artık. Bir işe giremezsiniz, büyük bir azap çekersiniz. Üç ay işsiz kalırsınız, müthiş bir tecrübe kazanırsınız. Bundan sonra iş başvurusunun nasıl yapılacağını, nasıl özgeçmiş hazırlanacağını, yüz yüze görüşmelerde nasıl davranılacağını bilirsiniz. Yaşadığınız olaydan tecrübe çıkarabilirseniz, o olay sizin için kayıp olmaktan çıkar. Yastan korkmadan, yas içinde olduğunuzu anlamanız önemlidir. Bunu kendi kendinize anlarsanız, yas sürecini muhteşem yönetirsiniz ve karşınıza çıkacak hiçbir güçlük sizi kolay kolay yıldıramaz, yenemez. Yas süreçleri insanın öz-sevgisini sarsar ama özgüvenini artırır. Belli bir süre mukayeseler yapar, kaybettiğiniz birinin yerine başka birini koyamazsınız. Kaybettiğiniz kişi kadar belki de kendiniz için üzülürsünüz. “Şimdi ben şunu kiminle paylaşacağım? Bunu kiminle yapacağım?” der, durursunuz. “Keşke şunu da yapsaydım, bunu da yapsaydım...” diyerek değiştiremeyeceğiniz bir konu için üzülürsünüz. Bu mukayeseler yüzünden öz-sevginiz sarsılır. Böyle durumlarda şunu düşünün: Ne mutlu size de arkasından üzülebileceğiniz kişilere, elinizden gittiği için üzülebileceğiniz fırsatlara sahip olmuşsunuz. Kimi insanlar bunlara bile sahip değildirler. Ne mutlu size ki o işe kendinizi aday görecek, başvuracak donanıma sahipmişsiniz. O öz-sevgiye, özgüvene sahip olmayan, işe başvurmaya bile cesaret edemeyen biri de olabilirdiniz. Belki siz bilmiyorsunuz ama aynı cesareti gösteremeyen çok fazla kişi vardır. Yas sürecini de geride bırakmayı bilmelisiniz. Başkalarında olduğu gibi kendinizde kusur aramak, huzurunuzu kaçıracaktır. Kendinizi iyi anlamanız, zaaflarınızı ve güçlü yanlarınızı bilmeniz iyi, kendinizde sürekli kusur aramanız, eksiklik aramanız faydasızdır. Kendine güvenini yitiren kişi önce kendisine zarar veren birine dönüşür, sonra çevresine ki bunu da kimse istemez.
Sizin yazdıklarınıza hayran kaldım. Tek başıma kalmış olmasam veya gelirim olsa veya başka bir sorunum olsa mesela çalışıyorumdur ama hayatımdaki birini kaybetmişimdir, o zaman şu anki durumum bu kadar korkutmazdı beni. Kimsesiz ve her şeyini kaybetmiş bir kadın olarak korkuyorum. İki kedim var, biri ondan kaldı bana. Onları sokağa atamam. Allah'ın emanetine ihanet edemem. Duaya devam edeceğim. Hem rabbimi şikayet eder gibi oldum, niyetim rabbimi şikayet etmek değildi. O biliyor niyetimi halimi.

Alıntı ile Cevapla
Cevapla


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı
Trackbacks are Açık
Pingbacks are Açık
Refbacks are Açık


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevap Son Mesaj
üveys zikri yapılışı? Faziletleri?...(hayatınız değişecek) gunes Zikir 114 15.08.24 14:14
Artık pamuk ipliği ile bağlıyım hayata Aciz bir kul Sorularınız 38 02.08.22 01:22
Zaafları tespit etme uygulaması Och Metafizik 0 14.09.20 16:23
Kıyamet günü olacak olaylarla ilgili ayetler ve mealleri asterix Diğer Havas Konuları 1 05.05.19 13:45
Zikr Nasıl Yapılır Adalet Zikir 4 27.12.18 13:16


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:03.


Powered by vBulletin® Version 3.8.5
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
HavasOkulu.Com

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 83 84 85 86 87 88 89 90 91 92 93 94 95 96 97 98 99 100 101 102 103 104 105 106 107 108 109 110 111 112 113 114 115 116 117 118 119 120 121 122 123 124 125 126 127 128 129 130 131 132 133 134 135 136 137 138 139 140 141 142 143 144 145 146 147